Andrew Garfield, yıldız isimle seks sahnesini çekerken yaşadıkları "tuhaf" anı anlattı

Son Ana Kadar'ın prömiyeri 6 Eylül'de Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (StudioCanal)
Son Ana Kadar'ın prömiyeri 6 Eylül'de Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (StudioCanal)
TT

Andrew Garfield, yıldız isimle seks sahnesini çekerken yaşadıkları "tuhaf" anı anlattı

Son Ana Kadar'ın prömiyeri 6 Eylül'de Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (StudioCanal)
Son Ana Kadar'ın prömiyeri 6 Eylül'de Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı (StudioCanal)

Yeni romantik drama için bir araya gelen Andrew Garfield ve Florence Pugh'nun kimyası o kadar tuttu ki ateşli bir sahneyi çekerken, yönetmenden gelen "Kes!" komutunu bile duymadılar.

Garfield, Son Ana Kadar'ın (We Live in Time) tanıtımı için cuma günü New York'taki kültür merkezi 92nd Street Y'da hayranlarıyla bir araya geldi. 

41 yaşındaki aktör, Pugh'yla "çok samimi, tutkulu bir seks sahnesi" diye tanımladığı çekimler sırasında, yönetmenin "Kes!" diye bağırdığını duymadıklarını ve bunun da tuhaf bir ana yol açtığını anlattı.

Etkinlik sırasında sosyal medyada paylaşılan görüntülere göre Garfield, izleyicilere bunun, sadece kendisi, Pugh, kamera operatörü ve boom operatörünün bulunduğu "kapalı bir setteki" sevişme sahnesinin ilk çekimi sırasında yaşandığını söyledi.

"Olması gerekenden ileri gittik"

Garfield, "Sahne, koreografisini yaptığımız gibi tutkulu bir hal alıyor" diyerek ekledi: 

İşin içine girdik ve sırf 'Kes!' sesini hiç duymadığımız için olması gerekenden biraz daha ileri gittik.

Garfield, o sırada yönetmen John Crowley'nin çekim yaptıkları yerin yanındaki başka bir odada olduğunu söyledi.

Garfield'ın anlattığına göre ikili, hatalarını ancak ekip üyelerine baktıklarında ve her ikisinin de kibarlıktan duvara dönük olduklarını gördüklerinde fark etmiş.

Senaryosunu Nick Payne'in kaleme aldığı romantik film, gelecek vaat eden bir şef ve yakın zamanda boşanmış bir kadının 10 yıla yayılan ilişkisini merkeze alıyor.

Eleştirmenlerden övgü dolu yorumlar alan film, Türkiye'de 18 Ekim'de gösterime girecek.

Independent Türkçe, CNN, Variety



Yeni icat edilen yapay bitki evin havasını temizlerken elektrik üretiyor

Binghamton Üniversitesi'nin yapay bitkisi karbondioksiti temizleyebiliyor, oksijen ve elektrik üretebiliyor (Binghamton Üniversitesi/New York Eyalet Üniversitesi)
Binghamton Üniversitesi'nin yapay bitkisi karbondioksiti temizleyebiliyor, oksijen ve elektrik üretebiliyor (Binghamton Üniversitesi/New York Eyalet Üniversitesi)
TT

Yeni icat edilen yapay bitki evin havasını temizlerken elektrik üretiyor

Binghamton Üniversitesi'nin yapay bitkisi karbondioksiti temizleyebiliyor, oksijen ve elektrik üretebiliyor (Binghamton Üniversitesi/New York Eyalet Üniversitesi)
Binghamton Üniversitesi'nin yapay bitkisi karbondioksiti temizleyebiliyor, oksijen ve elektrik üretebiliyor (Binghamton Üniversitesi/New York Eyalet Üniversitesi)

Bilim insanları, aynı anda hem kapalı alandaki havayı temizleyebilen hem de bir akıllı telefona güç verecek kadar enerji üretebilen yapay bir bitki icat etti.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nden bir ekip, "eğlence için" 5 biyolojik güneş pilinden ve pillerin fotosentetik bakterilerinden yapay bir yaprak ürettikten sonra bu aracın pratik uygulamaları olabileceğini fark etti.

Kavram kanıtı niteliğindeki 5 yapay yapraklı bitki, karbondioksiti doğal bitkilerden çok daha etkili bir şekilde ortadan kaldırırken elektrik ve oksijen üretebiliyor.

Yapay bitkiyi açıklayan "Cyanobacterial Artificial Plants for Enhanced Indoor Carbon Capture and Utilisation" (Kapalı Alanda Geliştirilmiş Karbon Yakalama ve Kullanımında Siyanobakteriyel Yapay Bitkiler) başlıklı çalışmada, araştırmacılar "Havalandırma ve filtreleme gibi geleneksel karbondioksit azaltma yöntemleri, karbondioksit düzeyleri küresel ısınma sebebiyle arttıkça etkisini yitiriyor" diye belirtti.

Bu yapay bitkiler, fotosentez yapmak için kapalı alandaki ışığı kullanıyor ve iç mekandaki karbondioksit seviyelerinde yüzde 90 oranında bir azalma sağlayarak 5000'den 500 ppm'e düşürüyor. Bu da doğal bitkilerde görülen yüzde 10'luk azalmadan çok daha ileri düzeyde.   

Yapay bitki doğal bitkilere benzer gerekliliklere sahip, çalışmak için su ve besin maddelerine ihtiyaç duyuyor. Bitkinin gelecekteki versiyonlarında, farklı bakteri türleri kullanmak gibi bakım ihtiyacını azaltacak yöntemlerden faydalanılabilir. Bilim insanları, bu teknolojiyi bitkinin kullanım alanlarını artırmak için geliştirmeyi de umuyor.

Araştırmacılar "Bu yapraklar, yapay bitki yapısı içerisinde sıralı bir şekilde birleştirildiğinde sistem, 2,7 voltluk bir açık devre gerilimi (OCV) ve 140 mikrowattlık maksimum güç üretiyor, bu da taşınabilir elektronik cihazlara enerji vermeye yetiyor" yazdı ve aracın performansının "hava kalitesini iyileştirebilecek ve sürdürülebilir enerji sağlayabilecek çift işlevli bir sistem olma potansiyelini gösterdiğini" ekledi.

Binghamton Üniversitesi'nin Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Profesör Seokhun Choi şöyle dedi:

Bu elektriği, cep telefonu şarj etmek veya başka pratik uygulamalarda kullanmak istiyorum… İnce ayarlar yapıldıktan sonra bu yapay bitkiler her evin bir parçası olabilir. Bu fikrin faydalarını görmek çok kolay.

Çalışma, yakın zamanda Advanced Sustainable Systems isimli bilimsel dergide yayımlandı.
Independent Türkçe