Mısır: Ulusal Diyalog, Sisi’ye sunmadan önce önerileri düzenleyip hazırlayacak

Mısır Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti ‘hiçbir görüşün dışlanmadığını’ vurguladı

Mısır Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti’nin toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Mısır Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti’nin toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Mısır: Ulusal Diyalog, Sisi’ye sunmadan önce önerileri düzenleyip hazırlayacak

Mısır Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti’nin toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Mısır Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti’nin toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Mısır’daki ‘Ulusal Diyalog’, üç eksen komite tarafından düzenlenen iki haftalık tartışma oturumlarının ardından yeni bir aşamaya giriyor. Katılımcıların ortaya koyduğu fikirler ve önerilerin Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’ye sunulmak üzere hazırlanması için küçük komitelerin oluşturulması bekleniyor.

Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan daha önce yaptığı açıklamada “Genel oturumlarda tanık olunan sonuçların ve önerilerin son haliyle tartışılması ve onaylanması için Mütevelli Heyeti’ne sunulmak üzere hazırlanması gerekiyor. Daha sonra bunlar Cumhurbaşkanı’na takdim edilecek” ifadelerini kullanmıştı. Önerilerin hazırlanması için her genel oturum grubunun ardından bütün yönelimleri dile getiren bir dizi özel küçük toplantının düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Raşvan ‘bunların komite oturumlarının aynı haftalarında düzenlenmesinin imkansız olduğunu’ vurgulamıştı.

Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti, çalışmalarına bu hafta başlamaları şartıyla bu komitelerin kuruluşu ve görevlerinin belirlenmesi için dün bir toplantı düzenledi.

Mısır Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü, diyalog oturumlarında öne sürülen fikir ve görüşler için bir ‘kırmızı çizgi’ olmadığını tekrar vurgulayarak görüşmelerin dışında tutulması kararlaştırılan üç konunun yalnızca ‘anayasa değişikliği, ulusal güvenlik konuları ve dış politika’ olduğuna dikkat çekti.

Raşvan televizyon açıklamalarında ‘hiçbir şeyde bir yönlendirme olmadığını’ vurguladı ve tam bir yıl boyunca devam eden diyalog süreci öncesinde ya da diyalog oturumlarında kırmızı çizgi olduğuna dair kendisine herhangi bir bilginin ulaşmadığını veya bunun imasının bile gelmediğini söyledi.

Öte yandan Ulusal Diyalog Toplumsal Eksen Raportörü eski Mısır Gençlik ve Spor Bakanı Halid Abdulaziz, geçtiğimiz iki hafta boyunca ulusal diyalog komitelerinde gerçekleştirilen tartışmalara övgüde bulundu. Tartışmaların ve tavsiyelerin ‘sorumluluk ve vatanseverlik damgasını taşıdığını’ ifade etti.

Abdulaziz Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda ulusal diyalog süreci boyunca ortaya atılan tartışmalar ve fikirlerin son şeklini almasının ‘en az tartışmaların kendisi kadar önemli olduğunu’ vurgulayarak ‘Mütevelli Heyeti’nin fikir ve tavsiyelerin hayata geçirilmek üzere sunulmasına ilişkin bir dizi ölçüt belirlediğini’ söyledi. Aynı zamanda Abdulaziz, Mütevelli Heyeti tarafından toplantıların başlamasından önce duyurulan ‘ulusal diyaloğun’ düzenlenmesine ilişkin yönetmeliğine dikkat çekti. Bu yönetmelik, genel oturumların yapılmadığı günlerde küçük komiteler ve çalıştayların düzenlenmesini ve bu komitelerin tartışmalara ve fikirlere son halini verip bunları mümkün olan en iyi duruma getirerek uygulanabilir politikalar ve önlemler haline getirmek üzere uzmanlarla tartışmalarını öngörüyor.

Ulusal Diyalog Toplumsal Eksen Raportörü, önerilere son halini verip hazırlamaktan sorumlu komitelerin üyeleri arasında farklı akımları temsil eden kişilerin ve ayrıca görüşlerinden yararlanılabilecek uzmanların olabileceğini açıkladı. Raportör, herkesin amacının ‘modern ve uygulanabilir bir ulusal vizyon sunmak ve yeni cumhuriyeti ulusal uzlaşı temeli üzerine inşa etmek’ olduğunu vurguladı.

Ulusal diyalog komiteleri geçtiğimiz iki hafta boyunca belirli aralıklarla toplantılar düzenledi. Siyasi eksen toplantıları, en ideal seçim sistemi hakkında kapsamlı tartışmalara tanık oldu. Eğitim ve nüfus sorunundan sorumlu toplumsal eksen tartışmaları ise mevzuat değişiklikleri ve eğitimi yönetmekten ve nüfus stratejisini uygulamaktan sorumlu kurumlara daha fazla bağımsızlık verilmesi çağrısında bulunan birçok tavsiyeyle doluydu.

Ulusal diyaloğun haziran ayının başına denk gelen üçüncü haftasında, siyasi eksen kapsamında sivil çalışmanın güçlendirilmesi, bilgi dolaşım özgürlüğü yasası ve Temsilciler Meclisi ile Senato (parlamento) üye sayısı konularını tartışması bekleniyor. Ekonomik eksende ise dört oturumda kamu yatırım öncelikleri, devlet mülkiyet politikası ve tarım ve gıda güvenliği konularının tartışılması planlanıyor. Toplumsal eksende sağlık ve gençlik komitelerinin dört oturum gerçekleştirmesi bekleniyor ancak bu oturumun konuları henüz belli değil.



İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
TT

İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)

Mısırlılar, İsrailli mahkumların 6 Ekim 1973 sonrasında İsrail'e giderken merhum Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın üzerlerine giydirdiği ‘kastor pijama’ (yumuşak Mısır pamuğundan yapılmış kumaş) içindeki sahnelerini halen hafızasında koruyor. İsrail, 1973 savaşının 50’nci yıl dönümünün gelmesiyle birlikte o dönem esir alınan onlarca vatandaşını önümüzdeki ekim ayının sekizi ile onu arasında Mısır ve Suriye'yi kapsayan bir tura çıkarmayı planlıyor.

İsrail savunma dergisi Israel Defence tarafından çarşamba günü ortaya çıkarılan tur ile sayıları 150'den fazla olan, söz konusu dönemki esirlerin eşleriyle birlikte Süveyş Kanalı üzerinden bir İtalyan yolcu gemisiyle Mısır'a geçmesi planlanıyor. Daha sonra yolcular, uzmanların ‘kışkırtıcı ve ters tepkilere yol açıcı’ olarak gördüğü bir adımla İsrail askeri uçaklarıyla Suriye sınırı üzerinden uçacaklar.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre savaşın bütün acı anılarına rağmen Mısırlılar, 1960’lı ve 1970’li yıllarda ‘küçük çocukların sünnet oluşu’ ile ilişkisi nedeniyle Sedat'ın esirlere Kastor kumaşlı pijama giydirmesi hakkında espriler yapıyorlar. Ebeveynler, o zamanlar el-Mahalle el-Kübra bölgesindeki tekstil fabrikalarının üretiminde öne çıktığı bu pijamaları, yumuşak ve narin kumaşı nedeniyle çocuklarına alıyordu.

Ekim Savaşı'ndaki Mısırlı savaşçılardan Tuğgeneral Yusri Amara, İsrail'in tutsaklarını Mısır ve Suriye arasında gezdirme kararına ilişkin “Hayal kırıklığına uğradıkları yerleri görecekler” yorumunda bulundu. İsrail 190. Zırhlı Tugayı Komutanı Albay Assaf Yaguri'yi 8 Ekim 1973'te yakalayan Amara, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bu esirlerin Süveyş Kanalı'nı geçtiklerinde neler hissedeceklerini tahmin edebiliyorum. Kalpleri kırılacak. Bu kışkırtıcı gezi elbette ters tepkiler doğuracaktır.”

Bu benzeri görülmemiş uygulamanın ardında, İsrailli Erez Derneği ile iş birliği içindeki Arim Belilah derneği yer alıyor. Gezi ile İsrail ordusuna ait bir donanma gemisi eşliğindeki İtalyan yolcu gemisi, Süveyş Kanalı'na doğru yola çıkacak. Böylece gemi, Sina Yarımadası'nın etrafında dönmeden önce yolcular, savaş sırasında İsrail ordusunun mevzilerinin düştüğü yerlere bakabilecek ve ardından Eylat yönüne devam edecekler. İsrail askeri liderlerinin katılımıyla İsrail Tel Nof Hava Kuvvetleri Üssü’nde savaş anılarının canlandırılmasıyla gezi sonlanmadan önce, bir İsrail askeri uçağının, esirleri, aralarından bazılarının esir alındığı yer olan Suriye sınırının üzerinden kuzeye uçurması planlanıyor.

Bu bağlamda, İsrail meseleleri uzmanı ve İskenderiye Üniversitesi'nde İbranice çalışmaları profesörü olan Dr. Ahmed Fuad Enver, İsrail'in bu geziyi planlamasının ‘kışkırtıcı bir adım’ olduğuna vurguladı. Mısırlı akademisyen, geziyi düzenleyenin, işgal ordusundaki esirlerin psikolojik bakımıyla ilgilenen ve yaklaşık 300 üyesi bulunan Arim Belilah Derneği olduğunu belirtti. Enver açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Bu dernek, mahkumların kabuslarının halen devam ettiğini kabul ediyor ve İsrail tarafını onlarla ilgilenmeye, şu ana kadar devam eden sorunlarının farkına varmaya çağırıyor.

Enver, bu tasarrufla ilgili değerlendirmesinde Şarku'l Avsat'a şunları söyledi:

Bu uygulama, Ekim Savaşı'nın 50’inci yıl dönümü ile Mısır ordusunun zaferinin imajını zedeleme girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Bu gezi ters tepecektir. Çünkü Süveyş Kanalı içinde denetim yapan ister Süveyş Kanalı otoritesine mensup görevliler olsun, ister Mısırlı irtibat görevlileri veya güvenlik görevlileri olsun, bunlar esirler için daha fazla kabusa neden olacak.

Planlanan gezi rotasının ‘sorgulanabilir ve kışkırtıcı’ olduğuna inandığını belirten Enver, “Süveyş Kanalı'nda bir gemi yolculuğundan ve ardından İtalyan yolcu gemisi aracılığıyla Eylat’a gitmekten söz etmek tamamen reklam amaçlıdır. Arkasında farklı gerekçeler var” dedi.