Netflix yıldızının yeni gerilim dizisi sınıfta kaldı

28 yaşındaki Britanyalı aktör Leo Woodall, 14 Şubat'ta vizyona girecek Bridget Jones serisinin yeni filminde de rol alıyor (Apple TV)
28 yaşındaki Britanyalı aktör Leo Woodall, 14 Şubat'ta vizyona girecek Bridget Jones serisinin yeni filminde de rol alıyor (Apple TV)
TT

Netflix yıldızının yeni gerilim dizisi sınıfta kaldı

28 yaşındaki Britanyalı aktör Leo Woodall, 14 Şubat'ta vizyona girecek Bridget Jones serisinin yeni filminde de rol alıyor (Apple TV)
28 yaşındaki Britanyalı aktör Leo Woodall, 14 Şubat'ta vizyona girecek Bridget Jones serisinin yeni filminde de rol alıyor (Apple TV)

Apple TV+'ın yeni gerilim dizisi, pek de parlak bir başlangıç yapamadı.

2019'dan beri hizmet veren yayın devi, o zamandan bu yana eleştirmenlerden övgü dolu yorumlar alan dizileriyle öne çıkıyor.

4 sezonu izleyiciyle buluşan casus dizisi Slow Horses, iki sezonu yayına giren Pachinko ve 6 bölümlük mini dizi Blackbird, televizyon yazarlarının beğenisini kazanmıştı.

Bu yapımlar, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 98 puan almayı başararak yayın sevinin en övülen projeleri arasında yer alıyor. 

Kısa süre önce ikinci sezon prömiyerini yapan bilimkurgu dizisi Severance da 100 üzerinden 96 puanla zirveye çok yakın.

Ancak dijital platformun bazı başarısız projeleri de yok değil. Başrolünde Billy Crystal'ın oynadığı psikolojik gerilim Before eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuştu. Mini dizi, televizyon yazarlarının incelemelerine göre Rotten Tomatoes'da ancak 32 puan alabilmişti. 

Tom Holland'ın başrolünü oynadığı The Crowded Room da eleştirmenlerden büyük ölçüde olumsuz yorumlar aldı. 1979 yazında Manhattan'da geçen gerilim dizisi de 33 puanla Before'la aynı kaderi paylaştı.

45 puan alabildi

22 Ocak'ta prömiyerini yapan yeni gerilim de yayın devinin başarısız projeleri arasında yerini alacak gibi görünüyor.

Prime Target, 22 televizyon yazarının yorumlarına göre Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 45 puan alabildi.

Apple TV, gerilim dizisinin konusunu şöyle özetliyor:

Dâhi matematik öğrencisi, büyük bir buluş yapmak üzereyken şüpheli bir düşman onu durdurmaya çalışır. Cevap bulmak ve hayatta kalmak için savaşırken çok riskli bir komployu çözmek için bir hükümet ajanıyla iş birliği yapar.

Prime Target'ın "türe yeni bir şey katmadığını" yazan eleştirmenler, "tahmin edilebilir" ve "unutulabilir" olduğunu öne sürerek diziyi eleştiriyor.

Dizinin başrolünde, Netflix'in duygusal dizisi One Day'in yıldızı Leo Woodall yer alıyor. 

Steve Thompson'ın yarattığı mini dizide Edward Brooks rolündeki aktöre Quintessa Swindell, Sidse Babett Knudsen, David Morrissey ve Stephen Rea gibi isimler eşlik ediyor. 

  Independent Türkçe, ScreenRant, Rotten Tomatoes, Observer, Seattle Times



Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
TT

Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)

Dişlerin hassas olmasının nedeninin, yaklaşık 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların vücudunu saran bir tür zırhtan evrimleşmesi olduğu bulundu. 

İnsanlar ve diğer hayvanların dişleri mineyle kaplı ancak soğuk bir içeceği veya ağrıyı algılayan kısma dentin adı veriliyor. Dişin iç tabakası olan dentin, sinirlere duyusal bilgi taşımaktan sorumlu. 

Bilim insanları uzun zamandır dişin evrimsel kökenini saptamaya çalışıyor. Ortaya atılan teorilerden birine göre diş, milyonlarca yıl önce yaşayan balıkların zırhlı dış iskeletlerindeki çıkıntılardan evrimleşmiş olabilir. Ancak odontod adı verilen bu yapıların gerçek işlevi bilinmiyordu.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (21 Mayıs) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, başka bir soruya cevap ararken bu gizemi aydınlattı. Odontodun dentin içerdiğine dair işaretler tespit eden araştırmacılar, balıkların bu sayede çevrelerini algıladığını düşünüyor.

Chicago Üniversitesi'nden Dr. Yara Haridy, fosil kayıtlarındaki en eski omurgalı canlıyı ararken 541 milyon ila 443 milyon yıla ait örnekleri bilgisayarlı tomografiyle inceledi. 

Bilim insanları, en eski balık olduğu düşünülen Anatolepis heintzi adlı türü analiz ederken, dış iskeletinde çok sayıda gözenek olduğunu fark etti. Bu gözenekler dentin gibi görünen bir maddeyle doluydu. 

Daha sonra örneği diğer türlerin fosilleri ve hâlâ yaşayan yengeç, salyangoz ve balıklarla karşılaştırdılar. Bu analizin sonucunda A. heintzi'nin gözeneklerinin, eklembacaklılarda görülen sensila adlı duyu organlarına daha çok benzediği ortaya çıktı. 

Araştırmacılar bu nedenle A. heintzi'nin omurgalı bir balık değil, omurgasız bir eklembacaklı olduğu sonucuna vardı. 

Yengeç, akrep ve örümcek gibi günümüz eklembacaklılarında sensila, sıcaklık, titreşim ve hatta koku algılamada kullanılıyor.

Dr. Haridy, bazı modern balıklarda odontodlar olduğunu, köpekbalıkları ve bazı yayıngillerinse derilerinin zımpara kağıdı gibi hissedilmesine neden olan dentikül adlı küçük yapılarla kaplı olduğunu söylüyor.

Bilim insanları modern türlerdeki bu yapılar, A. heintzi'deki sensila ve 465 milyon yıl önce yaşayan balıklardaki odontod arasında çarpıcı benzerlikler tespit etti. Dr. Haridy eski balık türlerindeki duyusal organın işlevini şöyle açıklıyor:

Bu hassas dokularla kaplı olduğu için belki bir şeye çarptığında basıncı hissedebiliyordu ya da suyun çok soğuduğunu ve başka bir yerde yüzmesi gerektiğini algılıyordu.

Ekip ayrıca avlanma riskinin yüksek olduğu bir ortamda yaşayan bu balıkların tehlikeden kaçınmak için bu duyusal yapılara ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

Bulgular dış iskeletteki bu duyusal yapıların omurgalı ve omurgasızlarda ayrı ayrı geliştiğine ve insanlarla hayvanlardaki dişlerin buradan evrimleştiğine işaret ediyor.

Dr. Haridy "Omurgalılar ve eklembacaklılardaki sert kısımların ayrı ayrı evrimleştirdiğini biliyorduk ve şaşırtıcı bir şekilde sert iskeletlerine entegre edilmiş benzer duyusal mekanizmaları da bağımsız olarak geliştirmişler" ifadelerini kullanıyor. 

Araştırmacılar zaman içinde balıklarda çene geliştiğini ve ağızlarının yakınında sivri yapılara sahip olmanın avantaj sağladığını söylüyor.

Dr. Haridy "Yavaş yavaş çeneli bazı balıkların ağzının kenarında sivri odontodlar oluştu ve nihayetinde bazıları doğrudan ağzın içinde gelişti" diyerek ekliyor:

Diş ağrısı aslında balık atalarımızın hayatta kalmasını sağlamış olabilecek eski bir duyusal özellik!

Independent Türkçe, Science Alert, CNN, Live Science, Nature