Böbrek taşının dikkat edilmesi gereken 6 semptomu

Böbrek taşının dikkat edilmesi gereken 6 semptomu
TT

Böbrek taşının dikkat edilmesi gereken 6 semptomu

Böbrek taşının dikkat edilmesi gereken 6 semptomu

Sağlık sitesi onlymyhealth’de yayınlanan bir rapora göre Artemis Hastanesi’nden Ürolog Dr. Nitin Shrivastava, zamanında tedavi edilmezse böbrek taşlarının böbrek yetmezliğine yol açabileceği uyarısında bulundu.

Dr. Shrivastava’ya göre ateş veya idrar yolu enfeksiyonu gibi semptomları görmezden gelmek sağlığa zarar verebilir. Zira bunlar, tıkanmış bir idrar akışının enfeksiyon oluşturduğunda ve irin üretimine yol açabilen acil bir durumun söz konusu olduğuna işaret ediyor olabilir. Bu durum da ‘Sepsis’ (hayati tehlikeye neden olabilecek enfeksiyon komplikasyonu) olarak bilinen kan dolaşımına geçen ciddi enfeksiyonlara yol açabilir.

Şarku’L Avsat’ın uzmanlardan aktardığı habere göre göz ardı edilmemesi gereken böbrek taşının altı belirtisi bulunuyor:

1. Yanlarda, sırtta veya karında ağrı

Dr. Shrivastava, böbrek taşlarının genellikle sırtta yanlarda, sol veya sağ tarafta ağrıya neden olduğunu belirtti. Bu, taşın nerede olduğunda göre değişiyor örneğin taş henüz böbrekte ise ağrı yanlarda ve sırta doğru hissediliyor. Taş, üreter olarak bilinen borunun içine doğru kayarsa, ağrı öne ve kasık bölgesine doğru hareket etmeye başlıyor. Ağrılar genellikle kramp olarak görülüyor. Bu durumda, hızlı bir şiddetli ağrı başlangıcı olur ve bir süre sonra kendi başına veya ilaçla rahatlar ancak sonra geri dönüyor. Bu ağrı, yanlardan veya sırttan aynı tarafın kasık bölgesine kadar yayılıyor.

2. İdrar yaparken ağrı (Disüri)

Böbrek taşı olan kişiler idrar yapmakta zorluk çeker. İdrar yaparken ağrı veya yanma hissi olabilir.

Dr. Shrivastava, buna eşlik eden bir idrar aciliyetin de olabileceğini belirtti. Bu da hastanın geciktirilemeyecek kadar acil bir tuvalete çıkma ihtiyacı hissettiği anlamına gelir ve idrar sızması yaşanabilir. İdrar yaparken yanma hissi, bazen taşın kendisinden kaynaklanan idrar yolu enfeksiyonunun da kaynaklanabilir.

3. İdrarda kan (Hematüri)

Dr. Shrivastava idrarda kan görülmesine ilişkin şunları söyledi:

“Böbrek taşları idrarda görünür bir kanamaya hem de idrarda çıplak gözle görülemeyen ancak bir idrar tahlili sırasında saptanan mikroskobik bir kanamaya neden olabilir. Bu, taşın böbreğin veya üreterin içinde rahatsızlığa neden olmasından kaynaklanır. Bu kanama zaman zaman oldukça endişe verici olabilir ve genellikle ağrı ile bağlantılıdır. Hastalarda genellikle yan ağrısı (vücudun bir tarafında, üst karın ile sırt arasında ağrı) ve idrarda kan görülür. Bu semptomlar böbrekte veya üreterde bir taşın olduğunu gösterir.”

4. Ateş veya titreme

Çoğu durumda hasta böbrek taşları sonucu ateşlenme yaşayabilir. Böbrek taşlarının ciddi bir semptomu olabileceğinden bu belirtiyi göz ardı etmemeniz gerekir. Ateşin eşlik ettiği herhangi bir böbrek taşı, mümkün olan en kısa sürede üroloğunuza görünmenizi gerektiren acil bir durumdur.

5. Kusma

Özellikle taş idrar borusuna girmiş ve idrar akışını engellemişse mide bulantısı ve kusma yaşayanabilir. İdrar akışı engellendiğinde böbrek şişer ve idrar birikir. Bu da hastalarda mide bulantısı ve kusmaya neden olur.

6. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu

Dr. Shrivastava, böbrek taşların pürüzsüz bir yüzeye sahip olanların, bazen sadece bir idrar yolu enfeksiyonu ile ortaya çıkabileceğini söyledi. Böbreğin içi hafifçe tahriş olduğundan daha az ağrı ve kusma olur, ancak taşın kendisi bir idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Herhangi bir derecede idrar akışı tıkanıklığı oluşursa, bu enfeksiyon kötüleşebilir ve hastada titreme ile yüksek dereceli ateş gelişir. Bir taş üreteri tıkadığında, etkilenen böbrekte idrar birikmesine neden olarak böbrek dokularında basınç ve potansiyel hasara yol açabilir. Bu nedenle böbrek taşınız olduğundan şüpheleniyorsanız veya bunlarla ilişkili semptomlar yaşıyorsanız tıbbi yardım almanız önemlidir. Bir sağlık uzmanı durumu değerlendirebilir. Uygun tedaviyi sağlayabilir ve ilerde taş oluşumunu önleme konusunda tavsiyelerde bulunabilir.



Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor
TT

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Kanada'daki York Üniversitesi Sağlık Fakültesi'nde yapılan devrim niteliğindeki bir keşif, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen ve zayıflatıcı bir otoimmün hastalık olan iltihaplı romatizma (romatoid artrit) tedavisinde yeni bir dönemin habercisi olabilir.

