Alacakaranlık'ın yönetmeni, Oscarlı iki aktrisin seçmelere girdiğini hatırlamıyor

"Gerçekten beni görmeye geldiler mi bilmiyorum"

Bella Swan karakteri, hem Stephenie Meyer'ın kitapları hem de filmlerde aldığı kararlar nedeniyle eleştirilmişti (Summit Entertainment)
Bella Swan karakteri, hem Stephenie Meyer'ın kitapları hem de filmlerde aldığı kararlar nedeniyle eleştirilmişti (Summit Entertainment)
TT

Alacakaranlık'ın yönetmeni, Oscarlı iki aktrisin seçmelere girdiğini hatırlamıyor

Bella Swan karakteri, hem Stephenie Meyer'ın kitapları hem de filmlerde aldığı kararlar nedeniyle eleştirilmişti (Summit Entertainment)
Bella Swan karakteri, hem Stephenie Meyer'ın kitapları hem de filmlerde aldığı kararlar nedeniyle eleştirilmişti (Summit Entertainment)

Meşhur Alacakaranlık (Twilight) serisinin ilk filminin yönetmeni Catherine Hardwicke, Bella rolü için iki ünlü oyuncunun seçmelere katıldığını söyleyerek şaşırtıcı bir açıklamada bulundu.

İkisini de hatırlamıyor

2008'de gösterime giren filmde, Robert Pattinson'ın canlandırdığı Edward Cullen'ın karşısında Bella Swan rolünde gelecek vaat eden Kristen Stewart yer alıyordu.

Hardwicke, hem Jennifer Lawrence hem de Brie Larson'ın Bella rolü için seçmelere katıldığını ancak performanslarını neredeyse hiç hatırlamadığını itiraf etti.

İlk gösteriminden 15 yıl sonra filmi tartışmak üzere Josh Horowitz'in Happy Sad Confused podcast'ine konuk olan 68 yaşındaki Hardwicke, sürecin çok başında Stewart'ı "gözüne kestirdiğini" açıkladı.

"Kristen'a göz koymuştum"

"Gerçekten beni görmeye geldiler mi bilmiyorum. Emin değilim. Bunu garanti edemem" diyen yönetmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ben, çok erken bir dönemde Kristen'a göz koymuştum. Özgürlük Yolu'nu (Into the Wild) görür görmez, 'Sanırım o' dedim. 'Onu istiyorum' diye odaklanmıştım. 'Bu kızda iş var' diye düşündüm. Saçmalık yok, asla abartılı rol yapmayacak, o kızgınlık tabii ki onda var ve yüzü ışıl ışıl. Her şeyi çekebilirsiniz ve o harika görünür.

"Beni hemen reddettiler"

Lawrence, geçmişte verdiği bir röportajda Alacakaranlık seçmelerine katıldığını doğrulamıştı.

Beni hemen reddettiler. Geri bile çağrılmadım. Ama hayatım tamamen farklı olabilirdi. Sanırım bir yıl sonra Açlık Oyunları'nı (The Hunger Games) aldım. Muhtemelen Gerçeğin Parçaları'ndan (Winter's Bone) sonraydı.

İkisi de Oscar kazandı

Lawrence o dönemde sadece 18, Larson da 19 yaşındaydı. İki aktris de kariyerlerinin ilk aşamalarındaydı. İki oyuncu da daha sonra Akademi Ödülü'ne layık görüldü.

Lawrence, Umut Işığım'daki (Silver Linings Playbook) performansıyla 2013'te, Larson da Gizli Dünya'daki (Room) başarısıyla Oscar kazanmıştı.

Edward'ı bulmak daha zor olmuş

Eleştirmenlere göre Stewart, abartısız oyunculuk tarzını Alacakaranlık'a ustalıkla katarak Bella Swan'ı bugün halen bilinen ve çekici bir karakter haline getirmeyi başardı. 

Yönetmen, Edward'ı canlandıracak aktörü bulmanın Bella'dan çok daha zor olduğunu belirtmişti. 

5 filmden oluşan Alacakaranlık serisi dünya çapında toplam 3 milyar 346 milyon hasılat yapmıştı.

Independent Türkçe



"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)
TT

"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)

Greg Evans 

Tüm zamanların en beğenilen yönetmenlerinden Martin Scorsese, başkalarının davranışları yüzünden artık sinemada film izleyemediğini açıkladı ve hayranları da ona hak verdi.

Taksi Şoförü (Taxi Driver/1976), Sıkı Dostlar (Goodfellas/1990) ve Para Avcısı (The Wolf of Wall Street/2013) gibi klasiklerin arkasındaki 82 yaşındaki yönetmen, diğer izleyicilerin çıkardığı gürültüye ve telefon ekranlarının dikkat dağıtıcı parlaklığına artık tahammül edemediği için sinemaya gitmeyi bırakmış.

Film eleştirmeni Pete Travers'ın blogu The Travers Take'de Scorsese'ye sinema salonlarından neden hoşlanmadığı soruldu.

Travers, "Usta yönetmene neden artık sinemada film izlemediğini sordum ve o da film sırasında telefonda gevezelik eden, atıştırmalık ve şişe şişe gazlı içecek sipariş etmek için salondan çıkan ve oyuncuların sesini bastıracak kadar gürültü yapan izleyicilere verip veriştirdi" diye yazdı.

Ancak Scorsese'ye bu konuda itiraz eden Travers, insanların sinemada hep konuştuğunu ve kendisinin de gençken muhtemelen aynı şeyi yaptığını öne sürdü.

Travers "'Yapma be Marty' dedim, 'Çocukken çenemizi kapatmazdık'" diye ekledi.

Onun [Scorsese'nin] gözleri karardı. 'Evet, belki de' diye kabul etti. 'Ama biz hep film hakkında konuşurduk ve detaylarını tartışarak eğlenirdik' dedi.

Scorsese'nin yorumları o günden sonra viral oldu ve birçok hayranı onun şikayetine katılıyor.

Bir hayran "Haklı. Sinemada bir yerlerden bir telefon ışığı yanmadan 5 dakika bile geçirmek mümkün değil, çok sinir bozucu" dedi.

Başka biriyse şöyle ekledi:

Ne yazık ki yüzde 100 doğru, insanların 15 sterlin (yaklaşık 800 TL) ödeyip sonra da Snapchat/Instagram'da sessiz reels izlemeleri beni hep şaşırtmıştır. Tuhaf, sinir bozucu ve filmi resmen mahvediyor.

Üçüncü bir kişi de "Marty haklı. Sinema adabı tüm zamanların en düşük seviyesinde" dedi.

4. bir hayran espri yaptı:

Ne yaptığınıza bakın hayvanlar, filmlerin papasının film deneyimini mahvettiniz. Hepiniz kendinizden utanmalısınız.

Diğer yandan Scorsese, hayatını kaybeden Papa Francis ve kendisi arasındaki bir dizi sohbetin yanı sıra papanın kamera karşısındaki son röportajını içeren bir belgesel çekmeye hazırlanıyor.

Aldeas – A New Story (Aldeas: Yeni Bir Hikaye) adlı belgeselin yapımcılığını, Papa Francis'in 2013'te kurduğu kâr amacı gütmeyen uluslararası kuruluş Scholas Occurrentes'in film yapım şirketi üstleniyor.

Belgeselin konusu, papanın sinemayı, eğitimi ve topluluk oluşturmayı "sadece bir ifade aracı değil, umut ve dönüşümün yolu" olarak görmesine odaklanan Aldeas adlı sinema programı. Belgeselde, Endonezya, Gambiya ve İtalya'dan programa katılan gençlerin ve kısa film yapma yolculuklarının gösterileceği bildiriliyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment