Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir
TT

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Bilim insanları, hamilelik ve emzirme döneminde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm tanısı arasında bağ olduğunu gözlemledi.

The Hill gazetesinde yer alan habere göre, Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezince yürütülen araştırma, hamilelik ve emzirme döneminde günde en az bir diyet içecek veya eş değer miktarda yapay tatlandırıcı tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olduğunu ortaya koydu.

Araştırma kapsamında, otizm spektrum bozukluğu olan 235 ve bu gelişim bozukluğuna sahip olamayan 131 çocuğun ebeveynlerine hamilelik ve emzirme dönemindeki diyet içecek ve yapay tatlandırıcı tüketim sıklığı incelendi.

Annelere hamilelik ve emzirme döneminde diyet kola ve yapay tatlandırıcı içeren içecekleri hangi sıklıkla tükettikleri soruldu.

Araştırma sonuçları, otizm spektrum bozukluğuna sahip erkek çocuklarının, hamilelik döneminde diyet içecek tüketen bir anneye sahip olma ihtimalinin normal erkek çocuklara göre 3 kat daha fazla olduğunu gösterdi.

Yapay tatlandırıcı olarak kullanılan "aspartam" ile otizm arasındaki bağlantının ortaya konması adına daha büyük örneklem grubu ile yeni araştırmalar yapılması gerektiği aktarıldı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Haziran ayında yapay tatlandırıcılardan aspartamı, insanlar için "muhtemel kanserojen" olarak sınıflandırmış, günlük alım miktarı aşılmadığı sürece kullanımının güvenli olduğunu açıklamıştı.

Araştırma kapsamında, kız çocuklarına ilişkin istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulanmadığı belirtildi.

Araştırmanın sonuçları, "Nutrients" dergisinde yayımlandı.



Tansiyon ilacı, beyin tümörüne çare olabilir

Beyin taramasında solda katı bir tümörün beyaz kitlesi görülüyor (UCLA)
Beyin taramasında solda katı bir tümörün beyaz kitlesi görülüyor (UCLA)
TT

Tansiyon ilacı, beyin tümörüne çare olabilir

Beyin taramasında solda katı bir tümörün beyaz kitlesi görülüyor (UCLA)
Beyin taramasında solda katı bir tümörün beyaz kitlesi görülüyor (UCLA)

Çinli bilim insanları, yaygın bir hipertansiyon ilacının nadir görülen ancak epey agresif bir beyin tümörünün tedavisinde etkili olabileceğini keşfetti.

Kraniofaringioma iyi huylu bir tümör olmasına rağmen, beynin hipotalamus ve hipofiz bezine yakın kritik sinir yapıları boyunca büyümesi nedeniyle komplikasyonlara yol açabiliyor.

Tümör, konumu nedeniyle hormon işlev bozukluğuna ve obezite, diyabet ve hipotiroidizm gibi metabolik bozukluklara neden olabiliyor.

Halihazırda ana tedavi seçeneği, tümörün nüksetmesi de dahil yüksek riskler taşıyan ameliyat.

Çin Bilim Akademisi'nden araştırmacılar, yaygın bir tansiyon ilacı olan amlodipin besilatın tümör üzerinde güçlü etkileri olduğunu buldu.

Science Translational Medicine adlı akademik dergide yayımlanan çalışmalarında bilim insanları, kraniofaringiomayı taklit etmek için iki fare modeli geliştirdi.

Modeller tümörün patolojik ilerleyişini taklit ederek bilim insanlarının hipotalamusun sinir hücreleriyle kraniofaringioma hücreleri arasındaki bağlantıları incelemelerine olanak sağladı. Bazı nöronları aktive etmenin tümör büyümesini hızlandırdığını, sinir hücresi aktivitesini azaltmanın ise tümör büyümesini engellediğini buldular.

Araştırmacılar potansiyel antitümör etkileri için yaklaşık 3 bin bileşiği taradı ve umut vaat eden 74 bileşik belirledi. Hipertansiyon için yaygın reçete edilen kalsiyum kanal blokeri amlodipin besilatın tümör büyümesini baskılamada özellikle güçlü olduğunu tespit ettiler.

Bilim insanları, ilacın yerleşik güvenlik profili ve yaygın kullanımının onu tümörle mücadelede çok önemli bir aday haline getirebileceğini söylüyor.

İlacın, hipotalamusun sinir hücreleriyle tümör hücreleri arasındaki iletişimde hayati rol oynayan kalsiyum sinyallerini bloke ederek etki gösterdiğinden şüpheleniyorlar.

Çalışmanın lideri Wu Qingfeng, South China Morning Post'a, "Beyin cerrahları, nörologlar, endokrinologlar ve onkologlarla yakın işbirliği yaparak, bu ilacın hasta ihtiyaçlarını karşılamak üzere klinik dönüşümünü teşvik edeceğiz" diye konuştu.

Araştırmacılar, baş ağrısı ve çarpıntı gibi olası yan etkilerinin değerlendirilmesi de dahil ilacın insan beyni üzerindeki etkilerinin daha fazla doğrulanması gerektiğini söylüyor.

Çalışmada, "Terapötik etkiler, nöron-tümör hücre etkileşimlerinde ve nöroendokrin nöronal aktivitede rol oynayan sönümlenmiş kalsiyum geçişleriyle ilişkilendirildi" deniyor.

Bu bulgular suprasellar tümör biyolojisi anlayışımızı derinleştiriyor ve etkili kemoterapilerin klinik keşfi için umut verici yollar sunuyor.

Independent Türkçe