İnsanların 100 yaşını gördüğü Mavi Bölgelerde uygulanan 4 yöntem

Yeni Netflix belgeselinde 5 Mavi Bölge, 15 yıl boyunca incelendi

Mutlu ve uzun yaşamın gerekliliklerinin başında beslenme ve egzersiz geliyor (Unsplash)
Mutlu ve uzun yaşamın gerekliliklerinin başında beslenme ve egzersiz geliyor (Unsplash)
TT

İnsanların 100 yaşını gördüğü Mavi Bölgelerde uygulanan 4 yöntem

Mutlu ve uzun yaşamın gerekliliklerinin başında beslenme ve egzersiz geliyor (Unsplash)
Mutlu ve uzun yaşamın gerekliliklerinin başında beslenme ve egzersiz geliyor (Unsplash)

İnsanlar artık her zamankinden daha fazla daha uzun bir yaşam sürmenin yollarını ararken, yazar Dan Buettner 15 yılı aşkın süredir dünyanın en uzun ömürlü nüfuslarını inceliyor.

Buettner'ın Netflix'te gösterime giren yeni belgeseli "100 Yıl Yaşamak: Mavi Bölgelerin Sırları" (Live to 100: Secrets of the Blue Zones) uzun ömür dileyenlerin dikkatini çekti.

Yazar, dünyadaki en yüksek yaşam beklentisine sahip olan ve 100 yaşına ulaşmayı başaranların oranlarının daha yüksek olduğu yerlere "Mavi Bölge" adını veriyor.

Belgeselde, 5 Mavi Bölge'ye seyahat eden Buettner, burada yaşayanların mutlu ve uzun bir ömür geçirmesinin ardındaki sırlara ışık tutmaya çalışıyor.

Söz konusu yerlerde yaşayanlarla röportaj yaptıktan ve onların yaşam biçimlerini gözlemledikten sonra Buettner, 5 Mavi Bölge'de ortak noktalar belirlemeyi başardı.

Yazarın seyahat ettiği bölgelerse şunlardı:

Okinawa, Japonya

Sardinya, İtalya

Loma Linda, ABD

İkarya, Yunanistan

Nikoya, Kosta Rika

Yazar, sonunda bu bölgelerde yaşayan her topluluğun uzun ömür sürmek için yaptığı 4 şeyi gözler önüne serdi.

1. Doğal hareket ediyorlar

Buna göre çoğu Mavi Bölge insanı, işlerin halledilmesi için ulaşım araçlarına veya diğer teknolojilere bel bağlamıyor. Bir yerden bir yere varmak için yürümeyi tercih ederlerken, elleriyle bir şeyler inşa ediyorlar ya da bahçe işleriyle uğraşıyorlar.

Buettner belgeselde, bu düşük yoğunluklu fiziksel aktivite örneklerinin Mavi Bölge sakinleri için egzersiz yapmaktan daha değerli olduğunu gösteriyor. Zira bu kişiler günlerinin çoğunda zaten aktif kalıyor.

2. Hayata dair olumlu bir bakış açısına sahipler

Mavi Bölge insanları genellikle dini veya manevi bir inanç doğrultusunda hayatlarına iyimser bir bakış açısı kazandırıyor. 

Olumlu bakış açılarını büyük ölçüde hayattaki amaçlarıyla kurdukları ilişkiye borçlular. Okinawa'daki "ikigai"den Nikoya'daki "plan de vida"ya kadar, Mavi Bölge sakinleri gerçek amaçlarını keşfediyor ve bunu hayata devam etmek için enerji kaynağı olarak kullanıyor.

3. Ölçülü yemek yiyorlar

Birçok Mavi Bölge sakini, sebze, meyve, kuruyemiş ve tatlı patates gibi yumru köklerden oluşan bitki bazlı beslenme uyguluyor.

Ayrıca genellikle ölçülü yiyorlar ve aşırı yemek yeme eğilimleri yok. Yine birçok Mavi Bölge insanı, bahçe işlerine öncelik verdiğinden, genellikle taze yiyecekleri doğrudan kaynağından yiyor.

4. İlişkilere değer veriyorlar

Mavi Bölgeler öncelikle aileye değer veriyor. Genellikle fazladan çalışmak yerine aileleriyle vakit geçirmeye öncelik veriyorlar.

Buettner, belgeselde, "Mavi Bölge insanları, ilişkilerine öncelik veriyor, ilişkilerini geliştiriyor ve onlara yatırım yapıyor" diyor.

