Raşvan: Mısır’da cumhurbaşkanlığı adaylığı 3 Aralık'tan önce yapılamaz

Ulusal Diyalog Koordinatörü, tarihleri Anayasanın düzenlediğini söyledi

Geçtiğimiz Pazar günü Kahire'deki Mısır Ulusal Diyalog oturumlarından bir kare (Ulusal Diyalog Facebook sayfası)
Geçtiğimiz Pazar günü Kahire'deki Mısır Ulusal Diyalog oturumlarından bir kare (Ulusal Diyalog Facebook sayfası)
TT

Raşvan: Mısır’da cumhurbaşkanlığı adaylığı 3 Aralık'tan önce yapılamaz

Geçtiğimiz Pazar günü Kahire'deki Mısır Ulusal Diyalog oturumlarından bir kare (Ulusal Diyalog Facebook sayfası)
Geçtiğimiz Pazar günü Kahire'deki Mısır Ulusal Diyalog oturumlarından bir kare (Ulusal Diyalog Facebook sayfası)

Mısır Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan, Mısır Anayasası’nın erken cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılabilmesine dair bir hüküm içermediğini belirterek, ‘anayasanın hükümlerine göre, gelecek cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık başvurularının en erken 3 Aralık tarihinde açıklanması gerektiğini ve bu tarihten önce adaylık başvurularının kabul edilmeyeceğini’ vurguladı.

Raşvan, Ulusal Diyalog'un siyasi eksen içinde yer alan İnsan Hakları ve Genel Özgürlükler Komitesi'nin ‘Bilgi Dolaşımı Özgürlüğü Yasası’nın tartışılması için Pazar günü düzenlenen ilk oturumda bazı açıklamalarda bulundu. Raşvan, “Erken cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında konuşmak, Mısır Anayasası hakkında konuşanların cehaletini gösterir. Mısır Anayasası, erken cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılabilmesine dair bir hüküm içermemektedir” dedi.

Son dönemde erken seçim yapılacağına yönelik yoğun bir tartışma yaşandığını belirten Ziya Raşvan, "Dünya sadece başkanlık ve parlamento olmak üzere iki yönetim sistemini tanırken, ikisinin karışımı olan bir sistem de mevcuttur. Parlamento sisteminde parlamentoya çoğunluğu oluşturabilecek ve hükümeti kurup başbakanı seçebilecek bir anlaşma sağlanamadığı için erken seçimlerin nedeni olabilirken, Mısır’daki sistem, başkanlık sistemine daha yakın olup iki sistem arasında bir karışım bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı, parlamentonun onayıyla başbakanı belirler" dedi.

Mısır Anayasası’nın bu konuyu (cumhurbaşkanlığı seçimleri) birinci ve 140. maddeye yer vererek ele aldığını söyleyen Raşvan, “Bu maddeler, mevcut cumhurbaşkanının görev süresinin bitiminden en az 120 gün önce cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerektiğini ve sonucun görev süresinin bitiminden en az 30 gün önce ilan edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Cumhurbaşkanının seçilmesi 2 Nisan 2018 tarihinde açıklandı, bu da adaylık başvurularının en erken 3 Aralık 2023 tarihinde alınması gerektiği anlamına gelir” dedi.

Geçtiğimiz Pazar günü Kahire'deki Mısır Ulusal Diyalog oturumlarından bir kare (Ulusal Diyalog Facebook sayfası)
Geçtiğimiz Pazar günü Kahire'deki Mısır Ulusal Diyalog oturumlarından bir kare (Ulusal Diyalog Facebook sayfası)

Raşvan ayrıca, bu durumun 209. madde ve Ulusal Seçim Kurumu Yasası'na göre belirlendiğini belirtti. Yasanın, ‘Ulusal Seçim Kurumu'nun, seçim süreçlerinin tarihlerini belirleme yetkisine sahip olduğunu’ vurguladı.

Genel Koordinatör, "Cumhurbaşkanının komisyonun oluşumuna müdahale etme hakkı olmadığı gibi, komisyon dışında kimsenin seçimlerle ilgili herhangi bir açıklama yapma hakkı yoktur” şeklinde konuştu.

Pazar günü, Ulusal Diyalog kapsamında siyasi eksen üzerine yapılan oturumlarda, ‘Bilgi Dolaşımı Özgürlüğü Yasası’, parlamento temsiliyeti, Meclis ve Senato üye sayıları ile birlikte meclislerin üyelerinin ‘tam zamanlı’ görevlerine ilişkin konular ele aldı.

Ulusal Diyalog'un Mütevelli Heyeti, temel olarak her haftanın Pazar, Salı ve Perşembe günlerinde oturumların düzenlenmesine karar verdi. Her üç Ulusal Diyalog eksenine (siyasi, ekonomik, sosyal) bir gün ayrılmış olup, her gün en fazla dört oturum gerçekleştiriliyor ve her oturum üç saat sürüyor.

Ulusal Diyalog İnsan Hakları Komitesi oturumuna katılanlar, söylentileri ortadan kaldırmak için Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası'nın çıkarılması gerektiğini vurguladılar.

Gazeteci ve Ulusal Diyalog Mütevelli Heyeti üyesi İmadeddin Hüseyin, Bilgi Dolaşımı Özgürlüğü Yasası'nın, bilgi kaynakları açısından olduğundan daha çok hükümetin lehine olacağını vurgulayarak, "Bu yasa, Mısır'ı hedef alan güçlerin yaydığı kasıtlı dedikoduların ortadan kaldırılmasında önemli bir araç olacak. Ayrıca, sorunların hemen hemen anında tespit edilmesine olanak sağlayarak, sorunların daha da kötüleşmeden çözülmesine yardımcı olacak ve yolsuzlukla mücadele çabalarına katkıda bulunacak" dedi.



Mısırlı göçmenler Meksika’dan ABD’ye sızmaya çalışıyor

Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 
Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 
TT

Mısırlı göçmenler Meksika’dan ABD’ye sızmaya çalışıyor

Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 
Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 

Bazı Mısır vatandaşlarının Meksika'da tutuklanması, ‘yasadışı göç’ için yeni rotaların varlığı hakkında birçok soruyu gündeme getirdi.

Şarku’l Avsat’ın Meksika medyasından aktardığı habere göre, 129'u Mısırlı olmak üzere 137 göçmen ABD'ye yasadışı yollardan girmeye çalışırken tutuklandı. Meksika basını, tutuklama sürecinin koşullarının netlik kazanmamasına rağmen Akdeniz ülkelerinin topraklarına yönelik göç operasyonlarını kontrol altına almak için önlemlerini sıkılaştırdığından bahsetti. Mısırlı yetkililerin son yedi yıldır topraklarından yasadışı göç olgusunu engelleyici sıkı güvenlik önlemleri uyguladığı bir dönemde, yasadışı göç olgusu hakkında tekrar konuşulması herkesi şaşırttı.

Meksikalı yetkililerden nakledildiği üzere, Meksika Ulusal Göç Enstitüsü, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu merkezi olarak bilinen Meksika Körfezi kıyısındaki Veracruz eyaletinde terk edilmiş bir otobüste 129 Mısırlı ve 8 Moritanyalı göçmen buldu. 

Meksika Ulusal Göç Enstitüsü yaptığı açıklamada, Federal Göçmenlik Bürosu ajanlarının, çoğunluğu Mısır'dan gelen yabancı göçmenleri taşıyan bir yolcu otobüsünün yeri hakkında ihbar aldığını ve yasal işlem başlatıldığını bildirdi. Açıklamaya göre her yolcu, isimlerinin yazılı olduğu bir bileklik takıyordu. 

Her yıl binlerce göçmen, Meksika’nın 3 bin 100 kilometrelik sınırı boyunca ABD'ye gizlice giriyor. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre, 2014'ten geçen yılın sonuna kadar 7 bin 661 göçmen ABD topraklarına geçmeye çalışırken öldü veya kayboldu. Son aylarda, Meksika'da göçmenlikle ilgili yetkili makamlar, Afrika ve Asya'daki 80 ülkeden ve hatta Avrupa ülkelerinden gelen düzensiz göçmen sayısında dikkate değer bir artış olduğunu kaydetti.

Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Başkanı Naile Gabr, “İnsan kaçakçılığı çetelerinin, yasadışı yollardan göç etmek isteyenleri kandırmak için yeni yollar aramaktan vazgeçmediğini” söyledi. Gabr, “Mısır'da ve Akdeniz bölgesindeki bazı ülkelerde güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılmasının bu çetelerin akla gelmeyecek yollar aramaya başvurmasının nedenleri arasında olabileceğine” işaret etti.

