Doktorunuz sizi dinlemezse ne yapmalısınız?

Uzmanlar doktora bir arkadaşınız veya aile üyeniz ile birlikte gitmenizi tavsiye ediyor (Reuters-Arşiv)
Uzmanlar doktora bir arkadaşınız veya aile üyeniz ile birlikte gitmenizi tavsiye ediyor (Reuters-Arşiv)
TT

Doktorunuz sizi dinlemezse ne yapmalısınız?

Uzmanlar doktora bir arkadaşınız veya aile üyeniz ile birlikte gitmenizi tavsiye ediyor (Reuters-Arşiv)
Uzmanlar doktora bir arkadaşınız veya aile üyeniz ile birlikte gitmenizi tavsiye ediyor (Reuters-Arşiv)

Liz Helms, 30 yıl önce çenesinde yaşadığı şiddetli ağrıyı anlatırken, doktorunun kendisine nasıl baktığını hala hatırlıyor.

Anlattığına göre, doktoruna yüz hareketlerinin sınırlı olduğunu ve sık sık kas spazmları yaşadığını ve sanki kendisine tekrar tekrar yıldırım çarpıyormuş gibi hissettiğini söyledi.

Helms, “Doktorun yüz ifadelerini görebiliyordum. Ya söylediklerimi dinlemiyordu ya da bana inanmıyordu. Bu tür kişiler hayvanlara, insanlara davrandıklarından daha iyi davranıyor olabilir” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Time dergisinden aktardığı habere göre, temporomandibular eklem rahatsızlığı (çenedeki eklemlerin fonksiyon bozukluğu) olan Helms, bir buçuk yılını doğru tedaviyi arayarak geçirdi.

Çektiği acılar, onlarca yıl süren hasta savunuculuğu kariyerine ilham kaynağı oldu ve internet üzerinde sağlık hizmetlerinden memnun olmayan insanlara yardım eden ‘Hasta Haklarım’ı kurdu.

Helms, “Bir şeyler yapmaya karar verdim, çünkü bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olmadığımı biliyordum” dedi.

Hastalar ve doktorlar arasındaki iletişim zorlukları yeni değil. Ancak bazı uzmanlar, hastalarını dinlemeyen ve onların endişelerini görmezden gelen doktorlar hakkında giderek daha fazla şikayet duyduklarını söylüyor.

Nashville’deki ICU Kurtarma Merkezi’nin Davranış Sağlığı Direktörü James Jackson konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“Bu üslup, özellikle ‘sağlığınız iyi, bu ilacı alın, bir ay sonra tekrar gelin’ gibi ifadeler tekrarlayıcı hale geldi. Hastaların endişelerini göz ardı etmek sadece sinir bozucu değil. Bu aynı zamanda, teşhislerin atlanmasına ve tedavinin gecikmesine yol açabilir.”

Doktorunuzun sizi dinlemediğinden şikayet ediyorsanız, uzmanlar şu stratejileri kullanmanızı öneriyor;

1- Doktorla görüşmeden önce iyi hazırlanın

Dr. Ann Maria Hester, Time dergisine verdiği demeçte şunları söyledi;

“Belirtilerinizi doktorunuza nasıl tanımlayacağınız konusunda hazırlanın. Sorunu fark ettiğinizde ne yapıyordunuz?  Her bir semptomun ne kadar sürdüğünü ve sorunu daha iyi veya daha kötü hale getiren faktörleri birleştirmeyi hedefleyin. Yaşadığınız acıyı 1’den 10’a kadar bir ölçekte derecelendirmeye hazır olun. Ne kadar kısa ve net olursanız, söylediklerinizin doktorunuz tarafından dikkate alınma şansı o kadar artar.”

2- Zayıflığınızı gösterin

James Jackson ise, “Eğer doktorunuza tepki gösterirseniz muhtemelen hiçbir yere varamazsınız. Bunun yerine, doğal gelmese bile savunmasız tarafınızı göstermeyi hedefleyin. Sessiz kalmak ya da semptomları küçümsemek yerine, onları samimi bir şekilde tanımlayın. Hastalar, yaşadıkları zorlukların büyüklüğü konusunda savunmasız olduklarında ve bunun hakkında gerçek bir dürüstlükle konuştuklarında, bu genellikle normalde elde edeceklerinden daha iyi sonuçlara yol açar” dedi.

3- Net sorular sorun

Hester, doktorunuzla iyi iletişim kuramıyorsanız, net yanıt gerektiren sorular sorarak konuşmayı yönlendirmeniz gerektiğine dikkat çekti.

Hester’e göre, ‘Karşılaştığım soruna ne sebep olmuş olabilir?’, ‘Teşhisimin spesifik adı nedir?’, ‘Hastalık tamamen tedavi edilebilir mi, yoksa onunla yaşamam mı gerekiyor?’ ve ‘Hangi durumlarda acilen hastaneye gitmeliyim’ gibi açık bir yanıt gerektiren sorular sormak gerekiyor.

Bir şeyi anlamadıysanız sormaktan çekinmemek gerektiğini dile getiren Hester, “Bunu daha basit bir şekilde açıklayabilir misiniz?’ veya ‘Bana bu konuda daha fazla ayrıntı verebilir misiniz?’ diye sorun” dedi.

4- Doktora yalnız gitmeyin

Uzmanların tavsiyesine göre, doktora nasıl hissettiğinizi veya ne sorduğunuzu daha iyi anlatabilecek bir arkadaşınız veya aile üyeniz ile birlikte gidebilirsiniz.

Eğer bunlardan biri müsait değilse, hemşire gibi bir profesyonelden yardım almayı düşünebilirsiniz.

5- Başka bir doktor bulun

İki veya üç ziyaretten sonra doktorunuzla herhangi bir ilerleme kaydedemiyorsanız, muhtemelen yeni bir doktor aramaya başlamanın zamanı gelmiştir.

Hester, “Sağladığı hizmetten memnun olmadığınızı doktorunuza veya sağlık sigortası şirketine anlatabilirsiniz. Ancak durum ciddiyse, örneğin doktorun size yanlış ilaç yazması durumunda, belki de sorumlu tıbbi makama şikayette bulunmalısınız” diye ekledi.



Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
TT

Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)

Araştırmacılar bu hafta, Down sendromlu kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu açıkladı.

Kişinin fazladan bir kromozomla doğmasından kaynaklanan bu gelişimsel engel, beynin ve vücudun nasıl geliştiğini etkileyebiliyor. Bu, ABD'de kromozomla bağlantılı en yaygın rahatsızlık ve her yıl Down sendromu olan 6 bin bebek dünyaya geliyor. Amerika'da 400 bin ila 600 bin kişinin Down sendromuyla yaşadığı tahmin ediliyor.

Bilim insanları bu genetik rahatsızlığın risk faktörlerinin hepsini olmasa da bazılarını biliyor. Kalp hastalığı riskinin artmasının potansiyel nedeninin, daha yüksek obezite prevalansı, kandaki yağın anormal seviyelerde olması, hareketsiz yaşam tarzı ve düşük tansiyon prevalansının daha düşük olması gibi farklı kardiyovasküler risk faktörlerine bağlı olduğunu söylüyorlar. Down sendromlu birçok birey, gevşek eklemler nedeniyle kas kazanmada zorluklar yaşıyor.

Vücutları da genel nüfusa göre daha hızlı yaşlanıyor, saçları beyazlıyor ve bağışıklık fonksiyonları diğerlerine göre daha erken düşüyor.

İsveç'teki Gothenburg Üniversitesi'nden Dr. Anne Pedersen yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Sonuçlarımız, Down sendromlu bireylerin yaşa bağlı bazı kardiyovasküler çıktılar açısından daha yüksek risk altında olduğunu ve önceki çalışmaların sonuçlarıyla uyumlu bir şeilde kardiyovasküler risk faktörü profillerinin genel popülasyondan farklı olduğunu gösteriyor.

Araştırma çarşamba günü Journal of Internal Medicine adlı hakemli dergide yayımlandı.

Yazarlar, 1946 ve 2000 arasında İsveç'te doğan 5 bin 100'den fazla Down sendromlu bireyin sağlık durumunu inceledi. Bu kişileri, Down sendromu olmayan diğer İsveçlilerle karşılaştırdılar.

Araştırmacılar, Down sendromunun 4,41 kat daha yüksek iskemik inme riski ve 5,14 kat daha yüksek hemorajik inme riskiyle ilişkili olduğunu saptadı. İskemik inme, bir şey kan akışının beyne ulaşmasını engellediğinde, hemorajik inme de zayıflayan kan damarı yırtıldığında meydana geliyor.

Ayrıca kalp krizi riski Down sendromu olan ve olmayan kişilerde yakınken, Down sendromlu gençlerde yüksek çıktı.

Bu değişikliklerin neden gözlemlendiğini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekirken yazarlar, bulguların gelecekte küresel araştırma ve tedavilere yansıyabileceğini söylüyor.

Pedersen, "Bunun Down sendromlu bireylerin izlenmesi ve tedavisi açısından gelecekte etkileri olabilir" diyor.

Independent Türkçe