Yaşlanmanın 9 biyolojik özelliği ve bunları durdurmaya yönelik çalışmalar

Son 10 yılda bu özellikler, uzun süre genç kalmanın yollarını arayan bilim insanlarına rehberlik etti

Araştırmalar ilerledikçe insan vücudunun yaşlanma sürecine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkıyor (Pixabay)
Araştırmalar ilerledikçe insan vücudunun yaşlanma sürecine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkıyor (Pixabay)
TT

Yaşlanmanın 9 biyolojik özelliği ve bunları durdurmaya yönelik çalışmalar

Araştırmalar ilerledikçe insan vücudunun yaşlanma sürecine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkıyor (Pixabay)
Araştırmalar ilerledikçe insan vücudunun yaşlanma sürecine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkıyor (Pixabay)

Yaşlanmayı tersine çevirecek bir teknoloji arayışındaki bilim insanları, bu amaç doğrultusunda insanın yaşlandıkça bedenlerinin nasıl değiştiğine dair bir yol haritası çizmeye çalışıyor.

Bu yol haritasına basit.e "yaşlanmanın ayırt edici özellikleri" adı veriliyor. Diğer bir deyişle ölüme doğru amansız yürüyüşle bağlantılı bir dizi biyolojik mekanizma.

Son 10 yılda bu özellikler, bölünmeyi durduran hücreleri temizleyen ilaçların ve hücreleri daha genç bir hale döndürdüğü görülen genetik müdahalelerin geliştirilmesi için araştırmacılara rehberlik etti.

Bahsi geçen yol haritası ilk kez 2013'te hakemli bilimsel dergi Cell'de yayımlanan bir makalede ayrıntılandırılmıştı.

Makalede yaşlanmanın 9 ayırt edici özelliği aktarılmıştı. Bu özellikler şöyle sıralanmıştı:

Genomik istikrarsızlık: Zamanla DNA hasarı arttıkça genomda mutasyonların birikmesi.

Telomer yıpranması: Kromozomların uçlarındaki koruyucu yapılar olan telomerlerin kısalması.

Epigenetik değişiklikler: Genlerin aktifleşip sessizleşmesini sağlayan süreçlerin zamanla değişmesi.

Proteostaz kaybı: Hücrelerdeki protein sentezini, bakımını ve temizliğini kontrol eden mekanizmaların bozulması.

Besinleri algılamada düzensizlik: Hücrelerin glikoz gibi yakıt kaynaklarını düzenlemek için kullandığı sensörlerin daha az etkili hale gelmesi.

Mitokondriyal fonksiyon bozukluğu: Hücrelerin enerji santralleri olan mitokondrinin hasar görmesi ve işlevsiz hale gelmesi.

Hücresel yaşlanma: Bölünmeyi bırakan ama ölmeyen hücrelerin insanlar yaşlandıkça vücutta birikmesi.

Kök hücre tükenmesi: Birçok hücre tipine dönüşebilen ve vücudun onarım sistemi görevi gören kök hücrelerin yenilenme gücünü ve diğer fonksiyonlarını kaybetmesi.

Hücreler arası iletişimin değişmesi: Hücrelerin birbirleriyle düzgün şekilde iletişim kurma yeteneğini kaybetmesi.

Yaşlanmayı engellemek için neler yapılıyor?

Son 10 yılda yaşlanma sürecini tersine çevirmeye çalışan araştırmacılar, işte bu 9 özelliği kullanarak deneyler yapıyor.

Örneğin, bazı araştırmacılar, epigenomdaki zararlı mutasyonların birikmesinin yaşlanmayı tetiklediğini ve hücreleri "yeniden programlayarak" hataları ortadan kaldırmanın ömrü uzatabileceğini düşünüyor.

Japon kök hücre araştırmacısı Shinya Yamanaka, bir hücrenin epigenomunu embriyonik durumuna yeniden döndüren proteinleri keşfettiği için 2012'de Nobel Ödülü'ne layık görülmüştü.

Bir araştırmada bilim insanları bu proteinleri farelerin ömrünü uzatmak ve hayvanlardaki körlüğü tersine çevirmek için kullanmıştı.

