Irak’ta su krizi: Türkiye ve Suriye’ye acil yardım çağrısı

Irak, Dicle ve Fırat nehirlerinin seviyelerindeki düşüşün ardından “acil uluslararası müdahale” çağrısında bulundu

Dicle Nehri'nin su seviyesini gösteren 1 Mart tarihli bir fotoğraf (AFP)
Dicle Nehri'nin su seviyesini gösteren 1 Mart tarihli bir fotoğraf (AFP)
TT

Irak’ta su krizi: Türkiye ve Suriye’ye acil yardım çağrısı

Dicle Nehri'nin su seviyesini gösteren 1 Mart tarihli bir fotoğraf (AFP)
Dicle Nehri'nin su seviyesini gösteren 1 Mart tarihli bir fotoğraf (AFP)

Irak Başbakanı Muhammad es-Sudani cumartesi günü yaptığı açıklamada Dicle ve Fırat nehirlerinin su seviyelerindeki düşüşün “acil uluslararası müdahale” gerektirdiğini vurgulayarak Irak hükümetinin su meselesini “öncelikleri” arasına aldığını belirtti.

Birleşmiş Milletler'e göre Irak, azalan yağış oranları ve Dicle ve Fırat nehirlerini besleyen İran ve Türkiye'nin başını çektiği komşu ülkelerden gelen düşük su seviyeleri ile kötüleşen kuraklık riskleri nedeniyle kıtlık sorunuyla karşı karşıya ve bu durum Irak’ı iklim değişikliğinden en çok etkilenen “dünyanın beşinci ülkesi” haline getiriyor.

Şarku’l Avsat’ın Irak Haber Ajansı INA’dan aktardığı habere göre Sudani, “Bağdat 3. Uluslararası Su Konferansı” sırasında yaptığı konuşmada hükümetin su dosyasını öncelikleri arasına koyduğunu ve birçok politika izlediğini ve kaynak ülkelerle yaşanan sorunların üzerinde durulması gerektiğini, bu nedenle ülkelerle yaptığımız görüşmelerde sudan tam pay verilmesi gerektiğinin vurgulandığını ifade etti.

Nesillerimize iyi bir çevre sunmak için çabalarımızın riskleri ortadan kaldırmaya veya azaltmaya odaklanması gerektiğine dikkat çekti ve şöyle ekledi: “Komşu ülkelerle yaptığımız görüşmeler, bu meseleyi ele almak ve sınırdaş ülkelerle su kaynaklarının yönetiminde adil ve eşit bir paylaşım sağlamak için yapıcı ve verimli bir diyalog diline odaklandı.”

Sudani, “Dicle ve Fırat nehirlerinin su seviyelerindeki düşüşün, Irak'ın su güvenliğini ve nesillerinin geleceğini sağlamasına yardımcı olmak için tüm dostlarımızın çabalarına ihtiyaç duyduğumuz acil bir uluslararası müdahale gerektirdiğini” vurguladı.

Yeni prosedürler

Hükümetin krizi azaltmak amacıyla yeni önlemler aldığını belirten Sudani, “su sorunlarının çözümüne yönelik deneyimlerini edinmek ve sudan faydalanmak amacıyla gelişmiş ülkelerin sahip olduğu uzmanlığa başvurduğunu” ve “modern sulama yöntemlerini uygulamaya koyarak kış tarım planını ayarladığını” ifade etti. Buna ek olarak, “bir sonraki tarım planları modern sulama yöntemlerini kullanan çiftçilerle sınırlı olacaktır.”

“Hükümetin su için bir üst konsey oluşturmak için çalıştığını ve deniz suyunu tuzdan arındırma yoluna gitmeye kararlı olduğunu” belirten Bakan, “susuzluğun Irak'ın kültür ve medeniyeti için bir tehdit olduğunu ve dünyanın en önemli medeniyetlerinin etrafında inşa edildiği Dicle ve Fırat nehirleri için de bir tehdit olduğunu” vurguladı.

Irak'a yardım çağrıları

Sudani'nin açıklamaları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert'in 4 Mayıs’ta dünya ülkelerini, özellikle de Irak'ın komşularını, su kıtlığı ve karşı karşıya olduğu kuraklık ve kirlilik tehlikelerini çözmeye yardım etmeye çağırmasının ardından geldi.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlenen “Irak Forumu” etkinlikleri çerçevesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi “Çevrenin mustarip olduğu iklim değişikliklerine köklü bir çözüm bulmalıyız.”

“Devletler, Irak'ın su payını güvence altına almak ve gelirlerindeki açığı gidermek için bir çözüm bulmasına yardımcı olmalıdır” diye ekleyerek “ülkenin su güvenliğini koruma ihtiyacını” vurguladı.

Alarmı çalın

Irak Su Kaynakları Bakanı Avni Diyab, geçtiğimiz günlerde önümüzdeki sezonda su seviyesi konusunda alarm verdi.

Şarku’l Avsat’ın Irak resmi haber ajansı INA’dan aktardığı habere göre “Mayıs ayından sonra bakanlık, vatandaşların tüketim ihtiyacının yanı sıra yüksek sıcaklıklar ve bunun sonucunda suyun buharlaşmasıyla temsil edilen büyük zorluklarla karşı karşıya kalacak. Bu yılın zor geçeceği ve en önemlisi de bu az miktardaki suyun adil bir şekilde nasıl dağıtılacağı konusunda zorluklar yaşanacak” açıklamasında bulundu.



Irak İslamofobi’ye karşı diplomatik çabalarını yoğunlaştırdı

Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)
Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)
TT

Irak İslamofobi’ye karşı diplomatik çabalarını yoğunlaştırdı

Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)
Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)

Irak Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Ayrıca Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’dan bir telefon aldı. Yapılan telefon görüşmelerinde, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) bakanlar düzeyinde acil bir zirve düzenlemesi için çabaları birleştirmeye, Kur’an-ı Kerim’e yönelik devam eden nefret eylemlerinin yansımalarını tartışmaya, dünya genelindeki İslamofobi olgusuyla mücadele etmeye ve bu konuda gerekli tedbirler almaya odaklanıldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği yazılı açıklamada, Bakan Hüseyin’in “İsveç hükümetinin Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına, İslam dininin kutsallarına hakaret edilmesine ve Irak bayrağının yakılmasına izin vermeye yönelik tekrarlayan davranışlarına karşı Irak hükümeti tarafından alınan diplomatik önlemler hakkında mevkidaşlarına bilgi verdiği” kaydedildi. Açıklamada “bu tür provokatif eylemlerin uluslararası anlaşmalara ve normlara zarar verdiği, toplumsal barışı tehdit ettiği ve şiddet ve nefret kültürünü körüklediği” ifade edildi. Buna ek olarak “bakanların, Irak’ın duruşunu ve Kur’an mushafına yönelik tekrarlayan hakaretlerin yansımalarının tartışılması için İİT’nin bakanlar düzeyinde acilen toplanmasına yönelik çağrısını desteklediklerini ifade ettikleri” bildirildi.

ascd
Perşembe günü İsveç Büyükelçiliği önündeki protestocularla güvenlik güçleri arasında çıkan arbededen bir kare (AP)

Irak’ın Arap ve İslami ülkelerin desteğini toplamaya doğru yeni yönelimi, Şii güçlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen kitlesel gösterilerin ardından geldi. Bu gösterilerin baş ve en etkili aktörü Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi oldu. Sadr’ın yaptığı bazı açıklamalar, öfkeli kitlesinin Bağdat’taki İsveç Büyükelçiliği’ni basarak tamamen yakmasına sebep oldu. Bu olay ABD de dahil olmak üzere, birçok ülke tarafından öfkeye yol açtı. Bunun sonucunda, Bağdat ile Stockholm arasındaki diplomatik ilişkiler kesildi ve İsveç, büyükelçiliği personelini Bağdat’tan ülkeye taşımak zorunda kaldı.

Irak hükümeti İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği’nin protestocular tarafından yakılmasını kınamış olsa da, Muhammed Şiya es-Sudani başkanlığındaki Ulusal Güvenlik Kabinesi’nin kararıyla İsveç ile ilişkileri kesti. Ayrıca, halk arasında İsveç ürünlerinin boykot edilmesi yönündeki çağrıların arttığı bir sırada, Irak hükümeti, İsveçli telekomünikasyon şirketi Ericsson ile iş yapmayı durdurma kararı aldı.

