İyi bir uyku için kaçınmamız gereken 5 yiyecek nedir?

Dünya çapında birçok insan uyku bozukluklarından muzdarip (Reuters)
Dünya çapında birçok insan uyku bozukluklarından muzdarip (Reuters)
TT

İyi bir uyku için kaçınmamız gereken 5 yiyecek nedir?

Dünya çapında birçok insan uyku bozukluklarından muzdarip (Reuters)
Dünya çapında birçok insan uyku bozukluklarından muzdarip (Reuters)

Uyku bozuklukları, dünya çapında birçok insanın yaşadığı sorunlardan biri.

Bu sorun stres, aşırı sıcak hava, ileri yaş ve bazı hastalıklara maruz kalmak gibi birçok faktörden kaynaklanabilir.

Ayrıca, birçok uyku uzmanına göre, insanların her gün yediği yiyecekler, uyku bozukluğunda önemli bir rol oynuyor olabilir.

Şarku’l Avsat’ın New York Post gazetesinden aktardığı haberde, geceleri uyutmayan beş gıdaya dikkat çekildi.

Çikolata

Çikolata yüksek düzeyde kafein içerir. Bu nedenle çikolata yemek, uyku kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.

Uyku uzmanları, kafein tüketiminin, uykunun son aşamalarında hızlı göz hareketinin (REM) daha sık meydana gelmesine neden olabileceğine dikkat çekti. Uzmanlar, çok fazla çikolata yiyen kişilerin, sabah uyandıklarında baş dönmesi olasılığının daha yüksek olduğunu vurguladı.

Peynir ve işlenmiş etler

Bazı peynirler ile pastırma, jambon ve sucuk gibi işlenmiş etler yüksek düzeyde tiramin içerir.

Uzmanlar, tiraminin, adrenal bezin ‘savaş ya da kaç hormonu’ olarak bilinen ve birkaç saat boyunca stresi, konsantrasyonu ve uyanıklığı artıran bir hormon salgılamasına neden olduğunu bildirdi.

Köri ve baharatlı yiyecekler

Köri ve diğer baharatlı yiyecekler yüksek düzeyde kapsaisin içerir.

Bu kimyasal, vücudun termoregülasyon sürecine müdahale ederek vücut ısısını yükseltiyor ve bu da uykuyu bozuyor. 

Habere göre, buna baharatları sindirmek için gereken yüksek enerji seviyelerini de eklerseniz, derin bir uykuya veda edebilirsiniz.

FOTO: Bazı gıdalar uyku kalitesini etkiler (DPA)
Bazı gıdalar uyku kalitesini etkiler (DPA)

Dondurma ve şekerli yiyecekler

Uzmanlar, geceleri dondurma ve tatlı gibi şekerli yiyecekler yemenin kan şekerinin aniden yükselmesine, daha sonra da uyku sırasında düşmesine neden olduğunu söylüyor.

Kan şekerindeki düşüş, adrenalleri acil bir durum olduğu konusunda uyarıyor. Bu da kortizol seviyelerini yükselterek vücudu uykudan uyandırıyor.

Cips

Aşırı tuz tüketiminin dehidrasyona ve su tutulumunun (ödem) artmasına neden olduğu, bunun da yorgunluk ve bitkinliğe neden olabileceği biliniyor.

Bu, iyi bir gece uykusu için faydalı gibi görünse de Avrupa Endokrinoloji Derneği tarafından yürütülen bir araştırma, tuzlu atıştırmalıkların uyku bozukluğuna yol açtığını ortaya çıkardı.

Uzmanlar, yatmadan iki ila üç saat önce cips de dahil olmak üzere tuzlu yiyeceklerden kaçınılması gerektiği konusunda uyarıyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe