Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir
TT

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Bilim insanları, hamilelik ve emzirme döneminde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm tanısı arasında bağ olduğunu gözlemledi.

The Hill gazetesinde yer alan habere göre, Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezince yürütülen araştırma, hamilelik ve emzirme döneminde günde en az bir diyet içecek veya eş değer miktarda yapay tatlandırıcı tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olduğunu ortaya koydu.

Araştırma kapsamında, otizm spektrum bozukluğu olan 235 ve bu gelişim bozukluğuna sahip olamayan 131 çocuğun ebeveynlerine hamilelik ve emzirme dönemindeki diyet içecek ve yapay tatlandırıcı tüketim sıklığı incelendi.

Annelere hamilelik ve emzirme döneminde diyet kola ve yapay tatlandırıcı içeren içecekleri hangi sıklıkla tükettikleri soruldu.

Araştırma sonuçları, otizm spektrum bozukluğuna sahip erkek çocuklarının, hamilelik döneminde diyet içecek tüketen bir anneye sahip olma ihtimalinin normal erkek çocuklara göre 3 kat daha fazla olduğunu gösterdi.

Yapay tatlandırıcı olarak kullanılan "aspartam" ile otizm arasındaki bağlantının ortaya konması adına daha büyük örneklem grubu ile yeni araştırmalar yapılması gerektiği aktarıldı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Haziran ayında yapay tatlandırıcılardan aspartamı, insanlar için "muhtemel kanserojen" olarak sınıflandırmış, günlük alım miktarı aşılmadığı sürece kullanımının güvenli olduğunu açıklamıştı.

Araştırma kapsamında, kız çocuklarına ilişkin istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulanmadığı belirtildi.

Araştırmanın sonuçları, "Nutrients" dergisinde yayımlandı.



Uykuya dair 10 yanlış inanış

Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pixabay)
Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pixabay)
TT

Uykuya dair 10 yanlış inanış

Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pixabay)
Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pixabay)

Uyku hayatımızın önemli bir kısmını kaplasa da hakkında pek çok yanlış bilgi var. Psikoloji odaklı PsyBlog'ın kurucusu Dr. Jeremy Dean yanlış inançları sıraladı.

1. Horlamak zararlı değil

Kronik horlama uyku apnesinin göstergesi olabilir.

Uyku sırasında nefes almayı zorlaştıran bu durum tansiyon, kalp hastalıkları ve gün içi yorgunluğa sebebiyet verebilir. 

Tıkanma ve boğulma seslerinin eşlik ettiği kronik horlamalar, bir doktoru görmeniz gerektiği anlamına geliyor. 

2. Uyku telafi edilebilir

Hafta içinde az uyuyup bunu hafta sonunda telafi ettiğinizi düşünüyorsanız bu bir hata. 

Çok fazla uyuduğunuz gün iyi hissetseniz de kronik olarak uykusuz kalmanın olumsuz etkilerini gideremezsiniz. 

Uyku takviminizde istikrarı korumak sağlığınız için çok önemli.

3. Daha yaşlılar daha az uyusa da olur

Uyku gereksiniminin yaş arttıkça azaldığı inancı da yanlış. Hemen hemen herkesin her gece 7 ila 9 saat uyuması gerekiyor. 

Yaşlılar daha erken uyanabilse de  bu durum uyku ihtiyaçlarının azaldığı anlamına gelmiyor. 

4. Uykudan önce içki içmek iyi gelir

"Bir tek atarsam daha hızlı uykuya dalarım" diyenler haklı olabilir. Ancak bu davranışın da faydadan çok zararı var. 

İçki, zihinsel ve duygusal olarak dinlenmemizi sağlayan REM evresine zarar veriyor. Kısacası yorgun uyanmak istemiyorsanız bitki çayı gibi alternatifleri deneyebilirsiniz.

5. Işıklar açıkken uyumanın zararı yok

Işıklar, uyku döngüsünü düzenleyen melatonin üretimini azaltıyor. Tamamen karanlıkta yatmaya çalışın. 

Televizyon, bilgisayar ya da cep telefonlarının yaydığı ışık da uykuya dalmayı zorlaştırıyor. 

6. Bünye az uykuya alışıyor

Vücudunu eğittiğini düşünerek yatakta daha az vakit geçirenler dikkat: Bilişsel performansınız, ruh haliniz ve sağlığınızın diğer unsurları zarar görüyor. 

7. Şekerleme yapanlar gece daha az uyusa da olur

Gün içinde kısa bir süre uyumak performansını artırabilir. Ancak şekerleme, gece uykusunun yerini alamaz. 

Vücudunuzun doğal uyku döngüsünü bozmaktan kaçının. 

8. İstediğin zaman istediğin yerde uyuyabilmek iyi bir işaret

Tam tersine az uyuduğunuzu ya da uyku bozukluğunuzu gösteriyor. Sağlıklı bir şekilde uykuya dalmak genelde 10-20 dakika sürer. 

9. Gece egzersizi uykuyu etkilemez

Spor yapmak genelde uyku için faydalı olsa da gece yarısına sarktıysa bu sizin yatak vaktinizi geciktirebilir. 

Daha erken saatlerde daha hafif hareketler uyku için daha iyi.

10. Daha fazla uyumak iyidir

Gerekenden fazla uyumak da depresyon, diyabet ve kalp damar hastalıklarına yol açabilir. 

Yaş, genetik ve yaşam tarzı gibi faktörler herkesin uyku ihtiyacını değiştirse de dengeyi korumaya çalışın.

Gelişim çağındaki çocukların yaklaşık 10 saat uyuması gerekirken çoğu yetişkin için 7-9 saat yeterli kabul ediliyor.

Independent Türkçe, PsyBlog, WebMD