Soyu 88 yıl önce tükenmişti: "Kemik kıran" atası keşfedildi

Badjcinus timfaulkneri'nin sanatçı tarafından yeniden çizimi (Peter Schouten)
Badjcinus timfaulkneri'nin sanatçı tarafından yeniden çizimi (Peter Schouten)
TT

Soyu 88 yıl önce tükenmişti: "Kemik kıran" atası keşfedildi

Badjcinus timfaulkneri'nin sanatçı tarafından yeniden çizimi (Peter Schouten)
Badjcinus timfaulkneri'nin sanatçı tarafından yeniden çizimi (Peter Schouten)

Soyu tükenen Tazmanya kaplanının yeni keşfedilen bir atası, kemikleri ve dişleri dahil olmak üzere avını tamamen silip süpürebilmesini sağlayan "son derece kalın" çene kemiklerine sahipti.

Bu keşif, cumartesi günü Journal of Vertebrate Paleontology adlı akademik dergide yayımlanan yeni bir araştırmada yer aldı. Araştırma, yaygın olarak Tazmanya kaplanı diye bilinen ve 88 yıl önce soyu tükenen modern keseli kurdun üç eski türünü tarif ediyor.  

Araştırma, son Tazmanya kaplanının 7 Eylül 1936'daki ölümünün anıldığı Avustralya Ulusal Tehdit Altındaki Türler Günü vesilesiyle yayımlandı.

Araştırmacılar yeni keşfedilen türlerin, Tazmanya kaplanlarının "şüphesiz en yaşlı üyeleri" olduğunu ve 23 ila 25 milyon yıl önce, Geç Oligosen sırasında Avustralya'da yaşadığını belirtti.

Fosillere Riversleigh Dünya Mirası Alanı'nda ulaşıldı.

Araştırma, bölgenin milyonlarca yıl önceki ekolojisine daha çok ışık tutarak geçmişte inanılan fikirleri değiştiriyor.

Araştırmanın baş yazarı Timothy Churchill " Avustralya'nın bir zamanlar sürüngen etoburların hakimiyeti altında olduğu yönünde geçmişte öne sürülen fikir, bu yeni Tazmanya kaplanlarında olduğu gibi, her yeni keşifle birlikte keseli yırtıcıların artan fosil kayıtlarıyla istikrarlı bir şekilde zayıflıyor" dedi.

Bilim insanları an itibarıyla, Riversleigh bölgesindeki memeli etobur çeşitliliğinin o dönemde dünyadaki diğer tüm ekosistemlerle rekabet edebileceğine inanıyor.

Yeni keşfedilen türlerden en büyüğü olan Badjcinus timfaulkneri, yaklaşık 11 kiloyla büyük bir Tazmanya canavarıyla hemen hemen aynı ağırlıkta.

Badjcinus timfaulkneri, son derece kalın çene kemiği sayesinde avının kemiklerini ve dişlerini bile parçalayabiliyordu. Bu tür, çok daha küçük ve o dönemden olduğu bilinen tek diğer thylacinid B. turnbulli ile akrabaydı.

Araştırmacılar, son kazılarda keşfedilen bir başka türün de Malta Terrier boyutlarındaki Nimbacinus peterbridgei olduğunu aktardı.

Bilim insanları, bu türü neredeyse eksiksiz olan diş fosillerinden yola çıkarak tespit etti ve isimlendirdi. Türün eski ormanlarda birlikte yaşadığı küçük memeliler ve diğer çeşitli av türleriyle beslenen bir yırtıcı olduğuna inanıyorlar.

Araştırmacılar, N. peterbridgei türünün Tazmanya kaplanının şimdiye kadar bilinen en eski doğrudan atası olabileceğini düşünüyor.

Yeni araştırmada tespit edilen üç türden sonuncusu olan Ngamalacinus nigelmarveni ise yaklaşık 5,1 kilo ağırlığında ve bir kızıl tilki boyutlarında.

