İsrail’de protestoların 21’inci haftasına hazırlanılıyor

Anketler, yakın tarihli herhangi bir seçimde hükümetin düşeceğini gösteriyor.

Kudüs’te Netanyahu’nun evinin önünde hükümet politikasını protesto eden göstericilerle polisler perşembe günü karşı karşıya geldi. (EPA)
Kudüs’te Netanyahu’nun evinin önünde hükümet politikasını protesto eden göstericilerle polisler perşembe günü karşı karşıya geldi. (EPA)
TT

İsrail’de protestoların 21’inci haftasına hazırlanılıyor

Kudüs’te Netanyahu’nun evinin önünde hükümet politikasını protesto eden göstericilerle polisler perşembe günü karşı karşıya geldi. (EPA)
Kudüs’te Netanyahu’nun evinin önünde hükümet politikasını protesto eden göstericilerle polisler perşembe günü karşı karşıya geldi. (EPA)

İsrail hükümetinin yargı sistemini değiştirerek zayıflatma planına karşı yürütülen kitlesel protesto kampanyasının liderleri, her cumartesi akşamı ülke çapında 150 yerde büyük gösterilere devam etme kararı alırken Başbakan Binyamin Netanyahu’nun planı taktiksel olarak askıya aldığını, aslında Knesset’e (parlamento) hamle yapıp ‘diktatörlük yasalarını’ tekrar gündeme getirmeyi beklediğini savundular.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre protestoların önde gelen liderlerinden Silah Kardeşliği Örgütü şu açıklamada bulundu:

“Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arabuluculuğunda gerçekleşen diyalog, Netanyahu’nun gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor. Zira elçileri ciddi değil. Dikta rejimi dayatma planının özünde hiçbir şeyi değiştirmeyen teklifler öne sürüyorlar. Kendisi tarihi bir sahtekardır. Bu yüzden insanlar uzun ve güçlü bir protesto kampanyasına hazırlanmalı ki, halkın çoğunluğunun kendisinden yana olmadığını anlasın.”

Örgüt, perşembe günü Netanyahu’nun evinin önünde toplanıp politikasının ABD yönetimi ve Avrupa Birliği (AB) ile ciddi anlaşmazlıklar yaşanmasına sebep olduğunu ve bunun İsrail’i dünyadan soyutladığını belirttiği açıklamasında “O bizi soyutluyor biz de onu soyutluyoruz” sloganıyla eylem yaptı. Netanyahu’nun bu tutumunu stratejik güvenlik için bir tehdit olarak gördüklerini vurguladıkları açıklamayı şöyle sürdürdü:

“İsrail’in karşısında büyük ve hassas bir tehlike var. İran’ın hızlı adımlarla nükleer silahlanmaya doğru ilerlediği bir dönemde, ABD, hükümetin planı nedeniyle İsrail’e karşı politikasını değiştiriyor. Netanyahu şuna karar vermeli: Ya bir anayasaya sahip güçlü ve bağımsız bir devletimiz olacak ve böylece medeni halklar ailesinin bir parçası olacağız, ya da İran’ın nükleer silahlarına geri kalmış tekniklerle karşı koyan bir şeriat devleti kuracak. Kendisine ‘güvenliğin efendisi’ diyen Netanyahu, güvenliği korumasını bilen bir lider olma vasıflarını kaybediyor.”

İSRAİL

Protestonun önde gelen liderlerinden üniversite hocası Şekma Presler’e göre anketlerin gösterdiği gibi İsrail halkının çoğu Netanyahu’yu desteklemiyor ve iktidardan düşmesini istiyor. Protesto kampanyası, sadece gösterileri sürdürmek değil, aynı zamanda hükümeti devirmek ve planını iptal etmek ve gelecekte hiçbir hükümetin demokrasiyi diktatörlükle değiştirmeye cesaret edemeyeceği bir anayasa oluşturmak gibi iki kat bir sorumluluk taşıyor.

Üç televizyon kanalında ve Maariv gazetesinde perşembe akşamı üyayınlanan anketlerin ortak sonuçlarına göre bugün bir seçim yapılması durumunda Netanyahu’nun kampı 64 sandalyeden 50-54 sandalyeye gerileyecek ve iktidarı muhalefet kampına kaptıracak. Netanyahu’nun Likud Partisi de 32 sandalyeden 25 sandalyeye düşecek. Buna karşılık, Milletvekili Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareket’in oluşturduğu Birleşik Arap Listesi’nin (Ra’am) ortak olduğu ve Yair Lapid’in başını çektiği diğer kamp 61 sandalye alacak. Ancak liderliğin dizginleri, en büyük partinin lideri olan Benny Gantz’a geçecek ve 29 sandalyeye yükselecek. Ayrıca, Lapid’in partisi şu anda sahip olduğu 24 sandalyeden 18’e düşecek.

Gantz, hükümet koalisyonunun yargıda değişim meselesini canlandırmayı öne çıkarmaya çalışması halinde, sokaklardaki protestoların daha da güçleneceği tehdidinde bulundu. Sağcı hükümet koalisyonu yargı değişikliklerini Knesset’te oylamaya sunmak için tekrar bir hamle yaparsa, ‘büyük bir kitlesel depremle devletin temellerinin sarsılacağını’ vurguladı.

Gantz açıklamasında şu ifadeler kullandı:

“Anladığım kadarıyla Netanyahu, yüzümüze vurduğu bütçeyi meclisten geçirdikten sonra bir kez daha büyüklük hezeyanı yaşıyor. Ancak kendisine hatırlatmalıyım ki, aynı hatayı yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır. Yargı darbesinin tekrar gündeme gelmesi durumunda devletin temellerini sarsacak ve bu yasaları durduracağız.”



BM, Trump’ın Gazze planına ilişkin karar taslağını büyük çoğunlukla onayladı

ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
TT

BM, Trump’ın Gazze planına ilişkin karar taslağını büyük çoğunlukla onayladı

ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için hazırladığı yol haritasını büyük çoğunlukla onaylayarak, 20 maddelik planına uluslararası meşruiyet kazandırdı.

Taslak karar, Rusya ve Çin'in çekimser kalmasına rağmen, pazartesi akşamı BMGK’da 15’e 13'lük çoğunlukla kabul edildi. Bu gelişme, Trump yönetimi için önemli bir diplomatik zafer oldu.

Filistin Yönetimi, kararın onaylanmasını memnuniyetle karşılarken, Hamas ve diğer Filistinli gruplar, bunu ‘Filistin’in milli iradesinin dışında sahada düzenlemeler yapılmasının önünü açan bir karar’ olarak değerlendirerek, ortak ve ayrı ayrı açıklamalarla kararı reddettiklerini bildirdiler. Ayrıca Gazze'ye konuşlandırılacak herhangi bir uluslararası gücün ‘bir tür vesayet veya dayatılan yönetim’ haline geleceğini söylediler. Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli gruplardan kaynaklar, söz konusu uluslararası gücün rolü ve bu grupların üyelerini takip etmek ve tutuklamak için potansiyel olarak kullanılabileceği konusundaki endişeleri dile getirdiler.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İngilizce olarak Trump ve Gazze planını öven bir blog yazısı yayınlarken, hükümet üyeleri sessizliğini korudu. Bu durum, İsrail'de Trump'ın planından duyulan memnuniyetsizlik ile onu kızdırmamak arasındaki ikilem arasında gerçek bir krizin yaşandığını gösterdi. İsrail televizyonu Kanal 12 muhabiri Barak Ravid, “İsrail-Filistin çatışmasının bir daha asla eskisi gibi olmayacağını söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.


ABD, Tayvan'a 700 milyon dolar değerinde hava savunma füzesi satışını doğruladı

Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
TT

ABD, Tayvan'a 700 milyon dolar değerinde hava savunma füzesi satışını doğruladı

Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)

Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna'da test edilen yaklaşık 700 milyon dolar değerindeki gelişmiş bir hava savunma füze sisteminin Tayvan'a satışını onayladı. Bu, ABD'nin Taipei ile bir hafta içinde yaptığı ikinci silah anlaşması.

ABD, geçen yıl Tayvan'ın 2 milyar dolarlık bir silah anlaşması kapsamında RTX tarafından üretilen üç orta menzilli karadan havaya füze (NASAMS) alacağını duyurmuştu. Bu, Tayvan için yeni bir silah, çünkü şu anda bölgede yalnızca Avustralya ve Endonezya kullanıyor.   

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) pazartesi günü yaptığı açıklamada, şirketin NASAMS üniteleri satın almak için sabit fiyatlı bir sözleşme imzaladığını ve tahminlere göre çalışmanın Şubat 2031'de tamamlanacağını belirtti. RTX henüz yorum talebine yanıt vermedi. 

Ukrayna'da Rus saldırılarını püskürtmek için kullanılan NASAMS sistemi, ABD'nin talebin arttığı Tayvan'a ihraç ettiği hava savunma kabiliyetlerine önemli bir katkı sağlıyor.

ABD, perşembe günü Tayvan'a 330 milyon dolarlık savaş uçağı ve diğer uçak parçaları satışını onayladı. Bu, Başkan Donald Trump'ın ocak ayında göreve gelmesinden bu yana yapılan ilk anlaşmaydı. Bu hamle Pekin'i öfkelendirdi.

Tayvan ordusu, adayı kendi toprağı olarak gören Çin'den gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı daha iyi savunma sağlamak için hayati önem taşıyan deniz ikmal hatlarını savunmak üzere, özel olarak tasarlanmış denizaltılar inşa etmek gibi çabalarla yeteneklerini güçlendiriyor.

Resmi diplomatik ilişkilerin olmamasına rağmen, Amerika Birleşik Devletleri'nin Tayvan'a kendini savunması için gerekli araçları sağlamakla yasal olarak yükümlü olması, Pekin'in tepkisini çekmeye devam eden bir tartışma konusu. Tayvan hükümeti, Pekin'in ada üzerindeki egemenlik iddialarını reddediyor.


Macron: İki ülke arasındaki ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı ile diyaloğa hazırız

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
TT

Macron: İki ülke arasındaki ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı ile diyaloğa hazırız

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki gergin ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebboune ile diyaloğa hazır olduğunu söyledi. Bu hafta sonu Güney Afrika'da düzenlenecek G20 zirvesi kapsamında Tebboune ile görüşme olasılığı hakkındaki bir soruya yanıt veren Macron, "Fransa'ya saygı duyulmasını ve ciddi ve sakin bir diyalog içinde olmamızı sağlamak istiyorum" ifadelerini kullandı.

"Bu şartlar sağlanırsa ve sonuç alınabilirse, elbette her türlü diyaloğa hazırım" diyen Macron, Fransız diplomatik heyetlerin "bu konu üzerinde çalıştığını" ifade etti.