İsrail Komünist Partisi: "Yaşananların sorumlusu, Netanyahu hükümetinin canice işgal politikası"

"Tek çözüm var: İşgali sona erdirmek için çabalamak ve Filistin halkının meşru taleplerini ve haklarını tanımak"

Fotoğrafta İsrail güçlerinin 7 Ekim'de Gazze'deki yüksek bir kuleye saldırısının ardından yükselen duman ve alevler görülüyor (Reuters)
Fotoğrafta İsrail güçlerinin 7 Ekim'de Gazze'deki yüksek bir kuleye saldırısının ardından yükselen duman ve alevler görülüyor (Reuters)
TT

İsrail Komünist Partisi: "Yaşananların sorumlusu, Netanyahu hükümetinin canice işgal politikası"

Fotoğrafta İsrail güçlerinin 7 Ekim'de Gazze'deki yüksek bir kuleye saldırısının ardından yükselen duman ve alevler görülüyor (Reuters)
Fotoğrafta İsrail güçlerinin 7 Ekim'de Gazze'deki yüksek bir kuleye saldırısının ardından yükselen duman ve alevler görülüyor (Reuters)

İsrail Komünist Partisi (MAKİ) ve sol partilerin oluşturduğu Barış ve Eşitlik için Demokratik Cephe (Hadash), Hamas'ın silahlı kanadının İsrail'e başlattığı Aksa Tufanı operasyonuyla birlikte bölgede yaşananlara dair ortak açıklama yayımladı.

Açıklamada "aşırı sağcı Netanyahu hükümetinin canice işgal politikasının" bölgede yaşananlardan sorumlu olduğu ifade edilirken, bu politikanın bölge barışı açısından büyük tehlikeler yarattığı vurgulandı.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın dün giriştiği operasyonda Türkiye saatiyle 7.30-8.00 sularında Gazze Şeridi'ndeki Filistinli gruplar, birçok noktadan roket saldırısına başlamıştı.

Buna karşılık İsrail de dün ilerleyen saatlerde, "Demir Kılıçlar" operasyonunu başlattığını duyurmuştu. İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze Şeridi'nde Hamas'a ait olduğunu iddia ettiği 4 büyük binaya saldırı düzenlediğini açıklamıştı.

Pek çok ülkenin lideri itidal çağrısı yaparak tarafları ateşkese çağırsa da ölü ve yaralı sayısı artmaya devam ediyor.

MAKİ ve Hadash, bahsi geçen ortak açıklamada, "masum sivillere verilen her türlü zararı açıkça kınadıklarının" altını çizdi.

Hem Arap hem de Yahudi işgal mağdurlarının ailelerine başsağlığı dileklerinin iletildiği açıklamada, "İsrail'deki faşist sağ hükümetin işgali sürdürme amacıyla işlediği suçlar, durdurulması gereken bölgesel bir savaşa yol açıyor" ifadelerine de yer verildi:

Yerleşimcilerin hükümetin himayesinde işgal altındaki topraklarda çılgına döndüğü, Mescid-i Aksa'ya saygısızlık ettiği ve Huwara'da yeni bir pogrom gerçekleştirdiği şoke edici bir hafta geçirdik. Sonunda çok ciddi bir gerilimle uyandık. Bu, sağcı hükümetin ilk günden bu yana körüklediği savaşta tüm bölgeyi tehlikeye atıyor.

İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Huwara kasabası, Aksa Tufanı operasyonundan önceki gün ciddi şiddet olaylarına sahne olmuştu.

Kasabada trafiğe takılan bir araçta Filistinli silahlı bir kişinin İsrailli bir aileye ateş açtığı ve kimsenin yara almadan atlattığı olayın ardından İsrailli yerleşimciler bölgede isyan çıkarmıştı.

Aralarında radikal sağcı bir milletvekilinin de bulunduğu onlarca yerleşimci Huwara'ya girmiş ve yaşanan olaylarda 19 yaşındaki Filistinli bir genç öldürülmüştü.

Yerleşimcilerin Huwara baskınını "pogrom" diye niyeleyen MAKİ ve Hadash, "Yaşananlar, Netanyahu hükümeti ve yerleşimcilerin tüm bölgeyi ne kadar tehlikeli bir yöne sürüklediğini gösteriyor" açıklamasında bulundu:

Çatışmayı yönetmenin ya da askeri yöntemlerle çözmenin mümkün olmadığı görülüyor. Tek çözüm var: İşgali sona erdirmek için çabalamak ve Filistin halkının meşru taleplerini ve haklarını tanımak.

Açıklamada ayrıca, "İşgalin sona ermesi ve adil bir barışın tesisi, bu ülkedeki iki halkın ortak çıkarıdır" ifadeleri yer aldı:

Netanyahu hükümetinin son gelişmeleri Gazze Şeridi'ne intikam amaçlı bir saldırı gerçekleştirmek için kullanmasından derin endişe duyuyor, uluslararası toplumu ve bölge ülkelerini savaş davullarını susturmaları için derhal müdahale etmeye çağırıyoruz. Siyasi çözümün desteklenmesini sağlayacak hamleleri başlatın.

Independent Türkçe



ABD'li yargıç, Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ilişkin emrini durdurdu

 Lahey'de Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin logosu (Reuters)
Lahey'de Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin logosu (Reuters)
TT

ABD'li yargıç, Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ilişkin emrini durdurdu

 Lahey'de Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin logosu (Reuters)
Lahey'de Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin logosu (Reuters)

ABD’de federal bir yargıç dün, ABD Başkanı Donald Trump tarafından Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde çalışanları hedef alan bir kararnamenin uygulanmasını durdurdu.

Bu karar, iki insan hakları savunucusunun nisan ayında Trump'ın 6 Şubat tarihli kararnamesine itiraz ederek açtığı davanın ardından geldi. Karar, ABD vatandaşları veya İsrail gibi ABD müttefiklerine yönelik Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturmalarına karışanlara kapsamlı ekonomik ve seyahat yaptırımları uygulanmasını öngörüyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre ABD Bölge Yargıcı Nancy Thoresen, kararında, yürütme kararını ifade özgürlüğünün anayasaya aykırı bir ihlali olarak nitelendirdi.

Thoresen, "Yürütme kararı, ifade özgürlüğünü bu amaca ulaşmak için gerekenden çok daha fazla kısıtlıyor gibi görünüyor" diye yazdı.

Beyaz Saray ve Uluslararası Ceza Mahkemesi, yorum taleplerine henüz yanıt vermedi.

Yürütme emri, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan'a yaptırımlar uyguladı. Khan, İngiliz vatandaşıdır. ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı Yabancı Varlık Kontrol Ofisi de Khan'ı yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlar listesine aldı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi ve onlarca ülke tarafından kınanan yürütme emrine göre Khan veya yaptırım uygulanan diğer kişilere hizmet sunan ABD vatandaşları, hukuki ve cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.