Bu türün azı dişi fosilleri onun "benzer boyutlardaki diğer thylacinidlerden çok daha fazla" etobur olduğunu gösteriyor.
Çalışmanın ortak yazarlarından Michael Archer "Bu thylacinidlerin çok farklı diş adaptasyonları sergilemesi, o dönemde bir dizi benzersiz etobur nişin olduğuna işaret ediyor. Modern keseli kurdun öncüsü olan bu soylardan biri hariç hepsinin nesli yaklaşık 8 milyon yıl önce tükendi" diyor.

25 milyon yıldan daha fazla yaşayan bu yaratıkların soyu 7 Eylül 1936'da Hobart's Beaumaris Hayvanat Bahçesi'nde ölen son Tazmanya kaplanı Benjamin'le tükendi.

Independent Türkçe



Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
TT

Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)

Vincent van Gogh'un ikonik tablosu Yıldızlı Gece'nin gökyüzündeki bulut ve hava hareketlerinin ardındaki gerçek dünya fiziğini hassas bir şekilde tasvir ettiğini gösteren yeni bir araştırmaya göre, efsanevi ressam doğal dünya hakkında sezgisel bir anlayışa sahipti.

Haziran 1889'da yapılan tablo, girdap gibi dönen mavi gökyüzünü, sarı ay ve yıldızları, patlayan renk ve şekillerle betimlemesiyle 100 yılı aşkın süredir milyonları büyülüyor.

Efsanevi tablodaki her bir yıldız, su üzerindeki ışık benzeri yansımalarla parıldayan sarı dalgaların içine hapsedilmiş halde.

Sıkıntı içindeki sanatçının öncü fırça darbeleri, gökyüzünde bir hareket olduğu yanılsaması yaratıyor.

Bilim insanları, van Gogh'un tablosunu analiz ederek ressamın gökyüzü tasvirindeki "gizli türbülans" dedikleri şeyi ortaya çıkardı.

Çalışmanın ortak yazarı Yongxiang Huang şöyle açıklıyor:

Yüksek çözünürlüklü dijital bir resimle, fırça darbelerinin standart boyutunu tam olarak ölçmeyi başardık ve bunları türbülans teorilerinden beklenen ölçeklerle karşılaştırdık.

Akışkan hareketinde uzmanlaşmış araştırmacılar, resimdeki fırça darbelerini rüzgar bacalarında dönen yapraklarla karşılaştırdı.

Dönen fırça darbelerinin göreceli ölçeğini ve aralığını inceleyerek değişen boya renklerinin göreceli parlaklığını hesapladılar.

Araştırmacılar özellikle tablodaki 14 ana girdap şeklinin uzamsal ölçeğini inceledi.

Bu dikkatli gözlemlerden yola çıkarak resimde tasvir edilen atmosferin şeklini, enerjisini ve ölçeğini tahmin ettiler.

Çalışma, tablonun atmosferik hareketi öngören ve Kolmogorov yasası diye bilinen fizik kuralıyla uyumlu olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, ressamın ölçek ve parlaklığı dikkatli bir şekilde kullanmasının genel olarak atmosfer türbülansının ardındaki kuralları ve hava hareketindeki enerjinin küçükten büyük ölçeklere doğru kademeli bir şekilde akmasını "isabetli bir şekilde yakaladığını" söylüyor.

Gerçek gökyüzü fiziğinde geçerli olan bazı yasaların sanatçının tasvirinde de geçerli olduğu saptandı.

cd
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece'sindeki fırça darbelerini inceledi (Yinxiang Ma)

Araştırmacılara göre efsanevi ressam, fiziğin çeşitli boyutlarını "şaşırtıcı bir doğrulukla" yakalamış görünüyor.

Dr. Huang, "Van Gogh'un türbülansı hassas bir şekilde betimlemesi, bulutların ve atmosferin hareketini incelemekten ya da gökyüzünün dinamizmini nasıl yakalayacağına dair doğuştan gelen bir histen kaynaklanıyor olabilir" diyor.

Bu, doğa olaylarına dair derin ve sezgisel bir anlayışı ortaya koyuyor.

Independent Türkçe