Demans araştırması: Kitap mı, video oyunları mı daha iyi geliyor?

Araştırmaya imza atan bilim insanları araştırma kapsamındaki eylemlerin, fiziksel aktivitenin yerine geçmeyeceğini vurguluyor (Unsplash)
Araştırmaya imza atan bilim insanları araştırma kapsamındaki eylemlerin, fiziksel aktivitenin yerine geçmeyeceğini vurguluyor (Unsplash)
TT

Demans araştırması: Kitap mı, video oyunları mı daha iyi geliyor?

Araştırmaya imza atan bilim insanları araştırma kapsamındaki eylemlerin, fiziksel aktivitenin yerine geçmeyeceğini vurguluyor (Unsplash)
Araştırmaya imza atan bilim insanları araştırma kapsamındaki eylemlerin, fiziksel aktivitenin yerine geçmeyeceğini vurguluyor (Unsplash)

Boş zamanlarınızda televizyon kumandasını mı elinize alıyorsunuz, yoksa güzel bir kitabı mı? Güney Avustralya Üniversitesi'ndeki bilim insanları, bu tercihin beyin sağlığınızı etkileyebileceğini söylüyor.

The Journals of Gerontology, Series A: Biological Sciences and Medical Sciences adlı bilimsel dergide yer alan makalede sonuçları yayımlanan araştırmada, 60 yaş ve üstündeki 397 kişinin 24 saat boyunca neler yaptığı incelendi. 

Oturarak ya da uzanarak yapılan bazı aktivitelerin bilişsel kapasiteye daha iyi geldiği saptandı.

Okumak, müzik dinlemek, dua etmek, el ustalığı isteyen işler yapmak, müzik aleti çalmak ve başkalarıyla sohbet etmenin hafıza ve düşünme kabiliyetine iyi geldiği görüldü.

Araştırmacılar, video oyunları oynamayı ya da TV izlemeyiyse zararlı buldu.

Bilim insanları, demans vakalarının en az yüzde 45'inin hayat tarzındaki değişikliklerle önlenebileceğini belirterek bu çalışmanın önemine dikkat çekiyor.

Avustralyalı araştırmacılar ülkelerindeki her bin kişiden birinin, yani 411 bin kişinin bunamayla mücadele ettiğini söylüyor. 

Küresel rakamlara bakıldığındaysa Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre toplamda 55 milyonu aşkın kişide demans var ve buna her yıl neredeyse 10 milyon yeni vaka ekleniyor.

Makaleye imza atan isimlerden Dr. Maddison Mellow, bu araştırma kapsamında incelenen aktivitelerin zihni farklı şekillerde uyardığını ve çeşitli sosyal etkileşim biçimlerine neden olduğunu açıklıyor.

Mellow, "Fiziksel aktivitenin demans riskine karşı güçlü bir koruyucu olduğunu halihazırda biliyoruz. Beyin sağlığınızı geliştirmek istiyorsanız buna kesinlikle öncelik vermelisiniz. Ancak şu ana kadar hareket edilmeden yapılan aktivitelerdeki değişikliğin beyin sağlığımızı geliştirip geliştirmediğine doğrudan bakan bir araştırma yapılmamıştı" diyor. 

Independent Türkçe, Medical Xpress, Güney Avustralya Üniversitesi



Malta'ya 8 bin 500 yıl önce yapılan deniz yolculuğu bilim insanlarını etkiledi

Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)
Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)
TT

Malta'ya 8 bin 500 yıl önce yapılan deniz yolculuğu bilim insanlarını etkiledi

Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)
Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)

Avrupa'daki avcı-toplayıcıların Akdeniz'deki Malta adasına en az 8 bin 500 yıl önce gittiğine dair kanıtlar bulundu. Yelkenli teknelerin icadından önceye dayanan bu seyahatlerin keşfi, Orta Taş Çağı toplumların gelişimine ışık tutuyor. 

Bilim insanları açık deniz yolculuklarının tarımın gelişmesinden sonra başladığını düşünüyordu. Bunun temel nedeni, yelken gibi denizcilik teknolojilerini geliştirmek için gereken alet ve tekniklerin, tarım araçlarının icadından sonra ortaya çıkması. 

Bu nedenle pek çok araştırmacı, Malta gibi adaların insanların ulaştığı son yerler arasında olduğunu tahmin ediyordu.

Ancak Malta'nın Mellieħa bölgesindeki Latnija Mağarası'nda keşfedilen kalıntılar, bu düşünceye meydan okuyor.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (9 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre mağarada 8 bin 500 yıl önce insanların yaşadığına işaret eden kanıtlar bulundu. Bölgenin ilk çiftçilerininse yaklaşık 7 bin 500 yıl önce adaya ulaştığı tahmin ediliyordu.

Arkeologlar mağarada taş aletler, ocak kalıntıları ve yiyecek atıkları tespit etti. Bazı yiyecekler, adada çok önce tükendiği sanılan hayvanların etiydi. 

Max Planck Jeoantropoloji Enstitüsü'nden makalenin başyazarı Eleanor Scerri yaptığı açıklamada, "Bu dönemde soyunun çoktan tükendiği düşünülen kızıl geyik de dahil bir dizi yaban hayvanına ait bol miktarda kanıt bulduk" diyor.

Mağarada karada yaşayan hayvanların yanı sıra balık, yengeç ve diğer deniz canlılarının kalıntıları da ortaya çıktı. 

Bilim insanları bu avcı-toplayıcı grupların, kıta Avrupası'ndan Malta'ya gitmek için açık denizde yaklaşık 100 kilometre yolculuk yapması gerektiğini söylüyor. 

Yelkenli tekneler bu dönemde henüz icat edilmediğinden bu seyahatler, ağaç kütüğünden yapılmış basit kanolarla gerçekleştirilmiş olmalı. 

Araştırmacılar, yolcuların deniz akıntıları ve rüzgarlar yardımıyla hedeflerine ulaştığını tahmin ediyor. Çalışmanın yazarlarından Nicholas Vella, "Denizdeki akıntılar ve rüzgarların yanı sıra yer işaretleri, yıldızlar ve diğer yön bulma yöntemleriyle muhtemelen saatte yaklaşık 4 kilometre hızla 100 kilometrelik bir yolculuk yapıyorlardı" diyerek ekliyor: 

Yılın en uzun gününde bile, yolculuğun en az birkaç saati karanlıkta geçmiş olmalı.

Yeni çalışma, Akdeniz'in diğer küçük adalarının da bu dönemde yerleşime ev sahipliği yapıp yapmadığı ve bu ada halklarının birbiriyle etkileşime girip girmediği gibi sorular doğuruyor. Ayrıca bölgedeki avcılık ve balıkçılığın ekosistemi ne kadar etkilediği üzerine de bir tartışma başlatıyor.

Scerri, "Sonuçlar, Malta'nın tarih öncesi dönemine bin yıl ekliyor ve Avrupa'nın son avcı-toplayıcılarının denizcilik yeteneklerinin yanı sıra bağlantılarının ve ekosistem etkilerinin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılıyor" diyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Discover Magazine, Science Daily, Nature