İnanılmaz değişim: Viski içen rockçı nasıl El Kaide'ye bağlı bir örgütün lideri oldu?

Ibrahim ag Alhabib ve arkadaşlarının 1992'de Mali'de çekilen fotoğrafı (Tinariwen)
Ibrahim ag Alhabib ve arkadaşlarının 1992'de Mali'de çekilen fotoğrafı (Tinariwen)
TT

İnanılmaz değişim: Viski içen rockçı nasıl El Kaide'ye bağlı bir örgütün lideri oldu?

Ibrahim ag Alhabib ve arkadaşlarının 1992'de Mali'de çekilen fotoğrafı (Tinariwen)
Ibrahim ag Alhabib ve arkadaşlarının 1992'de Mali'de çekilen fotoğrafı (Tinariwen)

Iyad ag Ghali bir zamanlar Sahra Çölü'nden doğan sıradışı bir blues-rock grubu için söz yazıyordu. Batı Afrika'daki gece kulüplerinin tanınan bir ismiydi ve Tinariwen'in elemanlarıyla birlikte müzik yapıyorlardı. 

Tuareg müzisyenlerinden oluşan grup bir Grammy kazandı, dünya turuna çıkarak Türkiye'ye geldi ve Led Zeppelin'den Robert Plant ve U2'dan Bono'yla birlikte çaldı.           

O ise El Kaide'nin en tehlikeli kollarından Cemaat Nasrül-İslam vel Müslimin'in lideri oldu. Batı Afrika'nın büyük bir kısmında müziği yasaklayan örgüt, onbinlerce ölümden sorumlu tutuluyor. 

Iyad ag Ghali'nin silahlı adamları, 2013'te Tinariwen üyelerini dahi pusuya düşürüp grubun gitaristini bir süre alıkoydu. 

Tinariwen'in eski menajeri Manny Ansar, 30 yıl önce Mali'nin başkenti Bamako'daki gece kulüplerine Iyad ag Ghali'yle birlikte gittiğini söyleyerek şöyle diyor:

İnanamadım. Cesetlerin üzerinde yürüdüğü videoyu görünce büyük bir şoka girdim.

70'li yaşlarına gelen Iyad ag Ghali'nin 6 bin civarında savaşçısı olduğu tahmin ediliyor. Fransa ve ABD askerlerinin yanı sıra Rus paralı savaşçılarıyla da çatışan örgüt, verdiği mücadeleyi kazanıyor gibi. 

Mali ve komşusu Burkina Faso'nun El Kaide tarafından yönetilen ilk ülkesi olma ihtimalinden bahsediliyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Iyad ag Ghali'nin eski arkadaşları, isyancı Tuaregler, Tinariwen üyeleri ve menajerlerinin yanı sıra devlet yetkilileriyle temasa geçerek onun portresini çıkardı. 

hyjukı
Iyad ag Ghali (sağdaki), Burkina Faso Dışişleri Bakanı Djibril Bassole'yle Mali'de 2012'de bir araya gelmişti (Reuters)

Iyad ag Ghali'nin çocukken etnik kimliğini, Müslümanlığın önünde gördüğü bildirildi. 

9 yaşında babası bir Tuareg isyanında ölünce, Mali'den bağımsızlık talep eden bir örgüte katıldığı aktarıldı.

2011'de kendi ülkesindeki isyanla öldürülen Libya lideri Muammer Kaddafi, desteklediği Tuareg örgütündeki savaşçıları, Lübnan'da İsraillilerle, Çad'daysa Fransızlarla savaşmak üzere kullanmış. 

Kaddagi, Iyad ag Ghali'nin Trablus yakınlarındaki kampa katılan Tuaregleri yönetmesini 1980'lerde istemiş. Tinariwen'in kurucusu Ibrahim ag Alhabib de oraya gidenler arasındaymış. 

O dönem Tuareglerin bağımsızlık mücadelesine destek için müziğin önemli olduğuna inanan Iyad ag Ghali, kamptaki müzisyenlere elektrogitar, amplifikatör, stüdyo ve sahne vermiş. 

Bununla da yetinmeyerek "Bismillah" adlı bir şarkının sözlerini yazmış. 

Parça, "Allah'ın adıyla kardeşlerimizin refakatinde devrimi başlattık" gibi ifadeler içeriyor. 

Tuaregleri çalışan akademisyen Pierre Boilley, 1989'da Paris'teki evinde misafir ettiği Iyad ag Ghali'nin viski içip ayaklanma hayalleri kurduğunu anlatıyor. 

Kaddafi'nin kendilerini oyaladığını düşünerek Haziran 1990'da Libya'dan Mali'ye giden savaşçılar, burada direnişe başladı. Kasetlerle elden ele yayılan Bismillah parçası da Tuareglerin özgürlük marşı gibi görüldü.

Örgüt, 1991'de Mali'den özerklik kopardıkları bir barış anlaşması imzalarken Iyad ag Ghali'ye de Bamako'da bir villa verilmiş. Tinariwen'in kurucusu Ibrahim ag Alhabib'i yeni evine çağıran Iyad ag Ghali, grupla birlikte geç saatlere kadar şarkı söylemiş. 

