"Mercimek Aşevi", açlık tehdidi altındaki Gazze'de 3 binden fazla aileye yemek dağıtıyor

UNRWA'ya göre Gazze'de gıda eksikliği herkesi etkiliyor; bazı insanlar 3 gündür hiçbir şey yememiş durumda

Gazze'nin kuzeyinden güneye göç ettirilen insanların çoğu bakımevlerinden aldıkları yiyeceklere muhtaç durumda (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'nin kuzeyinden güneye göç ettirilen insanların çoğu bakımevlerinden aldıkları yiyeceklere muhtaç durumda (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

"Mercimek Aşevi", açlık tehdidi altındaki Gazze'de 3 binden fazla aileye yemek dağıtıyor

Gazze'nin kuzeyinden güneye göç ettirilen insanların çoğu bakımevlerinden aldıkları yiyeceklere muhtaç durumda (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'nin kuzeyinden güneye göç ettirilen insanların çoğu bakımevlerinden aldıkları yiyeceklere muhtaç durumda (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Hani Ebu el-Kasım,  Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Refah'ta ana bir yolun kenarında, üzerine büyük tencereleri yerleştirdiği odunları yakarak mültecilerin açlığını gidermek için yemek pişirmeye başladı.

Bu mülteciler, ailelerinin geçimini zorlukla karşılayanlar insanlardı.

Büyük bir tencerenin yanında duran Hani, mercimek yemeğini karıştırmaya başlayınca pişen mercimeğin kokusu etrafa yayılmaya başladı.

Çadırlarda yaşayan mülteciler, yemek kokusunu aldıklarında "Mercimek Aşevi"nin etrafında toplandılar.

Yemek hayatın ağır yükü

Yüzlerce mülteci, yemeğin hazırlandığı alana geldi ve çocuklarını beslemek için -ne kadar alabilirse- yemek alabilmek için sıraya girdi.

Gerçekten Gazze'de yiyecek bulmak zor ve zahmetli bir iş haline geldi.

Birleşmiş Milletler, İsrail'in devam eden saldırıları nedeniyle açlık tehlikesinin tüm Gazze halkını tehdit ettiğini ve insani felaketin yaklaştığını vurguladı.

Gönüllüler ev sahiplerinden mülteciler için erzak istiyorlar ve olumlu geri dönüş alıyorlar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gönüllüler ev sahiplerinden mülteciler için erzak istiyorlar ve olumlu geri dönüş alıyorlar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Birkaç gün önce, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze'deki gıda ve su eksikliği konusunda dünya ülkelerini ciddi bir şekilde uyarmış ve insanların Gazze'ye büyük miktarda gıda bağışlaması gerektiğini belirtmişti.

Ancak hala devam eden İsrail'in sıkı ablukası bu yardımların Gazze'ye ulaşmasını engelliyor.

Gıda eksikliği sorunuyla başa çıkmak için sokakta bir mutfak kuruldu ve burada yemek pişirilip ücretsiz dağıtılmaya başlandı.

Bu hayır, Gazze halkının arasında giderek yaygınlaşan açlık soruna bir çözüm getirmeyi amaçladığı gibi kuzeyden güneye göç eden mültecilere de yardım etmeyi hedefliyor.  

Pazarlar boş

Hani, yaşanan durum hakkında şunları söyledi:

Mülteciler bizim misafirlerimizdir. İsrail, onları evlerini terk etmeye zorladı, mallarını ve mülklerini geride bıraktılar ve şu anda gıda ve malzeme kıtlığı ile inanılmaz yüksek fiyatlar gibi zor koşullarla karşı karşıyalar.

Hani, mültecilerin durumundan çok etkilendi ve bir grup gönüllü ile birlikte "Mercimek Aşevi" adlı bir hayır projesi başlattı.

Bu proje, kriz döneminde odun ateşinde yemek pişirme amacı güden bir inisiyatif.

Birleşmiş Milletler, Gazze'de üç günden fazla süredir yemek yemeyen insanların olduğunu doğruluyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Birleşmiş Milletler, Gazze'de üç günden fazla süredir yemek yemeyen insanların olduğunu doğruluyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Aşevi terimi, bir mutfakta yiyeceklerin hazırlanıp ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtıldığı yer anlamına geliyor.

Bu uygulama, birçok Arap ülkesinde yaygın olarak bulunan eski bir gönüllülük ve dayanışma geleneği.

Hani, "Savaşın etkisiyle birçok şey değişti. Binlerce aile kuzeyden güneye göç etti ve marketlerde yiyecek bulamadılar. Bu nedenle herkesin yiyeceğe ihtiyacı var ve onları misafir etmek ve desteklemek bizim görevimiz" dedi.

İnsanlardan erzak isteniyor

Hani, her gün mercimek çorbası pişiriyor. Mercimek aşevinin temel yemeği olduğu için buraya "Mercimek Aşevi" adı verilmiş.  

Ancak eğer pazarda bulunursa bazen et, pilav ve diğer tahıl ürünleri de pişiriliyor.

Hani, her gün binlerce öğün yemek hazırlayıp dağıtıyor ve son bir haftadır bu malzemelerin çok sınırlı olduğunu, Gazze sakinlerinin açlıkla karşı karşıya kaldığını hatta bir dilim ekmeği paylaşmak zorunda kaldıklarını belirtti.

Hani, gıda malzemesi sıkıntısını aşmak için bağış topladı. Refah'taki insanların kapılarını çalarak, onlardan pişirebileceği ve mültecilere dağıtabileceği herhangi bir yiyecekleri olup olmadığını sordu.

İnsanlardan çokça olumlu cevap aldı.

Kuşatma ve gıda kıtlığına rağmen Gazze halkının yardımseverlik, cömertlik ve dayanışma gösterdiğini vurgulayan Hani, "Bu nedenle mültecilere gıda sağlayan birçok hayır kurumu ve gençlik inisiyatifi bulunmaktadır ve bu yerler, herkes için yiyecek temin edilen gerçek bir sığınak haline gelmiştir" dedi.

Aşevinde günde 3 binden fazla yemek dağıtımı yapılıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Aşevinde günde 3 binden fazla yemek dağıtımı yapılıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Hayır sebilleri

Gazze'de hayır işleri için farklı şekillerde kullanılan sebiller bulunuyor.

Bu kurumlar sadece yiyecek sağlama ve dağıtmanın ötesinde, Refah ilindeki mültecilere ücretsiz olarak içme suyu dağıtıyor.

İhtiyaç sahiplerine günde bin litre içme suyu dağıtarak katkıda bulunan Muhammed Advan, şunları söyledi:

Su krizi nedeniyle, evimde güneş enerjisiyle çalışan bir su desalinasyon tesisi kurmayı başardım ve her gün sadece bin litre su üretiyoruz; bu miktar oldukça sınırlı ve mütevazı.

Advan, "Krizin üstesinden gelmek ve savaş koşullarında tüccarların aç gözlülüğüne yenilmemek için birbirimize destek olmalıyız. Aynı miktar suyu satın almayı denedim ancak fiyatının 50 doları aştığını gördüm. Savaş öncesinde ise fiyatı dokuz doları geçmiyordu" ifadelerini kullandı.

Açlık hüküm sürüyor

Birleşmiş Milletler Filistin Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, "Gazze'de açlık herkesi etkiliyor ve artık mülteciler umutsuzluk içindeler. Refah'ta ise açlık oldukça belirgin çünkü artan sayıda insan üç günden fazla süredir hiçbir şey yememiş durumda. Onların yiyeceği hiçbir şey yok" açıklamasında bulundu. 

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne göre, Gazze Şeridi, modern çağın daha önce görmediği bir açlık kriziyle karşı karşıya.

Sahadaki çatışmalar nedeniyle, yardımlar son birkaç gündür sadece Refah şehrine dağıtılıyor.

Diğer bölgeler ise İsrail ordusu tarafından izole edilmiş durumda.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Yeni Suriye ve Sudan hatası

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Yeni Suriye ve Sudan hatası

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

İbrahim Hamidi

Suriye’de geçtiğimiz hafta yoğun geçti. Bu hafta artık geçmişle ilgili değil, şimdi ve gelecekle ilgiliydi. Esed rejimi sayfası kapandı. Konuşmalar ve çalışmalar yeni rejimin inşasına ve yeni devletle ilişkilere odaklanıyor. Sudan hatasının tekrarlanmaması için ABD ve yeni dönemin destekçilerinin hızlı hareket etmeleri ve yaptırımları kaldırmaları gerekiyor.

