Kanadalı kardiyolog açıkladı: Sevdiğiniz 5 yiyeceğin kalp dostu alternatifi

Hamburger, kızarmış tavuk, cips, yumurtalı ekmek ve dondurmadan vazgeçmek zor

Kardiyoloğun değiştirilmesini önerdiği yiyecekler arasında dana burger de var (Pixabay)
Kardiyoloğun değiştirilmesini önerdiği yiyecekler arasında dana burger de var (Pixabay)
TT

Kanadalı kardiyolog açıkladı: Sevdiğiniz 5 yiyeceğin kalp dostu alternatifi

Kardiyoloğun değiştirilmesini önerdiği yiyecekler arasında dana burger de var (Pixabay)
Kardiyoloğun değiştirilmesini önerdiği yiyecekler arasında dana burger de var (Pixabay)

Sağlıklı yaşamak isteyen çoğu kişi, beslenme düzeninden bazı yiyecekleri çıkarmakta zorlanıyor.

Bunların başında hamburger, dondurma veya cips gibi sevilen lezzetler geliyor.

Öte yandan Kanadalı kardiyolog Dr. Beth Abramson, bu yiyecekler yerine sağlıklı alternatiflerini ikame etmenin işleri kolaylaştıracağı görüşünde.

Toronto'daki St. Michael's Hastanesi'nde görev alan Abramson, kalp dostu bir beslenme düzeni için 5 gıda değişikliği önerdi.

Dana burger yerine tavuk

Abramson'a göre canı burger çekenler, hemen bir kafetaryaya gidip dana burger yemek yerine kendi burgerlerini evde yapabilir.

Burada püf nokta burgerde kırmızı et yerine tavuk kullanmak.

Zira Amerikan Kalp Derneği tavuk, balık ve sebze gibi diğer protein kaynaklarından daha fazla doymuş yağ içerdiği için kırmızı et tüketiminin sınırlandırılmasını teşvik ediyor.

Doymuş yağ, kolesterol seviyelerini yükselterek kalp hastalığı ve inme riskini artırıyor.

Önceki bir çalışma, günlük olarak kırmızı et tüketmenin kalp hastalıklarına bağlı bir kimyasalın seviyesini üç katına çıkardığını ortaya koymuştu.

Abramson bunu göz önünde bulundurarak ailesini tavuk burgerle besliyor veya kıyılmış tavuktan köfte yapıyor ve buna bazen dana eti de ekliyor.

Bu, kırmızı et içeriğini azaltmanın güzel bir yolu. Hem de kendinizi hamburger yiyormuş gibi hissedersiniz.

Kızarmış tavuk yerine fırınlanmış tavuk

Abramson yağda kızartılmış tavuk yerine parmak tavukları fırınlamayı seviyor.

Araştırmalar, kızarmış yiyeceklerin kardiyovasküler hastalık riskini artırdığını gösterirken Abramson da, "Daha az kızartın, daha çok ızgara yapın ve daha çok fırınlayın" dedi.

Kardiyolog, parmak tavuk yapmak için eti şerit halinde kesiyor. Onları düşük kalorili ve az yağlı salata sosuyla kaplayarak ekmek kırıntılarına buluyor. 

Daha sonra bunları fırınlıyor ve sağlıklı bir kızarmış tavuk alternatifi elde ediyor.

Kızarmış cips yerine fırınlanmış cips

Kızarmış patates cipsi gibi doymuş yağ oranı yüksek atıştırmalıkları azaltmak önemli.

Benzer şekilde patatesleri de kızartmak yerine fırınlamak daha sağlıklı olarak kabul ediliyor.

Yumurtalı ekmekte tereyağını sütle değiştirin

Abramson, çok fazla doymuş yağ içeren tereyağında kızartılan yumurtalı ekmeklerin bile sağlıklı bir şekilde yapılabileceğini söylüyor.

Bazı kişiler halihazırda yumurtalı ekmekleri pişirirken hiç tereyağı kullanmasa da bu yiyeceğin Fransız tostu diye anılan versiyonunda tereyağı ve krema sık kullanılıyor.

Ancak Abramson, ekmeği yumurta ve yağsız süte batırdıktan sonra pişirmeyi tavsiye ediyor.

Dondurma yerine donmuş yoğurt

Süt, özellikle çocuklarda kemik gelişimi için gerekli. Ancak kardiyolog, tüketilen kolesterol miktarını azaltmak için daha az yağlı süt ürünlerini tavsiye ediyor.

Bu nedenle, akşam yemeği sonrası dondurma yemek isteyenler bunun yerine dondurulmuş yoğurdu tercih edebilir.

