Tarihe geçen serinin yönetmeni merak edilen soruyu yanıtladı

Türkiye'de 5 Temmuz'da gösterime giren Çılgın Hırsız 4, dünya çapında 811 milyon dolar hasılat elde etti (Universal Pictures)
Türkiye'de 5 Temmuz'da gösterime giren Çılgın Hırsız 4, dünya çapında 811 milyon dolar hasılat elde etti (Universal Pictures)
TT

Tarihe geçen serinin yönetmeni merak edilen soruyu yanıtladı

Türkiye'de 5 Temmuz'da gösterime giren Çılgın Hırsız 4, dünya çapında 811 milyon dolar hasılat elde etti (Universal Pictures)
Türkiye'de 5 Temmuz'da gösterime giren Çılgın Hırsız 4, dünya çapında 811 milyon dolar hasılat elde etti (Universal Pictures)

Çılgın Hırsız'ın (Despicable Me) şakacı Minyonlar'ı, serinin gişede dünya çapında 5,4 milyar dolar hasılat elde etmesi ve tarihin en çok kazanan animasyon serisi olmasında önemli bir rol oynuyor.

İlk iki Çılgın Hırsız'ı yöneten ve bu yıl 4. devam filmi için geri dönen Chris Renaud, Film Hounds dergisine konuştu. 

Yönetmene Disney'in animasyon klasiklerini canlı çekim filmlere dönüştürme trendi hatırlatıldı ve şu soru yöneltildi: 

Minyonlar'ın (Minions) bu formata geçtiğini görmek ister misiniz?

Renaud, "Tanrım, umarım olmaz. Cevabım bu" diyerek, soruya açık yüreklilikle cevap verdi. 

"Benim için pek cazip değil"

57 yaşındaki Renaud, "Eğer böyle konuşmalar olduysa, ben bunlardan haberdar değilim" diyerek ekledi:

Ama benim için o dünyayı tanımlayan şey, animasyon olması ve yaptıklarımızın yanımıza kâr kalmasına izin vermesi. Bir Minyon'u otomat makinesine kilitlemek ya da Gru, Vector'a saldırdığında onu havaya uçurmak gibi. Bunlar gerçekten çizgi film fikirleri, tıpkı bir Bugs Bunny çizgi filminde olabilecekler gibi.

Amerikalı sinemacı, sözlerini "Canlı çekim versiyonunu yaparsanız tamamen farklı bir şey haline geliyor" diye sürdürdü:

Şahsen benim için pek cazip değil. Yine de neler olabileceğini kim bilebilir? Ama benim bu konudaki kişisel görüşüm bu.

Pixar'ın kreatif şefi Pete Docter da kısa süre önce yaptığı açıklamada, Pixar animasyonlarını canlı çekim filmlerine dönüştürme fikrine sıcak bakmadığını ifade etmişti.

Independent Türkçe, Variety, Film Hounds



Dünyanın en eski futbol sahası keşfedildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Dünyanın en eski futbol sahası keşfedildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bir tarihçi, İskoçya kırsalında Solway Firth yakınlarındaki bir sahanın muhtemelen dünyanın en eski futbol sahası olduğunu iddia etti.

Saha 1600'lü yıllarda, yani İngiltere'de bu sporun kuralları ilk kez belirlenmeden yaklaşık iki asır önce futbol maçlarına ev sahipliği yapıyordu.

Spor tarihçisi Ged O'Brien, 1600'lerin başında Rahip Samuel Rutherford tarafından yazılan ve Sebt günü öğleden sonraları sahada "insanların futbol oynadığını" belirten mektuba işaret etti.

Sahada sık sık yapılan futbol maçlarının Sebt gününü bozmasına kızdığı anlaşılan peder, cemaat üyelerine maçları durdurmak için sahaya büyük taşlar yerleştirmelerini emretmiş.

O'Brien, bazıları bugün hâlâ yerinde duran taşların, futbol oynayanları durdurmak için geçici bariyer olarak sahaya döşendiğini belirtti.

The Times'a, "Bu, futbol tarihinde okuduğum en önemli cümlelerden biri" diye konuştu.

Çünkü futbol sahasının tam nerede olduğunu belirtiyor. Her zaman futbolun İskoçya'da yüzlerce yıldır oynandığını düşündüm. Çete futbolu değil, gerçek futbolun.

Sahadan alınan toprak üzerinde yapılan laboratuvar testleri, kayaların Rutherford'un mektubunun yazıldığı tarihlerde tarım arazisine yerleştirildiğini doğruladı.

Bu bilgiler bir araya getirildiğinde, İngiltere'de 1863'te Futbol Federasyonu kurulmadan birkaç yüzyıl önce futbolun organize bir şekilde oynandığı anlamı çıkıyor.

1600'lerde oynanan futbolun daha vahşi ve kaotik olduğu, birkaç düzine kişinin bir domuz mesanesini şehrin bir ucundan diğer ucuna kovaladığı ve tekmelediği düşünülüyordu.

Ancak pederin mektubu, İskoç sahasında oyunun daha organize bir şeklinin oynandığını ve insanların ertesi gün işe gitmeyi umarak özellikle pazar günleri geldiğini gösteriyor.

Ancak İskoç tarlasında oynanan futbolun modern oyuna benzeyip benzemediği tespit edilemedi.

İskoç Futbol Müzesi'ni kuran O'Brien, bunun sporun evriminde kritik bir nokta olduğunu, saha, takımlar ve kabul edilmiş bazı kurallarla oynanan düzenli maçlar içerdiğini belirtti.

"Bu, modern dünya futbolunun atası, büyükbabası" dedi.

Ve İskoç.

Son bulgular, daha fazla doğrulanırsa, futbolun evriminin zaman çizelgesini değiştirebilir ve 19. yüzyılın sonlarında uluslararası futbol başladığında İskoçya'nın spordaki hakimiyeti hakkında bilgi sağlayabilir.

O'Brien, "1872'de, uluslararası futbol başladığı anda, İskoç kulüpleri İngiliz takımlarını kesinlikle ezip geçiyordu" dedi.

Bu kesinlikle sürpriz değil çünkü bu insanlar İngiltere'nin yapmaya başladığı şeyi 200 yıldan beri yapıyordu.

Independent Türkçe