Sarılık, hepatit ve kanser gibi hastalıkların belirtisi olabilir

Sarılık, hepatit ve kanser gibi hastalıkların belirtisi olabilir
TT

Sarılık, hepatit ve kanser gibi hastalıkların belirtisi olabilir

Sarılık, hepatit ve kanser gibi hastalıkların belirtisi olabilir

Cildin sararması genellikle sarılıktan kaynaklansa da bu durum başlı başına bir hastalık sayılmaz. Fakat karaciğer, safra kesesi ya da safra kanallarıyla ilgili olarak altta yatan bir sağlık probleminden kaynaklanır.

Kamineni Hospitals’den Gastroenterolog Dr. CH. Krishna Tej, sarılıkta görülen semptomların cilt renginin sararmasının ötesine geçip göz akının sararması, idrar renginin koyu, dışkının ise soluk olması, yorgunluk, kaşıntı ve karın ağrısı gibi şikayetleri de kapsadığını söyledi. Tıp alanında hizmet veren Onlymyhealth adlı internet sitesi tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre, semptomların bu kadar çeşitli olmasının sıklıkla kafa karışıklığına ve teşhisin konulmasında geç kalınmasına neden olduğu belirtildi. Dr. Tej, sarılığın nedenlerinden ve sarılığa yol açabilecek birçok sağlık probleminden bahsetti.

Sarılığa yol açan sağlık sorunları neler?

Dr. Tej’e göre sarılık, aşırı miktarda bilirubin biriktiğinde ortaya çıkar. Bilirubin, kırmızı kan hücrelerinin (RBC) parçalanması sırasında üretilen ve cildin sararmasına neden olan sarı bir maddedir.

Diğer adı ‘hiperbilirubinemi’ olan sarılığa yenidoğanlarda ve yaşlılarda daha sık rastlanıyor.

Araştırmalar, yenidoğanların yaklaşık yüzde 20'sinde hepatik konjugasyon bozuklukları nedeniyle doğdukları ilk hafta sarılığın geliştiğini gösteriyor. Erişkinlerde ise sarılık, aşırı bilirubin üretimi, karaciğer fonksiyonlarında bozukluk ve safra kanalı tıkanıklığından kaynaklanabilir. Bu nedenlerin sıklıkla bir araya geldiklerini söylen Dr. Tej, örneğin karaciğer hastalığının, bilirubin üretiminin bozulmasına ve safra kanalı tıkanıklığına yol açabileceğini, bunun da sarılık riskini iki katına çıkarabileceğini belirtti. Dr. Tej, “Alkol kullanımı, viral enfeksiyonlar (hepatit) ve spesifik genetik durumlar gibi bazı risk faktörleri de insanları sarılığa yatkın hale getirebilir” ifadelerini kullandı.

Sarılığa neden olabilecek sağlık problemleri

Sarılık, bilirubinin üretimini etkileyen altta yatan bir sağlık sorunundan kaynaklanır. Sarılığa yol açan ve yaygın olarak görülen sağlık sorunları arasında hepatit, siroz ve alkole bağlı karaciğer hastalıkları bulunur. StatPearls dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, çocuklarda sarılığın görülmesinin en sık rastlanan nedeni Hepatit A. Yaşlılarda ise safra kanalı taşları, ilaç kullanımına bağlı karaciğer hastalığı ve safra kanalları tıkanıklığı gibi şikayetler başta geliyor.

Aynı araştırma, alkole bağlı olan ya da olmayan siroz hastalığı, kronik hepatit C, pankreas kanseri ve primer sklerozan kolanjit (safra kanallarında daralma/PSK) gibi şikayetlerin, erkeklerde kadınlara göre daha fazla görüldüğünü ve sarılığı tetiklediğini aktardı. Kadınların ise safra taşı, primer biliyer siroz (bağışıklık sisteminin karaciğer dokularını yabancı ya da zararlı olarak algılayıp saldırması durumu/PBS) ve safra kesesi kanseri gibi şikayetlerde erkeklere kıyasla önde olduklarını ve bu şikayetlerin sarılığa yol açtığını ortaya koydu.

