80 yıldan uzun bir süredir göz ardı edilen bir antibiyotiğin, ilaca karşı dirençli süper mikropların tehdidine heyecan verici yeni çözümler açıklandı. Bugün kullandığımız antibakteriyel ilaçların yarısı, yaklaşık bir asır önce bulunan bileşiklerin varyasyonları. 1940’larda streptotrisin adı verilen bir madde izole edildi. Bu streptotrisinin ‘gram-pozitif bakterilerin’ yerine ‘gram-negatif bakteriler’ olarak bilinen bakterilerin neden olduğu enfeksiyonları tedavi etme imkanına dikkat çekti. Zira gram-pozitif bakterilerin aksine, bu mikroplarda, birçok antibiyotiğin hedeflediği sağlam bir hücre duvarı bulunmuyor.
Alternatifler bulmak, ilaç endüstrisinin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olarak niteleniyor. 2017 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ilaca dirençli en tehlikeli patojenlerin bir listesini yayınladı ve bunların çoğu gram-negatif bakterilerdi.
Ancak bakterileri öldürme potansiyeline rağmen, streptotrisin başarılı olamadı. Bir ön çalışmada insan böbreklerinin sağlığı için çok zehirli olduğu görüldü ve daha sonra bilimsel literatüre gömüldü. Ancak şimdi Harvard Üniversitesi’nden patolog James Kirby ve meslektaşları onu yeniden ele aldı ve yeni bir isimle, ‘nourseothricin’ adı altında potansiyelini inceledi.
Science Alert sitesinin Hakemli bilimsel dergi PLOS Biology’den alıntıladığına göre Kirby şu açıklamada bulundu:
“Şimdi, tedavisi için sadece birkaç etkili antibiyotiğin olduğu birçok ilaca karşı dirençli olan patojenlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, daha önce gözden kaçırdıklarımızın potansiyelini yeniden gözden geçirme ve keşfetme zamanı geldi. Nourseothricin, gram-pozitif olan toprak bakterileri tarafından yapılan doğal bir üründür. Aslında, streptotrisin F (S-F) ve streptotrisin D (S-D) gibi bireysel isimler verilen antibiyotiklerin bir karışımıdır.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Nourseothricin ve S-D, laboratuvarda böbrek hücreleri üzerinde toksik etkiler gösterirken, Kirby ve meslektaşları şimdi bunun S-F için geçerli olmadığını tespit etti. Bu bileşiğin, ilaca dirençli gram-negatif bakterileri öldürmede etkili olduğu ancak toksik olmadığı görüldü. Fare modellerinde, S-F aslında çok sayıda mevcut ilaca dirençli olduğu kanıtlanmış bir bakteri türünü, tümü minimum düzeyde veya hiç toksisite olmadan öldürmeyi başardı.
Kirby duruma ilişkin şunları söyledi:
“Toprakta yaşayan bakteriler, yerlerini korumak için çağlar boyunca evrim geçirerek gram-negatif bakterilerin zırhına nüfuz edebilen antibiyotiklerle nasıl savaşacağını buldu. Streptotrisin de devam eden bu silahlanma yarışının sonuçlarından biridir. Bu bileşikler, gram-negatif patojenlerin savunma mekanizmalarına nüfuz etmek için farklı bir çözüm sunar. Streptotrisin saldırısının ardındaki kesin ayrıntılar henüz net değil ancak antibiyotik gram-negatif bakterilere bağlanıyor ve diğer ilaçlardan farklı bir şekilde protein yapma mekanizmasını bozuyor gibi görünüyor.”
Araştırmacılar bunun nasıl olduğunu anlayabilirlerse, şimdiye kadar oldukça dirençli olduğu kanıtlanmış bakteriler için yepyeni bir ilaç sınıfı geliştirmelerini sağlayabilir.
Kirby ve meslektaşları, S-F gibi doğal streptotrisinlerin süper bakteri öldürücüler olarak daha da iyi çalışacak şekilde nasıl geliştirileceğini araştırmaya başladılar. Kirby açıklamasında “Bu tarihsel açıdan önemli ancak uzun süredir unutulmuş antibiyotik sınıfına olan ilginin yeniden canlanmasını heyecanla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.