Suriye'nin kuzeydoğusunda Esed ve DEAŞ kalıntılarına yönelik operasyonda 79 militan gözaltına alındı

Uluslararası Koalisyon’a ait savaş uçakları hava desteği verdi... SDG'ye yönelik suçlamalar

Suriye'nin doğusunu istikrarsızlaştırmaya yönelik suçlara karıştığından şüphelenilen militanlar (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin doğusunu istikrarsızlaştırmaya yönelik suçlara karıştığından şüphelenilen militanlar (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye'nin kuzeydoğusunda Esed ve DEAŞ kalıntılarına yönelik operasyonda 79 militan gözaltına alındı

Suriye'nin doğusunu istikrarsızlaştırmaya yönelik suçlara karıştığından şüphelenilen militanlar (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin doğusunu istikrarsızlaştırmaya yönelik suçlara karıştığından şüphelenilen militanlar (Şarku’l Avsat)

Yeni Suriye Askeri Operasyonlar Komutanlığı'na bağlı İç Güvenlik Güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Deyrizor kırsalının farklı bölgelerinde devrik rejim üyelerini ve terör örgütü DEAŞ'a sadık milisleri gözaltına almak için operasyonlarını yoğunlaştırdı ve dün hesaplarında yayınladıkları bir açıklamada, Suriyelilere karşı zulüm işlediğinden şüphelenilenlere karşı demir yumruk ile saldıracakları sözünü verdi. Söz konusu açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ulusal kazanımlarımızı korumak ve herkes için barış ve güvenlik ortamını sağlamak için hiçbir çabadan kaçınmayacağız. Barış ve güvenliğe yönelik her türlü tehdide şiddetli bir karşılık verilecek.”

SDG, Suriye'nin kuzeydoğusunda eski rejim kalıntılarını ve DEAŞ hücrelerini avlama kampanyasının bir parçası olarak, Suriye'nin doğusunda güvenliği istikrarsızlaştırmak ve kaosu yaymak için işlenen suçlara karıştığından şüphelenilen 79 kişiyi gözaltına aldı.

Ocak ayı ortasında Uluslararası Koalisyon güçlerinin hava desteğiyle başlayan operasyon, Deyrizor kırsalının farklı bölgelerinde eski askeri personel ve silahlı unsurların gözaltına alınmasıyla sonuçlandı. Operasyonun hedefi vilayetin kuzey ve doğu kırsalında Irak sınırına kadar olan bölgede saklanan rejim kalıntıları ve DEAŞ unsurlarını ortadan kaldırmaktı.

<zxscdfgthy
Yeni Suriye Askeri Operasyonlar Komutanlığı'na bağlı İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor kentindeki el-Cura ve Tab el-Cura mahallelerinde büyük miktarda silaha el koydu. (İç Güvenlik Güçleri)

Silah ve mühimmata el konuldu

Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen güçler, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor vilayeti kırsalında ‘rejim kalıntıları ve DEAŞ milislerinin tutuklandığını’ ve büyük miktarda silah ve mühimmat ele geçirildiğini duyurdu. SDG Medya Merkezi Direktörü Ferhad Şami, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, güçlerinin ‘Ebu Hamam, Granic ve el-Kasra kasabalarında halkı terörize etmeye ve yolları kapatmaya çalışan eski rejim unsurlarının yanı sıra halka karşı suç operasyonları gerçekleştiren DEAŞ hücrelerini’ takip ettiğini söyledi.

SDG, eski Baas rejimi kalıntıları ve DEAŞ hücrelerini Deyrizor vilayetinin doğusundaki Ziban, et-Tayane, Granic, el-Hişam ve el-Kesrat beldelerinde sabotaj eylemleri gerçekleştirmekle suçluyor. Açıklamaya göre bu kişiler kaos, istikrarsızlık yaymak ve yaşam çarkını bozmak amacıyla ana yolları kapattı ve bu bölgelerdeki Özerk Yönetim’in güvenlik karargahları ile hizmet kurumlarına saldırdı.

Şami, İç Güvenlik Güçleri ve Deyrizor Askeri Konseyi güçlerinin geniş çaplı bir güvenlik kampanyası başlattığını ve bölgede güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak için çabaladıklarını söyledi. Şami, Deyrizor'un güvenlik ve istikrarının ‘kırmızı çizgi olduğunu ve kimsenin buna zarar veremeyeceğini ve bu girişimlere müsamaha göstermeyeceklerini’ vurguladı.

frgthy
ABD askerleri, Deyrizor kırsalında eski rejim kalıntıları ve DEAŞ hücrelerine yönelik operasyona eşlik etti. (Şarku’l Avsat)

Şami operasyonun, savaş uçaklarıyla hava desteği veren ve lojistik ve askeri destek sağlayan Uluslararası Koalisyon güçleriyle iş birliği ve koordinasyon içinde yürütüldüğünü ifade etti.

Operasyonun gerçekleştiği Granic kasabası sakinlerinden 33 yaşındaki Abdurrahim eş-Şayeb, silahların yaygın olduğunu, bunun da bölge sakinleri arasında korku yarattığını söyledi. Eş-Şayeb, Şarku’l Avsat’a gönderdiği bir WhatsApp sesli mesajında şu ifadeleri kullandı: “Bugünkü gerçek, Esed rejimi ve İran'ın milislerinin kalıntılarının artık bir halk tabanına sahip olmadığını söylüyor. Bu da silah taşıyanların gözaltına alınması ve yargılanması gerektiği ve silahların devlet ve yönetimle sınırlandırılması gerektiği anlamına geliyor.”

hyjukı
Yeni Suriye Askeri Operasyonlar Komutanlığı'na bağlı İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor kentindeki el-Cura ve Tab el-Cura mahallelerinde büyük miktarda silaha el koydu. (İç Güvenlik Güçleri)

SDG'ye yönelik suçlamalar

Ancak yerel sayfalar ve haber ağları SDG'yi Uluslararası Koalisyon’un hava desteğiyle güvenlik operasyonları yürütmekle suçladı. Hecin Şehri Medya Merkezi sayfası SDG'nin ‘sıkı bir sokağa çıkma yasağı eşliğinde Deyrizor kırsalında sivillere yönelik keyfi baskınlar ve gözaltılar gerçekleştirdiğini’ söylerken, Yukarı Mezopotamya Haberleri sayfası SDG'yi kontrolü altındaki bölgelerde geniş çaplı gözaltı operasyonları yürütmekle suçladı, ancak daha fazla ayrıntı veya gözaltına alınanların isimlerini vermedi. Paylaşıma göre gözaltılar, son iki gün içinde Granic, Ruveyşed, Ebu’n-Nitel, Muheymide ve Ebu Hamam kasabalarında yoğunlaştı.

dfgrthy

İç Güvenlik Güçleri Operasyon Odası Komutanı Tuğgeneral Ali el-Hasan, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, operasyonun 15 gün önce başladığını ve halen devam ettiğini söyledi. “Operasyon, eski Suriye rejiminin kalıntılarını ve destekçilerini takip etmeyi ve ayaklanmalar ve çekişmeler çıkararak ve masum insanları öldürerek bölgenin güvenliğini ve istikrarını bozmaya çalışan DEAŞ terörist hücrelerini ortadan kaldırmayı amaçlıyordu” diyen el-Hasan, operasyonun güvenliği bozmaya karışan 79 unsurun gözaltına alınmasıyla sonuçlandığını belirtti. El-Hasan ayrıca, “Büyük miktarda silah ve mühimmat ele geçirdik’ dedi.

Suriye savaşının başladığı 2011 yılından bu yana askerî açıdan yerel ve uluslararası taraflar arasında bölünmüş olan Deyrizor vilayeti, aşiretlerin çoğunlukta olduğu ve Suriye'nin petrol yataklarının çoğuna ev sahipliği yapan bir bölge. Kürt ve Arap gruplardan oluşan bir koalisyon olan SDG, Fırat Nehri'nin doğu yakasını kontrol ediyor. Eş-Şera liderliğindeki yeni geçiş hükümetine bağlı Askeri Operasyonlar Dairesi güçleri batı yakasını kontrol ederken, ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı Uluslararası Koalisyon da vilayetin doğu kesiminde yer alıyor. DEAŞ hücreleri aynı bölgede halen çok aktif ve hem ABD hem de SDG güçlerini hedef alıyor.



Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
TT

Suriye İsrail ile barışa hazır mı?

BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)
BM barış gücü, Eylül 2014'te Suriye ile İsrail arasındaki tek sınır geçişi olan Kuneytra şehrini ve Kuneytra sınır kapısını izliyor (EPA)

Suad Gross

İbrani medyasında yer alan ve “Suriye'ye yakın” bir kaynağa atfedilen açıklamalara göre, Suriye ve İsrail 2025 yılı sonuna kadar barış anlaşması imzalayacak. Bu açıklamalar, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Şam'ın diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucularla dolaylı müzakereler yoluyla ülkenin güneyindeki İsrail saldırılarını ve ihlallerini durdurmak için çalıştığını ve “Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini” vurguladıktan birkaç gün sonra geldi. Peki, Suriye barış anlaşması imzalamaya hazır mı?

İsrail'in Arapça yayın yapan “I24 NEWS” sitesi, “Suriye'den bilgili bir kaynak”tan, söz konusu barış anlaşmasının, İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden sonra, tampon bölge içinde ilerlediği tüm Suriye topraklarından, Hermon Dağı'nın zirvesi de dahil olmak üzere, kademeli olarak çekilmesini öngördüğünü belirtti.

Şam hükümetine yakın kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, İsrail ile bölgesel ve uluslararası himaye altında dolaylı müzakerelerin sürdüğünü, Suriye Devlet Başkanı'nın bunu duyurduğunu ifade etti.

Kaynaklar, Suriye'nin, İsrail'in Suriye topraklarındaki saldırı ve ihlallerini durdurmasını ve 1974 anlaşmasına geri dönmesini talep ettiğini, İsrail'in ise bir tampon bölge oluşturmak istediğini ve muhtemelen gelecekte kapsamlı bir barış anlaşmasına zemin hazırlayacak yeni bir güvenlik anlaşması imzalanacağını açıkladı.

Kaynaklar, kalıcı bir anlaşmaya varılmasının mümkün olmadığını belirtirken, kalıcı bir barış anlaşmasına veya İbrahim Anlaşması'na zemin hazırlayacak bir anlaşmaya varılma olasılığını dışlamadı. Kaynaklar, durumun hızla geliştiğini belirterek, Şam'ın Suriye'nin egemenliğini koruyacak bir anlaşmaya varılması için Arap dünyasının rolüne güvendiğini, barış dosyasını Arap dünyasının gündemine taşıdığını ve ABD ile Batı ülkelerinin Suriye'deki istikrarı destekleme arzusu çerçevesinde, İsrail'e saldırıları durdurması için baskı yapmasını umduğunu kaydetti.

Ancak Suriye, İsrail ile kalıcı bir barış anlaşmasına hazır mı?

Kaynaklar, Suriye'nin “yeni doğmuş” bir ülke olarak mevcut durumda kalıcı barışa hazır olmadığını ve umduğu çözümün, değiştirilmiş bir güvenlik anlaşması veya 1974 anlaşmasına geri dönmek olduğunu belirtti. Halkın reddi devam ediyor, ancak bu red, karmaşık ve çetrefilli iç sorunlar ve Suriye topraklarında iktidar dışında, düşmanla barış ilkesini reddeden aşırı akımlar ve silahlı grupların varlığı nedeniyle daha az belirgin.

Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınıra yakın bir İsrail aracı (Arşiv-Reuters)

Suriye'li siyasi araştırmacı ve “Ortadoğu Muhafazakarlar Birliği” sekreteri Wael Aleji, İsrail ile kapsamlı barışın “şu anda zamansız bir konu olduğunu ve Suriye'nin yeni hükümetinin daha acil öncelikleri olduğunu” belirtti.

Aleji, “Şam'ın şu anda herhangi bir dış güçle askeri çatışmaya hazır olmadığını, Suriye halkının savaşlardan ve önceki rejimlerin Filistin meselesini ve Arap-İsrail çatışmasını istismar etmesinden bıkmış olduğunu” söyledi.

Araştırmacının görüşüne göre, Suriye devletinin önceliği “şu anda tüm çabalarını Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye, iç barışı ve ulusal birliği güçlendirmeye, mezhepçilik ve terörizmle mücadeleye odaklamak”tır. İsrail'e gelince, “Suriye halkının haklarını ve bir tarafın diğerinin topraklarını işgal ettiğini açıkça ortaya koyan uluslararası hukuk ve çok sayıda BM kararı” olduğunu belirten araştırmacı, “uluslararası hukuka ve uluslararası mekanizmalara başvurmanın her açıdan en iyi, en güvenli ve en ucuz seçenek” olduğunu vurguladı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, birkaç gün önce Kuneytra ve işgal altındaki Golan'dan önde gelenlerle yaptığı toplantıda, Suriye'nin bu saldırıları ve ihlalleri durdurmak için diplomatik kanallar ve uluslararası arabulucular aracılığıyla dolaylı müzakereler yürüttüğünü belirterek, Suriye'nin egemenliğinin her şeyden önce geldiğini vurguladı.

Toplantıda, İsrail işgalinin tekrarlanan saldırıları altında halkın karşı karşıya olduğu hizmet, yaşam ve güvenlik sorunları ele alındı. Şara, önümüzdeki dönemde sınır bölgelerine daha fazla destek sağlanacağını vurguladı.