Ürdün, Uluslararası Adalet Divanında İsrail'in Gazze'yi işgalinin hukuk ve insanlık dışı olduğunu bildirdi

Ürdün, Uluslararası Adalet Divanında (UAD), İsrail'in uluslararası hukuku tamamen hiçe sayarak hareket ettiğini, Gazze'yi işgalinin hukuk ve insanlık dışı olduğunu bildirdi

(AA)
(AA)
TT

Ürdün, Uluslararası Adalet Divanında İsrail'in Gazze'yi işgalinin hukuk ve insanlık dışı olduğunu bildirdi

(AA)
(AA)

Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar sürüyor.

Ürdün adına duruşmalarda söz alan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, "Bugün karşınızda İsrail'in Filistin'i işgali en kanlı ve en insanlık dışı şekilde sergilenirken duruyorum." dedi.

Safedi, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısıyla soykırımın devam ettiğini vurgulayarak, "Binlerce hayatı paramparça ediyor. Halihazırda işgalin baskısına maruz kalan 2,3 milyon Filistinliden oluşan bir topluluğu yok ediyor." ifadelerini kullandı.

Gazze'de açlığın ulaştığı ciddi boyuta dikkati çeken Safedi, "Açlıkla karşı karşıya olan Filistinlilerin sayısı, dünyanın diğer yerlerindekilerin 4 katıdır." diye konuştu.

Safedi, İsrail'in uluslararası insancıl hukuku ihlal ederek ve mahkemenin emrettiği geçici tedbirleri hiçe sayarak gıda ve ilaç sevkiyatını engellemesi nedeniyle Gazze halkının açlık ve ilaç yokluğundan öldüğünü belirterek, şöyle devam etti:

Bu saldırganlık derhal sona ermelidir. Bundan sorumlu olanlar adaletle yüzleşmelidir. Hiçbir ülkenin hukukun üstünde olmasına izin verilmemelidir. İsrail, uluslararası hukuku tamamen hiçe sayarak hareket etmekte ve buna izin verilmektedir, bu durum devam edemez. İşgal hukuk dışıdır, insanlık dışıdır, sona erdirilmelidir.

"Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkını açıkça inkar etmektedir"

Safedi, İsrail'in sistematik olarak işgali pekiştirdiğine işaret ederek, "Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkını açıkça inkar etmektedir. Bu, hukuka aykırıdır. Tek taraflı tedbirler sahada yeni gerçekler yaratıyor. Bu da barış için tüm umutları yok ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası hukuka göre yasa dışı yerleşimlerin sayısının giderek arttığına ve işgal altındaki Filistin topraklarına doğru yayıldığına işaret eden Safedi, şunları söyledi:

Oslo Anlaşmaları'nın imzalandığı 1993'te 280 bin olan yerleşimci sayısı, bugün 700 binin üzerine çıkmıştır. Bugün bu sayı, 700 binin üzerinde yani neredeyse yüzde 100 ya da yüzde 150 oranında artmış durumda. Yerleşimci terörü giderek büyüyen bir kötülüktür. Kurbanları masum Filistinliler, onların evleri ve geçim kaynaklarıdır. İşgalci güç olarak İsrail'in sivilleri korumak, kültürel ve tarihi mirası muhafaza etmek ve demografik değişiklikleri zorlamaktan kaçınmak gibi yasal yükümlülükleri vardır. İsrail, bu yükümlülüğü sürekli ve kasıtlı olarak ihlal etmektedir.

"İsrail, Filistinlileri aşağılama ve istismara maruz bırakmaktadır"

Safedi, İsrail'in Filistin topraklarında demografik değişikliklerin, kültürel ve tarihi mirasın yok edilmesine yol açtığını belirterek, Filistin'in topraklarına el koyup ilhak ettiğini, Filistinlileri evlerinden, çiftliklerinden, köylerinden ve şehirlerinden sürdüğünü söyledi.

Bakan Safedi, "Binlerce çocuk, erkek ve kadını yasa dışı şekilde alıkoymakta ve onları fiziksel ve zihinsel işkence, aşağılama ve istismara maruz bırakmaktadır." diye konuştu.

İsrail'in, Müslümanların ve Hristiyanların ibadet özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini dile getiren Safedi, Müslümanların Mescid-i Aksa'da ibadet etme hakkını ciddi şekilde kısıtladığını, Hristiyan rahipleri, İsrailli aşırılık yanlılarının aşağılama ve tacizlerinden korumak için hiçbir gerçek adım atmadığını anlattı.

Safedi, "İsrail, on yıllardır süren işgal boyunca Araplar, Müslümanlar, Hristiyanlar ve işgal altındaki Kudüs'teki kutsal mekanların kimliğini değiştirmek için çalışmaktadır." dedi.

Barışın bölgedeki tüm halkların hakkı olduğunu ancak işgal sona ermeden mümkün olmayacağını vurgulayan Safedi, "Filistin halkının, kendi kaderini tayin hakkı gerçekleşmeden barış olamaz, başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin 4 Haziran 1967'de belirlenen sınırlar içinde kurulması ve tüm dünyada tanınmasıyla mümkündür." ifadelerini kullandı.

"İsrail, Gazze ve Batı Şeria'da her gün yüzlerce Filistinliyi öldürüyor"

Safedi, İsrail işlediği savaş suçları ve uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutulmadığı için Gazze ve Batı Şeria'da her gün yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğünü kaydederek, şunları söyledi:

(Gazze'de) Çocuklar anestezi olmadan ameliyat ediliyor. 6 yaşındaki Hind, İsrail'in öldürdüğü akrabalarının çürüyen cesetlerinin yanında günlerce arabada kaldı. Sağlık görevlileri nihayet onu kurtarmaya geldiğinde İsrail işgal ordusu, onları öldürdü ve Hind'i aldı.

"İsrail, Kudüs'ün tarihi statüsünü tehdit etti"

Ürdün Adalet Bakanı Ahmed ez-Ziyadat da ülkesinin, Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün kimliğinin korunmasında önemli tarihi ve hukuki rolünün bulunduğunu hatırlatarak, Ürdün'ün bu statünün korunması için çalıştığını vurguladı.

Ziyadat, Hristiyanların ve kutsal mekanlarının, Yahudi radikal grupların sık ve sürekli saldırılarının hedefi haline gelmesinden duydukları endişeyi dile getirerek, "İsrail, Kudüs'ün tarihi statüsünü ve Kudüs'teki Müslüman ve Hıristiyanların kutsal mekanlarının bütünlüğünü tehdit etmiştir." dedi.

"İşgal altındaki Filistin toprakları giderek parçalanmıştır"

Ürdün adına söz alan BM Uluslararası Hukuk Komisyonu Üyesi Michael Wood da Divan önündeki danışma görüşünün, sadece iki devleti değil çok sayıda devleti ilgilendirdiğinin altını çizerek, Divan'ın görüş verme yetkisinin bulunduğunu söyledi.

Danışma görüşünün, devletler arasındaki barış müzakerelerine zarar vereceği şeklindeki iddiaların geçerli olmadığına işaret eden Wood, Divan'ın danışma görüşü vermesinin önünde engel bulunmadığını vurguladı.

Wood, BM'nin, Filistin devletinin kurulmasını ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesini talep ettiğini hatırlatarak, şu ifadelere yer verdi:

Ne yazık ki İsrail'in işgali yarım asrı aşkın süredir devam etmektedir. Bu sürede İsrail, işgal hukukunun temel ilkelerini kasıtlı olarak ihlal etmiştir. Bu ihlallerin bedeli, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının inkar edilmesidir. İşgal altındaki Filistin toprakları giderek parçalanmıştır. Demografik yapısı değişmiş ve değişmeye devam etmektedir. Yerleşim yerleri ve karakollar hızla genişlerken Filistin halkının doğal kaynaklara erişimi engellenmekte ve su kaynakları tükenmektedir. Tüm bunlar, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ciddi şekilde ihlal etmektedir.

"İsrail, insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerde bulunuyor"

Wood, İsrail'in 2018 Anayasası'nın, devletin Yahudi yerleşiminin geliştirilmesini ulusal değer olarak gördüğünü ve bunun kurularak sağlamlaştırılmasını teşvik ve desteklemek için hareket edeceğine ilişkin beyanını aktardı.

2023'ün yasa dışı yerleşimlerin genişlemesi açısından rekor yılı olduğunu anımsatan Wood, geçen ayın sonunda üst düzey İsrailli yetkililerin, Gazze'yi yerleşime açma niyetlerini de açığa vurduğunu belirtti.

Wood, İsrail'in yasa dışı yerleşimlerinin "Batı Şeria'da yamalı toprak parçası yarattığı" değerlendirmesinde bulunarak, bunun da egemen, bağımsız ve birleşik Filistin devletinin kurulmasını baltaladığını söyledi.

İsrail'in insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerde bulunduğunu ve bu tür suçları cezalandırmada başarısız olduğunu ifade eden Wood, şunları kaydetti:

İsrail'in politikaları ve uygulamaları, bir bütün olarak ele alındığında işgal altındaki Filistin topraklarını ilhak etme niyeti konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır. Bu gerçekler kendiliğinden her şeyi göstermektedir. İsrail'in, 1980 tarihli Temel Yasası ilhak etmeyi amaçlıyor. Devletler, hukuksuz işgalin sona ermesi için BM ile ortak hareket etmelidir. İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarından çekilene kadar uluslararası insancıl hukuka ve uluslararası insan hakları hukukuna tam olarak saygı göstermekle yükümlüdür. İsrail'in bu hukuk organları kapsamındaki yükümlülükleri, işgal hukuka aykırı olsa bile geçerli olmaya devam etmektedir.



Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri
TT

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

Gazze ateşkesine ilişkin Trump anlaşması metni ve Hamas’ın değişiklikleri

ABD Başkanı Donald Trump'un bu akşam Washington'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmeden önce tamamlanması için baskı yaptığı İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının yeni metni elde edildi. “Trump anlaşması” olarak bilinen öneri, iki aylık ateşkes, rehinelerin ve esirlerin serbest bırakılması ve İsrail ile Hamas'ın cesetleri iadesini içeriyor.

Londra merkezli al Majalla dergisinin elde ettiği yeni metin, Hamas'ın daha önce iki tarafa teslim edilen metinle ilgili görüşlerini dikkate alıyor

Gazze ateşkes müzakerelerine yakın bir kaynak, bugün “Al-Majalla” dergisine verdiği demeçte, Katar ve Mısır arabuluculuğunda müzakerelerin bugün, Trump-Netanyahu görüşmesi öncesinde Doha'da yeniden başladığını söyledi. Yetkili, Hamas'ın “Al-Majalla” dergisinde yayınlanan anlaşma taslağının üçüncü, beşinci ve on birinci maddelerinde üç değişiklik yapılmasını talep ettiğini ve bu değişikliklerin şunları içerdiğini açıkladı:

Birincisi, insani yardımın ulaştırılma yönteminde köklü değişiklikler yapılması ve bu yardımların “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu” dışındaki BM kuruluşlarını da kapsaması.

İkincisi, 60 gün sonraki görüşmeler sırasında Katar, Mısır ve ABD'nin garantisinde ateşkesin sürdürülmesi.

Üçüncüsü, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki diğer bölgelerden ve Netzarim ekseninden çekilmesi.

İsrail heyeti Hamas'ın değişikliklerini reddetti, ancak taraflar müzakerelerin bugün devam etmesinde anlaştı.

Trump geçen salı günü, İsrail'in Hamas ile 60 gün sürecek ateşkesin son ayrıntılarını belirlemek için gerekli şartları kabul ettiğini ve bu süre zarfında iki tarafın savaşı sona erdirmek için çalışacağını söylemişti. Hamas'a yakın bir kaynak, hareketin, ABD'nin desteklediği yeni ateşkes önerisinin İsrail'in Gazze'deki savaşını sona erdireceğine dair garantiler almaya çalıştığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın  Majalla’dan aktardığı İsrail ile Hamas arasında anlaşmada Amerikan önerisinin tam metni:

1- Süre: 60 günlük ateşkes. Başkan Trump, İsrail'in kararlaştırılan süre boyunca ateşkesin uygulanmasını garanti eder.

2- Rehinelerin serbest bırakılması: “58 kişilik listeden” 10 canlı ve 18 ölü İsrailli rehine, 1, 7, 30, 50 ve 60. günlerde aşağıdaki şekilde serbest bırakılacaktır:

İlk gün 8 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

7. günde 5 rehine cesedi teslim edilecek.

30. günde 5 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

50. günde 2 rehine canlı olarak serbest bırakılacak.

60. günde 8 rehine cesedi teslim edilecek.

thy
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze Şeridi'nde insani yardım malzemeleri taşıyor. (Reuters)

3- İnsani yardım: Yardımlar, Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından derhal Gazze'ye gönderilecektir. Bu yardımlar, sivil halka yönelik yardımlarla ilgili olarak varılacak ve anlaşma süresince uygulanacak bir anlaşma uyarınca sağlanacak ve anlaşma, 19 Ocak 2025 tarihli insani yardım anlaşmasına uygun olarak yoğun ve yeterli miktarda yardımın ulaştırılmasını içerecektir. Yardımlar, Birleşmiş Milletler ve Kızılay da dahil olmak üzere üzerinde mutabık kalınan kanallar aracılığıyla dağıtılacaktır.

İsrail'in Gazze'deki tüm saldırı faaliyetleri bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde durdurulacak.

4- İsrail'in askeri faaliyetleri: Bu anlaşma yürürlüğe girdiğinde, İsrail'in Gazze'deki tüm saldırı amaçlı askeri faaliyetleri durdurulacaktır. Ateşkes süresince, Gazze Şeridi'nde hava trafiği (askeri ve gözetleme) günde 10 saat, rehine ve mahkumların takası yapılacak günlerde ise günde 12 saat durdurulacaktır.

vfgyju
3 Temmuz 2025'te İsrail'in gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından Güney Gazze'den dumanlar yükseliyor. (AP)

5- İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması:

A – İlk gün, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasından sonra (8 kişi), Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde ve Netzarim koridorunda, insani yardımla ilgili 3. maddeye uygun olarak ve üzerinde anlaşmaya varılacak haritalara göre yeniden konuşlandırılacaktır.

b) 7. gün, İsrailli rehinelerin cesetlerinin teslim edilmesinden sonra (5 ölü), insani yardımla ilgili 3. maddeye uygun olarak ve üzerinde mutabık kalınacak haritalara göre Gazze Şeridi'nin güney kesiminde yeniden konuşlandırma.

c) Teknik ekipler, hızlı müzakereler yoluyla nihai yeniden konuşlandırma sınırları üzerinde çalışacak.

6- Müzakereler: İlk gün, arabulucuların ve garantörlerin gözetiminde, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler hakkında müzakereler başlar. Bu düzenlemeler şunları içerir:

A – İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli tutukluların sayısı üzerinde mutabık kalınacak şekilde, kalan tüm İsrail rehinelerinin takas edilmesinin anahtarları ve koşulları.

B – İsrail güçlerinin yeniden konuşlandırılması ve çekilmesi ile Gazze Şeridi'nde uzun vadeli güvenlik düzenlemeleri ile ilgili konular.

C – Taraflardan herhangi biri tarafından ortaya konacak Gazze Şeridi'nde “ertesi gün” ile ilgili düzenlemeler.

D – Kalıcı ateşkesin ilan edilmesi.

Trump, ateşkes anlaşmasını bizzat kendisi açıklayacak. Başkan, tarafların ateşkes anlaşmasına bağlı kalması konusunda ciddi ve müzakerelerin çatışmaya kalıcı bir çözüm getireceğinden emin.

7- Başkanlık desteği: Başkan (Trump), tarafların ateşkes anlaşmasına bağlı kalması konusunda ciddi ve ateşkes süresince müzakerelerin başarılı bir şekilde sonuçlanması halinde taraflar arasında bir anlaşmaya varılmasının, çatışmanın kalıcı olarak çözülmesine yol açacağı konusunda ısrarcıdır.

dfgthy
ABD Başkanı Donald Trump 3 Temmuz 2025 (AFP)

8- Filistinli mahkumların serbest bırakılması: İsrail, hayatta olan ve ölen İsrailli rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ve yukarıdaki 2. maddeye göre, üzerinde mutabık kalınacak sayıda Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını sağlayacaktır. Serbest bırakma işlemi, yukarıdaki 2. maddeye göre ve üzerinde anlaşmaya varılan bir mekanizma çerçevesinde, genel bir inceleme ve tören olmaksızın, rehinelerin serbest bırakılmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecektir.

9- Rehineler ve tutukluların durumu: 10. günde Hamas, kalan tüm rehineler hakkında tam bilgi (hayatta olduklarına dair kanıt ve sağlık durumu raporu/ölüm belgesi) sunacaktır. Buna karşılık İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nden tutuklanan Filistinli mahkumlar ve İsrail'de bulunan Gazze Şeridi'nden ölenlerin sayısı hakkında tam bilgi verecektir. Hamas, ateşkes süresince rehinelerin sağlığı, bakımı ve güvenliğini garanti altına alacaktır.

10- Anlaşma üzerine kalan rehinelerin serbest bırakılması: Kalıcı ateşkes için gerekli düzenlemelerle ilgili müzakereler 60 gün içinde tamamlanmalıdır. Anlaşma sağlandığında, İsrail tarafından sunulan “58 kişilik liste”deki geri kalan İsrailli rehineler (hayatta olanlar ve ölenler) serbest bırakılacaktır. Söz konusu süre içinde ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemelere ilişkin müzakereler tamamlanamazsa, ateşkes aşağıdaki 11. maddeye göre uzatılabilir.

11- Garantörler: Aracılar-Garantörler (ABD, Mısır ve Katar), ateşkesin 60 gün süreyle devam etmesini ve ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler konusunda ciddi görüşmelerin yapılmasını sağlayacaklardır. Aracılar, gerekirse bu çerçevede kararlaştırılan prosedürlere göre ciddi müzakerelerin ek bir süre boyunca devam etmesini garanti ederler.

12- Temsilcinin başkanlığı: Özel temsilci Büyükelçi Steve Wiggoff bölgeye gelerek anlaşmayı tamamlayacak ve müzakerelere başkanlık edecektir.

13- Başkan Trump: Başkan Trump ateşkes anlaşmasını şahsen açıklayacak. ABD ve Başkan Trump, nihai bir anlaşmaya varılana kadar iyi niyetle müzakerelerin devam etmesini sağlamak için çalışmaya kararlıdır.

* Bu metin 4 Temmuz'da yayınlanmış ve 7 Temmuz 2025 Pazartesi sabahı güncellenmiştir.