Yemekte "tokatlanmak" isteyenler, bu arzularına para ödeyip kavuşuyor

Gelenler memnun ayrılıyor

Restoranda atılan tokadın şiddetine göre ücret de değişiyor (Pixabay)
Restoranda atılan tokadın şiddetine göre ücret de değişiyor (Pixabay)
TT

Yemekte "tokatlanmak" isteyenler, bu arzularına para ödeyip kavuşuyor

Restoranda atılan tokadın şiddetine göre ücret de değişiyor (Pixabay)
Restoranda atılan tokadın şiddetine göre ücret de değişiyor (Pixabay)

Japonya'da bir restoran, yemeğiyle birlikte tokatlanmak isteyen müşterilerinin 300 yen (60 TL) karşılığında bu arzusunu yerine getiriyor. 

Nagoya'daki bir restoranda kimonolu kadın garsonlar, her gün kendilerini ziyarete gelen müşterilere sert bir deneyim yaşatıyor. 

Geleneksel Japon meyhanesi İzakaya'da sunulan bu hizmet, yer yer müşterileri sandalyelerinden düşürüyor, mekandan tuhaf seslerin yükselmesine neden oluyor. 

2012'de açılan Shachihoko-ya adlı mekan, geleneksel alışkanlıkların yavaş yavaş popülerliğini kaybetmesi nedeniyle kapanmanın eşiğine gelmişti. 

Daha sonra restoran sahipleri, yemek ve içki dışında tokat servisi de sunarak işleri tersine döndürdü. 

Hatta tersine döndürmekle kalmadı, popülerliğini katladı.

Restoran sahipleri, aperatif olarak tokat yemek isteyen müşterilerini memnun etmek için yeni personel de istihdam etti. 

Kızarmak isteyenler daha fazla ödüyor

Restoranda sadece kadın garsonların tokat atmasına izin veirliyor. 

Yanaklarının kızarmasını isteyen müşterilerin 500 yen (100 TL) tutarında ek ücret ödemesi gerekiyor. 

Bölge sakinleri ve turistler, tokat deneyimden keyif aldıklarını söylüyor. 

Nagoya'daki gece hayatının kalbinin attığı Nishiki Sanchome'da yer alan restoran, aynı zamanda personelinin giydiği kostümlerle de nam salmış vaziyette.

Erkek garsonlar, meyhanenin logosundan ilham alan altın rengi tulumlar ve balık şeklinde şapkalar takarken, kadın personel de parlak kimonolar giyiyor.

Independent Türkçe



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe