Mısır’da ‘adli denetim’ cumhurbaşkanlığı seçimlerini hızlandıracak mı?

Milletvekili Mustafa Bakri, seçimlerin 14 Ocak’tan önce yapılmasını önerdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Haziran 2018’de, Kahire’deki parlamentoda ikinci dönem için düzenlenen törende yemin etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Haziran 2018’de, Kahire’deki parlamentoda ikinci dönem için düzenlenen törende yemin etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır’da ‘adli denetim’ cumhurbaşkanlığı seçimlerini hızlandıracak mı?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Haziran 2018’de, Kahire’deki parlamentoda ikinci dönem için düzenlenen törende yemin etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Haziran 2018’de, Kahire’deki parlamentoda ikinci dönem için düzenlenen törende yemin etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır anayasasının Ocak 2014’te onaylanan metni uyarınca, anayasanın uygulanmasını takip eden on yıl içerisinde ülkedeki seçimlere yönelik tam yargı denetimiyle bazı taraflar, Mısır’da yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ocak ortasından önce (yani denetim döneminin bitiminden önce) yapılmasını öneriyor.

Bu taraflar arasında, Temsilciler Meclisi üyesi Mustafa Bakri de var. Kendisi, gelecek ekim ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık kapısının, Ulusal Seçim Yüksek Otoritesi’nin yeni oluşumunun aynı ay içinde onaylanmasının ardından açılmasını bekliyor. Bakri, perşembe akşamı bir televizyon programında, seçimlerin 14 Ocak öncesinde, yani seçimlerin adli denetimi sona ermeden önce yapılmasını ve kazananın adının açıklanmasını önerdi. Seçimlerin, aynı ayın ikinci yarısında yapılması planlanıyor.

Mısırlı Parlamenter, anayasanın 210’uncu maddesi doğrultusunda şu açıklamada bulundu:

“Oy kullanma, referanduma gitme ve seçimlerin idaresi, Kurum (Ulusal Seçim Kurulu) üyeleri tarafından, Yönetim Kurulu’nun gözetiminde yürütülür ve yargı organı üyelerinden yardım istenebilir. Bu anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on yıl içinde yapılacak seçim ve referandumlarda oy kullanma ve oy sayımı, kanunun gösterdiği şekilde yargı mercii ve organlarının üyelerinin tam denetimi altında yapılır.”

Anayasa Hukuku Profesörü Dr. Salah Fevzi, Mısırlı parlamenterin ‘gelecek ekim ayında adaylık kapısının açılabileceği iddiasının’ doğru olduğunu söyledi. Anayasanın 140’ıncı maddesi (2019’da değiştirildi), cumhurbaşkanını seçme işlemlerinin, cumhurbaşkanlığı sürecinin bitiminden en az yüz yirmi gün önce başladığını ve sonuçların, cumhurbaşkanlığı görevinin bitiminden en az otuz gün önce ilan edilmesi gerektiğini belirtiyor.

241’inci madde ise mevcut cumhurbaşkanının görev süresinin, Nisan 2018’de cumhurbaşkanının ilan edildiği tarihten itibaren altı yılın dolmasıyla sona erdiğini ve bir sonraki sefere yeniden seçilebileceğini içeriyor.

Ancak adli denetim ile ilgili olarak Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Anayasa Hukuku Profesörü şunları söyledi:

“Seçim hakları üzerindeki yargı denetimi, anayasada öngörülen on yıllık sürenin bitiminden sonra da, anayasa değişikliğine, yeni kanun çıkarılmasına veya mevcut mevzuatta değişiklik yapılmasına gerek kalmaksızın devam edebilir.”

Bu konu, Ulusal Diyalog katılımcılarının zihinlerini meşgul ediyor. Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Dr. Ziya Raşvan, daha önce ‘ülkedeki genel seçimlerin tam yargı denetiminin devam etmesine izin verecek bir yasa değişikliği yapılması teklifine verdiği yanıttan dolayı’ Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’ye teşekkür etmişti. Bu değişiklik önerisi, bu yönüyle anayasanın 210. maddesindeki metinle aynı olan ‘Ulusal Seçim Kurulu’ yasasının 34. maddesini de etkiliyor.

Fevzi, konuyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:

“Bu hükümle ilgili 210’uncu madde metninin birden fazla yorumu vardır. Görüş ayrılığı olabilir. Ancak Mısır örneği için en kolay ve en uygun olanı almamız gerektiğine inanıyorum. Anayasa, önümüzdeki on yıl boyunca yargı denetiminin uygulanmasını şart koşmuş ancak bu sürenin bitiminde bu denetimi sınırlandırmamıştır.”

Diğer yandan Mustafa Bakri, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanma geleceği hakkında Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Ulusal Seçim Kurulu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylıktan oy verme sürecine ve sonuçların açıklanmasına kadar zamanlamasını resmen belirleyecek olan kurumdur” dedi.

Temsilciler Meclisi üyesi, birden fazla olası cumhurbaşkanlığı adayıyla ilgili olarak de bu seçim için olası adaylardan Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussanad Yamame ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Hazem Ömer’in adaylıklarının şu ana kadar ‘kesin’ olduğunu söyledi. Her iki partinin de mecliste cumhurbaşkanlığı için aday önerebilecek temsilcileri var.

Anayasanın 142’inci maddesi, cumhurbaşkanlığı için her adayın Temsilciler Meclisi’nin en az yirmi üyesi tarafından onaylanmasını veya her birinden en az bin destekçi olmak üzere en az on beş vilayette oy kullanma hakkına sahip en az yirmi beş bin vatandaş tarafından desteklenmesini şart koşuyor.

Özgür Mısırlılar ve Homatal Vatan partileri geçen ayın sonlarında, görevdeki cumhurbaşkanının bir sonraki yarışta aday olmasını desteklediklerini açıkladılar. Mısırlı milletvekili ise “Önümüzdeki günlerde başka adaylar çıkabilir” derken, cumhurbaşkanlığı seçimlerine güçlü katılımın önemli olduğuna dikkati çekti. Ayrıca, “Tüm devlet kurumları insanları katılmaya teşvik etmekle ilgileniyor” dedi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.