Batılı ülkeler, bazı Arap ülkeleri ve Şam arasında 2012 yılından bu yana süregelen kopukluk sona erdi. Bazı ülkeler kapatılan büyükelçiliklerini açtılar ve bayraklarını çektiler. ABD, İngiltere ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler, açıkça üst düzey yetkililerini gönderdiler. Diğer önemli ülkelerse, Suriye'nin yeni lideri Ahmed el-Şera ile görüşmek üzere üst düzey yetkililerini gönderseler de bunu açıklamadılar. Arap ülkeleri ile Türkiye arasında Kahire'de bakanlar düzeyinde ve güvenlik servisleri arasında toplantılar düzenlendi.

Toplantılardan ve görüşmelerden gelen mesajlar aynıydı: Lider Ahmed Şera'yı destekliyoruz, yeni dönemi “meşrulaştırıyoruz”, Esed rejiminden kurtuluşu ve Suriye'nin “İran ekseninden” çıkışını memnuniyetle karşılıyoruz. Kapsayıcı bir hükümet ve yeni bir anayasa oluşturmak için hızla değerlendirilmesi gereken altın bir fırsat var. Terörle mücadele edebilmek, devlet kontrolünü genişletebilmek ve tüm topraklarda, yani 185 bin kilometrekare üzerinde hükümetin egemenliğini yeniden tesis edebilmek için güvenlik ve ordu kurumlarının kurulması bir zorunluluktur.

Bu ne anlama geliyor? Yaklaşık beş yıldır aralarında “sınırların sabit olduğu”, “üç devletçiğe” bölünen Suriye bitti. Artık yeni bir rejime sahip eski Suriye'nin, yani iç sınırların kaldırılmasının, dış sınırların belirlenmesinin ve dört düğümle uğraşmanın zamanı geldi.

Humus ve Şam'da iki askeri üs kurulmasını ve hava savunma sistemlerinin konuşlandırılmasını içeren ortak savunma anlaşmasının imzalanması için Şam ile Ankara arasında görüşmeler sürüyor.

Birinci düğüm, Şam-Kamışlı ilişkisidir. Yeni rejim, Suriye'nin kuzeydoğusunda ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) bölgelerini kontrol etmeyi, SDG’nin yeni orduya entegrasyonunu, Özerk Yönetim'in dağıtılmasını ve Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) bağlı Suriyeli olmayan tüm savaşçıların Suriye topraklarından çıkarılmasını istiyor. Ancak SDG, lideri Mazlum Abdi'ye göre, ABD'nin desteğiyle DEAŞ’a karşı mücadele eden askeri bir blok olarak varlığını sürdürmek, Özerk Yönetim'in statüsü ve doğal kaynaklardaki payı konusunda özel haklar elde etmek istiyor.

Uzlaşıya varmak için Şam ile Kamışlı arasında bazı temaslar ve arabuluculuklar yapılıyor. Ancak çözüm anı büyük olasılıkla, ekibi Suriye'yi sarsan 11 güne dahil olan Başkan Donald Trump'ın 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a gelişini bekliyor. Yeni Suriye rejiminin ana destekçisi Ankara, Trump'ın Suriye'den 2 bin askeri çekmeyi kabul etmesine ve SDG'yi Şera'nın teklifini kabul etmeye zorlamasına bahis oynuyor.

Hiç şüphe yok ki Türkiye son haftalarda Esed'ı devirerek kazanan taraf oldu. Taslağı, Humus ve Şam'da iki askeri üs kurulmasını ve İsrail saldırılarına karşı bir koruma şemsiyesi sağlayacak hava savunma sistemlerinin konuşlandırılmasını içeren ortak savunma anlaşmasının imzalanması için Şam ile Ankara arasında müzakereler sürüyor. Anlaşma, sonuçlanması için gerekli meşruiyet unsurları sağlandıktan sonra onaylandığında, Şam, Kamışlı'ya kıyasla müzakerelerde daha güçlü bir konuma sahip olacak.

Anthony Blinken, Arap ülkelerinin bakanlarına Netanyahu'nun kendisine kuvvetlerinin “kış sonunda çekileceği” konusunda güvence verdiğini söyledi.

Burada Binyamin Netanyahu hükümetinin Esed düşer düşmez giriştiği bir dizi icraat ile ilgili ikinci düğüm geliyor; bunlar arasında Suriye'nin kara, hava ve denizdeki stratejik askeri gücü ile araştırma merkezlerinin yok edilmesi, Golan'daki tampon bölgenin ve Hermon Dağı'nda hayati önemdeki gözlem merkezlerinin işgali de var.

Batılı ülkeler yeni Suriye'nin, İsrail dahil olmak üzere diğer ülkelere yönelik bir dış tehdit platformu olmamasını istiyor. Şam ise İsrail'in son dönemde işgal ettiği topraklardan çekilmesini istiyor. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Arap ülkelerinin bakanlarına, Netanyahu'nun kendisine kuvvetlerinin “kış sonunda geri çekileceği” konusunda güvence verdiğini bildirdi. Ancak bu konuda pek çok şüphe var ve sahadaki gerçekler bunu göstermiyor. Şam'ın Batılı elçilere mesajı; İsrail’in “7 Aralık hattına” çekilmesi gerektiği, kendisinin yeni savaşlara girişmekle ve “devrimi ihraç etmekle ilgilenmediği” yönündeydi.

Şam ile “Dera’da başlayan örgütler sayfasının” çevrilmesine ve “devrimci zihniyetten devlet zihniyetine” geçilmesi konusundaki görüşmelere dönüş yönündeki müzakereler halen devam ediyor.

Üçüncüsü, silahın birleştirilmesi. Önceliğin, güvenliği sağlamak ve yeni orduyu oluşturmak olduğu açık. Bu nedenle Şera, örgüt liderleriyle bir toplantı yapma, ordunun oluşumunu ve örgütlerin entegrasyonunu denetleyecek yeni bir Savunma Bakanı atama girişiminde bulundu. Şam kırsalındaki Duma'da üslenen İsam el-Buveydani liderliğindeki İslam Ordusu ile Güney Operasyonlar Odası komutanı Ahmed el-Avda'nın pozisyonu merakla bekleniyordu. Örgütlerin çoğu, ordunun kurulması ve örgütlerin dağıtılması yönündeki yeni reçeteyi kabul etti. Şam ile “örgütler sayfasının” çevrilmesi, yani “devrim zihniyetinden devlet zihniyetine geçiş” ve silahın birleştirilmesi konusundaki görüşmelere geri dönüş yönündeki müzakereler halen devam ediyor.

Ömer el-Beşir'in devrilmesinin ardından Sudan'ın çöküşünün ve acımasız savaşın daha da kötüleşmesinin nedenlerinden biri, ABD'nin Hartum'a yönelik yaptırımları kaldırmakta gecikmesiydi. Washington ve müttefiklerinin Suriye'de Sudan hatasını tekrarlamayacaklarına bahse giriliyor

Dördüncü düğüm ise ulusal konferanstır. Muhalefetin Kahire'de bir konferans düzenlemesi yönünde girişimlerde bulunuldu, ancak yeni yönetim ulusal konferansı Şam'da düzenlemeye hazırlanıyor. Siyasi Komisyon’un liderlerinden biri, 2011 yılında Ulusal Diyalog Konferansı'na sponsorluk yapan eski Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Faruk el-Şara ile temasa geçti. Yakın zamanda “Saldırıyı Caydırma” operasyonuna katılan askeri örgütlerin liderleri arasından atanan yeni valilerden, son yıllarda ülkede kalan Suriyelileri temel alan kapsayıcı bir konferansa katılmaları için her şehirden 40-50, özelliğinden dolayı Dera’dan ise 70 kişinin temsilci seçilmesinin istenmesine yönelik bir öneride bulunuldu. Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığına göre bunun yeni anayasanın oluşumuna ve 1 Mart'tan sonraki döneme katkıda bulunacağına ve sahadaki güçleri, seçkinleri, siyasetin ve sivil toplumun sembollerini bir araya getireceğine güveniliyor.

Şam'daki eğilimin otorite, egemenlik ve siyaseti 185 bin kilometrekarelik alana yaymak olduğu açık. Tüm bunların anahtarlarından biri ekonomi, 10 yıllık savaş ve izolasyon nedeniyle bitkin düşen insanların yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve Şam'ın aydınlatılmasıdır. Bu nedenle Batı ve ABD’nin yaptırımların kaldırılması konusunda acilen harekete geçmesi gerekiyor. Birikmiş yaptırımların varlık nedenleri Esed'in devrilmesiyle sona erdi.

Sudan'ın çöküşünün ve Ömer el-Beşir'in devrilmesinin ardından yaşanan yıkıcı savaşın nedenlerinden biri, ABD'nin Hartum'a yönelik yaptırımları kaldırmakta gecikmesi nedeniyle kötüleşen yaşam koşullarıydı. Washington ve müttefiklerinin Suriye'de Sudan hatasını tekrarlamayacaklarına bahse giriliyor. Arap-Batı-Türk desteğinin yeni Suriye için bir koruma şemsiyesi sağlayacağına güveniliyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.