Mali Devlet Başkanı Alpha Konaré'yle resmi ziyaretlere katılan Iyad ag Ghali, Rolex saat takıp lüks kıyafetler giydiği bir döneme girmiş.

1999'da Pakistanlı din adamlarının memleketi Kidal'e gelişiyle hem onun hem de Mali'nin kaderi değişmiş. 

Sakal uzatan ve lüks kıyafetleri bir kenara bırakan Iyad ag Ghali artık El Kaide'ye bağlı bir örgütün lideri. 

Haziran 2024'te Lahey merkezli Uluslararası Ceza Mahkemesi onun hakkında yakalama emri çıkardı. Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle itham ediliyor. 

Independent Türkçe, WSJ, AP



Canı sıkılan kapuçin maymunları başka türlerin yavrularını kaçırıyor

Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
TT

Canı sıkılan kapuçin maymunları başka türlerin yavrularını kaçırıyor

Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)

Erkek kapuçin maymunlarının, aynı adada yaşadıkları başka bir türün yavrularını kaçırmaya başladığı gözlendi. Bilim insanları bu "trendin" arkasında sadece can sıkıntısı olabileceğini düşünüyor.

Panama'nın Jicarón Adası'ndaki kapuçin maymunları, kendilerini tehdit eden bir avcı tür olmadan rahat bir yaşam sürüyor. Beyaz yüzlü bu maymunlar alet kullanma becerileriyle öne çıkıyor. Salyangoz gibi sert kabuklu canlıları taşla kırarak besleniyorlar.

Adadaki popülasyonu yıllardır takip eden araştırmacılar 2022'de ilginç bir görüntüyle karşılaştı. Yüzündeki yara nedeniyle Joker adı verilen bir kapuçin maymunu, sırtında bir uluyan maymun yavrusu taşıyordu. 

Hayvanı yakın takibe alan ekip, daha sonra Joker'i başka yavrularla da gördü. Birkaç ay sonra popülasyondaki diğer genç erkek maymunlar da uluyan maymun yavrularını taşırken kaydedildi. Ocak 2022'den Temmuz 2023'e kadar, 5 genç erkek kapuçinin, 11 farklı uluyan maymun yavrusunu taşıdığı saptandı.

Bilim insanları ilk başta yavruların evlat edinildiğini düşünse de bu davranışın genellikle dişiler tarafından gerçekleştirilmesi ihtimali düşürüyordu. Üstelik kapuçin maymunlarının, kaçırdıkları yavrulara bakıp büyütmek gibi bir derdi yok gibi görünüyordu. 

Araştırmacılara göre yavrulara zarar verme niyetleri de yoktu ancak 4 bebeğin hayatını kaybettiği tespit edildi. Anne sütüne erişimleri olmadığı için diğer yavruların da öldüğü tahmin ediliyor. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (19 Mayıs) yayımlanan çalışmanın yazarlarından Dr. Brendan Barrett "Görüntülere bakıp ne olacağını bilmemek, yazılmaya devam eden bir korku filmini izlemek gibiydi" diyor. 

Peki kapuçin maymunları yavruları neden kaçırıyor? Özellikle iki türün bu şekilde etkileşime girmediği düşünüldüğünde durum daha tuhaf bir hal alıyor.

Araştırmacılara göre bu sorunun cevabı can sıkıntısı. Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü'nden makalenin başyazarı Zoë Goldsborough şu ifadeleri kullanıyor:

Jicarón Adası'ndaki koşulların, özellikle de karada yırtıcıların olmaması ve daha fazla boş vaktin, davranışlarda yenilik ve yayılmaya çok elverişli olduğunu düşünüyoruz.

Ekip ayrıca alet kullanan bir popülasyonda böyle bir davranış görülmesinin tesadüf olmayabileceğini, bunun da bir tür kültürel inovasyon olduğunu belirtiyor. 

Goldsborough "Bilim insanları hayvan taksonlarında kültürün kanıtlarını ortaya çıkarmaya devam ediyor ve bir davranış sosyal öğrenme yoluyla bireyler arasında yayılıyorsa kültürel olarak kabul ediliyor" diyerek ekliyor: 

Tanımladığımız yavru taşıma davranışı gerçekten de bu kapuçin grubunun kültürünün bir parçası.

Davranışa can sıkıntısının mı yoksa başka bir şeyin mi yol açtığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Ayrıca bu "trendi" başlatan Joker'in de popülasyondaki statüsünü öğrenmek istiyorlar. 

Hayvan refahı ve davranışı uzmanı Dr. Charlotte Burn de Joker'in yalnızlıktan dolayı mı böyle davrandığını ve yavruları kaçırmanın öne çıkmasını sağlayıp sağlamadığını merak ediyor.

Çalışmada yer almayan Dr. Burn "Eğer dışlanmış biriyse, o zaman diğerlerinin neden onun davranışını kopyaladığı daha büyük bir gizem teşkil ediyor" diyor: 

Belki diğerleri de onunla aynı şeyin eksikliğini duyuyordu.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Current Biology