Zincire bağlı 1500 yıllık iskelet, kadınlardaki aşırı çileciliği gösterdi

Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)
Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)
TT

Zincire bağlı 1500 yıllık iskelet, kadınlardaki aşırı çileciliği gösterdi

Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)
Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)

Kudüs yakınlarında keşfedilen 1500 yıllık zincirlenmiş insan kalıntılarının, bir erkeğe değil kadına ait olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar bulguların, dini çileciliğin daha aşırı biçimlerinin kadınlar tarafından da sergilendiğine kanıt sunduğunu söylüyor.

Kudüs'teki Eski Şehir'e yaklaşık 3 kilometre mesafedeki bir Bizans manastırında yapılan kazılarda çok sayıda erkek, kadın ve çocuğa ait iskeletler bulunmuştu. Mezarlardan birinde zincirlere bağlanmış birine ait kemikler ortaya çıkarken, İsrail Eski Eserler Kurumu iki yıl önce bu kişinin erkek olduğunu açıklamıştı.

Ancak hakemli dergi Journal of Archaeological Science: Reports'ta yayımlanan yeni bir makale aksini söylüyor. 

Hıristiyanlığın, MS 380'de Roma İmparatorluğu'nun resmi dini haline gelmesiyle birlikte, her türlü fiziksel zevkten kaçınmayı amaçlayan çilecilik de Avrupa ve Ortadoğu'da yayıldı. Daha aşırı biçimlerinde kişiler kendilerini zincirliyor ve cezalandırıyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Zubair 'Adawi ve Kfir Arbiv, "Keşişler vücutlarına zarar veriyordu" diyerek ekliyor: 

Tanımlanan eziyet biçimleri arasında uzun süreli oruçlar, vücudun etrafına demir zincirler ve çeşitli aksesuarlar sarmak, vücudu kayalara bağlamak, ağır yükler yüklemek, kendini ayakta durmaya ve uyanık kalmaya zorlayan bir düzeneğe yerleştirmek, kendini dar bir alana hapsetmek vardı.

Kadınların da çilecilik eylemleri gerçekleştirdiği bilinse de oruç tutmak ve meditasyon gibi daha hafif yöntemler benimsedikleri düşünülüyordu.

Eski Şehir'deki mezarda bulunan kişinin kalıntılarını inceleyen bilim insanları, durumun böyle olmayabileceğini gösterdi.

Araştırmacılar, MS 5. yüzyıla ait kemikler pek iyi korunmadığı için diş kalıntılarını kullanarak cinsiyetini saptamaya çalıştı. 

Ekip bu örneklerde, mine gelişimiyle ilgili bir X kromozomu genini tespit ederken, aynı görevi üstlenen Y kromozomu genini bulamadı. Bu durum mezardaki kişinin sadece X kromozomuna sahip bir kadın olduğuna işaret ediyor.

Bilim insanları makalede "Bu, Bizans'ın kendine eziyet etme ritüelini yalnızca erkeklerin değil, kadınların da gerçekleştirdiğini gösteren ilk kanıt" diye yazıyor.

Weizmann Bilim Enstitüsü'nden çalışmanın bir diğer yazarı Elisabetta Boaretto, "Zincirler muhtemelen kadının çileci kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyordu" diyerek gömülmesinin, "onun çileci yaşamını onurlandırmaya ve ruhani bağlılığının ölümünden sonra bile tanınmaya devam etmesi amacı taşımış olabileceğini" ekliyor.

Araştırmacılar, kadının kilise sunağının altında kendisine ayrılmış bir mezara gömüldüğünü belirtiyor.

İsrail Eski Eserler Kurumu'ndan Dr. Amit Re'em, erkeklerin baskın olduğu bu tür eylemleri gerçekleştirmek isteyen kadınların, zaman zaman erkek kılığına girebildiğini söylüyor.

Independent Türkçe, Live Science, IFLScience, Journal of Archaeological Science: Reports



UAD önümüzdeki ay İsrail'in Filistinlilere karşı insani yükümlülüklerine ilişkin oturumlar düzenleyecek

Uluslararası Adalet Divanı’ndan (UAD) yapılan açıklamada, sözlü duruşmaların 28 Nisan'da Lahey'deki genel merkezde başlayacağı belirtildi. (Reuters)
Uluslararası Adalet Divanı’ndan (UAD) yapılan açıklamada, sözlü duruşmaların 28 Nisan'da Lahey'deki genel merkezde başlayacağı belirtildi. (Reuters)
TT

UAD önümüzdeki ay İsrail'in Filistinlilere karşı insani yükümlülüklerine ilişkin oturumlar düzenleyecek

Uluslararası Adalet Divanı’ndan (UAD) yapılan açıklamada, sözlü duruşmaların 28 Nisan'da Lahey'deki genel merkezde başlayacağı belirtildi. (Reuters)
Uluslararası Adalet Divanı’ndan (UAD) yapılan açıklamada, sözlü duruşmaların 28 Nisan'da Lahey'deki genel merkezde başlayacağı belirtildi. (Reuters)

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail hükümetinin Gazze Şeridi'ne yardım girişini engellediği yönündeki suçlamaların ardından önümüzdeki ay, İsrail'in Filistinlilere karşı insani yükümlülükleri konusunda sözlü duruşmalar düzenleyecek.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu geçtiğimiz aralık ayında, dünyanın en yüksek mahkemesinden konuyla ilgili tavsiye niteliğinde görüş yayınlamasını isteyen bir kararı onayladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre UAD tarafından yapılan açıklamada, sözlü duruşmaların 28 Nisan'da Lahey'deki genel merkezde başlayacağı belirtildi.

Norveç tarafından ekim ayında sunulan karar tasarısı büyük bir çoğunlukla kabul edilmişti.

Kararda UAD'dan İsrail'in ‘Filistinli sivil halkın hayatta kalması için gerekli olan acil ihtiyaç malzemelerinin engelsiz bir şekilde temin edilmesini sağlamak ve kolaylaştırmak için’ ne yapması gerektiğine açıklık getirmesi isteniyor.

UAD kararları yasal olarak bağlayıcı olmakla birlikte, somut uygulama araçlarından yoksundur. Ancak İsrail üzerindeki diplomatik baskıyı arttırmaktadır.

Kırılgan bir ateşkesin yürürlüğe girdiği ocak ayından bu yana Gazze Şeridi insani yardım akınına uğradı. Ancak İsrail bu ayın başlarında Hamas ateşkesin uzatılması için öne sürdüğü koşulları kabul edene kadar yardım sevkiyatını donduracağını açıkladı.

Norveç'in bu girişimi, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) İsrail'deki çalışmalarının ocak ayı sonundan itibaren askıya alınmasını öngören bir İsrail yasasının ardından, İbrani devletinin ajansın işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yasaklamasının ardından geldi.

İsrailli yetkililer, UNRWA çalışanlarını 7 Ekim 2023 saldırısına karışmakla suçluyor.