Oscarlı belgeselin yönetmeni saldırıya uğradı ve gözaltına alındı

Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)
Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)
TT

Oscarlı belgeselin yönetmeni saldırıya uğradı ve gözaltına alındı

Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)
Belgesel, Altı Gün Savaşları diye bilinen Arap-İsrail çatışması sonrasında 1967'den beri İsrail ordusunun işgali altında olan Batı Şeria'da geçiyor (Antipode Films)

İsrail ordusunun uyguladığı yıkım ve sürgün politikasına karşı Filistinlilerin verdiği mücadeleyi anlatan Oscar ödüllü No Other Land'in yönetmenlerinden Hamdan Ballal'ın saldırıya uğradıktan sonra kaybolduğu bildirildi. Ballal’dan o zamandan beri haber alınamıyor.

"Kan kaybediyordu"

Yönetmenin kaybolduğunu, belgeselin diğer yönetmeni Yuval Abraham, X üzerinden yaptığı paylaşımlarla duyurdu.

"Bir grup yerleşimci, filmimiz No Other Land'in ortak yönetmeni Hamdan Ballal'a linç girişiminde bulundu" diye yazan Abraham, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Onu dövdüler; başından ve karnından yaralandı, kan kaybediyordu. Kendi çağırdığı ambulansa askerler baskın düzenledi ve onu alıp götürdüler. O zamandan beri kendisinden haber alınamıyor.

Associated Press'in haberine göre, Center for Jewish Nonviolence'tan (Yahudi Şiddetsizliği Merkezi) aktivistler, Ballal'ın İsrailli yerleşimciler tarafından dövüldüğüne şahit oldu. Haberde, "Maskeli 10-20 kişilik bir grup yerleşimci, Ballal'a ve diğer Yahudi aktivistlere taş ve sopalarla saldırdı, arabalarının camlarını kırdı ve lastiklerini patlattı" ifadelerine yer verildi.

Tanıkların aktardığına göre Ballal, Susya'daki köyünde saldırıya uğradı. Olay yerinde bulunan Joseph Kaplan Weinger, maskeli saldırganların çoğunun ellerinde sopa ve bıçak taşıyan gençler olduğunu belirtti.

Olay sırasında üç Filistinli daha gözaltına alındı. Avukat Leah Zemel'e göre bu kişiler, sorgulama öncesinde bir askeri merkeze götürüldü ancak gözaltına alınma nedenleri açıklanmadı.

Abraham, saldırıya ilişkin bir video da paylaştı. Görüntülerde maskeli bir kişinin başka birini ittiği, ardından kayıt yapan kişilerin hızla araçlarına doğru kaçtığı görülüyor.

Uluslararası Belgesel Derneği (IDA), saldırının ardından Variety'ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Hamdan Ballal'ın derhal serbest bırakılmasını, ailesinin ve toplumunun sağlık durumu, nerede olduğu ve gözaltına alınma gerekçesi hakkında bilgilendirilmesini talep ediyoruz.

Olay, No Other Land'in En İyi Belgesel dalında Oscar kazanmasından yalnızca üç hafta sonra yaşandı. Oscar töreninde yönetmenler Yuval Abraham, Hamdan Ballal, Basel Adra ve Rachel Szor, sahnede Gazze'de yaşanan yıkıma dikkat çekmek için çağrıda bulunmuştu.

"Ciddi adımlar atması çağrısında bulunuyoruz"

Filistinli gazeteci ve aktivist Basel Adra, konuşmasında şunları söylemişti:

Dünyaya, adaletsizliği ve Filistin halkına yönelik etnik temizliği durdurmak için ciddi adımlar atması çağrısında bulunuyoruz. Yaklaşık iki ay önce baba oldum ve kızımın benim yaşadığım hayatı yaşamak zorunda kalmamasını umut ediyorum. No Other Land, onlarca yıldır maruz kaldığımız ve hâlâ direndiğimiz acı gerçekliği yansıtıyor.

İkisi İsrailli, ikisi Filistinli 4 sinemacının yönettiği No Other Land, 2 Mart'ta 97. Akademi Ödülleri'nde En İyi Belgesel ödülünü almıştı. 

Film, 2019-2023'te Mesafir Yatta'daki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini ve Filistinli bir aktivistle İsrailli bir gazeteci arasında filizlenen dostluğu belgeliyor.

Independent Türkçe, Variety, AP, Hollywood Reporter



Avrupa üniversiteleri, ABD'li akademisyenlere bilimsel sığınma sağlayacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Avrupa üniversiteleri, ABD'li akademisyenlere bilimsel sığınma sağlayacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Avrupa'daki üniversiteler, ABD Başkanı Donald Trump’ın fon kesintileri nedeniyle işleri tehlikeye giren Amerikalı akademisyenlere “bilimsel sığınma” sağlamak üzere harekete geçti.

Trump, federal kesinti planı kapsamında NASA, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ve ABD'nin önde gelen iklim araştırma kurumu Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) gibi kurumlar da dahil binlerce birimde büyük kesintilere gidiyor.

Cumhuriyetçi lider, Eğitim Bakanlığı’nın kapatılmasına yönelik kararnameyi de geçen hafta imzalamıştı. Ayrıca fon kesintileri nedeniyle Çevre Koruma Ajansı'nda (EPA) görev yapan binden fazla bilim insanı ve araştırmacının işsiz kalması gündeme gelmişti.  

Guardian, Avrupa’daki üniversitelerin ABD’li akademisyenlere kapılarını açtığını yazıyor.

Fransa'nın yüksek öğrenim ve araştırmadan sorumlu bakanı Philippe Baptiste, “Belli sayıda araştırmacıyı ağırlamak istiyoruz” diyor.

Ülkedeki Aix-Marseille Üniversitesi, ABD'den en az 20 araştırmacıya üç yıl boyunca fon ayrılmasını öngören “Bilim için Güvenli Yer” programını oluşturdu. Üniversitenin rektörü Eric Breton programa dair şunları söylüyor:

Amacımız başka ülkelerden araştırmacı çekmek değil. Ancak olanlara çok öfkelendik ve ABD'deki meslektaşlarımızın bir felaket yaşadığını hissettik. Araştırmaları engellenenlere bir tür bilimsel sığınma imkanı sunmak istedik.

Breton, program duyurulduktan kısa süre sonra NASA’nın yanı sıra Yale ve Stanford gibi prestijli üniversitelerden 100’den fazla akademisyenin başvuru yaptığını belirtti. Bu bilim insanlarının çoğunun sosyal bilimler, sağlık bilimleri ya da iklim çalışmaları alanında araştırma yaptığını ifade etti.

Belçika’daki Vrije Universiteit Brussel’in (VUB) rektörü Jan Danckaert, bu kurumun akademiyi kilise ve devletin müdahalesinden korumak amacıyla 1834’te hayata geçirildiğini hatırlatarak, uluslararası araştırmacılar için 12 kişilik bir doktora sonrası çalışma kadrosu açılacağını söyledi. Kadroya seçimlerde ABD’li akademisyenlere odaklanılacağını belirtti:

Amerikan üniversiteleri ve oradaki araştırmacılar, siyasi ve ideolojik müdahalenin en büyük kurbanları. Milyonlarca dolar değerinde araştırma fonunun ideolojik nedenlerle yok olduğunu görüyorlar.

Independent Türkçe, Guardian, BBC