50 yıllık veriler, insanların sperm sayısının neden azaldığını ortaya koydu

"Halk sağlığı açısından endişe verici"

Sperm sayısını en çok etkileyen faktörlerin çevre kirliliği, sigara kullanımı, yaş ve bazı sağlık problemleri olduğu biliniyor (Pixabay)
Sperm sayısını en çok etkileyen faktörlerin çevre kirliliği, sigara kullanımı, yaş ve bazı sağlık problemleri olduğu biliniyor (Pixabay)
TT

50 yıllık veriler, insanların sperm sayısının neden azaldığını ortaya koydu

Sperm sayısını en çok etkileyen faktörlerin çevre kirliliği, sigara kullanımı, yaş ve bazı sağlık problemleri olduğu biliniyor (Pixabay)
Sperm sayısını en çok etkileyen faktörlerin çevre kirliliği, sigara kullanımı, yaş ve bazı sağlık problemleri olduğu biliniyor (Pixabay)

Bilim insanları yaklaşık 50 yılı kapsayan 25 çalışmayı dikkatle inceleyerek pestisitlere (böcek ilaçları) maruz kalmanın dünya genelindeki yetişkin erkeklerde sperm yoğunluğunu azalttığı sonucuna vardı.

İtalya ve ABD'de görev alan araştırma ekibi, erkeklerin doğurganlığını korumak için söz konusu araştırmaya konu edilen iki tür böcek ilacına maruziyetin azaltılmasını öneriyor.

Northeastern Üniversitesi'nden başyazar Lauren Ellis, "Pestisitlerin insanlarda sperm yoğunluğunu nasıl etkilediğini anlamak, bunların çevrede her yerde bulunması ve sağlık tehlikeleri göz önüne alındığında kritik öneme sahip" dedi.

Bilim insanı, "Pestisitler halk sağlığı açısından endişe verici" diye de ekledi.

İnsanların genellikle pestisit bulaşmış yiyecek ve su tüketimi aracılığıyla bunlara maruz kaldığı düşünülüyor.

Hakemli bilimsel dergi Environmental Health Perspectives'de yayımlanan çalışmanın konuyla ilgili en kapsamlı sistematik inceleme olduğu ifade ediliyor.

Ellis ve meslektaşları, organofosfat ve N-metil karbamat adı verilen iki tür pestisite maruz kalan, 4 kıtadan (Asya, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa) 1774 erkeğin sağlık kayıtlarını inceledi.

George Mason Üniversitesi'nden epidemiyolog ve araştırmanın ortak yazarı Melissa Perry, bulgularını şöyle açıkladı:

Nereden bakarsanız bakın, küçük çalışmalar veya büyük çalışmalar, sperm yoğunluğunun azalmasıyla böcek ilaçlarına maruziyetin artması arasında tutarlı bir ilişki olduğunu gösteriyor.

2022'de yapılan bir inceleme, katılımcılar arasındaki ortalama sperm sayısının 1973 ve 2018 arasında yüzde 51 oranında düştüğünü gösteriyor.

Araştırma ekibinin yeniden incelediği bu araştırmaya göre bu zaman aralığında sperm yoğunluğu mililitre meni başına 101,2 milyondan 49 milyona düştü.

Perry, söz konusu çalışmalar ışığında yetkililerin harekete geçmesi gerektiğini vurguladı:

Mevcut kanıtlar, pestisitlere maruziyeti azaltmak için yasa koyucuların eylemde bulunması gerektiğini gösteren bir noktaya ulaştı.

Independent Türkçe



Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
TT

Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)

Zehirli bir kertenkelenin tükürüğü, saptanması zor pankreas tümörlerinin tespit edilmesinde kullanılabilir. 

Temel işlevlerinden biri insülin üretmek olan pankreasta bu görevi üstlenen hücrelerde zaman zaman bozulmalar meydana gelerek insülinoma denen tümörler oluşuyor.

Nadir görülen bu tümörler genellikle iyi huylu oluyor. Ancak kan şekeri seviyesinin düşmesine bağlı olarak kişinin bayılmasına veya nöbet geçirmesine yol açabiliyor.

Uzmanlar çok küçük olsalar bile bir an önce çıkarılmaları gerektiğini söylüyor. Ancak mevcut yöntemlerle bu tümörleri bulmak epey zorlu bir iş.

Hollanda'daki Radboud Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Martin Gotthardt "Tümörün nerede olduğu bilinmiyorsa cerrahlar onu bulana kadar pankreası keserdi" diyerek ekliyor: 

Günümüzde insülinoma tespit edilemediği takdirde hastalar ameliyat edilmiyor çünkü doktorlar pankreasın tamamını çıkarmak istemiyor.

Gotthardt ve ekip arkadaşlarının Journal of Nuclear Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmasına göre Gila canavarı adlı kertenkele bu sorunu çözmede büyük potansiyele sahip.

ABD ve Meksika'da yaşayan Gila canavarı, genellikle ölümcül olmayan bir zehir salgılıyor.

Kertenkelenin tükürüğündeki bir protein daha önce laboratuvarda işlemden geçirilerek diyabet tedavisinde kullanılmıştı. Sözkonusu protein pankreastaki reseptörlere bağlanarak insülin üretmelerini sağlıyor. 

Bilim insanları bundan yola çıkarak aynı proteinin insülinomaları da tespit etmeye yarayıp yaramayacağını araştırmaya koyuldu. 

İlk çalışmalarda radyoaktif bir molekül eklenen protein tümörü saptamasına karşın düşük kan şekeri ve mide bulantısı gibi yan etkilere yol açtı.

Yeni çalışmayı yürüten ekipse başka bir molekül ekleyerek yan etkileri büyük ölçüde ortadan kaldırdı. 

Kan şekeri düşük olan 69 kişide yeni yöntemi test eden bilim insanları, yüzde 95 oranında başarıyla tümörleri saptayabildiğini buldu. Buna karşılık mevcut taramalar yüzde 65 civarında başarı gösteriyor. 

Tümörler tespit edildikten sonra hastaların vücudundan başarıyla çıkarıldı.

Makalenin başyazarı Marti Boss, "Yeni taramanın diğer tüm taramaların yerini alabileceğine inanıyoruz" diyerek ekliyor:

Bazıları onlarca yıldır hasta olmasına rağmen bu hastaların hepsi ameliyattan sonra tamamen iyileşti.

Independent Türkçe, Science News, Popular Science, Journal of Nuclear Medicine