Çalışma: Sonsuz kimyasallar kanser hücrelerinin yayılmasına neden oluyor

Çalışma: Sonsuz kimyasallar kanser hücrelerinin yayılmasına neden oluyor
TT

Çalışma: Sonsuz kimyasallar kanser hücrelerinin yayılmasına neden oluyor

Çalışma: Sonsuz kimyasallar kanser hücrelerinin yayılmasına neden oluyor

Yeni araştırmalar, kolorektal kanser (CRC) hücrelerinin laboratuvarda iki farklı türdeki sonsuz kimyasallara (Forever Chemicals) maruz bırakıldığında, bu kimyasalların potansiyel olarak kanserin ilerlemesini hızlandırabileceği sonucuna ulaştı.

Çalışma, itfaiyecilerde ve per/poli-floroalkil maddelerle (PFAS) düzenli temas halinde olan diğer kişilerde maruz kalma düzeylerinin bir analizini gerçekleştirdi. İtfaiyecilerin kanındaki PFAS seviyeleri, alev söndürücü özellikleri ile PFAS kimyasalları içeren yangın söndürme köpüğüne sık sık maruz kalmaları nedeniyle genel popülasyondan daha yüksek olma eğiliminde olduğu gözlemlendi.

İtfaiyecilerin CRC de dahil olmak üzere çeşitli kanser türlerine yakalanma ve bunlardan ölme olasılığı genel nüfusa göre daha fazla oluyor.

Çevresel faktörlerin kolorektal kanser vakalarının yaklaşık yüzde 80’iyle ilişkili olduğuna inanılıyor.

Science Alert sitesinin Environmental Science and Technology dergisinden aktardığına göre, yeni çalışmada, laboratuvarda PFAS’a maruz kalma, CRC hücrelerini yeni bölgelere gitmeye teşvik etti ve bu da canlı organizmalarda kanserin yayılmasında (metastaz) olası bir rolü olduğunu ortaya koydu. Yale Üniversitesi epidemiyologu Caroline H. Johnson, “Bu, metastaz olduğunu kanıtlamıyor ancak metastazın bir özelliği olan hareket artışına işaret ediyor” dedi.

PFAS, karbon-flor bağlarına dayanan insan yapımı kimyasallar ve ‘sonsuz kimyasallar’ takma adından da anlaşılacağı üzere, bu bağlar çok güçlü ve bozulmaya karşı dirençli oluyorlar, bu da PFAS’ı birçok ürün türünde kullanım için popüler hale getiriyor. Ne yazık ki, giderek artan konsantrasyonlarda kullanılması çevrede yıllarca hayatta kalmalarına da olanak tanıyor.

Yale Üniversitesi’nden ortak yazar ve fizyolog Jie Zheng, “PFAS, dünya çapında kamuoyunun ilgisini çeken yaygın bir kalıcı organik kirletici sınıfını teşkil ediyor. İçme suyu, iç mekan tozu, temizlik ürünleri ve kaplamalar gibi çevrede sıklıkla tespit ediliyor. Bu sonsuz kimyasalların birçoğu günlük eşyalarda mevcut olsa da, PFAS’ın tehlikeleri, kısmen içerdiği birçok farklı bileşik nedeniyle büyük ölçüde belirsizdir” ifadelerini kullandı.

Araştırmalar, bu uzun ömürlü kimyasalların çevreye yayıldığını ve yüksek seviyelere maruz kalmanın insanlarda ve hayvanlarda zararlı sağlık etkileriyle bağlantılı olduğunu gösterdi.

Bu çerçevede, yaygın olarak kullanılan bir PFAS olan perflorooktanoik asit (PFOA), Kasım 2023’te Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından insanlar için kanserojen olarak sınıflandırıldı. Bir başka yaygın PFAS olan perflorooktansülfonik asit (PFOS) de, insanlar için muhtemelen kanserojen olarak sınıflandırıldı.

Agresif CRC’yi nasıl etkilediklerini incelemek için Zheng, Johnson ve meslektaşları laboratuvarda yetiştirilen CRC hücrelerini ve metabolitlerini kullandı. Bu amino asitler, lipitler ve proteinler gibi binlerce küçük molekülün, metabolitlerin seviyelerinin ölçüldüğü bir işlemdi.

Johnson, “Risk grubundaki kişilerde veya hasta popülasyonunda meydana gelen kalıplara bakıp birinin neden bir hastalığa yakalandığı veya bir hastalığı geliştirdiği hakkında bir hipotez oluşturmaya çalışırız” dedi. Sonrasında şu ifadelere de yer verdi:

“Metabolomik, biyolojik etkiyle aynı örnekteki çevresel maruziyetleri ölçebileceğiniz yegane araçlardan biridir. Deneylerde küremsi adı verilen toplar halinde oluşturulmuş iki CRC hücre tipi kullanıldı. Bir türde vahşi tip KRAS geni bulunurken diğerinde, özellikle agresif CRC ile bağlantılı bir mutasyon olan KRAS geni vardı. PFOS ve PFOA’ya maruz bırakıldığında hücreler artan hareket ve daha yüksek yayılma eğilimi gösterdi.”

Düz bir katmanda büyüyen CRC hücreleriyle yapılan farklı bir testte, onları ayırmak için ortasından aşağıya bir çizgi çizildi.  Kimyasallar uygulandığında hücreler büyüdü ve tekrar birbirlerine doğru hareket etti.

Daha fazla bilgiye sahip olmak için araştırmacılar kimyasalların hücre metabolizması üzerindeki etkilerini inceledi. PFAS’a maruz kalma, amino asitler ve yağ asitleri gibi hücre fonksiyonu için hayati önem taşıyan çeşitli metabolitlerin yanı sıra metastazla ilişkili sinyal proteinlerinde de değişime neden oldu. CRC hücrelerindeki normalde antiinflamatuar ve kansere karşı koruyucu olan maddeler de PFAS'a maruz kalma sonrasında azaldı. Mutasyona uğramış hücrelerde bazı farklılıklar daha belirgin olarak görüldü. Söz konusu durum, bu mutasyona sahip kanserlerin PFAS’a maruz kalmayla yayılma olasılığının daha yüksek olabileceği anlamına gelebilir.

Laboratuvar ortamında alınan bu sonuçlar, yüksek seviyelerde PFOS ve PFOA’ya maruz kalmanın, gerçek yaşam koşullarında CRC yayılma riskini potansiyel olarak artırabileceğini gösteriyor.

Araştırma ekibi, bu bilginin yüksek düzeyde kimyasallara maruz kalma ihtimali olan işlerde çalışanlar için önemli olduğunu belirtti. Ayrıca gelecekteki klinik çalışmalarda bu maddelerin izlenmesinin insanların sağlıklarının korunması açısından da önemli olduğunu da vurguladı.

Johnson son olarak “Birçok laboratuvar çalışmasının insanlarda da aynı olacağı gibi bir sonucuna ulaşılamaz fakat kanser hücresi büyümesinin gerçekte nasıl olduğununa yönelik mekanizmaları anlamanın önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.



Beynin fazla çalışmasını önleyecek yüz dövmesi geliştirildi

E-dövme, zihinsel iş yükünü gerçek zamanlı olarak izleyecek (Device/Huh ve ekip ark.)
E-dövme, zihinsel iş yükünü gerçek zamanlı olarak izleyecek (Device/Huh ve ekip ark.)
TT

Beynin fazla çalışmasını önleyecek yüz dövmesi geliştirildi

E-dövme, zihinsel iş yükünü gerçek zamanlı olarak izleyecek (Device/Huh ve ekip ark.)
E-dövme, zihinsel iş yükünü gerçek zamanlı olarak izleyecek (Device/Huh ve ekip ark.)

Yeni geliştirilen bir yüz dövmesi beyin çok fazla çalıştığında bunu saptayabiliyor ve dövmeyi tasarlayan araştırmacılara göre muhtemelen beyin gerçekten çok çalışıyor.

Yüze takılan yeni elektronik cihaz, geleneksel olarak kullanılan hantal başlık olmadan zihinsel zorlanmayı ölçebiliyor.

Araştırmacılar geliştirdikleri teknolojinin hava trafik kontrolörleri, kamyon şoförleri ve uzun süre yoğun konsantrasyon gerektiren diğer meslek gruplarının zihinsel iş yükünü izlemek için kullanılabileceğini öne sürüyor.

Herkes düşünme yoğunluğunu dengeleyerek, ne aşırı yüklenip ne de sıkılarak en iyi şekilde çalışabilir. Ancak bu dengeyi bulmak zor olabilir ve mevcut araştırmalar büyük ölçüde, katılımcıların bir görevi tamamladıktan sonra yaptıkları uzun bir çalışmaya dayanıyor.

Teksas Üniversitesi Austin kampüsünden (UT Austin) araştırmanın yazarı Nanshu Lu, "Teknoloji, insan evriminden daha hızlı gelişiyor. Beyin kapasitemiz buna ayak uyduramıyor ve kolayca aşırı yüklenebiliyor" diyor. 

Optimum performans için optimum zihinsel iş yükü var ve bu kişiden kişiye değişiyor.

Araştırmacılar "e-dövmenin" bu duruma yardım edebileceğini umuyor. Bu dövme, beyin ve göz hareketlerinden gelen elektriksel aktiviteyi analiz ederek çalışıyor. Bu tür ölçümler genellikle kablolarla donatılmış karmaşık başlıklar gerektiriyor ancak dövme, cilde yapışan hafif bir batarya paketi ve sensörlerden oluşuyor.

Sensörlerin ince ve esnek yapısı, takan kişinin yüz şekline uyum sağlayacağı anlamına geliyor. Yaratıcıları bunun, karmaşık ve hantal başlıklardan daha iyi sonuç vermesini sağlayabileceğini söylüyor.

Lu, "Şaşırtıcı kısım, bu başlıklar beynin farklı bölgeleri için daha fazla sensör taşımasına rağmen herkesin kafa şekli farklı olduğundan asla mükemmel bir sinyal alamaması" diyor.

Sensörlerin her zaman doğru yerde bulunup sinyalleri almasını sağlamak için katılımcıların yüz hatlarını ölçerek kişiselleştirilmiş e-dövmeler üretiyoruz.

Araştırmacılar sistemi test etmek için 6 katılımcıya dövmeyi yerleştirdikten sonra onlara giderek zorlaşan bir hafıza testi uyguladı. Test ilerledikçe ve zihinsel yük arttıkça araştırmacılar etkilerini gördü: Bilişsel yükün işareti olarak teta ve delta beyin dalgaları arttı, alfa ve beta aktivitesiyse yorgunlukla paralel bir şekilde yükseldi.

Araştırmacılar, aynı yöntemlerin beynin ne zaman zorlandığını anlamak için de kullanılabileceğini umuyor. Ayrıca belirli bir aktivitenin yükünü tahmin edebilen bir bilgisayar modeli eğiterek beynin ne zaman zorlanacağını tahmin etmek de mümkün olabilir.

Araştırma, hakemli dergi Device'ta yayımlanan "A Wireless Forehead E-tattoo for Mental Workload Estimation" (Zihinsel İş Yükü Tahmini için Kablosuz Alın E-dövmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

Independent Türkçe