Çok sevilen dizinin yaratıcısı Netflix'in iptal kararı hakkında açıklama yaptı

Bilimkurgu ve gizem türündeki dizinin devam etmesi için imza kampanyaları başlatılmıştı

The OA'de bazı bölümler 30 dakika sürerken sürerken bazılarıysa 1 saati de aşıyordu (Netflix)
The OA'de bazı bölümler 30 dakika sürerken sürerken bazılarıysa 1 saati de aşıyordu (Netflix)
TT

Çok sevilen dizinin yaratıcısı Netflix'in iptal kararı hakkında açıklama yaptı

The OA'de bazı bölümler 30 dakika sürerken sürerken bazılarıysa 1 saati de aşıyordu (Netflix)
The OA'de bazı bölümler 30 dakika sürerken sürerken bazılarıysa 1 saati de aşıyordu (Netflix)

The OA'in ortak yaratıcısı Zal Batmanglij, Netflix'in iptal ettiği diziyi bir filmle bitirme teklifini Brit Marling'le neden reddettiklerini açıkladı.

Prömiyeri 2016'da yapılan dizi, gizemli bir şekilde ortadan kaybolan görme engelli Prairie Johnson'ı merkeze alıyordu. Genç kadın, birkaç yıl sonra görme yeteneğini yeniden kazanmış bir şekilde ortaya çıkıyordu. 

The OA'in oyuncu kadrosunda Brit Marling'in yanı sıra Emory Cohen, Phyllis Smith, Brendan Meyer, Patrick Gibson, Brandon Perea ve Jason Isaacs yer almıştı.

Olumlu eleştiriler almasına ve 5 sezonluk bir hikaye olarak tasarlanmasına rağmen Netflix, iki sezonun ardından The OA'i iptal etti. 

Yayın platformunun bu kararı, dizinin sadık hayran kitlesini hayal kırıklığına uğrattı ve dizinin son bölümü 2019'da ekranlara geldi.

İptal kararından sonra Marling paylaştığı Instagram gönderisinde "Bu hikayeyi bitirememiş olsak da başka hikayeler anlatacağımıza söz veriyorum" ifadelerini kullanmıştı. 

Film teklifine "hayır"

Zal Batmanglij, Hollywood Reporter'a verdiği son röportajda, Netflix'in The OA'i bir filmle tamamlamayı teklif ettiğini ancak "Hayır" yanıtını verdiklerini açıkladı. 

"The OA'in sonu benim için beklenmedikti" diyen Batmanglij, Netflix'ten aldıkları tekliften bahsetti:

Bunu bir filmle tamamlamamızı istediler ve biz de 'Hayır' dedik. Bu yüzden kendimi hakarete uğramış hissetmedim; daha çok şaşkınlık hissettim.

Netflix'in film projesine anlam veremediğini ifade eden Batmanglij ekledi:

Eğer Netflix'seniz, neden bir final filminden daha fazlasıyla bitirmiyorsunuz? Neden üçüncü bir sezonla bitirmiyorsunuz?

"Bitmiş bir şeye sahip olmak, sonra o şeyi lisanslamak ve önümüzdeki 10 ila 20 yıl boyunca o şeyden para kazanmak çok daha iyi" diyen Batmanglij, sözlerini şöyle bitirdi:

Bu yüzden bu konuda üzgün hissetmedik.

Dizinin ikinci sezon finali, Prairie'ye ne olduğunu öğrenmek isteyen izleyicileri merakta bırakmıştı. 

Hayranlar sosyal medyada hayal kırıklıklarını dile getirerek imza kampanyaları başlatmış ve The OA'in geri dönmesini talep etmişti.

Independent Türkçe



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe