Mısır'da Sivil Demokratik Hareket ulusal diyaloga katılımı için tutuklular dosyasında ilerleme kaydedilmesini şart koştu

Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti, birkaç gün içerisinde başlayacak toplantıların detaylarını duyurdu

Ulusal Diyalog açılış oturumundan bir kare (Arşiv)
Ulusal Diyalog açılış oturumundan bir kare (Arşiv)
TT

Mısır'da Sivil Demokratik Hareket ulusal diyaloga katılımı için tutuklular dosyasında ilerleme kaydedilmesini şart koştu

Ulusal Diyalog açılış oturumundan bir kare (Arşiv)
Ulusal Diyalog açılış oturumundan bir kare (Arşiv)

Mısır’da Ulusal Diyalog Komiteleri toplantılarının başlayacağının geçtiğimiz hafta resmi olarak duyurulmasının ardından toplantıların önümüzdeki günlerde başlaması beklenirken Sivil Demokratik Hareket, potansiyel bir cumhurbaşkanı adayının akrabalarının ve destekçilerinin tutuklanmasının ardından ulusal diyalogdan çekilebileceğinin sinyalini verdi.

Ulusal diyaloğun açılış oturumu geçtiğimiz çarşamba günü, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli'nin yanı sıra çok sayıda bakanın, büyükelçinin, siyasi parti liderinin, Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerinin, federasyon ve sendika başkanlarının, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin, gazetecilerin, medya çalışanlarının ve ünlü kişilerin katılımıyla başladı.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, oturumun başında yayınlanan ses kaydıyla yaptığı konuşmada, ulusal diyaloğun ‘yeni cumhuriyetin özelliklerini şekillendirdiğini’ vurguladı. Cumhurbaşkanı Sisi, “Görüş ayrılıkları olması, vatan davasını bozmaz. Hayallerimiz ve umutlarımız bizi anlaşmaya zorluyor” dedi.

Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti'nin, gündeme getirilen 113 konuyu görüşmek üzere; siyasi, toplum ve ekonomi başlıklarıyla ve 19 gündem maddesiyle ilgili çalışmalarını tamamlamak için toplantılara aralıksız olarak devam etmesi ve alt komitelerin toplantılarının önümüzdeki hafta üç başlık arasında dönüşümlü olarak başlaması bekleniyor.

Sivil Demokratik Hareket, Facebook’taki resmi sayfasından yaptığı açıklamayla ulusal diyalogda kalmaya devam etmek için ulusal diyalogun başarısını engelleyen gelişmeleri dikkatle inceleyeceğini duyurdu.

Açılış oturumunda çeşitli taraflardan katılımın olduğu ve bunun bağımsızların ve muhaliflerin görüşlerini açıklamasının önünü açtığı belirtilen açıklamada, Sivil Demokratik Hareketin 6 Mayıs'ta Mısır'a döneceğini açıklayan ve önümüzdeki baharda yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olabileceği düşünülen eski Milletvekili Ahmed et-Tantavi'nin iki akrabasının ve bazı destekçilerinin tutuklandığı haberi karşısında şaşkına uğradığı kaydedildi.

Açıklamada, kendilerine serbest bırakılacağına dair söz verilen parti üyelerinin çoğu ile diyalogun başında serbest bırakılmaları kararlaştırılanların henüz serbest bırakılmadıkları vurgulandı. Ulusal İnsan Hakları Konseyi üyesi ve Sivil Demokratik Hareket üyesi George İshak, “Sivil Demokratik Hareket, mevcut atmosferde bir diyalog başlatamaz” dedi.

İshak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Sivil Demokratik Hareket, şu an durumu inceliyor. Tantavi'nin Mısır'a dönüşünden sonra, yetkililerin kendisi ve ailesiyle olan ilişkilerinin mevcut şekilde devam edip etmeyeceğini görmeyi bekleyecek ve kararını bundan sonra verecek. Sivil Demokratik Hareket, Tantavi ailesinin üyeleri tutuklanmaya devam etmesi ve salıverilmesini talep ettiği tutukluların serbest bırakılmamaları durumunda ulusal diyalogun başlamasının da bir anlamı yok” ifadelerini kullandı.

Sivil Demokratik Hareket tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Sivil Demokratik Hareket, 2 Mayıs'taki açıklamada yayınlanan kararla diyalogun açılış oturumundan birkaç gün önce davetçi tarafla talep edilen ve üzerinde anlaşmaya varılan garantileri yerine getirme taahhüdünü aldıktan sonra ulusal diyaloğa katıldı.”

Sivil Demokratik Hareket, son derece itidalli davranacağını, ancak mevcut atmosferde devam etmenin son derece zor olduğunu vurguladı.

Sivil Demokratik Hareket’in üyeleri arasında 12 muhalefet partisi ve muhalefet kanadından 10 siyasi isim yer alıyor. Bu isimlerin arasında eski cumhurbaşkanı adayı Hamdin Sabbahi, Mısır Ulusal İnsan Hakları Konseyi üyesi George İshak ve eski Mısır İşgücü ve Göç Bakanı Kemal Ebu Ayta bulunuyor.

Öte yandan Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti üyesi avukat ve insan hakları savunucusu Necad el-Berii, yaptığı değerlendirmede, “Herhangi bir siyasi ya da partizan gücün ulusal diyalogdaki rolüne ilişkin kararı ve niyeti ister tam ister şartlı katılım, isterse geri çekilme olsun, yorum yapma hakkına sahip değildir” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Berii, “Diyalog katılanlarla zamanında yapılacaktır. Mevcut aşamada yer almak istemeyenler daha sonraki aşamalarda yer alabilirler. Ulusal diyalogun değeri kimin katıldığına ya da kimin katılmadığına değil, diyalog tarafından yayınlanan tavsiyelere ve hükümetin bunları uygulama taahhüdüne bağlıdır” şeklinde konuştu.

Diyalogun kendi başına amaç olmadığını vurgulayan Berii, diyalogun başarısının ‘sonuçlarının ve tavsiyelerin derinliği ve hükümetin bu tavsiyeleri uygulamadaki samimiyetinin derecesi ile ilişkili olduğunu’ vurguladı.

Öte yandan eski Milletvekili Ahmed et-Tantavi, Facebook’taki resmi sayfasından yayınladığı bir videoda, aylardır ikamet ettiği Beyrut'tan Mısır'a dönüşünden önce dayısı, amcası ve bazı arkadaşlarının güvenlik güçleri tarafından tutuklandığını söyledi. Tantavi, gelecek yıl yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmayı planladığını da sözlerine ekledi.

Tantavi, cumartesi günü öğleden sonra olması planlanan Mısır'a dönüşünün son gelişmeler çerçevesinde ertelendiğini duyurdu.

Tantavi'nin akrabalarının avukatı ve insan hakları savunucusu Halid Ali, Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, “Cuma günü, Yüksek Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı, Tantavi'nin amcası ve dayısının yanı sıra Kefer eş-Şeyh’teki seçim bölgesinden yaklaşık 10 vatandaş hakkında, ‘bir terör örgütüne katılmak ve patlayıcı bulundurmak’ suçlamasıyla soruşturma başlattı” dedi.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, geçtiğimiz yıl 26 Nisan'da bir iftar davetinde çeşitli konularda ulusal bir diyalog başlatma çağrısında bulundu. Çağrı üzerine kamuoyundan, partiden ve akademisyenlerden oluşan Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti oluşturuldu. Partilerden, sivil toplum kuruluşlarından ve önde gelen isimlerden diyalog konularıyla ilgili teklifler alındı. Muhalefet kanadından çeşitli isimlerle diyaloğun başlıkları ve katılacak isimler üzerinde anlaşmak için yıl boyunca toplantılar yapıldı.



Mısır Türkiye’den neden SİHA alıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır Türkiye’den neden SİHA alıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Şubat’ta Kahire’ye yapması beklenen ziyaretten hemen önce, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, iki ülke arasındaki normalleşme süreci kapsamında, Mısır’ın Türkiye’den silahlı insansız hava aracı (SİHA) alacağını açıkladı.

Bu adım, Mısır’ı Türkiye’den SİHA almaya iten nedenlere ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Uzmanlar anlaşmayı, ilişkilerin yeniden canlanmasının ardından ‘iki ülke arasında artan yakınlaşmanın göstergesi’ olarak değerlendirdi.

Fidan Pazar günü yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Normalleşme süreci büyük ölçüde tamamlandı. İki ülke arasındaki ilişkiler bölgenin güvenliği ve ticareti açısından önemlidir. Akdeniz’in güvenliği için Mısır’la ciddi ilişkiler kurmamız gerekir. Mısır’a SİHA verme konusunda onlarla anlaştık.

Erdoğan’ın Kahire ziyareti, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin on yıl süren bir kopuşun ardından geçen yıl büyükelçilik seviyesine yükseltilmesinden bu yana ilk ziyaret olacak.

Erdoğan, Kahire’ye son ziyaretini Kasım 2012’de gerçekleştirmiş ve ziyaret sırasında merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile görüşmüştü.

Fidan açıklamasında, Erdoğan’ın Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Es-Sisi ile ticaret, enerji ve güvenlik dahil ikili ve bölgesel konuları görüşeceğini de bildirdi.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara’nın 30 Haziran 2013 devriminin ardından Mısır’da yasaklanan Müslüman Kardeşler (İhvan) grubuna verdiği destek nedeniyle, tam on yıl süren kesinti ve gerginlikten sonra, geçtiğimiz aylarda artan bir normalleşme eğilimine tanık oldu.

İki ülke, geçtiğimiz Temmuz ayında diplomatik ilişkileri büyükelçilik düzeyine çıkardıklarını açıkladı ve iki ülke cumhurbaşkanları geçtiğimiz yıl uluslararası etkinliklerin oturum aralarında iki kez bir araya geldi.

İki ülkenin bakanları ve önde gelen yetkilileri de birçok kez bir araya geldi.

Türkiye’nin SİHA anlaşması, iki ülke arasındaki ilişkilerin özellikle askeri alanda normalleşmesinin yeni bir işareti olarak görülüyor.

Mısırlı askeri uzman emekli Tümgeneral Samir Farag, özellikle son zamanlarda SİHA’ların önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’a görüş bildiren Farag, “Modern savaşlarda, önemi Rusya-Ukrayna savaşı sırasında ortaya çıkan insansız hava araçları da dahil olmak üzere yeni yöntemler ve silahlar var” dedi.

Farag, Türkiye’nin Bayraktar’ının yanı sıra İran, Çin, Rus ve ABD menşeili olmak üzere çeşitli askeri SİHA’lar olduğuna vurgu yaparak, “Her tipin kendine has potansiyeli, kabiliyeti ve diğerinden farklı yükü var” dedi.

Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsü’nün (ISPI) 2021 tarihli raporunda, “Bundan önceki beş yıl içinde İsrail hariç Ortadoğu bölgesinde SİHA’lara yapılan harcamanın miktarı 1,5 milyar dolardı. Önümüzdeki on yılda SİHA pazarına yapılan yatırımların 100 milyar dolara ulaşması bekleniyor” denildi.

Türkiye’nin SİHA’ları büyük ün kazandı ve Suriye, Libya, Azerbaycan ve Ukrayna’daki savaşta görülen rollerinin ardından uluslararası talep arttı.

Addis Ababa’nın Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa ettiği, Kahire’nin sudan payını etkileyeceğinden korktuğu Nahda Barajı (Rönesans Barajı) nedeniyle Mısır’la ilişkileri gerginleşen Etiyopya da dahil olmak üzere birçok Afrika ülkesi bu SİHA’lardan satın aldı.

Farag açıklamasında, “Mısır’ın silah kaynaklarını çeşitlendirme konusundaki istekliliğinin bir parçası olarak, Türkiye’nin kendisine SİHA sağlama teklifini kabul etti” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Mısır’ın SİHA ürettiğini ancak, Türk menşeili SİHA’nın bunlardan farklı olduğunu ve ülkenin çeşitli yeteneklere sahip modern silahlara sahip olmasının önemli olduğunu belirtti.

Henüz ayrıntıları Ankara tarafından açıklanmayan anlaşmaya ilişkin, Mısır’dan resmi bir yanıt gelmedi.

Mısır ordusu, Aralık ayında Kahire’de düzenlenen EDEX Savunma Sanayii Fuarı’nda, keşif drone’ları da dahil İHA filosunu sergiledi.

Fuarda ayrıca, İHA ve SİHA’ları tespit etmek ve taktik seviyeye kadar karşı koymak için sistemlerin tasarımını ve üretimini içeren bir sistem de tanıtıldı.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Tümgeneral Ahmed el-Avadi konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Sisi’nin cumhurbaşkanı olmasından bu yana silah kaynaklarını çeşitlendirme konusunda istekli olan Mısır, İsrail’le yapılan barış anlaşması çerçevesinde ABD yardımlarından elde ettikleriyle sınırlı kalmadı, Fransa, Rusya ve birçok ülkeden silah almaya başladı. Bu politika, Mısır ordusunu güçlendirmeyi ve devletin kararlarına siyasi kısıtlamalar getirmeden ulusal güvenliği korumayı amaçlıyor.

Avadi, Mısır ordusunun modern silahlarla desteklenmesi için Türk SİHA’ları almanın önemine de dikkat çekti.

Son yıllarda, Almanya, Rusya ve ABD ile yapılan diğer anlaşmaların yanı sıra, 2021’de 30 Fransız Rafale savaş uçağının satın alınması da dahil olmak üzere, Mısır ordusunun gerçekleştirdiği birçok silah anlaşmasına tanık olundu.

Türkiye konusunda uzman olan Mısırlı araştırmacı Kerem Said, “Mısır-Türkiye ilişkileri askeri ve ekonomik alanda, iki ülke arasındaki uzaklaşma döneminde bile durmadı” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Said şu ifadeleri kullandı;

On yıldan uzun süredir devam eden siyasi anlaşmazlığa rağmen, her iki ülke de ilişkilerin tamamen kopma noktasına gelmemesinden yanaydı. Türkiye’nin SİHA anlaşması, Sisi ile Erdoğan’ın Katar’da düzenlenen Dünya Kupası’nın oturum aralarında yaptığı görüşme ve daha sonraki toplantılarda buzdağının kırılmasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde dikkate değer bir yakınlaşmanın göstergesidir.

Kahire ile Ankara arasında eşi benzeri görülmemiş düzeyde ekonomik ilişkilere dikkat çeken Said, “Askeri ve güvenlik işbirliğini geliştirmek ve zorlukların üstesinden gelmek için verimli, destekleyici bir ortam var” dedi.

Said, Mısır’ın herhangi bir yabancı varlığı reddettiği Libya konusunda işlerin daha büyük bir anlaşmaya doğru gittiğini söyleyerek, değerlendirmesine şöyle devam etti;

İki ülke arasında deniz sınırları konusunda da herhangi bir hukuki ihtilaf bulunmuyor ve Akdeniz’deki gizli zenginliklerden yararlanma konusunda anlaşma var. Bu konudaki anlaşmazlık Yunanistan ve Kıbrıs’ladır (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ve Kahire bu sorunu yatıştırmada arabulucu rolü oynayabilir.

Said ayrıca, “Erdoğan’ın yaklaşan ziyaretini duyurmak ve SİHA anlaşmasından bahsetmek, daha fazla yakınlaşmaya ve zorlukların üstesinden gelmeye yönelik eğilimi doğruluyor” diye ekledi.