İsveç’e karşı Irak’ın diplomatik tepkileri devam ederken, Irak diplomasisi başka bir durumla karşı karşıya kaldı. Danimarka’da İslam düşmanı aşırı sağcı bir grup, Kopenhag’daki Irak Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim mushafı yaktı. Sosyal medyada cuma günü yayılan bir video, Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağının Kopenhag şehrindeki Irak Büyükelçiliği önünde saygısızca muamele gördüğünü ve yakıldığını belgeledi. Bu grup, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşanana benzer bir şekilde, saldırısını Danimarka polisinin aldığı sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleştirdi.

Öfkeli tepki ve diplomasi

Danimarkalı grubun başkent Kopenhag’da Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağını yakmasının ardından Irak Dışişleri Bakanlığı, “Irak’ın Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’e ve Irak bayrağına yönelik taciz olayını güçlü ve aynı ifadelerle kınadığına” dair bir açıklama yaptı. Ayrıca bakanlık, “ifade hakkı ve gösteri özgürlüğü bağlamına oturtulması mümkün olmayan bu menfur olaylara ilişkin gelişmeleri yakından ve tam bir sorumlulukla takip ettiğini, bu eylemlerin tepkileri körüklediğini ve tüm tarafları kritik bir pozisyona soktuğunu” kaydetti.

Bakanlık ayrıca uluslararası toplumu, dünya çapında toplumsal barışı ve birlikte yaşama anlayışını bozan bu menfur olaylara karşı acilen sorumlu bir duruş sergilemeye çağırdı. Danimarka Büyükelçiliği’ne karşı halkın olası öfkeli tepkisinden endişe duyan bakanlık “ülkeler arasındaki diplomatik ilişkileri düzenleyen Viyana Sözleşmesi’ne tam bağlılığını” vurguladı ve “ülkedeki diplomatik misyonlara yönelik açıklamasını” yineledi. Ayrıca “Irak hükümetinin tüm misyonlarda çalışan diplomatik personelin güvenliğini ve korunmasını sağlamakla yükümlü olduğunu” açıkladı. Bakanlık “İsveç Büyükelçiliği’nin Bağdat’ta maruz kaldığı olayın bir daha tekrarlanmasına izin verilmeyecek bir olay olduğunu ve benzer herhangi bir olayın hukuki yaptırıma tabi olacağını” belirtti. Ayrıca açıklamada, bakanlığın “Irak devletinin değerlerini ve onurlu Irak halkının ahlakını ifade ettiği” kaydedildi.

Mukteda es-Sadr (Reuters)
Mukteda es-Sadr (Reuters)

Bu sırada, Mukteda es-Sadr taraftarları ile Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne bağlı silahlı gruplar arasında bir hareketlilik başladı. Mevcut Irak hükümetinde yer alan Şii siyasi güçleri çatısı altında toplayan Koordinasyon Çerçevesi güçleri, Sadr yanlılarının Yeşil Bölge yakınlarındaki gösterilerinin siyasi mesajlar vermeyi amaçladığını söylediler. Dün gece onlarca Sadr taraftarı, Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağına yönelik hakaretlerin tekrarlanmasına karşı protesto düzenlemek amacıyla Yeşil Bölge’ye doğru Cumhuriyet Köprüsü’nü geçti. Bunun üzerine Mukteda es-Sadr sabah Twitter hesabından bir paylaşım yaparak “Artık konuşmak beyhude” ifadelerini kullandı.

Koordinasyon Çerçevesi’ne bağlı liderlerden biri olan Aid el-Hilali açıklamasında, “Mukteda es-Sadr taraftarlarının Kur’an-ı Kerim’in ve Irak bayrağının yakılmasını protesto etme başlığıyla Yeşil Bölge yakınlarında düzenlediği gösterilerin, iki taraflı siyasi bir mesaj vermeyi amaçladığını” belirtti. Hilali, ilk olarak “Sadr Hareketi liderliğinin, siyasi sahneye geri dönmek istediğini ve yakın gelecekte bunu yapacağına dair bir mesaj iletmek istediğini” ifade etti. “İkinci mesajın ise Sadr yanlılarından Sadr liderlerine yönelik olduğunu ve ‘Biz geri dönmek istiyoruz. Önümüzdeki seçimlere katılmak istiyoruz. Hala Irak sokaklarını kontrol ediyoruz’ işaretini taşıdığını” öne sürdü.