Veterinerden sıcaklık uyarısı: 9 köpek cinsini işaret etti

Düzenli veteriner tavsiyeleri paylaşan sosyal medya yıldızı Cat, TikTok'ta 325 binden fazla, Instagram'daysa 31 binden fazla takipçi kazandı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Veterinerden sıcaklık uyarısı: 9 köpek cinsini işaret etti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Bir veteriner, bu yaz güneş çarpmasından etkilenme ihtimali en yüksek olan 9 köpek cinsinin sahiplerini uyardı.

Sosyal medya yıldızı Cat, veteriner tavsiyeleri paylaşarak TikTok'ta 325 binden fazla, Instagram'daysa 31 binden fazla takipçi kazandı.

Veteriner geçen yıl, sıcak havalarda genellikle zorlanan bütün köpek cinslerini ele aldığı bir video çekmişti.

Videoda, Vet Compass'in 2020'de gerçekleştirdiği ve Çin Aslanı cinsi köpeklerin sıcak çarpmasından mustarip olma ihtimalinin ortalama bir köpeğe göre 17 kat daha yüksek olduğunu ortaya koyan bir araştırmaya atıfta bulunuluyor.

Cat, "Biraz basık suratları ve muazzam kürklerinin çifte dezavantaj yarattığı düşünüldüğünde bu pek de şaşırtıcı değil" dedi. İngiliz Bulldoglar ikinci sırada yer alırken, üçüncü ve 4. sırada Fransız Bulldoglar ve Fransız Mastifleri var.

Veteriner şöyle açıkladı:

Zaten bildiğimiz bir şeyi [kanıtlıyor bu]: Basık suratlı cinsler sıcak havalarda muazzam derecede daha savunmasızdır ve onlara gerçekten çok iyi bakmamız gerekiyor.

Basık suratlı cinsler nefes alma sorunları yaşayabilir. Genellikle brakiosefalik solunum yolu sendromuyla mücadele eden bu hayvanların uzun, yumuşak damakları ve küçük burun delikleri vardır. Bu da hava akışını ciddi ölçüde sınırlar. Köpeklerin vücut ısılarının düşmesi, büyük ölçüde nefes alıp vermelerine bağlıdır.

Tazılar 5. sırada yer alırken, Cat bunun nedenini vücutlarının boyutuna oranla "büyük kas kütlelerine" sahip olmalarıyla ilişkilendirdi.

Cat, "Bu da özellikle sıcak günlerde, egzersizle birlikte vücudun iç sıcaklığının epey yükselebileceği anlamına geliyor" dedi.

King Charles spanyelleri, daha basık yüzleri ve kalın kürklerinin yanı sıra "obeziteye daha yatkın" olmaları nedeniyle 6. sırada yer aldı.

7. sıradaki Pug'lar da brakiosefalik solunum yolu sendromundan mustariptir. Listede bu cinsi takip eden Golden Retriever ve Springer Spanyeller hakkında Cat, "her ikisinin de çok kalın tüyleri var ve hava nasıl olursa olsun egzersiz yapmak için çıldırmanın tipik örnekleri" ifadelerini kullandı.

Cat videoyu evcil hayvan sahiplerini uyararak bitirdi:

Köpeğinizin cinsi ne olursa olsun, lütfen ama lütfen hava sıcaklıkları fırlarken dikkat edin.

Hayvan Eziyetini Önleme Kraliyet Topluluğu (Royal Society for the Prevention of Cruelty to Animals/RSPCA) da evcil hayvan sahiplerine kusma, nefes nefese kalma, aşırı salya akıtma, uyuşukluk gibi, köpeklerdeki sıcak çarpması belirtileri hakkında tavsiyeler paylaştı.

Hayvanlara yardım amacı taşıyan kuruluş, köpeğinin sıcak çarpması geçirdiğinden şüphelenenlerin, hayvanın üzerine soğuk su dökmesini fakat köpeği şoka sokabilecek buz gibi sudan kaçınmasını tavsiye ediyor.

Basık suratlı köpeklerin sahiplerine, köpeklerin kafasına su dökmemesi de tavsiye ediliyor çünkü bu, köpeğin yanlışlıkla suyu burnundan çekmesi durumunda boğulma olasılığını artırabilir.



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature