Netflix verileri hit diziyi bitirmenin hata olduğunu kanıtlıyorhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/k%C3%BClt%C3%BCr-sanat/4760901-netflix-verileri-hit-diziyi-bitirmenin-hata-oldu%C4%9Funu-kan%C4%B1tl%C4%B1yor
Netflix verileri hit diziyi bitirmenin hata olduğunu kanıtlıyor
Netflix eş CEO'su, "Hiçbir zaman başarılı bir diziyi iptal etmedik" demişti
8'er bölümlük iki sezondan oluşan dizinin başrollerinde Sam Corlett, Leo Suter, Frida Gustavsson, Jóhannes Haukur Jóhannesson ve Asbjørn Krogh Nissen rol alıyor (Netflix)
Netflix verileri hit diziyi bitirmenin hata olduğunu kanıtlıyor
8'er bölümlük iki sezondan oluşan dizinin başrollerinde Sam Corlett, Leo Suter, Frida Gustavsson, Jóhannes Haukur Jóhannesson ve Asbjørn Krogh Nissen rol alıyor (Netflix)
Netflix, Vikings: Valhalla'yı üçüncü sezonla bitiriyor ancak yayın verileri bunun yanlış bir karar olduğunu gösteriyor.
Geçmişte Netflix, dizilerini çok erken bitime kararı aldığı için eleştirilmişti ve Valhalla da bunun bir başka örneği olacak gibi görünüyor.
Geniş bir izleyici kitlesi var
Valhalla'nın Netflix rakamları, dizinin son derece geniş bir izleyici kitlesi olduğunu gösteriyor.
2022'de Netflix'te gösterime giren Vikings: Valhalla, The History Channel'ın 2013-2020'de ekranlara gelen dizisi Vikings'in devamı niteliğinde.
Yayın devi, 18 yaş üzerindeki izleyiciler için uygun olduğunu belirttiği dizinin konusunu kısaca şöyle özetliyor:
Vikings'ten yüz yıl sonrasını konu alan devam niteliğindeki bu dizide yeni bir efsanevi kahraman kuşağı kendi kaderini şekillendirmek ve tarih yazmak için ortaya çıkar.
İlk dizi, Valhalla'dan iki kat daha uzun sürmüş, 6 sezon boyunca devam ettikten sonra sona ermişti.
Valhalla, Vikings'ten yüz yıl sonra geçiyor, bu nedenle ilk dizideki karakterlerin hiçbiri spinoff'ta görünmüyor.
Bununla birlikte, tanıdık yüzlerin eksikliği izleyiciyi diziden uzaklaştırmamış gibi görünüyor ve Netflix'in açıkladığı yayın verileri, Vikings: Valhalla üçüncü ve son sezonuyla sona erdiğinde diziyi özleyecek çok sayıda kişi olacağını gösteriyor.
Netflix'in resmi etkileşim raporuna göre, Vikings: Valhalla'nın yayın platformunda izlenebilen iki sezonu, ABD'de en çok izlenen ilk 10 dizi arasında toplam 8 hafta geçirdi.
Aynı raporda Vikings: Valhalla'nın ilk sezonunun, Ocak ve Haziran 2023 arasında dünya genelinde toplam 116 milyon 500 bin saat izlendiği belirtiliyor.
Dizinin ikinci sezonu 205 milyon 500 bin saatle daha da fazla izlenme süresine ulaşmayı başardı.
Sonuç olarak, yayın verileri Netflix'in Vikings: Valhalla'nın bir ve ikinci sezonlarına neden bu kadar yatırım yaptığını kanıtlıyor.
Vikings Valhalla'nın üçüncü sezonu için bu izlenme rakamlarının artmaya devam edeceğinin bir garantisi olmasa da resmi Netflix verileri en azından diziye hâlâ büyük bir talep olduğunu gösteriyor.
"Hiçbir zaman başarılı bir diziyi iptal etmedik"
Bloomberg'e konuşan Netflix eş CEO'su Ted Sarandos, "Hiçbir zaman başarılı bir diziyi iptal etmedik" demişti.
Sinema yazarlarına göre mevcut rakamlara bakıldığında, Netflix yetkililerinin Vikings: Valhalla'yı nasıl başarılı bulmadığını anlamak zor.
Netflix'in kendi rakamları, Vikings: Valhalla'nın izleyiciler için büyük bir cazibe merkezi olduğunu kanıtlıyor. Sadece 6 aylık bir dönemde dizinin toplam izlenme saati 300 milyonu aştı.
Son sezon 2024'te
Eleştirmenlere göre Valhalla'nın 4. sezon ve sonrası için geri dönmesi, izleyicilerin Netflix aboneliklerini sürdürmesi için teşvik görevi görebilir.
Vikings: Valhalla'nın ilk iki sezonu halen Netflix'te izlenebilir. Üçüncü sezonsa 2024'te gösterime girecek.
Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5135025-k%C3%BClt%C3%BCrel-kentsel-soyk%C4%B1r%C4%B1m-gazze-sava%C5%9F%C4%B1-tarihi-kararl%C4%B1l%C4%B1kla-tahrip-ediyor
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İzzeddin Ebu Ayşe
Gazze'nin Eski Şehir bölgesinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin kütüphane kalıntıları üzerinde Enes, bir kısmı yanmış yırtık bir romanın sayfalarını çeviriyor. “Bu, Gazze Şeridi’ndeki en büyük kütüphaneden geriye kalan tek şey. Kütüphanenin içerisinde binlerce kitap, belge, eser ve burada yaşamış kadim halkların medeniyetleri yer alıyordu” diyor.
Enes’in gözleri, molozların ve üst üste yığılmış taşların arasından, Gazze'nin en eski ve en büyük camisi üzerinde geziyor. Eski mimarisi, tarihi taşları ve yabancı ziyaretçilerin sık sık ilgisini çeken, sanatsal ve mimari anlamlarını anlamak için incelemeye geldikleri benzersiz süslemeleri için üzülüyor.
Kültürel kayıplar can kayıplarıyla paralellik gösteriyor
Enes, Filistin kültürünü ve mirasını seviyor ve Gazze'de yaşamış medeniyetlerin kadim tarihini takip etmeye meraklı. “Kültürel alanlar sadece tarihi alanlar değil, aynı zamanda antik ve eski dünyaya açılan bir pencereydi” diye ekliyor.
Enes, Gazze'nin en büyük kütüphanesinin yıkıntıları arasında bulduğu romanın yırtık sayfalarını katlıyor ve “Gazze'nin kültür penceresi bombardımanlar altında kapandı” diyor. Buradan ayrılıp Gazze'nin eski mimarinin hakim olduğu Eski Şehri’ndeki diğer tarihi alanlara doğru yola koyulup ayakta kalanları inceliyor.
Gazze savaşı sadece insanları öldürmedi, aynı zamanda bu yıkımın, kanın, patlamaların ortasında altta bir yerde, çok büyük kültürel ve sanatsal kayıplara da yol açtı. Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, “İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma paralel olarak, trajik yönleri olan kültürel bir soykırım da yaşanıyor” dedi.
Gazze'nin özel konumu
Gazze, coğrafi konumu itibarıyla şanslı. Kendisi Afrika kıtasının Asya'ya açılan kapısı ve iklimi güzel, denize kıyısı var, arazisi engebesiz ve toprağı verimli. Bu nedenle Mısır, Yunan, Roma, Bizans, Kenan ve Fenike uygarlıklarına ev sahipliği yaptı. Aynı şekilde Memlük, Abbasi ve Osmanlı İslam devletlerinin de önemli merkezlerinden biri oldu.
Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Topraklarında tarih boyunca birbirini izleyen medeniyetler, mimari ve tarihi eserler ile nadir eserlerden ve harikulade taşlardan oluşan bir arkeolojik miras bıraktılar. Bu da Gazze'ye kültürel ve tarihi bir değer kattı, onu kadimliği her geçen gün daha da derinleşen bir yapıya kavuşturdu. Ama kitap, mimari ve tarihi eserlerden oluşan tüm bu zengin kültür harabeye dönüştü.
En önemli kayıplar
7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ilk gününden itibaren Filistin kültürü ve tarihi mirası, İsrail bombardımanlarından doğrudan etkileniyor. Gazze'nin Eski Şehir bölgesi, bu dönemde en çok tahrip edilen yerlerden biri olabilir.
UNESCO verilerine göre İsrail ordusu 146 tarihi eser, 114 tarihi cami ve kütüphanelerin aralarında bulunduğu 200 kültür alanını tahrip etti.
Savaşın en önemli sonuçlarından biri, MS 5. yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'nin yıkılmasıydı. Gazze tarihinin en eski hastanesi olan el-Ehli Baptist Hastanesi’nin, Gazze Şeridi'ndeki en eski cami olup MS 7. yüzyılda inşa edilen Büyük Ömer Camii’nin hedef alınmasıydı. İçinde bir tarihi eser koleksiyonu olan Paşa Sarayı Müzesi'nin yanı sıra Kenan ve Yunan dönemlerine ait binlerce eserin yer aldığı “Mataf el-Funduk” adlı müze de bombalandı. Bölgenin en eski Hristiyan manastırlarından biri olan ve 2024 yılında Dünya Miras Listesi'ne alınan St. Hilarion Manastırı yıkıldı. Bir asırdan fazla bir geçmişe ait binlerce tarihi ve ulusal belgenin bulunduğu Gazze Belediyesi merkez arşiv binasının yanı sıra yüzlerce tarihi, arkeolojik ve kültürel miras tahrip edildi.
Kültürel soykırım
Araştırmacılar, kültürel bağları ortadan kaldırmak, toplumun hafızasını silmek ve kültürel yapının temellerini sarsmak amacıyla, Gazze kültürüne yönelik tahribatın boyutunun, sivil altyapının kasıtlı ve sistematik bir şekilde tahrip edilmesini ifade eden bir terim olan “kültürel kentsel soykırım” noktasına vardığını belirtiyor.
Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı dava kapsamında, “kültürel soykırım" suçlamasında da bulunuldu. Mirasın tahribattan veya askeri kullanımlardan korunmasını sağlamayı amaçlayan “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Mirasın Korunmasına Dair Lahey Sözleşmesi’ne atıf yapıldı.
“Soykırım” teriminin formüle edilmesine yardımcı olan Polonyalı avukat Raphael Lemkin'in tanımına göre, kültür tahribi soykırımın bir parçası olup savaş suçu teşkil etmektedir ve bu tür ihlaller cezalandırılmalıdır.
Filistin tarihinin sonu
Filistin tarihi ve mirası profesörü İbrahim el-Mısri, “Kültürel ve tarihi yapıların tahribi, ulusal kimliğin doğrudan hedef alınması anlamına geliyor. Kültür, Filistin halkının kolektif ruhunu koruyan son duvardır. Bu duvar hedef alındığında toplum çöküşe daha fazla açık hale gelir” dedi.
“İsrail'in Gazze'de tarihi eserleri ve kültürel mirası hedef alması ve yıkması, belirli bir bölgede belirli bir insan grubunun varlığına dair tüm kanıtların silinmesini içermektedir. Bu kültürel soykırım anlamına gelmektedir ve kütüphanelerin, kültür merkezlerinin yıkılması Filistin kimliğini yok etme girişimidir” diye ekliyor.
İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, Filistin kültürel yaşamının ve kültürel miras kurumlarının yanı sıra kültür, bilim ve eğitim alanlarındaki varlıklarının hedef alınmasının ve kasıtlı olarak tahrip edilmesinin, İsrail stratejisinin bilinçli bir parçası olduğunu ifade ediyor.
Şunu da ekliyor “Sürekli devam eden bombardıman Gazze'deki sanat ve edebiyat camiasında yaralar bıraktı. Yaşanan şey, anıtların fiziksel olarak yok edilmesinin veya bireylerin öldürülmesinin çok ötesine geçen çok katmanlı bir eylem. Bu uygulamalar, yerel toplumun mirasını, kimliğini ve varlığını zayıflatan daha geniş kapsamlı yıkıcı süreçlerin çerçevesinde yer alıyor. Bunun Filistinliler üzerinde sembolik ve psikolojik yansımaları da bulunuyor.”
Şöyle devam ediyor: “Gazze'deki kültürel alanların fiziki olarak tahrip edilmesi, Filistin tarihi anlatıları araştırmaları açısından tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Gazzeliler, Gazze'nin kültürel gelişimini ve tarihini anlamamıza yardımcı olan asırlık el yazmalarını ve değerli kaynakları kaybettiler.”
UNESCO, Gazze'deki arkeolojik, tarihi ve kültürel alanları korumaya çalıştı ancak savaş nedeniyle başarısız oldu. Kuruluşun medya sorumlusu Julian Mercouri, “Bazı kütüphanelerin yeniden inşası için acil yardım sağladık. Ancak ihtiyaç duyulan destek bizim sağlayabileceğimizden çok daha fazla ve Gazze'deki zor koşullar kültürel mirasın korunmasını engelliyor” dedi.
İsrail'e gelince Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun kasıtlı olarak Filistin kültürel mirasını hedef aldığı iddialarını yalanladı. “Bu bölgelere yakın yerlere saldırılar yapılmışsa, Hamas ve diğer örgütler bu yerleri kendi faaliyetleri için kullanmış oldukları için yapılmıştır. Biz asla Gazzeli sivillerle savaşmıyoruz” dedi.