 

Independent Türkçe, Insider, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri



Doğumsal deformasyon: Gazze'deki kadınların rahimlerini yok eden silahlar

Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Doğumsal deformasyon: Gazze'deki kadınların rahimlerini yok eden silahlar

Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

Doktor Ahmed, şaşkınlıkla yeni doğan bebeğe, Melek el-Kanu'ya bakıyor, başında görülen deformasyonu inceliyor ve “Anne hamileliği sırasında bu garip deformasyona yol açan ne kadar zehirli gaz soludu, İsrail hamile kadınları bu şekilde etkileyecek hangi ölümcül silahları kullandı?” diye düşünüyor.

Doktor bebeği taşıyor ve başına bakıyor; “beyni yok, kafatası gelişimini tamamlamamış” diyor. Sağlık çalışanı, garip ve şok edici bir deformasyon ile doğan, başının sadece göz hizasında sona erdiği küçük Melek’in durumu ile ilgili bunları söylüyor.

Doktor, “İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği savaş sırasında doğumsal anomali vakalarında korkunç bir artış fark ettim. Beyninden tamamen yoksun olarak doğan bebek vakası, trajik anne karnındaki malformasyon hikayelerine bir örnek. Bebeklerin gelişimini daha doğmadan önce etkileyen bu savaşın durdurulması gerekiyor” diye ekledi.

Deformasyon oranları yükseliyor

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre  Gazze'de doktorlar, kuvöz bölümündeki yeni doğan bebeklerde doğumsal deformasyon vakalarında endişe verici bir artış olduğunu fark ettiler. Bunların çoğunun, savaş sırasında hamile kalan annelerin bebeklerinde görüldüğünü gözlemlediler. Bu durum onları, bu olguyu, savaşın ve kuşatmanın seyri ve bunların sakinler üzerindeki etkileriyle ilişkilendirmeye yöneltti.

Sağlık Bakanlığı Hastaneler Bölümü Genel Müdürü Mervan el-Hams, “Gazze Şeridi'nde doğumsal anomali sayısında önemli bir artış yaşanıyor. İsrail savaşı hamile kadınları olumsuz etkiledi” dedi. El-Hams, “Bu olgunun yayılmasına katkıda bulunan birkaç faktör var, birincisi, İsrail bombardımanlarından kaynaklanan radyasyon, ikincisi, uluslararası yasaklı patlayıcıların kullanılması ve son olarak Gazze'ye beyin gelişimi için gerekli olan folik asit gibi ilaç ve vitaminlerin girişinin engellenmesi” diye ekledi. Hams, sağlık yetkililerinin İsrail'in yıkıcı radyolojik ve kimyasal etkilere sahip deneysel silahlar kullandığını, uluslararası anlaşmalar uyarınca yasak olan bu bombalar ile Gazze'de küçük bir alanı hedef aldığını ve bunun da hamile kadınlar ve fetüsler için ciddi sonuçlar doğurduğunu doğruladığını belirtti.

Yaklaşık 60 bin fetüs malformasyon riski altında

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (Human Rights Watch) detaylı raporunda, Gazze'de hamile kadınların zehirli gazlara maruz kaldığı belirtildi. Bunların fetüsler arasında malformasyon vakalarının artmasının yanı sıra, kendiliğinden düşük oranının yüzde 300'e çıkmasına doğrudan etkisi olduğu kaydedildi.

Zorlu ameliyatlar gerçekleştirmek için Gazze'ye giden Ürdünlü doktor Bilal el-Azzam, daha önce hiç görmediği korkunç doğumsal deformasyon vakaları ile karşılaştığını, bunlardan bazılarının son derece kritik aşamalarda Gazze Şeridi'ndeki hastanelere ulaştığını söyledi.

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, Gazze'de 60 bin fetüste doğumsal anomali riski bulunuyor ve bu olgunun, İsrail'in uluslararası yasaklı, sağlık açısından tehlikeli mühimmat kullanması nedeniyle uzun yıllar artarak devam etmesi muhtemel.

Fotoğraf: Doğumsal anomaliler Gazze savaşının en ağır sonuçları

Hamile kadınların deneyimleri

Gazze'deki patlayıcı uzmanları, sınırlı imkânlarına rağmen İsrail ordusunun, kimyasal, biyolojik ve yangın silahları kullandığını gözlemlediler. Bombaların toz ve dumanları binaların molozlarına yapışarak hava koşullarının da etkisiyle yayılıyor ve malformasyona neden olabiliyor.

Serena hamile ve İsrail bombalarının dumanı nedeniyle zorlu bir deneyim yaşadı. İsrail askeri operasyonlarının gerçekleştiği yere çok yakın olan Gazze şehrinin doğusunda yaşayan Serena, yaşadıklarını anlattı: “Askerler birdenbire bölgeye doğru bir top atışı yaptı. Mahalle toz ve dumanla doldu ve yanık kağıt kokusu gibi kötü bir koku duydum. Sonra koku daha da kötüleşti ve yanan çöp kokusuna dönüştü.” Serena, “Şiddetli boğulma, baş ağrısı ve kusma hissi yaşadım, karnımdaki bebek iki günden fazla bir süre hareketsiz kaldı. Onun öldüğünü sandım, çok zorlu ve acılı bir iki gündü. Kokladığım gazın rahmimdeki çocuğa olumsuz etki etmesinden çok korkuyorum.”

 Vefa el-Maşharavi ise, “Uçaklar bombalamadan önce, yanık madde kokusu ile birlikte gaz kokusuna benzeyen garip bir koku yayılıyor. Bu kokudan kurtulmanın bir yolu yok, vantilatör çalıştırmak, su püskürtmek gibi her yolu denedim. Bu gazları tekrar tekrar soludukça bebeğimin hareketlerinin artık çok yavaşladığını fark ettim.

Fetüslerin maruz kaldığı malformasyonlar

Hamile kadınlar, İsrail Ordusunun Gazze'ye attığı bombaların bebeklerinin güvenliği üzerindeki etkisini sürekli sorguluyor ve merak ediyorlar. Bu bağlamda Kadın Hastalıkları ve Doğum Profesörü Hulud el-Mazini, “Savaş sırasında zehirli gazları solumak, sarsıntılar, buna ek olarak annenin yaşadığı korku ve endişe, tüm bu etkenler malformasyona neden olur” diyor. Mazini, “bombaların etkisi üç aydan yedi yıla kadar bir sürede ortaya çıktığı için fetüslerde doğumsal anomalilerin artacağı kesin. Bu da engelli doğumlarının yaygın olduğu bir nesille karşı karşıya kalabileceğimiz anlamına geliyor” diye ekledi.

Mazini, eksik veya eksik oluşmuş uzuvlar, kasık fıtığı, kafatası şekil bozuklukları, at nalı böbrek, uzuv eksikliği, kalp, omurga ve beyinde deformasyon, cilt ve beyin anomalileri, engelli doğumları çalışmaları sırasında karşılaştığı garip deformasyon vakalarına örnek veriyor.

Korkunç oranlar

Hastaneler Genel Müdürü Mervan Hams, “doğumsal anomali vakaları rekor seviyelere ulaşarak her 1000 doğumda 200 oranına ulaştı. Bu rakamlar, Dünya Sağlık Örgütü'nün normal olarak kabul ettiği 1000 doğumda 40 doğumsal anomali oranının çok üzerinde” dedi.

Sağlık Bakanlığı, doğumsal deformasyonların İsrail mühimmatlarının etkisi sonucu oluştuğunu teyit ediyor. Medikal fizik profesörü Enver Atallah “İsrail'in Gazze'ye yönelik tekrarlanan savaşları, havadaki ve topraktaki toksik maddelerin seviyesinin artmasına neden oldu ve bu durum fetüsleri etkiliyor” diye konuştu. “İsrail'in beyaz fosfor bombası kullandığını gözlemledik. Bu, beyaz fosforun temel yükünü oluşturduğu bir yangın bombası ve tahrip gücünün yanı sıra, yaklaşık 1.000 santigrat derecelik yoğun bir ısı üretecek şekilde tasarlanmış” diye ekledi.

Uluslararası yasaklı silahlar

Fizik uzmanları ise İsrail'in kimyasal, biyolojik ve termal silahları kullandığını belirtti. “Patlamaya neden olan kimyasal reaksiyon üreten patlayıcılar kullanılıyor. Aynı şekilde termobarik silahlar da yakıt parçacıklarından oluşan bir bulut oluşturuyorlar, ardından bu parçacıklar tutuşuyor ve bu da güçlü bir patlama dalgası ve yüksek dereceli bir ısı üretiyor. Bunun fetüsler üzerinde yıkıcı etkileri olabilir” diyorlar.

Uzmanlar, İsrail'in Gazze'de yoğun atıl metal patlayıcılar kullanmasının insanlarda doku parçalanmasına neden olduğunu belirtiyorlar. Kullanılan silahların arasında uranyum ve parça tesirli bombaların da bulunduğuna, bu maddelerin doğrudan fetüslerde deformasyon ve düşüklere neden olduğuna dikkat çekiyorlar.

Hukuki açıdan Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, “İsrail, Kitle İmha Silahlarının Geliştirilmesinin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanmasına Dair Anlaşma’yı ihlal ediyor. Sivil halkın yaşamını felakete dönüştürmeyi hedefleyen yanmış toprak stratejisini benimsiyor” dedi.

Ancak İsrail Ordusu Sözcüsü Avichay Adraee, “Ordunun savaş yasalarına, muharebe kurallarına ve uluslararası insani protokole bağlı olduğunu, bunun da sivilleri hedef almadığı, onlarla savaşmadığı ve onlara kısa veya uzun vadede herhangi bir zarar vermediği anlamına geldiğini” vurguladı.