Ürdünlüler neden temizlik alanında çalışıyor?

Sektörde maaşı 560 dolar olan 8 bin işçi var ve başkentte 20 bin iş başvurusu bulunuyor

Ürdün’ün başkenti Amman’da bir sokak çalışan temizlik görevlisi (Salah Malkavi-Independent Arabia)
Ürdün’ün başkenti Amman’da bir sokak çalışan temizlik görevlisi (Salah Malkavi-Independent Arabia)
TT

Ürdünlüler neden temizlik alanında çalışıyor?

Ürdün’ün başkenti Amman’da bir sokak çalışan temizlik görevlisi (Salah Malkavi-Independent Arabia)
Ürdün’ün başkenti Amman’da bir sokak çalışan temizlik görevlisi (Salah Malkavi-Independent Arabia)

Tarık Dilvani

Sabahın erken saatlerinde güneş Ürdün'ün başkenti Amman'ın sokaklarına ulaştığında, temizlikçiler farklı hava koşullarında zorlu görevlerine başlıyor ve şehrin güzelliğini koruma sorumluluğunu üstleniyor. 

Yorgun eller ve vücutlar yılda 2,7 milyon tona eşdeğer atık topluyor. Bu da günde 1 bin 800 ton atık anlamına geliyor.

Sağlık risklerine maruz kalmaları, ölümlü kazaları ve olumsuz toplumsal bakış açısının yanı sıra, özellikle Suriyeli mülteciler nedeniyle artan nüfus ile atıklar artıyor.

Bu durum Ürdün hükümetini sektörün rolünün ve canlılığının önemini vurgulamak için çok sayıda bilinçlendirme kampanyası uygulamaya yöneltti.

Vatan işçileri

Temizlik işçilerinin onurlarını korumak ve onlara karşı olumlu bakış açısını geliştirmek amacıyla, Amman Belediyesi, 2000 yılında bu meslekte çalışanların adını 'vatan işçileri' olarak değiştirdi.

Ancak gözlemciler, bu grubun çok fazla dikkat ve özene ihtiyaç duyduğuna, onlara zor işlerinde yardımcı olacak özel kıyafet ve araçların sağlanmasının yanı sıra, çalışanları kaza riskinden korumak için halka açık yerlerde modern temizlik araçlarının tahsis edilmesi gerektiğine inanıyor.

5 yıl önce yüksek işsizlik oranları nedeniyle, pek çok Ürdünlü, bu mesleği ve çalışanlarını küçümseyen eski toplumsal mirasa rağmen, utanç kültürünü terk ederek temizlik sektörüne temizlikçi olarak katıldı.

Zira Ürdün hükümeti yıllardır temizlik sektöründeki işçileri kamulaştırmaya, Ürdünlü olmayan işçilerin yüzdesini azaltmaya ve 2024'e kadar Ürdünlü olmayan işçi izinlerini tamamen durdurmaya çalışıyor.

Amman Belediyesi, pek çok kişi için cazip hale gelen bu meslekte çalışanlar için ücret artışı, diğer sosyal yardımlar, sosyal sigorta, çalışma koşulları ve iş güvenliği gibi olumlu bir politika benimsedikten sonra şu anda temizlikçi olarak istihdam için yaklaşık 20 bin başvurunun olduğunu söylüyor.

Ölümcül kazalar

Temizlik sektöründe çalışan sayısı 7 bini başkentte olmak üzere 8 bine ulaşıyor.

Her yıl pek çok kişi, özellikle de evlerden ve toplu alanlardan çöp toplama işinde çalışanlar, çoğu trafik kazası olmak üzere, özellikle tünellerde, kavşaklarda veya yol kenarlarında ölümcül trafik kazalarına maruz kalıyor.

Saatlerce çalışıyorlar, bu da kamu güvenliği araçlarının sağlanması talebinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Zira son dört yılda onlarca ölüm, yüzlerce yaralanma yaşandı.

Ayrıca özel araçlarla çalışan temizlik görevlilerinin mağduriyetleri de bulunuyor.

Bu kişiler düşmelere ve her gün uzun saatler boyunca hoş olmayan kokuları solumaları sonucu solunum yolu hastalıklarına maruz kalıyor.

Bu kazalar, İş Kanunu'nda yer alan, özel kask, eldiven gibi kişisel koruyucu donanımların sağlanmasını öngören talimatlara rağmen gerçekleşiyor.

Söz konusu meslek dalı, çalışanlarına 45 yaşında erken emekli olma olanağı tanıyan Sosyal Güvenlik Kanunu'na göre tehlikeli meslek olarak sınıflandırılıyor.

2020 yılında, üç çocuk babası olan temizlik işçisi olan 34 yaşındaki Muhammad el-Hilali, başkentteki hayati bir tüneldeki yağmur suyu drenaj ağını temizlerken meydana gelen kazada hayatını kaybetti.

İşçi Evi Merkezi Müdürü Hamada Ebu Necme tehlikeli bölgelerde ilgili yetkililer tarafından gerekli önlemlerin alınması ve yeterli uyarı ve önleme araçlarının sağlanması çağrısında bulunuyor.

Temizlik işçilerinden sorumlu olan Amman Belediyesi, son dönemde özellikle otoyollarda ve trafiğin yoğun olduğu noktalarda işçilerin yerine temizlik hizmetleriyle donatılmış makine ve araçları faaliyete geçirdiğini söylüyor.

Toplumsal davranışlar

Başkent Amman'da temizlik görevlisi olarak çalışan Mutaz, çöp konteynırlarının yakın olmasına rağmen dükkan, restoran ve tezgah sahiplerinin atıkları ortaya bıraktığını ayrıca yoldan geçen bazı kişilerin kasıtlı olarak önüne çöp attığını anlattı.

Mutaz özellikle tatil ve bayram günlerinde, çalıştığı bölgelere gelen ziyaretçi ve turist sayısının arttığı zamanlarda, sorumlu olduğu yeri birden fazla kez temizlemesine rağmen amirleri tarafından ihmalkarlıkla suçlanması ile mağduriyetinin arttığını belirtti. 

Ramazan ve Kurban Bayramı geceleri, bazı vatandaşların kaosu ve ihmali nedeniyle çöplerin miktarının onun kabiliyetini aşması nedeniyle Mutaz için bir sıkıntı oluşturuyor.

Meslektaşı Suphi, okul öğrencilerinin özellikle okuldan ayrıldıktan sonraki davranışlarından şikayet ediyor.

Ayrıca bunun toplumda genel bir sorumluluk olması ve yalnızca temizlikçilerin görevi olmadığı için hijyen konusunda onların sorumluluk ruhunu geliştiren özel bir müfredatın verilmesini talep ediyor.

Subhi, bazı Ürdünlülerin kendisini bir temizlikçi ya da vatan işçisi yerine 'çöpçü' olarak adlandırma konusundaki ısrarlarından rahatsız olduğunu, bazı kişilerin aşağılama ve hakaret içeren davranışlarda bulunduğunu, pek çok kişinin ise nazik davranarak evlerinin önünü temizleme karşılığında temizlikçilere para ödemekte ısrar ettiğini söylüyor.

İyi maaşlar

Temizlik işçileri, tahminen genel olarak sağlık sigortası ve sosyal güvenliğin yanı sıra, Ürdünlülerin ortalama maaşını temsil eden bir gelir olarak 560 dolar civarında aylık maaş alıyor.

Ancak diğer taraftan küçük bir grubun olumsuz sosyal bakış açısıyla da karşı karşıya kalırken, zorbalığa ve tacize maruz kalıyorlar.

Temizlik görevlileri pek çok vatandaşın sokağa çöp atma gibi davranışlarını ve geçimini çöp konteynırlarından sağlayan ve kaotik bir şekilde satılabilecek bir şey elde etme umuduyla konteynerleri karıştıranları da eleştiriyor ve bunun ek çalışma yüküne neden olduğunu belirtiyor. 

Ürdün'deki Atık Yönetimi Yasası, rastgele atık atan kişilere 100 dolardan bin 500 dolara kadar cezalar ve bir haftadan az olmamak üzere hapis cezası verilmesini öngörüyor.

Geçen günlerde Ürdünlü yetkililer, araba camlarından çöp atmanın yaygın bir olay haline gelmesinin ardından güvenlik kameraları tarafından kapsamlı bir şekilde izlenmesi yoluyla ceza uyguladı.

Son beş yılda yaklaşık 340 bin ihlal kaydedildi. Bu da yılda 68 bin ihlal anlamına geliyor. 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.