Altos Labs, Retro Biosciences ve Google'ın ana Alphabet'inin bir parçası olan Calico Life Sciences gibi biyoteknoloji şirketleri, bu yöntemin yaşam sürelerini uzatıp uzatamayacağını veya sağlığı iyileştirip iyileştiremeyeceğini araştırmaya devam ediyor.

Dorian Therapeutics ve Senolytic Therapeutics gibi şirketlerse yaşlanmayı yavaşlatıp yavaşlatmadığını ve yaşa bağlı hastalıkları hafifletip hafifletmediğini görme amacıyla bölünmeyi durduran yaşlı hücreleri yok eden tedaviler geliştiriyor.

Diğer bilim insanları da besinleri algılama özelliğini hedef alan yöntemlerin peşinde. Zira hücrelerin şekerler ve proteinler gibi yakıt kaynaklarını tanımak için kullandığı sensörlerin bozulması, kanser de dahil olmak üzere bir dizi hastalıkla ilişkilendiriliyor.

Ancak uzmanlara göre besin algılama yolları, uygun beslenme biçimleriyle daha işlevli hale getirilebilir. Uzmanlar kalori alımını önemli ölçüde azaltan beslenme biçimlerinin yaşam süresini uzattığını ve genel sağlığı iyileştirdiği söylüyor. Bir teoriye göre kalori kısıtlaması, hücreleri strese sokarak dayanıklılıklarını artırıyor.

Üstelik kalori kısıtlamasının etkilerini taklit ettiği bilinen ilaçlar da var. Bunlardan biri olan rapamisinle ilgili deneyler devam ediyor. Örneğin, merkezi Washington Üniversitesi'nde bulunan Köpek Yaşlandırma Projesi, rapamisinin evcil köpeklerde ömrünü uzatıp uzatamayacağını test ediyor. AgelessRx ve Columbia Üniversitesi'ndeki araştırmacılar da rapamisinin insanlardaki yaşlanma karşıtı potansiyelini test etmek için klinik deneyler hazırlıyor.

Bunun yanı sıra, özellikle geçen yüzyılda epey popüler olan bir teori, telomerlerin yaşlanmaya karşı sihirli bir çözüm sunabileceğini öne sürüyor. Nitekim telomerleri ve uzunluklarını koruyabilen telomeraz enzimini araştıran bilim insanları 2009'da Nobel Ödülü'ne layık görülmüştü.

Araştırmalar, insanlar yaşlandıkça telomerlerin kısaldığını ve daha kısa telomerlerin hastalıklarla ilişkili göründüğünü ortaya koyuyor. Ancak telomerlerin uzatılmasının ömrü de uzatıp uzatmayacağı bilinmiyor. Ayrıca telomerazın aktive edilmesi, kanser hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasına neden olabilir.

Yine de Telomere Therapeutics gibi bazı araştırma şirketleri telomerler üzerinde çalışmaya devam ediyor.

Yaşlanmanın yeni ayırt edici özellikleri bulunabilir

Yaşlanmanın 9 ayırt edici özelliğini ortaya koyan araştırma grubu, önceki aylarda üç özellik daha ortaya atmıştı: Kronik iltihap, insanların içinde yaşayan mikroorganizmalar topluluğunda (mikrobiyom) dengesizlik ve hücrelerin kendi hasarlı kısımlarını düzeltme yeteneğindeki (otofaji) kusurlar.

Geçen yıl meslektaşlarıyla birlikte birkaç tane daha özellik öneren Danimarkalı genetikçi Lene Juel Rasmussen, muhtemelen daha fazlasının ortaya çıkacağı görüşünde.

Rasmussen'e göre araştırmalar ilerledikçe bazı özellikler elenebilir veya diğerleriyle birleştirilebilir.

Independent Türkçe



Florida’daki cerrah Afrika’daki hastayı robotla uzaktan ameliyat etti

Patel, "Bir cerrah için küçük, sağlık hizmetleri için büyük bir adımdı" dedi (Robotik Cerrahi Derneği/ABC News)
Patel, "Bir cerrah için küçük, sağlık hizmetleri için büyük bir adımdı" dedi (Robotik Cerrahi Derneği/ABC News)
TT

Florida’daki cerrah Afrika’daki hastayı robotla uzaktan ameliyat etti

Patel, "Bir cerrah için küçük, sağlık hizmetleri için büyük bir adımdı" dedi (Robotik Cerrahi Derneği/ABC News)
Patel, "Bir cerrah için küçük, sağlık hizmetleri için büyük bir adımdı" dedi (Robotik Cerrahi Derneği/ABC News)

Rachel Dobkin 

ABD'nin Florida eyaletindeki bir doktor, Afrika'da binlerce kilometre uzaktaki kanser hastasına robot yardımıyla uzaktan ameliyat yaptı.

ABC News'un tıp muhabiri Dr. Darien Sutton'ın salı günkü özel haberine göre, Orlando'daki Advent Health'e bağlı Küresel Robotik Enstitüsü'nün tıp direktörü Vipul Patel, Angola'dan Fernando da Silva'ya prostatektomi yaptı. Bu operasyonda prostatın bir kısmı veya tamamı alınıyor.

67 yaşındaki Da Silva'ya martta prostat kanseri teşhisi kondu ve bu ay Patel, kıtalararası robotik tele-cerrahi kullanarak kanserli kütleyi çıkardı. ABC News'a göre ameliyat başarılı geçti.

Kanala konuşan Patel, prostat kanserinin Afrika'da çok yaygın olduğunu belirterek, "Geçmişte bu hastalığı gerçekten iyi takip etmemişlerdi veya tedavileri yoktu" diye ekledi.
 

Görsel kaldırıldı.Florida'daki Dr. Vipul Patel, Afrika'da binlerce kilometre uzaktaki bir kanser hastasını robot kullanarak uzaktan ameliyat etti (Robotik Cerrahi Derneği/ABC News)


Doktor, bu ameliyatın gerçekleşeceğinin uzun zamandır belli olduğunu söyledi.

Patel, "Tam iki yıldır bunun üzerinde çalışıyoruz" dedi. 

Doğru teknolojileri bulmak için dünyayı dolaştık.

Da Silva, Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanan, bu teknolojiyi test edileceği insan klinik denemesindeki ilk hastaydı.

ABC News'un haberine göre, cerrahlar daha önce "gelişmiş görüntü ve çevik kontrollerle" hastaları ameliyat etmek için milyonlarca dolarlık bir robot kullanmıştı ancak makineyi çalıştırırken genellikle hastalarının yanındaydılar.

Patel, hastasından uzakta bu teknolojiyi test etmek için fiber optik kablolar kullandı. Doktor, "Beynimde fark edilebilir bir gecikme olmadı" dedi.

Cerrahi ekibi, müdahale etmek zorunda kalma ihtimaline karşı Da Silva'yla birlikte ameliyathanedeydi.

Doktor, "A, B, C ve D planlarımızı hazırladık. Ekibim her zaman hastanın yanında olur" diye konuştu.

Telekomünikasyonla ilgili bir sorun çıkması durumunda, "ekip devreye girip ameliyatı güvenli bir şekilde tamamlayacaktı" dedi.

Ameliyatı değerlendiren Patel, bunu "bir cerrah için küçük, sağlık hizmetleri için büyük bir adım" diye niteledi.

"İnsani açıdan etkileri muazzam" dedi.

Doktor, "Açıkçası uluslararası alanda, dünyada hizmetlerin yetersiz olduğu çok fazla bölge var" dedi ve ABD'deki kırsal toplulukların da bu teknolojiden yararlanabileceğini ekledi.

Acil servis doktorları, cerrahların uzaktan erişilebileceği bir teknolojiye sahip olacak, hatta belki ambulanslarda bile hastaneye ulaşamayanlara uzaktan müdahale edilebilecek.

Patel, gelecekte daha fazla tele-cerrahi yapabilme umuduyla ameliyattan topladığı verileri Gıda ve İlaç Dairesi'ne sunacağını söyledi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news/world/americas