Emekli NASA astronotu Olivas: İnsanlar, nasıl Ay'a gidebileceğimizi anlamakta zorluk çekiyor

Emekli NASA astronotu John Danny Olivas, insanoğlunun Ay'a gittiğine inanmayanlara ilişkin "İnsanlar, nasıl Ay'a gidebileceğimizi anlamakta zorluk çekiyor, bu zor gözüküyor ama bunu yaptık ve tekrar da yapacağız

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Emekli NASA astronotu Olivas: İnsanlar, nasıl Ay'a gidebileceğimizi anlamakta zorluk çekiyor

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Emekli NASA astronotu John Danny Olivas ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) astronotu Hollandalı Andre Kuipers, Uzay Kaşifleri Derneğince (ASE) Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi'nin (GUHEM) ev sahipliğinde Uludağ'daki Bursa Business School'da düzenlenen "Planetary Congress" (Gezegen Kongresi) kapsamında, uzaydaki tecrübelerine dair değerlendirmede bulundu.

Türkiye'nin uzay programı alanındaki çalışmalarıyla ilgili Emekli NASA astronotu Olivas, uzayın, ülkelere getirdiği fırsatları anlaması açısından Türk hükümetinin takdir edilmesi gerektiğini söyledi.

Olivas, Türk astronotların şu anda gelecek neslin mühendislerine ve bilim insanlarına ilham verecek şekilde uzaya gitmek için hazırlandıklarını belirterek, bunun sadece uzay topluluğuna değil Türk halkına da pek çok açıdan fayda getireceğini, bilim, altyapı, teknoloji ve kabiliyet açısından gelişme yaşanacağını dile getirdi.

Uzaydan Dünya'ya baktığında sınırların sadece su ile kara arasında olduğunu görmenin kendisini çok etkilediğini vurgulayan Olivas, tecrübesini şöyle anlattı:

Dünya'dayken kendimiz sınırlar yaratıyoruz. Tanımladığımız ülkeler, eyaletlere ve şehirlere ayrılıyor. Bu sınırların, bazen insanların birbirini dinlememesine, kriz oluşturmasına neden olması üzücü. Benzerliklerimizden daha çok farklılıklarımıza odaklanmak istiyoruz. Uzaydan Dünya'ya doğru baktığımızda tek gördüğümüz, hayvan aslında insanlar. Kendimizi canlı türlerinin bir üyesi olarak gördüğümüzde, hepimizin bu gezegende birlikte olduğumuzu anladığımızda ve sınırların yalnızca zihinlerimizde oluşturduğumuz şeylerden biri olduğunu fark ettiğimizde belki de birlikte barış ve uyum içinde çalışmayı başarırız.

"Uzaydaki görüntü nefes kesici"

Olivas, uzaydaki görüntünün nefes kesici ve hayata bakış açısını değiştirici olduğuna işaret ederek, bu tecrübeyi artırıp diğer insanların da uzayı görerek bu hissiyatı eve, sevdiklerine götürmesini sağlayabileceklerini ifade etti.

Böyle bir dünyaya giderek yaklaştıklarını aktaran Olivas, "Uzay turizminin destekçilerindenim. Ticari uzayı da destekliyorum. Ne kadar insan bizim elde ettiğimiz bu ayrıcalık fırsatına ulaşırsa, Dünya'daki yaşam o kadar iyi olacaktır diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Olivas, bazı kişilerin Ay'a gidilip gidilmediğine dair şüphelerine ilişkin insanoğlunun bilgi eksikliğinden kaynaklanan boşlukları, açıklayabileceği şeylerle doldurma eğiliminde olduğunu söyledi.

"İnsanlar, Ay'a gidebileceğimizi anlamakta nasıl zorluk çekiyor?"

İnsanların Ay'a gitmediğine inananlara karşı saygısızlık etmek istemediğini belirten Olivas, şu ifadeleri kullandı:

İnsanlar, nasıl Ay'a gidebileceğimizi anlamakta zorluk çekiyor, bu zor gözüküyor ama bunu yaptık ve tekrar da yapacağız. Hiçbir zaman Ay'a gitmediğimize, bunun Hollywood stüdyosunda yapıldığına, hatta Dünya'nın düz olduğuna inananların yolunun değişmesinin imkanı yok. Bu nedenle ben bilimi ve teknolojiyi anlayıp, takdir etmeyi seçenlerle yan yana olmayı tercih ederim. Onların bizi desteklediği gibi ben de yapabildiğim kadar onları destekleyebilirim.

"Hepimiz aynı uzay mekiğindeki astronotlarız"

ESA astronotu Hollandalı Kuipers, Türkiye'de birkaç kez tatil amaçlı bulunduğunu ve Kongre için 4. kez geldiğini anlatarak, Türkiye'nin de artık büyük nüfusu ve teknolojik gelişmeleriyle uzay ailesinin bir parçası olduğuna dikkati çekti.

Kuipers, Türkiye'nin uzaydaki uydu faaliyetlerinin yanı sıra yakın zamanda bir Türk astronotu da uzaya göndereceğine işaret ederek, ASE'nin Gezegen Kongresi'nin, uluslararası ortakların birlikte Dünya'nın yararı için çalışmasının en güzel örneği olduğunu ve Türkiye'nin de bunun parçası olmasından mutluluğunu dile getirdi.

Uzaydan Dünya'ya bakmanın güzelliği ve faydalı çalışmalar yapılması dolayısıyla astronot olmak istediğini belirten Kuipers, uzaya gitmenin harika olduğunu ama çok çalışarak pek çok deney de yapmaları gerektiğini söyledi.

Kuipers, iki misyon kapsamında yaklaşık 204 gün uzayda kaldığını ve rahatlamak için de zamanı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

Güzel gezegene bakmaktan keyif alma şansımız da var. Evrene bakıyoruz ve birçok güzel şey görüyoruz. Uluslararası bir grubun parçası gibi hissediyoruz. Çok kısıtlı kaynakları olan bir gezegenimiz var, çok dikkatli olmalıyız. Uzayda olmak çok tatmin edici çünkü bilim ve teknoloji alanında çok iyi çalışmalar yapıyoruz. Ama aynı zamanda gezegenin nasıl kırılgan ve güzel olduğunu görüyoruz, ona çok dikkat etmeliyiz. Hepimiz dostuz ve aynıyız. Hepimiz aynı uzay mekiğindeki astronotlarız.

İnsanların Ay'a gitmesine ilişkin Kuipers, Türkiye dahil pek çok ülkede olduğu gibi iyi eğitimli, fizik, kimya gibi alanların nasıl işlediğini bilenlerin gerçeğin de ne olduğunu bildiğine işaret etti.

Kuipers, her zaman bir şeylere inanmayan ve yeni şeyler öğrenmek istemeyen insanlar olacağını belirterek, "Dünyanın düz olduğuna inananlar da vardı, böyle olmadığını kendin de öğrenebilirsin. Bu, her zaman böyle oldu. Uzaya kimin gittiği önemli değil. Uzaya gidecek Türk astronotlar da 'yalan söylüyorsunuz' diye sorularla karşılaşabilir ve maalesef bununla yaşamak zorundayız." ifadesini kullandı.

Daha fazla insanın ticari uçuşlarla ve uzay turizmiyle uzaya gidebileceğini ve böylece uzay konusunun daha da normalleşebileceğini belirten Kuipers, sadece Dünya'nın düz olduğunun bilindiği bir dönemde yaşanılmadığını ve o dönemki insanların da yıldızlara bakıp değişimi anlayacak kadar zeki olduklarını anlattı.

Kuipers, yıllardır alınan eğitimle ve bilgi birikimiyle artık herkesin sistemin nasıl çalıştığını bildiğini kaydederek, daha fazla insanın uzaya gitmesiyle daha fazla kişinin uzayı görüp konuşabileceğini ve inanmayanların da giderek kendisinin tanık olmasının en iyi şey olacağını dile getirdi.

"Asla vazgeçmeyin"

Astronot olmak isteyenlere Kuipers, "Bir şeye ulaşmak istiyorsanız, bir tutkunuz varsa, her çocuk bunun için uğraşmalı. Ne hakkında tutkulu olduğunuz fark etmez, müzik, teknoloji, bilim veya dil olabilir. Elinizden gelenin en iyisini yapın. Çocuklar; düzenli uyuyun, sağlıklı yemek yiyin, okulda ve derslerinizde iyi olun, egzersiz yapın. Tüm bunlar çok önemli. ve asla vazgeçmeyin, deneyin, işe yaramazsa başka bir şey denemeye yönelin ama her zaman deneyin." tavsiyesinde bulundu.

Kuipers, uzay hakkında çalışmak isteyenlere de 10 yıl sonra nerede olmak istediklerini ve hangi adımları atmaları gerektiğini düşünmelerini söyleyerek, en önemli şeyin vazgeçmemek olduğunu kaydetti.



Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Çin'de Alzheimer hastalığıyla diğer demans türlerinin orantısız bir sağlık yükü oluşturduğu ve vaka oranlarının küresel ortalamadan daha hızlı arttığı uyarısını yaptı.

Çarşamba günü PLOS One adlı akademik dergide yayımlanan yeni araştırma, ülkede demansı mümkün olduğunca erken önlemek için acil ve etkili müdahalelerin uygulanması çağrısında bulunuyor.

Alzheimer ve diğer demans türleri, (ADD; Alzheimer Dissease and Demantia / Alzheimer Hastalığı ve Demans), dünya çapında artan oranlarla giderek daha ciddi bir nörolojik sağlık sorunu haline geliyor.

Ancak bilim insanları, özellikle Çin'deki bunamaların gerçek hastalık yükü ve risk faktörlerinin yeterince anlaşılmadığını söylüyor.

Mevcut çalışmada araştırmacılar, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar tarafından başlatılan halka açık veri tabanı Küresel Hastalık Yükü'nden (GBD) alınan, 30 yıldan uzun süreye yayılan küresel sağlık verilerini analiz etti.

Veri tabanı, 204 ülke ve bölgede 370’in üzerinde hastalık ve sağlık sorunuyla bunlara karşılık gelen 88 risk faktörü hakkında veri içeriyor.

1990'la 2021 arasındaki son analizlere dayanarak bilim insanları, Çin'de demans vakalarının üç katına, küresel vakalarınsa iki katına çıktığını tespit etti.

"ADD, küresel hastalık yükü en ağır hastalıklardan biri. Çin'de ve küresel olarak ADD'nin hastalık yükü 1990'dan 2021'e kadar yıldan yıla arttı" diye yazdılar.

Çalışmada, "2021'e gelindiğinde, Çin'in hastalık yükü üç kat artarken, küresel hastalık yükü iki katına çıktı" dendi.

y6u78ı9
ADD'nin 1990-2021 küresel hastalık yükü haritası. İki cinsiyet ve tüm yaşlar için 100 bin kişi başına düşen ölümlerdeki yıllık değişim (Liu, Geng., 2025, PLOS One)

Kısmen daha uzun yaşam süreleri nedeniyle kadınların erkeklere kıyasla demansın genel yükünü daha fazla taşıdığı tespit edildi.

Ancak araştırmacılar, erkeklerin bu hastalıktan ölüm oranlarının biraz daha yüksek olduğunu söylüyor.

Gelecek 15 yıl için eğilimleri tahmin eden bilim insanları, daha etkili müdahaleler yapılmadığı takdirde demans oranlarının özellikle Çin'de artmaya devam edeceği uyarısını yapıyor.

Araştırmacılar, diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanan yüksek kan şekerinin Çin de dahil dünya genelinde demans için önde gelen risk faktörü olduğunu, bunu sigara ve yüksek vücut ağırlığının izlediğini söylüyor.

"Sigara, yüksek açlık kan şekeri düzeyleri ve yüksek vücut kitle indeksi, aralarında yüksek açlık plazma glukozunun baskın konuma sahip olduğu üç ana risk faktörü" diye yazdılar.

Bilim insanları Çin'de demans vakalarındaki artışın büyük ölçüde nüfus artışı ve değişen yaş demografisine bağlı olabileceğinden şüpheleniyor.

"Gelişen bir ülke olarak Çin, ekonomik dönüşüm ve yaşam tarzındaki büyük değişiklikler nedeniyle diyabet hastalarının sayısında önemli bir artış yaşadı" diye yazdılar.

Araştırmacılar, demans vakalarındaki artışı yavaşlatmak adına özellikle yaşlı yetişkinler arasında yüksek kan şekeri ve sigara kullanımının azaltılması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyor.

Erken müdahalenin klinik hedeflerine ulaşmak için cinsiyete özgü risk faktörlerini hedef alan müdahalelere ihtiyaç duyulacağını belirtiyorlar.

Independent Türkçe