Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir
TT

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Araştırma: Hamilelerde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olabilir

Bilim insanları, hamilelik ve emzirme döneminde diyet içecek tüketimi ile erkek çocuklarda otizm tanısı arasında bağ olduğunu gözlemledi.

The Hill gazetesinde yer alan habere göre, Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezince yürütülen araştırma, hamilelik ve emzirme döneminde günde en az bir diyet içecek veya eş değer miktarda yapay tatlandırıcı tüketimi ile erkek çocuklarda otizm görülmesi arasında bağ olduğunu ortaya koydu.

Araştırma kapsamında, otizm spektrum bozukluğu olan 235 ve bu gelişim bozukluğuna sahip olamayan 131 çocuğun ebeveynlerine hamilelik ve emzirme dönemindeki diyet içecek ve yapay tatlandırıcı tüketim sıklığı incelendi.

Annelere hamilelik ve emzirme döneminde diyet kola ve yapay tatlandırıcı içeren içecekleri hangi sıklıkla tükettikleri soruldu.

Araştırma sonuçları, otizm spektrum bozukluğuna sahip erkek çocuklarının, hamilelik döneminde diyet içecek tüketen bir anneye sahip olma ihtimalinin normal erkek çocuklara göre 3 kat daha fazla olduğunu gösterdi.

Yapay tatlandırıcı olarak kullanılan "aspartam" ile otizm arasındaki bağlantının ortaya konması adına daha büyük örneklem grubu ile yeni araştırmalar yapılması gerektiği aktarıldı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Haziran ayında yapay tatlandırıcılardan aspartamı, insanlar için "muhtemel kanserojen" olarak sınıflandırmış, günlük alım miktarı aşılmadığı sürece kullanımının güvenli olduğunu açıklamıştı.

Araştırma kapsamında, kız çocuklarına ilişkin istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulanmadığı belirtildi.

Araştırmanın sonuçları, "Nutrients" dergisinde yayımlandı.



Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
TT

Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)

Yeni araştırmaya göre, haftada iki tavuk göğsü filetosundan daha azına denk gelen et tüketimi gezegen için sürdürülebilir kabul edilebiliyor.

Hayvancılığın küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 15'inden sorumlu olduğu tahmin edildiğinden, araştırmacılar yıllardır protein ihtiyacını karşılamak için et tüketiminin azaltılıp baklagil alımının artırılması çağrısında bulunuyor.

İnsanları, etin haftada bir kereden daha az yendiği bitki temelli "fleksitaryen" bir diyet benimsemeye çağırıyorlar.

Ancak haftada tam olarak ne kadar et tüketilmesinin tavsiye edildiği belirsizliğini koruyor. Danimarka Teknik Üniversitesi'nden sürdürülebilir kalkınma uzmanı Caroline Gebara, "Artık çoğu kişi hem çevrenin korunması hem de sağlıkla ilgili nedenlerle daha az et yememiz gerektiğinin farkında. Ancak 'daha az'ın ne kadar olduğunu ve büyük resimde gerçekten fark yaratıp yaratmadığını anlamak zor" diyor

Nature Food adlı akademik dergide yayımlanan bu son çalışma, bu miktarı haftada yaklaşık 255 gram olarak belirledi.

Dr. Gebara, "Süpermarketteyken gözünüzde canlandırabileceğiniz ve düşünebileceğiniz somut bir rakam hesapladık, haftada 255 gram kümes hayvanı veya domuz eti" dedi.

Bu, yaklaşık iki tavuk göğsü filetosuna eşdeğer ve bir kişinin gezegene zarar vermeden haftada tüketebileceği et sınırı.

Bu rakam sadece kümes hayvanları ve domuz eti için geçerli. Çalışma, "mütevazı bir sığır eti tüketiminin" bile gezegenin kaldırabileceği sınırı aştığı uyarısını yapıyor.

Dr. Gebara, "Hesaplamalarımız, bir kişinin diyetindeki mütevazı miktarda kırmızı etin bile, çalışmada incelediğimiz çevresel faktörlere dayanarak gezegenin kaynakları yeniden üretebileceği miktarla uyumsuz olduğunu gösteriyor" dedi.

Ancak et içeren diyetler de dahil hem sağlıklı hem de sürdürülebilir olan pek çok başka beslenme şekli var.

Çalışma, sürdürülebilir gıda tercihlerini desteklemek için daha iyi siyasi rehberlik ve kamusal çerçeveler oluşturulması çağrısında bulunuyor.

Araştırma, karbondioksit emisyonları, su ve arazi kullanımı gibi çevresel faktörlerin yanı sıra farklı diyetlerin sağlık üzerindeki etkilerini de göz önünde bulunduruyor.

11 çeşit diyetin 100 binden fazla varyasyonunun incelendiği çalışmada, bunların çevre ve sağlık üzerindeki etkileri hesaplandı. Orta düzeyde kırmızı et tüketiminin bile gezegenin sürdürülebilirlik sınırlarını aştığı sonucuna varıldı.

Öte yandan, pesketaryen, vejetaryen ya da vegan bir diyetin, gezegenin destekleyebileceği sınırlar içinde olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Süt ürünleri veya yumurta ilaveli vejetaryenlik gibi karışık diyetler de sürdürülebilir olabilir. Dr. Gebara, "Örneğin hesaplamalarımız, sizin için önemliyse, peynir yemenin ve aynı zamanda sağlıklı ve iklim dostu bir diyet benimsemenin mümkün olduğunu gösteriyor" dedi.

Aynı durum yumurta, balık ve beyaz et için de geçerli ancak tabii ki diyetinizin geri kalanının nispeten sağlıklı ve sürdürülebilir olması gerek. Fakat ya hep ya hiç olmak zorunda değil.

Independent Türkçe