İltihaplı romatizma bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu eklemlerde oluşan kronik sertlik, şişlik ve ağrı olarak tanımlanır. Hastalık zamanla eklemlerde, kıkırdakta ve kemiklerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açarak günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilir. Mevcut tedaviler genellikle steroidler gibi geniş spektrumlu İmmünsüpresyonlar (bağışıklık sisteminin aktivasyonunun veya etkinliğinin azalması) veya spesifik sitokinleri (hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan protein ve peptidlerin bir grubu) hedef alan biyolojik ilaçları içeriyor. Ancak bu yaklaşımlar genellikle etkinliğini yitirirken enfeksiyonlara yatkınlığın artması ve diğer ciddi yan etkiler gibi riskler taşıyor.

Umut verici sonuçlar

Kanada York Üniversitesi Kinesiyoloji ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Araştırma Başkanı Doç. Dr. Ali Abdussettar liderliğinde yürütülen ve geçtiğimiz mart ayında Journal of Autoimmunity dergisin yayımlanan çalışmada araştırmacılar ‘TRAF1’ proteininin bağışıklık düzenlemesindeki rolünü incelemek için gelişmiş bir gen düzenleme tekniği kullandılar. Araştırma ekibi, TRAF1 proteini üzerindeki valin 196 (V196) bölgesindeki tek bir mutasyonun farelerde enflamasyonu önemli ölçüde azaltabileceğini keşfetti. Çünkü bu mutasyon aşırı duyarlı bir bağışıklık sisteminin sürdürülmesi için kritik olan moleküler bir etkileşimi bozuyor. Bu da normalde aşırı iltihaplanmaya neden olan olaylar zincirini etkili bir şekilde durduruyor. İltihaplı romatizma, günlük yaşamın birçok yönünü etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunudur ve bu hastalığın tedavisinde mevcut tedavilerin sınırlı etkinliğine bağlı olarak yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor. Bu çalışmada, İltihaplı romatizma ve diğer inflamatuar (iltihaplı) hastalıklar için daha etkili tedavilerin önünü açabilecek bir keşif yapıldı.

TRAF1, bağışıklık sistemindeki ikili rolüyle biliniyor. TRAF1, gen bazı bağlamlarda inflamatuar sinyalleri güçlendirirken, diğerlerinde bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini önlemek için bir fren görevi görür. Bu ikili görev, TRAF1'i şimdiye kadar tedavi edici müdahale için zor bir hedef haline getiriyordu.

Çalışma, mutasyonun TRAF1'in başka bir proteinle etkileşimi üzerindeki etkisini belirleyerek, inflamatuar sinyallerin nasıl daha hassas bir şekilde modüle edilebileceğine dair yeni bilgiler sağladı. Bu mutasyon, aşırı iltihaplanmaya neden olan moleküler olaylar dizisini etkili bir şekilde durduruyor. Bu hedefe yönelik yaklaşım sadece iltihaplı romatizma semptomlarını hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda hastalığa yol açan bozuk mekanizmaları da ele alarak mevcut tedavi seçeneklerine iyi yanıt vermeyen hastalara umut veriyor.

Bu çalışma, bağışıklık sisteminin düzenlemesi ve bunun iltihaplı hastalıklar üzerindeki etkilerini anlamamızda büyük bir sıçrama olarak görülüyor. Araştırma ekibi, gen düzenleme teknolojisinin gücünden yararlanarak, önemli moleküler etkileşimlerin değiştirilebileceğini göstermiş ve daha hassas tedavi edici stratejilerin geliştirilmesinin önünü açmıştır.

Yeni tedavi yöntemleri

Bu bulgular farelere ve insanlara başarıyla uygulanabilirse, sonuçları çok derin olabilir. Bu yeni keşif temelinde gelecekte üretilecek ilaçlar, iltihaplı romatizma için daha uygun bir tedavi sağlayabilir. Potansiyel olarak geniş spektrumlu immünosupresanlara olan bağımlılığı azaltabilir ve enfeksiyon ve kanser gibi yan etkilerin oluşma riskini en aza indirebilir. Araştırmanın ortaya koyduğu ilkeler diğer inflamatuar hastalıkların tedavisinde de uygulanabilir ve bağışıklık sisteminin önemli bir faktör olduğu hastalıkların tedavisi için yeni yollar açabilir.

Bu keşif, araştırma ekibinin yenilikçi ruhunun da bir kanıtı olurken genetik araştırmaların modern tıptaki önemli rolünü de ortaya koyuyor. Çalışmalar ve klinik deneyler ilerledikçe, iltihaplı romatizma hastaları yakında sadece semptomları hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda inflamasyonun temel nedenlerini de hedef alan tedavilere erişebilecekler. Araştırma ekibi, doktorlar ve hastalar, iltihaplı romatizma tedavisini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyan bu öncü çalışmayı laboratuvardan klinik uygulamaya geçerken yakından takip ediyor.

Dünya genelinde iltihaplı romatizma hastası 18 milyon insanın birçoğu her gün ağrı çekiyor ve bazı sakatlıklar yaşıyor. Bu keşif, tedavilerin daha etkili ve daha hafif olduğu bir gelecek için umut veriyor.

Araştırma ilerledikçe, ekibin çalışmaları, yeniliğe büyük ihtiyaç duyulan bir alanda devrim niteliğinde tedaviler keşfetmek için genetik içgörülerin gücünü vurguluyor. Bu keşif, bilimin vaat ettiğinden daha fazlasını, kronik hastalıklardan kurtarılmış yaşamların olabileceğine dair bir vizyon sunuyor.