Sudanlılar savaşın acımasızlığına rağmen hayatlarını geri kazanmaya çalışıyor

Başkent sakinlerinin en çok sıkıntı çektiği şey; güvenlik ve hizmet eksikliği

Hartum'da bir sokakta su dolu kovalar taşıyan çocuklar (AFP)
Hartum'da bir sokakta su dolu kovalar taşıyan çocuklar (AFP)
TT

Sudanlılar savaşın acımasızlığına rağmen hayatlarını geri kazanmaya çalışıyor

Hartum'da bir sokakta su dolu kovalar taşıyan çocuklar (AFP)
Hartum'da bir sokakta su dolu kovalar taşıyan çocuklar (AFP)

Sudanlılar bu ay ikinci yılına giren savaşın ağır koşullarına rağmen hayatlarını yeniden rayına oturtmaya çalışıyor. Hartum eyaletinin ikinci büyük kenti Omdurman'ın en kuzeyindeki Kerri bölgesinin coğrafi ve idari sınırları içinde yer alan bazı yerleşim birimleri, sokaklarda ve pazarlarda sınırlı hareketlilik, bazı sağlık merkezlerinin ve eczanelerin açılmasıyla asgari sağlık hizmetlerinin sunulması, ulaşım ve toplu taşıma araçlarının sınırlı bir kapsamda hareket etmesiyle birlikte yeniden canlanmaya başladı. Ordudan bir askeri kaynak Şarku’l Avsat'a, ordunun Omdurman'ın eski mahallelerindeki varlığına rağmen, el-Muhendisin banliyösünde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) mevzilerinin bulunduğunu ve bunların Mühendisler Kolordusu karargahını kuşatmak için orduya karşı özel operasyonlar yürüttüğünü söyledi. Mahalleyi terk etmeyen birkaç genç dışında bölge sakinlerinin evlerine döndüğünü görmediğini de sözlerine ekleyen kaynak, insanları geri dönmeye teşvik edecek hiçbir hizmetin olmadığını ve içme suyunun da bulunmadığını belirtti.

dserg
Omdurman'ın kuzeyindeki Kerri bölgesinde Suudi Arabistan’dan gelen yardım kolilerini taşıyan Sudanlılar (SPA)

Yerel yetkililer Omdurman şehrinin geniş alanlarına yayılan çürümüş cesetleri kaldırmak için gönüllü kampanyalar başlatmış olsa da, acil servislerin şehrin bazı bölgelerinde yaşayanlar arasında cilt hastalıkları salgını olduğunu duyurmasının ardından birçok hastalığın yayılmasından endişe ediliyor.

Kerri bölgesi

Bölge sakinlerinin ifadesine göre Kerri bölgesinin çoğu mahallesine, birkaç çatışma ve uzak mevzilerinden yapılan top atışları dışında HDK tarafından girilmedi. Bu nedenle yaşam, dış mahallelerde devam eden savaştan büyük ölçüde etkilenmedi. Bu da bazı sakinleri, şehrin diğer bölgelerinde olduğu gibi evlerini terk etmemeye teşvik ederken, başkentin birçok bölgesi iletişim, internet kesintileri, sağlık, gıda ve içme suyu hizmetlerinden mustarip.

dvrf
Keskin fiyat artışları ve yakıt sıkıntısı Sudanlıların acılarını daha da artırıyor. (AFP)

Nispeten güvenli olan Kerri bölgesi, Hartum eyalet hükümetinin geçici karargâhı ve Omdurman'daki askeri bölgeleri sık sık ziyaret eden üst düzey ordu komutanlarının uğrak yeri haline geldi. Görgü tanıkları, vatandaşların güvenliğini sağlamak için Kerri mahallelerine ordu ve polis güçlerinin konuşlandırıldığını bildirirken, yetkililer çeşitli yasal kurumların savcılık, mahkeme, nüfus kayıt işlemleri ve kimlik belgelerinin halka verilmesi için çalıştığını duyurdu. Bazı mahalle sakinleri, güvenlik ve hizmet eksikliğinin başkent sakinlerinin karşılaştığı başlıca sorunlar olduğunu söyledi.

Korkutucu derecede yüksek fiyatlar

Bölgede yaşayan bir kişi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, geçen yıl Nisan ayı ortalarında savaşın patlak vermesinden önce olduğu gibi ‘sokakların hayatla dolup taştığını’ söyledi. Korkutucu derecede yüksek fiyatlara rağmen her türlü malın bulunabildiğini kaydeden bölge sakini, bu durumu (fiyat yüksekliğini) ülke genelinde kötüleşen ekonomik koşullar nedeniyle yüksek dolar kuruna bağladı.

sdvbfethr
Hartum'un güneyinde topçu ateşi sonrası enkaza dönen bir evi inceleyen insanlar (AFP)

Öte yandan Omdurman'ın eski kentindeki diğer mahalleler, ordu ve HDK arasındaki karşılıklı top atışları sonucunda büyük yıkıma uğradı. Bu mahalleler sakinlerinin kitlesel göçüne tanık oldu. Birden fazla kaynağa göre, çatışmalar sırasında meydana gelen hasarın onarılmasının ardından telefon ve internet hizmeti stabil durumda, ancak vatandaşların karşı karşıya olduğu en büyük sorun devam eden içme suyu krizi.

Hava ve topçu bombardımanı

Omdurman sakinlerinden el-Fadıl Hamad, Sudan Ordusu Hava Kuvvetleri tarafından yapılan bombardıman ve HDK tarafından meskûn mahallelere yapılan topçu atışlarında onlarca kişinin öldüğünü ve yaralandığını söyledi. Evlerin bombalarla yıkıldığını, elektrik direklerinin ve su şebekelerinin tahrip edildiğini, marketlerin ve dükkanların yağmalandığını ve soyulduğunu belirten Hamad, ordu güçlerinin mahallelere girip güvenliği sağlamasından sonra bile insanların evlerinde büyük çaplı soygunlar yaşandığını kaydetti.

Hamad, bazı komşularının evlerine dönmeye çalıştığını, ancak ordunun bölgenin tamamen güvenli olmadığı ve HDK'nin karşı saldırıları olabileceği gerekçesiyle onları engellediğini söyledi. Hamad ayrıca, ülke içinden ve dışından herkesin geri dönmek istediğini, ancak elektrik, su ve eğitim gibi hizmetlerin eksikliğinin şu anda geri dönmelerini zorlaştırdığını ifade etti.



Esir takası anlaşması: Hamas müzakerelerde manevra yaparken İsrail askeri baskı uyguluyor

Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)
Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)
TT

Esir takası anlaşması: Hamas müzakerelerde manevra yaparken İsrail askeri baskı uyguluyor

Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)
Şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işaret yok (AFP)

Emal Şehade

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Tel Aviv'de gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun müzakere heyetini apar topar Katar'a göndermeyi kabul etmesinden sonra, İsrailliler arasında kısa süre içinde bir anlaşmaya varılabileceğine dair büyük bir iyimser hava hâkim oldu. Ancak siyasetçiler ve müzakerelerin gidişatını bilen bazı askeri ve güvenlik kurumlarından yetkililer, müzakerelerde bir ilerleme olmadığını vurguladılar.

Esir takası müzakerelerine katılmak üzere Doha'ya gidecek İsrail heyetinde İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Şefi David Barnea, İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar ve İsrail ordusunda kayıp kişiler ve esirlerden sorumlu komutan Nitzan Alon’un yanı sıra Netanyahu'nun siyasi danışmanı Ofir Falic, Başbakan'ın müzakere oturumlarına katılması için ısrar ettiği kişi. Heyete dahil edilmesine yönelik protestolara rağmen, bazıları bunu bir yandan Netanyahu ile müzakere heyeti arasındaki güven eksikliği, diğer yandan da Netanyahu'nun gündeme getirerek anlaşmanın ilerlemesine engel teşkil ettiği bazı noktalarda, aralarında anlaşmazlık olduğu yorumlarının yapılmasına yol açtı.

Bu hızlı adımlar, özellikle Witkoff'un Tel Aviv'de ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'a girmeden önce bir anlaşmaya varılması gerektiğine dair verdiği mesajın ardından atıldı. Mesaj, İsrail'in Trump'ın 20 Ocak'tan önce bir ateşkes anlaşmasına varılması talebine karşı gösterdiği iyimserlik ve duyarlılıkla, Trump'ın Beyaz Saray'a girmesine yedi gün kala bunu başarmanın imkânsızlığı arasındaki uçurumu derinleştirdi.

Netanyahu bir önceki müzakere turunda, esir takası listesine İsrailli rehinelerden dokuzunun eklenmesi konusunda ısrar etmiş, çeşitli arabulucuların ve Washington'ın baskıları sonucunda bu konuda anlaşmaya varılmıştı. Netanyahu, Witkoff ile yaptığı görüşmesinde, İsrail ordusunun Philadelphia (Selahaddin) Ekseni’nden ikinci aşamanın sonunda çekilmesi şartıyla, ikinci aşamanın birinci aşamanın uygulanması sırasında müzakere edilmesini kabul ettiğini belirtti.

Müzakerelerin gidişatı hakkında bilgi sahibi olan birçok İsrailli yetkili, başlıca konularda halen bir mutabakat olmadığını ve anlaşmaya yönelik herhangi bir ilerlemenin ancak Hamas'ın savaşın durması şartından ya da Netanyahu'nun savaşı sürdürmekten geri adım atması halinde gerçekleşeceğini ve şimdiye kadar taraflardan hiçbirinin böyle bir taviz vermediğini belirtti.

Müzakerelerin başarılı olmasının Hamas'a bağlı olduğunu söyleyen Netanyahu'ya yakın bir isim, “Bugünlerde, birçok ayrıntıyı barındıran karmaşık bir anlaşmanın imzalanması ve uygulanması için anlaşmanın tüm yönleriyle uğraştık. Anlaşmayı sonuçlandırmaya yakın olduğumuzu umuyoruz, ancak henüz imza aşamasına gelmediğimizi, bunun da büyük ölçüde Hamas'a bağlı olduğunu ve tüm konuların masada olduğunu ve Hamas’ın şimdi bir sonraki adımı atması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

defvrgtbyh
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)

Öte yandan İsrail'de Netanyahu'nun ikinci aşamanın sonunda İsrail ordusunun Philadelphia Ekseni’nden çekilmesini kabul edeceği yönündeki söylemlerin savaşı sona erdirmeyi hala reddettiğinin bir göstergesi olduğunu düşünenler var. Zira şimdiye kadar öne sürülenlerde İsrail'in Gazze ile savaşını sona erdireceğine dair bir işarete rastlanmadı.

İsrailli müzakere heyetinin bir anlaşmaya varmadan geri dönmemesini isteyen rehinelerin aileleri Netanyahu'yu anlaşmayı engellemekle suçlarken, yakınları, anlaşmanın ilk aşamasına dâhil edilmeyen rehinelerin aileleri ise kapsamlı ve acil bir esir takası anlaşmasıyla savaşın sona erdirilmesini talep etti. Rehinelerin aileleri, böyle bir anlaşmaya varılmamasının, yakınlarının Hamas tünellerinde ölüme mahkûm edilmesi anlamına geleceğini söyleyerek doğrudan Netanyahu'yu suçladılar.

İsrailliler pazar günü müzakerelerin ilerletilmesi için çabaların yoğunlaştırıldığını açıklarken müzakerelere yakın bir kaynak, önümüzdeki günlerin belirleyici olacağını söyledi. İsrail müzakere heyetinin adımlarını, arabulucuların yanı sıra Witkoff ve Brett McGurk ile koordinasyon içinde attığını söyleyen kaynak, “ABD’nin mevcut ve gelecek yönetimleriyle çok iyi çalışıyoruz. Bu da uzlaşının sürekliliğini sağlıyor. Her iki tarafla da tam bir anlayış var” şeklinde konuştu.

Aralarında müebbet hapis cezasına çarptırılanların da olduğu bin 200'den fazla Filistinli mahkûm

Anlaşmanın ilk aşamasında İsrailli esirlerden 33’ünün serbest bırakılması planlanıyor. Ancak bunların kaçının canlı kaçının ölü olduğu henüz bilinmiyor. İsrailliler, üzerinde anlaşmaya varılacak formüle göre serbest bırakılacak Filistinli mahkûm sayısını belirlemek için canlı ve ölü mahkûmlarla, siviller ve askerler arasında ayrım yapılmasını bekliyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre konu hakkında konuşan Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kadura Faris, anlaşmaya varılacağına dair temkinli bir iyimserliğe sahip olduklarını söyledi.

Faris, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrailliler ve özellikle de İsrail Başbakanı ile daha önceki müzakerelerde edindiğimiz tecrübeler, Netanyahu’nun son dakikada bile olsa anlaşmayı engelleyecek adımlar atıp atmayacağını merak etmemize neden oluyor. Netanyahu’ya göre hükümetinin devamlılığı, şahsi ve siyasi çıkarları ile hükümet koalisyonunun korunması hala diğer tüm kararların üstünde.”

İsrail'in Hamas'ı taviz vermeye ve İsrail'in şartlarını kabul etmeye zorlamak için askeri baskı politikasına rağmen, Netanyahu ve hükümetinin savaşı durdurmayı kabul etmekten başka çaresi olmadığını söyleyen Faris, “Netanyahu, Doha'da gerçekleşen bir önceki müzakere turunda dokuz İsrailli rehinenin daha salıverilecekler listesine eklenmesi konusunda ısrar etmişti” dedi. Faris’e göre 10 gün önce varılması beklenen anlaşmanın gecikmesinin nedeni de buydu.

Yetkililere göre Witkoff'un Tel Aviv ziyaretinin ardından Netanyahu, ikinci aşamanın, birinci aşamanın uygulanması sırasında müzakere edilmesini ve İsrail ordusunun ikinci aşamanın sonunda Philadelphia Ekseni’nden çekilmesini kabul etti.

Ancak bu şart, başlı başına bir engel teşkil ediyor. Bir anlaşmaya varma ihtimalinin her zamankinden çok daha yakın olduğunu belirten Faris, bin 200 Filistinli mahkûmun serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varılmasının ardından kısa süre önce eklenen İsrailli dokuz rehineye karşılık serbest bırakılacak Filistinli mahkûm sayısını beklediklerini söyledi.

Öte yandan esir takasına ilişkin nasıl bir denklemin olduğu bilinmiyor. Çünkü mevcut aşamada kadın askerlerin de aralarında olduğu yaşayan ya da ölmüş olan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması da bu denklemde yer alıyor. Oysa daha önce üzerinde anlaşılan formüller yalnızca yaşayan İsrailli rehineleri kapsıyordu.

Filistin Esirler Cemiyeti’nin, İsrailli dokuz rehinenin daha serbest bırakılması formülü üzerinde anlaşmaya varılması beklentisi çerçevesinde üzerinde çalışmaya başladığı isimlere göre, İsrail hapishanelerindeki bin 200 Filistinli mahkûmdan 200’ü ömür boyu hapis cezasına çarptırılan mahkûmlar. Bunlardan bazıları Filistin topraklarının ve söz konusu ülkeler olan Mısır, Katar ve Türkiye'nin dışına sürgün edilecek. Faris’e göre buna karşı çıkılmasına ve mahkûmların Batı Şeria, Kudüs ve Gazze'deki memleketlerine dönmek istemelerine rağmen, İsrail'in sürekli tehditleri karşısında yurtdışına çıkmak en iyi seçenek olabilir.

Yine bu bin 200 Filistinli mahkûm arasında Gilad Şalit anlaşmasıyla serbest bırakılan ve İsrail tarafından yeniden tutuklanan 48 mahkûm da bulunuyor ve bunların tamamı kadın, çocuk, yaşlı ve hastalardan oluşuyor. Geriye kalan mahkûmlardan 86’sı kadın ve 326’sı çocukken uygun tıbbi tedaviden mahrum bırakıldıkları cezaevlerindeki insanlık dışı koşullar nedeniyle durumları her geçen gün kötüleşen çok sayıda hasta mahkûm da listede yer alıyor.

Ancak Hamas'ın üst düzey üyelerinden mahkûmları ya da 7 Ekim 2023'te tutuklananlar bu listede yer almayacak.

Hamas'a ödül

Diğer taraftan birçok kişi Trump'ın Beyaz Saray'a girmesine yedi gün kala bir anlaşmaya varılabileceğine şüpheyle yaklaşırken Netanyahu, hükümetini oluşturan koalisyon üyelerinin anlaşmaya tamamen karşı çıkması nedeniyle, hükümetinin tamamen dağılması ihtimaliyle karşı karşıya. Netanyahu, esir takası anlaşmasının onaylanması halinde Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve diğer bakanların hükümetten ayrılabileceği yönündeki spekülasyonların ardından Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile dün acil bir görüşme gerçekleştirdi.

c svfbrgtyh
Rehinelerin aileleri, Netanyahu hükümetine savaşı durdurması çağrısında bulundu (AFP)

Smotrich'in kalması Netanyahu'nun hükümetini sürdürmesini sağlayacağından Netanyahu, anlaşmanın onaylanması halinde Smotrich'in tutumunu ve partisinin bu durumda hükümetten çekilip çekilmeyeceğini anlamaya çalışıyor.

Netanyahu'nun yakın çevresine göre iki taraf arasındaki en iyi anlaşma, Smotrich'in anlaşmaya karşı oy kullanması olacak, ancak hükümette kalması için bu henüz garanti değil.

İsrail Yerleşim ve Ulusal Vizyon Bakanı Orit Struck, anlaşmayı ‘terörizm için bir ödül’ olarak nitelendirdi. Netanyahu’ya kendisine karşı gelmemesini söyleyen Struck, “Kırmızı çizgilerimizi biliyor, Hamas'la anlaşma yok, ordu çekilmeyecek ve Gazze'deki savaş sona ermeyecek” diye konuştu.

Bu arada bir yandan kapsamlı ve acil bir anlaşma yapılması ve savaşa son verilmesi çağrısında bulunanlar Gazze'deki çatışmalara ilişkin veriler sunarken Netanyahu hükümeti, Gazze'deki çatışmaları yoğunlaştırarak Hamas'a şartlarını kabul etmesi için askeri baskı politikasını sürdürüyor.

İsrail ordusu dün 188. Tugayı Lübnan'dan Cibaliye’ye nakletti ve müzakerelerin başarısız olması halinde geniş çaplı askeri operasyona hazırlandığını duyurdu.

İsrail ordusundan gelen tehditler İsrail'de öfkeye yol açarken, savaşa son verilmesi çağrısında bulunanlar, son bir hafta içinde 10 askerin öldürüldüğünü, onlarcasının yaralandığını ve her ay en az bin yaralı askerin ağır travmalar nedeniyle rehabilitasyon merkezlerine başvurduğunu gösteren verilere atıfta bulunarak tepki gösterdiler.

İsrailli askeri Uzman Amos Harel'e göre İsrailli yetkililerin açıklamalarının tersine, Gazze'deki savaşın hiçbir gerçek faydası bulunmuyor. İsrail ordusundaki ölümlere ve yaralanmalara ilişkin verilerin ciddi boyutlarda olduğunu belirten Harel, “İsrail ordusunun Hamas'a ağır bir bedel ödettiği doğru ama tam bir askeri zaferin yakınından bile geçmiyor. Dahası uzun ve acımasız bir yıpratma savaşında ağır kayıplar veriyor” yorumunda bulundu.

Anlaşmanın, Gazze'de farklı bir siyasi gerçeklik oluşturma sürecinin başlangıcı olabileceğini ve ABD ile ılımlı Arap ülkelerinin de çözüme dahil edebileceklerini söyleyen Harel, “Bu büyük bir kumar, ancak kan dökmeye devam etmekten daha iyi. En azından Hamas yeniden saldırırsa, İsrail’in ona karşı savaşı sürdürmesi için gerekçesi olacak” değerlendirmesinde bulundu.