Şarku’l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan Gabr, Mısır'ın, yasadışı göçle mücadele stratejisiyle 2016 yılından bu yana göçmenlerin kıyılarından ayrılmasını engellemenin yanı sıra insan kaçakçılığı yapan organize suç çetelerine karşı ‘caydırıcı’ nitelikte cezalar uyguladığını açıkladı. Bu cezalar Mısır'ın göçmenler için bir geçiş ülkesi olarak görülmesine son vermeye katkıda bulundu ve ardından göçmen çeteleri faaliyetlerini yürütmek için alternatif yollar aramaya başladı. 

Gabr, “Türkiye ve Balkanlar üzerinden Avrupa ülkelerine tedavi, eğitim veya spor takımları seyahatleri gibi aldatma yöntemleri yoluyla son zamanlarda popüler olan başka yöntemler olduğunu” da sözlerine ekledi. Gabr, “Bazı Latin Amerika ülkelerinin şu anda turistleri çekmek için kolaylıklar sağladığını ve insan kaçakçılığı çetelerinin suç operasyonlarını yürütmek için bunu kullandığını” belirtti.

Gabr, çeşitli kıtalarda faaliyet gösteren uluslararası ‘insan kaçakçılığı’ çetelerinin faaliyetlerine karşı koymak için uluslararası koordinasyonun önemini vurguladı. Başkanlığını yaptığı Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin çeşitli ülkelerdeki ilgili kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü koordinasyona işaret eden Gabr, bu ay sonunda Mısır'ın ev sahipliğinde uluslararası kurumların yanı sıra Afrika ve ABD'den yasadışı göçle mücadele kurumlarının katılımıyla düzenlenen bölgesel konferansa da değindi.

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ise geçtiğimiz ay İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen Uluslararası Göç ve Kalkınma Konferansı faaliyetlerine katıldığı esnada “operasyonel kabiliyetlerin desteklenmesi, ekipman sağlanması, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi ve göçmen kaçakçılığı şebekeleri tarafından istismar edilen boşlukların doldurulmasıyla sınır kontrolü ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele alanlarında uluslararası koordinasyonun yoğunlaştırılması gerektiğini” vurguladı.

ABD’nin göç kuralları nedeniyle Meksika sınırındaki binlerce göçmen geçen Mayıs ayında yasadışı şekilde sınırı geçmek yerine sınırın Meksika tarafında kalarak resmi sığınma başvurusu yapmaya başladı.

Kovid-19 pandemisinin başlamasının ardından, Madde 42 ismiyle bilinen yeni bir göç düzenlemesi uygulanmaya başlamıştı. Madde 42, ABD'ye gelen sığınmacıların, bir mahkemeye çıkarılmadan hızlı bir şekilde sınır dışı edilmelerine olanak tanıyordu.

Pandemiye özel olarak çıkarılan bu düzenlemenin süresi cuma günü doldu. Sınır hattındaki göçmenlerin bir kısmı düzenleme değişmeden sınırı geçmeye çalışırken, on binlerce kişiyse sınırın Meksika tarafında kaldı.

Sınırı yasadışı şekilde geçen kişilerin sığınma başvuruları bazı istisnalar dışında geçersiz sayılırken, ABD'ye girişleri 5 yıl süreyle yasaklanıyor. Madde 42'nin yürürlükte olduğu üç yıllık dönemde yasadışı geçişler için böyle bir uygulama yapılmıyordu ve geri gönderilen kişilerin tekrar yasadışı giriş yaptığı vakalar sıklaşmıştı.

Sınır hattında bekleyen on binlerce göçmenin, ABD hükümeti ait bir uygulama üzerinden resmi sığınma başvurusu yapması gerekiyor.

Ancak yavaş internet bağlantısı ve teknik problemler nedeniyle bu işlemlerin çok vakit aldığı, bazı göçmenlerin ise cep telefonu ya da bilgisayarının bulunmadığı belirtiliyor.

Meksika göç ajansının paylaştığı bilgiye göre, birçoğu Haiti, Venezuela ve diğer Latin Amerika ülkelerinden olan sınır hattındaki göçmenlerin sayısı 27 bine yaklaşıyor. ABD'ye göreyse bu rakam 60 bin civarında.