Belgeselci ayrıca, şu ifadeleri kullanıyor:

Belgesel sürecindeki en büyük aydınlanma, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlayan şeylerin, hayatı yaşanmaya değer kılan şeylerle aynı olması.

Independent Türkçe



Kalp krizi ölümleri 50 yılda yüzde 90 azaldı: Uzmanlar üç hastalık riskine dikkat çekiyor

Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)
Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)
TT

Kalp krizi ölümleri 50 yılda yüzde 90 azaldı: Uzmanlar üç hastalık riskine dikkat çekiyor

Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)
Uzmanlar, aritmi, kalp yetmezliği ve hipertansif kalp hastalığı kaynaklı ölümlerin arttığı uyarısı yapıyor (Unsplash)

Yeni bir çalışma ABD'de kalp krizi ölümlerinin 50 yılda yaklaşık yüzde 90 azaldığını ancak diğer kalp rahatsızlıklarının yükselişe geçtiğini gösteriyor.

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar Journal of the American Heart Association'da çarşamba günü yayımlanan çalışmada, 1970-2022 döneminde 25 yaş ve üstü yetişkinler arasında kalp hastalığına bağlı ölüm oranlarını yaşa göre analiz etti.

Araştırmacılar genel kalp hastalığı ölümlerinin 50 yılda yüzde 66 azaldığını, bunun başlıca nedeninin kalp krizi ölümlerindeki yüzde 89'luk düşüş olduğunu tespit etti.

Kalp krizi 1970'te kalp hastalığından kaynaklı ölümlerinin yarısından fazlasından sorumluyken, 2022'ye gelindiğinde üçte birinden daha azını oluşturuyordu.

Kaliforniya'daki Stanford Tıp Fakültesi'nde iç hastalıkları asistanlığında ikinci yılında olan Sara King, başyazarı olduğu çalışma hakkında, "Son 50 yılda yaşanan bu gelişme, kalp krizi ve diğer iskemik kalp hastalığı türlerinin tedavisinde elde edilen inanılmaz başarıları yansıtıyor" diyor.

İnsanların, bir zamanlar idam fermanı olarak görülen ilk akut kardiyak olaylardan kurtulmasını sağlama yolunda büyük adımlar atıldı.

Olay yerindeki daha fazla kişinin kalp masajı yapması, erken kalp krizi belirtilerine dair farkındalığın artması, tedavilerin iyileştirilmesi ve sigara yasağı gibi gelişmeler kalp krizi ölümlerinin azalmasına katkı sağladı.

Ancak uzmanlar, kalp krizinden kurtulan kişi sayısı artarken, diğer kalp hastalığı türlerinin yükselişe geçtiğine dair uyarıyor.

Kalbin çok hızlı, çok yavaş ya da düzensiz atması anlamına gelen aritmiden kaynaklanan ölümler yüzde 450, kalp yetmezliğinden kaynaklanan ölümlerse yüzde 146 oranında arttı.

Hipertansif kalp hastalığı ölümleri ise uzun süreli yüksek tansiyonun etkisiyle yüzde 106 oranında arttı. Araştırmacılar bu yükselen ölüm nedenlerini ABD'deki obezite, diyabet ve yüksek tansiyona bağlıyor.

ABD'deki obezite oranı 1970'ten 2022'ye kadar yüzde 15'ten yüzde 40'a yükseldi. Yetişkinlerin neredeyse yarısı artık tip 2 diyabet hastası ve yüksek tansiyon oranları 1978'den 2022'ye kadar yüzde 30'dan neredeyse yüzde 50'ye çıktı.

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı ve öğretim üyesi olan, çalışmanın kıdemli yazarı Dr. Latha Palaniappan şöyle diyor: 

Artık vakaları önleyerek insanların güçlü, sağlıklı kalplerle yaşlanmasını sağlamaya odaklanmak gerekiyor ve önleme çalışmaları çocukluk kadar erken bir dönemde başlayabilir.

Amerikan Kalp Derneği'nin "Hayatın Temel 8'i" listesi, kalp hastalığı riskini azaltmak için atılması gereken temel adımları şöyle özetliyor: sağlıklı beslenmek, kilo kontrolü, sigarayı bırakmak, daha fazla egzersiz yapmak, uykuyu iyileştirmek ve sağlıklı kolesterol, kan basıncı ve kan şekeri seviyelerini korumak.

Independent Türkçe