Dr. Tej, safra taşı ya da safra kanserlerinin neden olduğu safra kanalı tıkanıklığının da safra akışını engelleyebileceğini ve tıkanmanın sarılığına yol açabileceğini söyledi. Bunun yanında alyuvarların (kırmızı kan hücreleri) normal ömürlerini tamamlamadan yıkıma uğrayarak kan dolaşımından uzaklaştığı hemolitik anemi hastalığının da karaciğeri bilirubin ile doldurabileceğinin altını çizdi. İlaçların, toksinlerin ve zararlı maddelere maruz kalınmasının da sarılığa yol açabileceğini vurguladı. Dr. Tej, yenidoğanlarda vücutta gereğinden fazla demirin birikmesiyle ortaya çıkan hemokromatoz hastalığı ve Gilbert sendromu (karaciğerin bilirubini uygun şekilde işleyemediği için ortaya çıkan zararsız bir karaciğer rahatsızlığı) gibi durumlarda da sarılık görülebileceğini belirtti.

Sarılığın başlı başına bir hastalık olmadığını, daha ziyade altta yatan bir sağlık probleminin belirtisi olduğunu söyleyen Dr. Tej, altta yatan nedeni anlamanın doğru teşhisi koymak ve hastalığı tedavi etmek için hayati önem taşıdığını vurguladı.



Zayıflama iğneleri, migren hastalarına umut oldu

Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)
Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)
TT

Zayıflama iğneleri, migren hastalarına umut oldu

Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)
Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)

Rebecca Whittaker 

Yeni bir araştırmaya göre zayıflama iğneleri, migren hastalarının ağrısını yarı yarıya azaltabilir.

GLP-1 reseptör agonistleri diye de bilinen Ozempic ve Wegovy gibi ilaçlar, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal hormonu taklit ederek çalışıyor.

Araştırmacılar diyabet tedavisinde sık kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını kayda değer derecede azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti.

Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi'ne göre, migren Birleşik Krallık'ta yaklaşık 6 milyon kişiyi etkiliyor. Üç gün sürebilen ataklar; ağrı, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve ışığa, sese ve kokulara duyarlılığa neden olabiliyor.

Napoli Üniversitesi Baş Ağrısı Merkezi'nden araştırmacılar, obezite ve kronik migreni olan 26 yetişkine liraglutid ilacı verdi.

Sonuçları 2025 Avrupa Nöroloji Akademisi (European Academy of Neurology / EAN) Kongresi'nde sunulan çalışmada, ilacı alanların başının ayda ortalama 11 gün daha az ağrıdığı tespit edildi.

Katılımcılar ayrıca ilacı aldıktan sonraki sadece iki hafta içinde yaşam kalitesi, iş, eğitim ve sosyal işlevlerde anlamlı iyileşmeler yaşadı.

Baş araştırmacı Dr. Simone Braca, "Çoğu hasta ilk iki hafta içinde kendini daha iyi hissetti ve yaşam kalitesinde kayda değer bir iyileşme olduğunu bildirdi" diyor.

Kilo kaybı orta düzeyde ve istatistiksel açıdan anlamlı olmasa da bu fayda üç aylık gözlem süresi boyunca devam etti.

Kafa içi basıncındaki hafif artışların migren ataklarıyla bağlantılı olduğuna dair kanıtlar giderek artıyor.

Bu durum, beyin ve omuriliği çevreleyen beyin-omurilik sıvısının basıncının artmasından kaynaklanıyor. Basınç artışı, ciddi kafa travması, felç, beyin tümörü veya yüksek tansiyon nedeniyle meydana gelebiliyor.

Ancak beyin-omurilik sıvısı salgısını azaltan liraglutid gibi GLP-1 reseptör agonistlerinin, idiyopatik intrakraniyal hipertansiyon (İİH) tedavisinde etkili olduğu kanıtlandı.

Çalışmaya katılan hastalar, İİH'yi elemek için papilödem (kafa içi basıncındaki artış sonucu optik disk şişmesi) ve altıncı sinir felci taramasından geçti.

Dr. Braca ve meslektaşları, GLP-1 ilaçlarının, migrenin ardındaki kilit molekül olan CGRP (kalsitonin geni ile ilişkili peptid) salımını azaltabileceğine inanıyor.

Dr. Braca, "Bu ilaçların beyin-omurilik sıvısı basıncını düzenleyerek ve kafa içi venöz sinüslerin sıkışmasını azaltarak migreni tetikleyen kritik bir peptid olan, kalsitonin geniyle ilişkili peptidin (CGRP) salımını azalttığını düşünüyoruz" diyor.

Bu da kafa içi basınç kontrolünü yepyeni, farmakolojik olarak hedeflenebilir bir yol haline getirecektir.

Araştırma makalesinin yazarları, liraglutidin tip 2 diyabet ve obezitede kullanımının yerleştiği göz önüne alındığında, nörolojide ilaçın farklı amaçla kullanıldığı umut verici bir durumun yaşanabileceğini söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news