Akut böbrek hasarını teşhis etmek için yeni kan testi

Çalışmalar, romatoid artrit için etkili bir tedavi bulmaya bir adım daha yaklaştırıyor.

Kan testi, akut böbrek hasarını tespit etmeye yardımcı oluyor. (Rockefeller Üniversitesi)
Kan testi, akut böbrek hasarını tespit etmeye yardımcı oluyor. (Rockefeller Üniversitesi)
TT

Akut böbrek hasarını teşhis etmek için yeni kan testi

Kan testi, akut böbrek hasarını tespit etmeye yardımcı oluyor. (Rockefeller Üniversitesi)
Kan testi, akut böbrek hasarını tespit etmeye yardımcı oluyor. (Rockefeller Üniversitesi)

ABD’li araştırmacılar, kanda ‘akut böbrek hasarını bulmaya ve tedavi etmeye yardımcı olmak için daha doğru ve daha kolay bir yöntemle, proteinler bulduklarını aktardı. Sonuçları perşembe günü Science Translational Medicine dergisinde yayınlanan çalışmada söz konusu gelişmenin, ‘akut böbrek yetmezliğini tahmin etmek ve ciddi böbrek enfeksiyonlarının tedavisini değerlendirmek için invaziv böbrek biyopsileri yapma ihtiyacını sona erdirmeye yönelik bir adımı temsil ettiğini’ vurguladılar.

Akut böbrek hasarı, kandaki atık ve fazla maddeleri filtreleme yeteneğinin hızla azalması olarak biliniyor ve bu da kanda toksin birikmesine ve ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.

Romatoid artrit akut böbrek hasarı ile ilişkilidir ve ani böbrek fonksiyon kaybına neden oluyor. Bu durum, bağışıklık sistemi vücudun kendisine saldırarak böbreklerdeki kan damarlarına zarar verdiğinde, böbreklerde iltihaplanma ve şişmeye yol açarak yetmezliğe yol açtığında meydana geliyor.

ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi'nin tahminlerine göre, romatoid artrit hastalarının yüzde 15 ila 20'si hastaneye yatıyor. Bu da onları ölüm ya da sonunda diyaliz veya nakil gerektirebilecek kronik böbrek hastalığı geliştirme riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

Doktorlar uzun süredir invaziv böbrek biyopsileri yapmadan romatoid artritin belirtilerini arıyordu. Bu işlemde doku örneği almak için deri yoluyla böbreğe uzun bir iğne sokuluyor, ancak bu prosedür kanama ve enfeksiyon gibi riskler taşıyordu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yeni çalışmada araştırmacılar, romatoid artritli 17 katılımcıdan ve yedi sağlıklı katılımcıdan alınan böbrek biyopsi örneklerini analiz etmek için RNA dizilimi kullandılar.

Ekip, romatoid artriti öngörebilecek ve daha iyi ve daha güvenli tedaviyi değerlendirebilecek kandaki belirteçleri araştırdı. Kanda, vücutta aşırı iltihabın varlığını ve bağışıklık sisteminin kendisine yönelik bir saldırıyı gösteren, kan damarlarında hasara ve böbreklerde şişme ve iltihap oluşumuna yol açan altı farklı protein belirteci tespit edildi.

Çalışmanın baş araştırmacısı, Johns Hopkins Medicine Nefroloji Bölümü Direktörü Dr. Chirag Parikh şu açıklamada bulundu:

"Romatoid artrit hastaları ciddi hastalıklardan muzdariptir ve genellikle yoğun bakım ünitesindedir ve güvenlik standartları nedeniyle onlara böbrek biyopsisi yapmak mümkün değildir. Bu nedenle kanda böbreklerin durumu hakkında bilgi verebilecek doku imzalarını tanımlamaya acil ihtiyaç var. Böbrek biyopsi dokusunun incelenmesine dayanarak, kanda akut böbrek yetmezliği sırasında böbreklerin durumunu izlememizi sağlayan bir grup protein belirledik. Bu, hastaların durumu biyopsi yapılmasına izin vermediğinde doktorların romatoid artriti izlemesine yardımcı olabilir."

Parikh, ayrıca söz konusu  çalışmanın sonuçlarının kendilerini romatoid artrit için etkili bir tedavi bulmaya bir adım daha yaklaştırdığını vurguladı.



Alzheimer belirtilerini orta yaşta tespit edebilen kan testi geliştirildi

"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
TT

Alzheimer belirtilerini orta yaşta tespit edebilen kan testi geliştirildi

"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)

Alzheimer hastalığının belirtilerinin, orta yaş gibi erken bir dönemde kanda tespit edilebileceğini gösteren bir çalışma, hafıza sorunları ortaya çıkmadan çok önce yapılacak rutin testlerin, risk altındaki kişileri belirlemede yardımcı olabileceğine dair umutları artırdı.

Uzun vadeli "Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan büyük bir Finlandiya projesi, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteçlerin yüksek seviyede olduğunu tespit etti. Bu durum, Alzheimer'la bağlantılı biyolojik değişimlerin genellikle semptomlar görülmeden onlarca yıl önce başladığına işaret ediyor.

Ebeveynlerin ve özellikle annelerin biyobelirteç düzeylerinin, çocuklarda da benzer örüntülerle ilişkili olabileceğinin aktarıldığı çalışmada, potansiyel bir kalıtsal bileşenin altı çiziliyor.

Çalışmaya toplam 2 bin 51 kişi katıldı: 1237'si 41 ila 56 yaşındaki orta yaşlı yetişkinler, 814'ü ise 59 ila 90 yaşındaki ebeveynleriydi. Turku Üniversitesi'nden araştırmacıların yürüttüğü çalışma The Lancet'ın Healthy Longevity adlı hakemli dergisinde yayımlandı.

Turku Üniversitesi Uygulamalı ve Önleyici Kardiyovasküler Tıp Araştırma Merkezi'nden kıdemli araştırmacı Suvi Rovio, "Halihazırda klinik uygulamada, Alzheimer'la ilişkili beta-amiloid patolojisini tespit etmek için görüntüleme çalışmaları veya beyin omurilik sıvısı örneği gerekiyor" diyor.

Ancak yakın zamanda geliştirilen ultra hassas ölçüm teknolojileri artık Alzheimer hastalığıyla ilişkili beyin biyobelirteçlerinin, kan örneklerinden tespit edilmesine olanak sağlıyor.

Araştırmacılar ileri yaş ve böbrek hastalığı gibi bazı faktörlerin, bilişsel gerileme başlamadan önce bile daha yüksek biyobelirteç seviyeleriyle bağlantılı olduğunu saptadı.

Ayrıca Alzheimer'ın bilinen bir genetik risk faktörü olan APOE ε4 geninin, yaşlı bireylerde daha yüksek biyobelirteç seviyeleriyle ilişkili olduğunu ancak görünüşe göre 60 yaşın altındakilerde seviyeleri henüz etkilemediğini tespit ettiler.

Ancak araştırmacılar, kan testlerinin henüz teşhis için uygun olmadığı uyarısında bulunuyor.

Rovio, "Gelecekte Alzheimer hastalığı teşhisinde kan bazlı biyobelirteçlerin güvenilir bir şekilde kullanılabilmesi için, referans değerlerin standartlaştırılması amacıyla farklı popülasyonlar ve yaş grupları arasında daha fazla araştırma yapılması gerekiyor" diyor.

Projede yer alan bir diğer kıdemli araştırmacı Marja Heiskanen bulguların, orta yaştan itibaren beyin sağlığına ilişkin yeni bilgiler sunduğunu söylüyor.

Heiskanen "Şimdiye kadar Alzheimer hastalığıyla ilişkili beyin biyobelirteçleri çoğunlukla yaşlı bireylerde incelenmişti. Çalışmamız, orta yaştan itibaren biyobelirteç seviyeleri ve ilişkili faktörler hakkında yeni bilgiler sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe