İsrail'in Refah'a saldırı planıyla riske attığı temeller: Camp David Anlaşması

İsrail ile Mısır arasında ABD'nin arabuluculuğunda 1979'da imzalanan Camp David Anlaşması'nın temelleri, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine yönelik muhtemel saldırısıyla sarsılıyor

(AA)
(AA)
TT

İsrail'in Refah'a saldırı planıyla riske attığı temeller: Camp David Anlaşması

(AA)
(AA)

İsrail'in, 129 gündür yoğun hava saldırılarının yanı sıra kuzey ve orta bölgelerinde karadan işgal operasyonları yürüttüğü Gazze'de, Filistinli nüfusun büyük bir bölümünün sığındığı güneydeki Refah bölgesine de karadan operasyon yapacağını açıklaması Mısır'ın tepkisini çekti.

Camp David Anlaşması kapsamında, Mısır, Sina Yarımadası'nda tekrar kontrolü sağlarken "Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinlilere meşru haklar tanınması" da anlaşmanın temelleri arasında yer alıyor.

Gazze'nin güneyinde Mısır sınırında bulunan Refah kentine yönelik işgal planının icra edilmesi durumunda, yerinden edilerek Refah'a sığınan 1 milyon 400 bin Filistinlinin Mısır sınırına akın etme ihtimali söz konusu.

Kahire yönetimi, Refah'a yönelik İsrail operasyonunun Mısır'a ve Gazze Şeridi'ne muhtemel etkisi dolayısıyla Tel Aviv'e tepki gösterdi.

İsrail devlet televizyonunun haberine göre Mısır, Refah'ın karadan işgal edilmesi durumunda barış anlaşmasını askıya alacağını İsrail'e bildirdi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, dün yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in Refah kentine yönelik kara saldırısının "vahim sonuçları olacağı" uyarısında bulunarak, "Gazze'deki son güvenli bölge olması hasebiyle 1,4 milyondan fazla kişinin sığındığı kentin hedef alınmasının engellenmesi için tüm bölgesel ve uluslararası çabaların birleştirilmesi gerektiğini" vurguladı.

İsrail'in Refah kentine karadan saldırı düzenlemesi durumunda, bölgeye yığılmış 1,4 milyon Filistinlinin saldırıların hedefi olmasından ve bölgeye insani yardım girişinin tamamen durmasından endişe ediliyor.

Camp David Anlaşması'nın Gazze için önemi

Kahire ve Şam yönetimlerinin İsrail'in 1967'de işgal ettiği Golan Tepeleri (Suriye) ile Sina Yarımadası'nı (Mısır) geri almak amacıyla İsrail'e karşı başlattığı 1973'teki Yom Kippur Savaşı, Arap ülkeleri ve İsrail'in cephede çarpıştığı son savaş oldu.

Bu savaş sonrasında, dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ile İsrail Başbakanı Menahem Begin arasında 1979 yılında ABD'de imzalanan Camp David Anlaşması da Arap ülkeleri ve İsrail arasındaki "ilk normalleşme anlaşması" oldu.

Anlaşma ülkede tepkilere neden olurken, Sedat 1981 yılında, bir tören sırasında Mısır ordusunda görevli Halid el-İslambuli ve arkadaşları tarafından kurşunlanarak öldürüldü.

Anlaşmayla birlikte Sina Yarımadası Mısır'ın egemenliğine geçerken, İsrail, Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinlilere "meşru haklar sağlanmasını" kabul etti.

İsrail'in Gazze'nin Refah bölgesine yığılan Filistinlilere yönelik kara operasyonu yapması durumunda, Mısır'ın Sina Yarımadası'nda güvenliğin tehlikeye girebileceği ve Gazze'deki Filistinlilere yaşam hakkı tanınmayacağı endişesi Camp David Anlaşması'nın temellerini sarsıyor.

İsrail'in "Philadelphia Koridorunu" ele geçirme çabaları

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Camp David Anlaşması kapsamında tampon bölgede yer alan Philadelphia Koridoru'nu ele geçirme yönündeki niyetini 7 Ekim'den bu yana Gazze'de devam eden saldırılar süresince birçok açıklamasında dile getirdi.

"Selahaddin Koridoru" olarak da bilinen Philadelphia Koridoru, Filistin'de 2006'da yapılan seçimleri Hamas'ın kazanması ve kısa süre sonra Gazze'de kontrolü sağlamasının ardından Hamas'ın kontrolüne geçti.

"İsrail, Philadelphia Koridoru'nu kontrolü altına almalıdır." ve "Gazze'deki Philadelphia Koridoru'nu kontrol altına almadan Hamas'ı ortadan kaldıramayız." şeklinde açıklamalarda bulunan Netanyahu, Gazze'nin Mısır sınırının da işgal edilmesi yönündeki ısrarını vurguladı.

Mısır ise Netanyahu'nun bu ifadelerine karşılık, "İsrail'in Philadelphia Koridoru'nu işgale yönelik bir adımının, Mısır-İsrail ilişkilerini ciddi şekilde tehdit edeceği" açıklamasında bulundu.

Şubat ayının ilk günlerinde İsrail ordu radyosunda yayınlanan bir haberde, İsrail ve Mısır'ın "Gazze saldırıları sonrası için Philadelphia Koridoru'nun kontrolüne ilişkin anlaşmaya yaklaştığı" iddia edilirken, Mısırlı bir üst düzey yetkili Mısır medyasına yaptığı açıklamada bu iddianın asılsız olduğunu belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığından "Camp David'i askıya alma" uyarısı

Gazze'nin güneyindeki Refah kentine hava saldırılarını yoğunlaştıran İsrail'e dünyadan tepkiler yükselirken, Mısır da İsrail'e Camp David Anlaşması'nı askıya alacağı yönünde uyarıda bulundu.

İsrail devlet televizyonunun haberine göre, Mısır, Refah kentine kara harekatı düzenlenmesi durumunda Camp David Anlaşması'nı askıya alacağını İsrail'e bildirdi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı da son açıklamalarında Refah'a askeri operasyon düzenlenmesinin "vahim sonuçları" olacağını vurgulayarak, "askeri operasyon açıklamalarını kesin bir şekilde reddettiğini" bildirdi.

Mısır, Gazze'deki son güvenli bölge olan 1 milyon 400 binden fazla kişinin sığındığı Refah'ın hedef alınmasının engellenmesi için "tüm bölgesel ve uluslararası çabaların birleştirilmesi gerektiğini" vurguladı.

Refah'ın hedef alınması, insani yardımların engellenmesi ve Filistin halkının göç ettirilmesinin uluslararası insan hakları ve Birleşmiş Milletlerin (BM) ilgili kararlarının apaçık ihlali olduğunu kaydeden Mısır, ateşkese varılması ve esir takası için tüm taraflarla temaslarını sürdüreceğini bildirdi.

⁠İsrail'in Refah'a saldırı planı

Gazze'ye saldırı ve işgalinde on binlerce Filistinliyi öldüren İsrail, bölgenin kuzey ve orta kesimlerindeki nüfusun büyük bölümünü Mısır sınırındaki Refah kentine yığılmaya zorladı.

İsrail, saldırılar boyunca kuzeydekiler için "güvenli bölge" ilan ettiği güney bölgesini ise şimdi aynı şekilde karadan işgal etmek ve nüfusu buradan zorla çıkarmak istiyor.

Refah'ta 1 milyon 400 bin civarında sivilin sıkıştığı tahmin ediliyor.
Uluslararası toplum, İsrail'i Refah'a yönelik kapsamlı bir saldırının yeni ve büyük bir trajediye neden olacağı konusunda uyarıyor.



Suriye güvenlik güçleri kanlı çatışmaların ardından Suveyda'ya girdi, Dürzi ruhani liderliği bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı

Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)
Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri kanlı çatışmaların ardından Suveyda'ya girdi, Dürzi ruhani liderliği bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı

Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)
Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)

Suriye güvenlik güçleri, son iki gündür yaşanan çatışmaların ardından bugün Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentine girerek, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera hükümetinin aralık ayında iktidara gelmesinden bu yana hükümet güçlerinin kente ilk kez konuşlanmasını sağladı.

Konuşlanma, hükümet güçlerinin kentte konuşlanmasına karşı çıkan Dürzi liderlerin Dürzi savaşçılara silahlarını bırakmaları ve hükümet güçlerinin kente girmesine izin vermeleri çağrısında bulunmalarının ardından gerçekleşti.

Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinde Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasındaki çatışmaların ardından ed-Dur kasabasının girişinde konuşlandı. (EPA)Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinde Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasındaki çatışmaların ardından ed-Dur kasabasının girişinde konuşlandı. (EPA)

Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati yaptığı açıklamada, “İçişleri ve Savunma bakanlıklarına bağlı güçler Suveyda kentinin merkezine girmeye başlayacak” dedi ve eş zamanlı olarak ‘ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı’ ilan etti.

Diğer yandan Suriye İçişleri Bakanlığı, ‘dini otoriteleri ve silahlı grupların liderlerini’ tam bir iş birliği yapmaya çağırdı.

Dürzi ruhani liderliği

Dürzi ruhani liderliği ise hükümet güçlerinin Suveyda’ya girişini memnuniyetle karşılayarak, silahlı gruplara ‘girişlerine direnmemeleri ve silahlarını İçişleri Bakanlığı’na bağlı güçlere teslim etmeleri’ çağrısında bulundu.

Önde gelen Dürzi din adamı Hikmet el-Hicri bu sabah yaptığı açıklamada, “İçişleri Bakanlığı güçlerinin vilayete girişini memnuniyetle karşılıyoruz” diyerek Suveyda'daki tüm silahlı grupları kendileriyle iş birliği yapmaya çağırdı.

El-Hicri, “Olayların yansımalarını ele almak ve vilayet halkıyla iş birliği içinde devlet kurumlarını harekete geçirmek için Suriye hükümetiyle diyalog başlatılması çağrısında bulunuyoruz” ifadesini kullandı.

Ed-Dalati, Dürzilerin ruhani liderliğinin duruşunu memnuniyetle karşıladı ve ülkenin dini otoritelerini İçişleri Bakanlığı'nın eylemlerini desteklemek için ‘ortak bir ulusal duruş sergilemeye’ çağırdı. Ed-Dalati, “Yasadışı silahlı grupların liderlerini İçişleri ve Savunma bakanlıklarının güçlerinin girişini engelleyen her türlü eylemi durdurmaya ve iç barışı korumak için silahlarını yetkili makamlara teslim ederek tam bir iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Top mermileri ve patlamalar

Suveyda'nın eteklerindeki el-Mezraa köyünde bulunan bir AFP muhabiri, top mermileri ve patlamalar duyduğunu ve askeri konvoyların Suveyda şehri yakınlarına girdiğini gördüğünü, Savunma ve İçişleri Bakanlığı güçlerine ait roketatarların ve ağır topların şehrin yakınlarına konuşlandırıldığını aktardı.

Muhabir, bazı kasabalarda çatışmaların devam ettiğini ve askeri birliklerin şehre girmeye hazırlandığını söyledi.

Geçtiğimiz iki gün boyunca Suveyda vilayeti, hükümet güçlerinin müdahalesinden önce Dürzi militanlar ile Bedevi silahlı gruplar arasında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden bu yana en şiddetli çatışmalardan birine sahne oldu.

Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi Suveyda'daki çatışmaların ardından bir cesedin yanından geçiyor. (EPA)

Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi Suveyda'daki çatışmaların ardından bir cesedin yanından geçiyor. (EPA)

Pazar günü bir dizi adam kaçırma olayının ardından patlak veren çatışmalarda 18'i asker olmak üzere en az 90 kişi öldü.

İsrail bölgedeki ‘birkaç tanka’ yönelik saldırı gerçekleştirdiğini duyururken, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz daha sonra Dürzilerin hedef alınmaması konusunda uyarıda bulundu.

Geçtiğimiz mayıs ayından bu yana Dürzi militanlar, yerel gruplar ve yetkililer arasında yapılan bir anlaşma uyarınca Suveyda'da güvenliği sağlıyor. Ancak silahlı Sünni Bedevi aşiret mensupları da vilayet kırsalında konuşlanmış durumda.

Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinin dışında Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasında yaşanan çatışmaların ardından bölgeye konuşlandı. (EPA)Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinin dışında Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasında yaşanan çatışmaların ardından bölgeye konuşlandı. (EPA)

Yeni yönetim iktidarı devraldıktan sonra Şam'ı ziyaret eden uluslararası toplum temsilcileri ve Batılı delegeler, özellikle çeşitli bölgelerde yaşanan mezhepsel şiddet ve ihlallerin ardından dışlanmaları korkusuyla, azınlıkların korunması ve geçiş döneminin yönetimine katılımlarının sağlanması için yetkililere çağrıda bulundu.