Thor'un yönetmenin yeni filmi hayal kırıklığı yarattı: Yine aynı şeyi yaptı

Taika Waititi hayranlarının izlemek için sabırsızlandığı komedi "beklemeye değmedi"

Kariyerine kısa filmler çekerek başlayan Waititi'yi 2014'te çektiği Aylak Vampirler şöhrete kavuşturmuştu (ScreenRant)
Kariyerine kısa filmler çekerek başlayan Waititi'yi 2014'te çektiği Aylak Vampirler şöhrete kavuşturmuştu (ScreenRant)
TT

Thor'un yönetmenin yeni filmi hayal kırıklığı yarattı: Yine aynı şeyi yaptı

Kariyerine kısa filmler çekerek başlayan Waititi'yi 2014'te çektiği Aylak Vampirler şöhrete kavuşturmuştu (ScreenRant)
Kariyerine kısa filmler çekerek başlayan Waititi'yi 2014'te çektiği Aylak Vampirler şöhrete kavuşturmuştu (ScreenRant)

Taika Waititi'nin yeni komedisi, son filmlerinin çoğunda görülen bir sorunu devam ettiriyor. 

Waititi, Thor: Ragnarok'un yönetmenliğini üstlendiğinde, kariyerinde imza attığı pek çok harika film ve dizi vardı. 

Yeni Zelandalı yönetmen, korku komedi türündeki Aylak Vampirler (What We Do in the Shadows) ve etkileyici drama Vahşiler Firarda (Hunt for the Wilderpeople) gibi eleştirmenlerin övdüğü filmlerin yönetmen koltuğunda oturmuştu.

Waititi, Flight of the Conchords dizisinin de birçok bölümünü yazıp yönetmişti. 

Onun dokunuşu Thor filmlerine, serinin umutsuzca ihtiyaç duyduğu hayat öpücüğünü vermiş, Chris Hemsworth'ün performansını da canlandırmıştı.

Waititi'nin bir sonraki filmi, aslında Aşk ve Gök Gürültüsü'nden (Thor: Love and Thunder) önce çektiği ve uzun süredir ertelenen spor komedisi Next Goal Wins. 

Bu gecikmeler kısmen Armie Hammer'ın canlandırdığı karakterin Will Arnett'la değiştirilmesi için yapılan yeniden çekimlere bağlanıyor. 

"Özgünlükten yoksun"

Yine de filmin, yapımına başlandıktan neredeyse 4 yıl sonra gelmesi endişe yaratıyor ve ilk eleştiriler Waititi'nin bir yönetmen olarak geliştirdiği bazı kötü alışkanlıkları tekrarladığını gösteriyor.

48 yaşındaki yönetmenin yeni filmi için yapılan eleştirilerin çoğu, filmin hem özgünlükten yoksun olduğunu hem de komedi ile dramı dengelemekte zorlandığını vurguluyor.

Eleştirilerde filmin iyi hissettiren doğası ve içtenliği övülürken, Waititi'nin yeni filminin uzun süre beklemeye değmediğine dair bir hayal kırıklığı da dile getiriliyor.

"Zorlama mizah"

Next Goal Wins'e gelen ilk tepkiler, Waititi'nin çalışmalarında yıllardır var olan sorunları da pekiştiriyor. 

4. Thor filmi izleyicileri kahkaha attırmaya o kadar odaklanmıştı ki hikayeye duygu katmaya çalıştığında bu anların içi boş kalıyordu.

Waititi, 2019 yapımı Tavşan Jojo'da (Jojo Rabbit) kahkaha ve karanlığı dengelemeye çalışarak daha iyi bir iş çıkarsa da filmin konusu göz önüne alındığında, bu kadar komik olması zorlama bulunmuştu.

Next Goal Wins, Waititi'nin filmlerindeki duygusal anları geçiştirip işleri şakaya vurmaya çalıştığı rutini takip ediyor.

Waititi'nin hem oyuncu hem de yönetmen olarak cazibesinin bir kısmı, keskin zekâsı ve olayları fazla ciddiye almıyor gibi görünmesi. Ancak eleştirmenlere göre sinemacının son dönemdeki işlerinde ona zarar veren bir küstahlık da var.

"İçi boş kalıyor"

Nihayetinde Waititi seyirciyi memnun eden filmler yapmak için yola çıkıyor ve bu konuda neredeyse her zaman başarılı oluyor gibi görünüyor. 

Ancak yönetmenin mizaha fazla odaklanması çoğu zaman gerçek duyguları gölgede bırakıyor ve bazı çalışmalarının içinin boş kalmasına neden oluyor.

Independent Türkçe



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe