Ürdün, savaşın sonuna kadar İsrail'le diplomatik ilişkilerini dondurdu

Amman, Tel Aviv'deki büyükelçisini derhal geri çağırdı ve İsrail büyükelçisinin geri dönmesini reddetti.

Ürdün Kralı II. Abdullah (DPA)
Ürdün Kralı II. Abdullah (DPA)
TT

Ürdün, savaşın sonuna kadar İsrail'le diplomatik ilişkilerini dondurdu

Ürdün Kralı II. Abdullah (DPA)
Ürdün Kralı II. Abdullah (DPA)

Ürdün, gerilimi tırmandıran yeni bir adım olarak dün (Çarşamba) İsrail Büyükelçisini "derhal" geri çağırdı. Amman aynı zamanda Gazze Şeridi'ndeki olayların başlamasıyla ülkeden ayrılan Tel Aviv'in Amman Büyükelçisinin geri dönüşünü reddetti.

Körfez gezisinde Ürdün Kralı II. Abdullah'a eşlik eden Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi'nin ağzından duyurulan Ürdün'ün İsrail Büyükelçisini geri çağırma kararı, İsrail'in Gazze Şeridi'nde altyapıyı ve sivil nüfusu hedef alan saldırganlığına yönelik BAE, Katar ve Bahreyn Krallığı'nı da kapsayan resmi öfkenin boyutunu yansıtıyor. Gözlemcilere göre bu karar, Ürdün'ün gerilimi tırmandırmaya yönelik seçeneklerini resmi olarak çeşitlendirmesini yansıtıyor ve bu çeşitlilik saldırganlığa karşı keskin bir diplomatik ton kullanmaktan, farklı düzeylerdeki diplomatik eylem kapsamına kadar uzanıyor.

Ürdün'ün kararı, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığı ve Tel Aviv'in Batı ve ABD desteğiyle "meşru müdafaa hakkı" kisvesi altında izlediği toplu cezalandırma politikaları karşısında "kademeli bir gerilimi artırma planı" bağlamında geldi. Bu durum, resmi Ürdün pozisyonunun İsrail ile “diplomatik ilişkilerin dondurulduğunu” duyurmasına yol açtı. 

Siyasi bir kaynağın Şarku'l Avsat'a söylediğine göre özellikle de mevcut İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun aşırı sağcı bir koalisyonla geri dönmesinden bu yana Amman ile Tel Aviv arasındaki soğuk ilişkiler göz önüne alındığında, İsrail saldırganlığın devam etmesi halinde, öngörülebilir gelecekte benzer adımlar gelebilir.

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi (DPA)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi (DPA)

Ürdün Dışişleri Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında, "İsrail'in Gazze'ye yönelik şiddetli savaşını reddeden ve kınayan tutumun bir ifadesi olarak İsrail büyükelçisinin derhal Ürdün'e çağrıldığını" duyurdu.

İsrail’in masum insanları katleden, benzeri görülmemiş bir insani felakete neden olan ve yayılması halinde tehlikeli olasılıklar taşıyan bir savaşa imza attığının ifade edildiği açıklamada, “Bu durum, tüm bölgenin güvenliğini, uluslararası güvenlik ve barışı tehdit edecektir” denildi.

Bakanlığın açıklamasına göre Bakan Eymen es-Safadi, İsrail Dışişleri Bakanlığı'na, daha önce Krallık'tan ayrılan büyükelçisini geri göndermemesi konusunda bilgi vermesi için Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı'ndaki ilgili departmana talimat verdi.

Bakanlık, büyükelçilerin geri dönüşünün İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurması, yol açtığı insani felaket ve Filistinlileri gıda, su, ilaç ve kendi topraklarında güvenli ve istikrarlı bir şekilde yaşama haklarından mahrum bırakan tüm tedbirlere son vermesiyle bağlantılı olacağını açıkladı. 

27 Ekim'de Amman'da düzenlenen Gazze yanlısı gösterilerden (AFP)
27 Ekim'de Amman'da düzenlenen Gazze yanlısı gösterilerden (AFP)

Gözlemcilere göre, Ürdün'ün bu kararı, savaşın derhal sonlandırılması ve acil yardım malzemelerinin Gazze Şeridi'ne girmesine izin verilmesi yönündeki uluslararası talepleri görmezden gelen İsrail tarafıyla siyasi temasların durdurulması bağlamında geldi. Gazze’de sağlık sektörünün hizmet dışı kalacağı korkusuyla birlikte gıda, ilaç ve yakıt gibi temel malzeme ve ihtiyaçlarda büyük bir eksiklik yaşanıyor.

Ürdün Kralı II. Abdullah, geçtiğimiz cumartesi günü Kahire Barış Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Gazze'de yürütülen şiddetli bombardımanı ‘çeşitli düzeylerde reddedilen şiddetli bir operasyon’ olarak nitelendirdi. Ürdün Kralı, “Bu, kuşatılmış bir halkın toplu olarak cezalandırılmasıdır. Savaş suçudur, dolayısıyla uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalidir.” İfadelerini kullnadı.



Halep'in kuzeyindeki yeni kampların görüntüsü viral oldu: Gazzeliler ne ilgisi var?

Gayrı resmi kampların çoğu İdlib bölgesindeki tarım arazilerinde kuruluyor... Al- İman kampı da bunlardan biri ( Şarku'l Avsat)
Gayrı resmi kampların çoğu İdlib bölgesindeki tarım arazilerinde kuruluyor... Al- İman kampı da bunlardan biri ( Şarku'l Avsat)
TT

Halep'in kuzeyindeki yeni kampların görüntüsü viral oldu: Gazzeliler ne ilgisi var?

Gayrı resmi kampların çoğu İdlib bölgesindeki tarım arazilerinde kuruluyor... Al- İman kampı da bunlardan biri ( Şarku'l Avsat)
Gayrı resmi kampların çoğu İdlib bölgesindeki tarım arazilerinde kuruluyor... Al- İman kampı da bunlardan biri ( Şarku'l Avsat)

Halep'in kuzey kırsalındaki yeni kampa ait fotoğrafların sosyal medyada yayınlanması tartışma yarattı. Tartışma, Suriye'deki kampların, ABD Başkanı Donald Trump'ın haftalar önce İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının yarattığı krizi sona erdirmek için önerdiği gibi Gazze Şeridi'nden yerinden edilmiş insanların gelişine hazırlık olarak kurulduğunu iddia eden bir söylentinin yayılmasına neden oldu.

zxsadfer
Ahtarin Konseyi'nin yeni kampla ilgili açıklaması ve Gazze ile bağlantısını reddetmesi

Modern bir kampın kuruluş fotoğrafı viral oldu. Bazı aktivistler, Gazze Şeridi'nden yerinden edilmiş Filistinlileri kabul etmek için değilse, modern kamplar hazırlamanın amacını sorguladı. Ancak Halep'in kuzey kırsalındaki Ahtarin Yerel Konseyi tarafından yapılan resmi açıklama, aktivistlerin yeni kampın gerçekliği konusundaki kafa karışıklığını ve anlaşmazlıkları giderdi. Konsey, bu iddiaları kategorik olarak reddederek, Ahtarin kırsalındaki “Baraan” köyünde bu kampların kurulmasının Esad rejiminin düşmesinden aylar önce başlayan eski bir proje olduğunu doğruladı ve “yeni kampların Gazze Şeridi'nde olanlarla hiçbir ilgisi olmadığını” vurguladı.

Açıklamada bu projenin temel amacının “yerinden edilmiş Suriyelileri barındırmak ve onları savaş koşulları nedeniyle yıllardır yaşadıkları gayri resmi kamplardan çıkarmak” olduğu belirtildi.

zscdfgth
Suriye'nin Halep kırsalının kuzeyindeki Ahtarin'de kurulan yeni kampların Gazze Şeridi'nden çok sayıda Gazzeliyi kabul etmeyi amaçladığı iddiası sosyal medyayı karıştırdı

Eski rejim döneminde sivillere ait fırın, hastane ve okul gibi günlük hizmet tesislerine yönelik bombardıman, hava saldırıları ve varil bombaları nedeniyle Suriyelileri kaçmaya zorladığı biliniyor. Bir kısmı komşu Türkiye, Ürdün ve Lübnan'a sığınırken, diğerleri gayri resmi alanlara ve tarım arazilerine yerleşti; bunlardan bazıları resmi kamplara dönüştürüldü, diğerleri ise insani koşulların iyileştirilmesi için yerel veya uluslararası mali destekten yoksun kaldı.

Ahtarin kırsalındaki Baraan köyünde yer alan modern kamp projesi, yerinden edilmiş Suriyelileri barındırmaya yönelik bir dizi projenin parçası olarak tamamlanmıştır.