İşe yaramamasına rağmen kocakarı ilaçları halen kullanılıyor

İşlevsizliklerinin kanıtlamasına rağmen kocakarı ilaçları ile ilgili sorular varlığını sürdürüyor

İşe yaramamasına rağmen kocakarı ilaçları halen kullanılıyor
TT

İşe yaramamasına rağmen kocakarı ilaçları halen kullanılıyor

İşe yaramamasına rağmen kocakarı ilaçları halen kullanılıyor

Londra 1665’te Bubonik (hıyarcıklı) veba ile karşı karşıya kaldığında, birçok insan umutsuzca kendilerini ve sevdiklerini hastalığa yakalanmaktan korumanın bir yolunu aradı. Yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri, iki küçük diş sarımsağı yarım litre taze süte karıştırmaktı. İnsanlar bu karışımı sabahları aç karnına içmenin söz konusu korkunç hastalığı önleyeceğine inanıyordu.

Günümüzde ise pek çok kişi Kovid-19’u uzak tutacak bir tedavi arayışına girdi. Sarımsağın insanları iyileştirebileceği veya koruyabileceği yönündeki iddiaların sosyal medyada dolaşmasının nedeni de buydu.

Bu iddialar Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) uyarı tweetleri paylaşmasına neden oldu. Laboratuvar çalışmaları sarımsağın antimikrobiyal özelliklere sahip bileşikler içerdiğini gösterse de, herhangi bir bakteri veya virüs enfeksiyonunu önlemek için sarımsak yeme fikri genel anlamda folklorik bir düşünceye dayanıyor.

Kocakarı ilaçları iyi niyetli ve zararsız gibi görünse de, insanlara zarar verebilir. Buna bir örnek olarak, Şarku’l Avsat’ın The Conversation’dan aktardığına göre, 72 yaşındaki bir kadının, Kovid-19’dan korunmak amacıyla her gün çiğ sarımsak kullanması nedeniyle dilinde kimyasal bir yanık oluştu.

Sarımsağı çok yönlü bir çare olarak kullanma fikrinin temeli kocakarı ilaçlarına dayanıyor. Bu, sağlık ve hastalıkla ilgili her şey hakkında yaygın, kanıtlanmamış inançları içeren şemsiye bir terimi teşkil ediyor. Kocakarı ilaçları, genellikle belirli düzeyde bir inandırıcılığa sahip ve eski geleneklerin yanı sıra kültürel inançlardan da kaynaklanıyor.

Kocakarı ilaçlarında kullanılan bitkisel tedaviler, beslenme önerilerini ve belirli davranışlara ilişkin tavsiyeleri de içerebiliyor. Genellikle nesiller boyunca sözlü olarak aktarılıyor ve hastalıkların nedenleri ve tedavileri hakkındaki mitlerin devam etmesinin nedenlerinden biri olabiliyor.

Tıp bilimindeki ilerlemelere rağmen, yüzmeden önce yemek yemenin tehlikeli olduğu ve boğulmaya neden olduğuna yönelik inanç birçok insan tarafından kesin benimseniyor ancak bunun hiçbir bilimsel temeli bulunmuyor. Kocakarı ilaçları, genel olarak yanlış bilgi kategorisine girmesi nedeniyle karmaşık olsa da, olağan yanlış bilgi kategorisine (sahte haberler veya yanıltıcı reklamlar gibi) de pek uymuyor. Bir kişinin toplumsal inanca katılması, onun mutlaka bilim karşıtı inançlara sahip olduğuna dair güçlü bir gösterge olmuyor. Örneğin ‘ateşi aç bırakma’ fikrine inanan kişiler aşı yanlısı olabilir. Benzer şekilde, resmi sağlık önerilerini takip eden birinin, kocakarı ilaçları da koronavirüse karşı ek bir koruma olarak kullanması alışılmadık bir durum olmaz.

Kocakarı ilaçlarının çoğunlukla iyi huylu olduğu düşüncesi, örneğin yatmadan önce ılık süt içmenin uyumanıza yardımcı olduğuna inanmanın (doğru olmasa bile) size zarar vermeyecek olması, uzmanların buna daha az dikkat etme eğiliminde olmasının nedeni olabilir. Bununla birlikte, belirli yiyecekleri yemenin bağışıklığınızı artırabileceği fikri gibi diğer inançlar da tehlikeli olabilir. Zira bu insanların grip veya Kovid-19’a karşı aşı olmalarına gerek olmadığını düşünmelerine yol açabilir. Bu bilgi, bilim tarafından desteklenmeyen diğer yanlış bilgi türleri gibi sıklıkla sosyal medyada yayılıyor ve halk sağlığını tehdit etme tehlikesi oluşturuyor.

Bu bağlamda, Birleşik Krallık 2020’de karantinaya girdiğinde Birmingham Çocuk Hastanesi’ndeki yanık merkezi, buhar inhalasyonundan kaynaklanan yanık yaralanmalarının sayısında 30 kat artış kaydetti. Bunun nedeni sosyal medyada ebeveynleri yanlış yönlendiren yaygın bir şekilde buhar inhalasyonunun solunum semptomlarını önleyebileceği veya tedavi edebileceğine inanılmasıydı. Bu aynı zamanda özellikle hayal kırıklığına neden oldu zira 1969’dan beri dünya çapında yayınlanan çalışmalar buhar solumanın tehlikelerini vurguluyordu.

Halk arasındaki kocakarı ilaçlarının bazı örnekleri belirli bir düzeyde biyolojik inandırıcılığa sahipken, bazıları da değildir. Bunlardan biri de, 1870’li yıllardan kalma popüler bir tıp atasözü olan ‘Günde bir elma doktoru uzak tutar’ inancıdır. Bu inanç elmaların besinlerle dolu olduğu bilgisine dayanıyor olabilir. Ancak ilginçtir ki bilim insanları, elmanın vitamin içeriğinin çok istisnai olmasa da, içindeki biyoaktif maddelerin sayısından dolayı elmaların fonksiyonel gıda olarak kabul edildiğini (süper yiyeceklerin aksine bilimsel kriterleri karşılaması gerektiğini) ve bu da sağlığı teşvik ettiğini tespit etti.

Halk arasındaki bu tür bilgilerin yakın zamanda yok olması muhtemel değil dolayısıyla insanları bunlara neyin inandırdığını ve bilimsel inançlara ne ölçüde meydan okuduklarını anlamamız gerekiyor.

Bu bilgilere olan inançlar ile insanların sağlıklarını korumak için gerçekte yaptıkları arasında karmaşık bir ilişki olduğu görülüyor. Bu ilişkiyi anlamak söz konusu durumun zararlı etkilerini önlemenin anahtarı olabilir.



The Walking Dead'in yıldızı yeni aksiyonda: "O da John Wick gibi"

56 yaşındaki Norman Reedus, çeşitli video kliplerde rol aldıktan sonra Hollywood'daki büyük çıkışını 1999 yapımı Şehrin Azizleri'yle (The Boondock Saints) yapmıştı (Starz Entertainment / Lionsgate Films)
56 yaşındaki Norman Reedus, çeşitli video kliplerde rol aldıktan sonra Hollywood'daki büyük çıkışını 1999 yapımı Şehrin Azizleri'yle (The Boondock Saints) yapmıştı (Starz Entertainment / Lionsgate Films)
TT

The Walking Dead'in yıldızı yeni aksiyonda: "O da John Wick gibi"

56 yaşındaki Norman Reedus, çeşitli video kliplerde rol aldıktan sonra Hollywood'daki büyük çıkışını 1999 yapımı Şehrin Azizleri'yle (The Boondock Saints) yapmıştı (Starz Entertainment / Lionsgate Films)
56 yaşındaki Norman Reedus, çeşitli video kliplerde rol aldıktan sonra Hollywood'daki büyük çıkışını 1999 yapımı Şehrin Azizleri'yle (The Boondock Saints) yapmıştı (Starz Entertainment / Lionsgate Films)

The Walking Dead serisinin yıldızı Norman Reedus, yıllardır düşmanlarla mücadeleye alışık bir oyuncu. Ancak yeni John Wick filmi Ballerina'da (From the World of John Wick: Ballerina) bu kez karşısında zombiler değil, suikastçılar ve tarikatlar var.

Reedus filmde, Ana de Armas'ın canlandırdığı Eve karakterinin, babasının ölümünden sorumlu grubu ararken karşılaştığı gizemli Daniel'ı oynuyor. 

Daniel da tehlikeli bir görev üstlenmiş durumda: Küçük kızını her ne pahasına olursa olsun korumak. Film ilerledikçe Daniel'ın geçmişi, hikayedeki yeri ve kaçmaya çalıştığı karanlık hayat biraz daha netleşiyor.

GamesRadar'a konuşan Reedus, canlandırdığı karakteri şöyle anlatıyor:

Daniel büyük ihtimalle hayatı boyunca suçluluk, cinayet ve sırlarla büyümüş biri. Artık öyle bir noktaya geliyor ki, küçük kızı bu dünyaya adım atmak üzereyken, onu bu hayattan kurtarmak için tüm dünyayla savaşmaya hazır. Ana'nın oynadığı karakterle de benzer bir yanı var. O da herkesle savaşıyor, tıpkı John Wick'te Keanu Reeves'in yaptığı gibi. Eve için intikam ne kadar önemliyse, Daniel için de kızını korumak o kadar önemli. İşte bu noktada ikisinin yolları kesişiyor.

Her ne kadar Ballerina, Daniel'in geçmişine dair bazı ipuçları verse de film sonunda hâlâ cevaplanmamış pek çok soru kalıyor. Peki Reedus, karakterinin seriye geri dönmesi ihtimali hakkında ne düşünüyor?

"Böyle bir şey olmasını gerçekten çok isterim" diyen Reedus ekliyor: 

Onu bu noktaya neyin getirdiğini, nasıl bu hale geldiğini izlemeyi çok isterim. Zaten bir oyuncu için John Wick evreninde olmak başlı başına bir hayal. Bu iş fazla havalı. O yüzden umarım olur. Ben kesinlikle isterim.

Reedus, The Walking Dead ve Ballerina'daki dövüş sahnelerinin birbirinden "tamamen farklı" olduğunu söylüyor. "The Walking Dead'deki dövüş stili çok özensiz" diyen aktör ekliyor: 

Yoğun koreografi içeren, uzun, detaylı dövüş sahneleriyle dolu. Yani etrafınızda aynı anda birden fazla şey yapan çok sayıda aktörle dublör. Onlar sizin zamanlamanıza güveniyor, siz de onlarınkine. Ve etrafınızda duvarlar patlıyor. Çok fazla matematik var. Alışık olduğumdan çok daha farklı bir matematik.

Ballerina, 6 Haziran'da sinemalarda olacak.

Independent Türkçe, GamesRadar, Bleeding Cool