Moskova Batı ile yüzleşmede ‘yeni bir gelişme’ ile mücadeleye hazırlanıyor

NATO ‘askeri Schengen’ ilan ediyor ve Ukrayna füze savunmasına 7 milyar dolar ayırıyor

ABD Deniz Piyadeleri önceki NATO manevralarına katıldığı sırada (AFP)
ABD Deniz Piyadeleri önceki NATO manevralarına katıldığı sırada (AFP)
TT

Moskova Batı ile yüzleşmede ‘yeni bir gelişme’ ile mücadeleye hazırlanıyor

ABD Deniz Piyadeleri önceki NATO manevralarına katıldığı sırada (AFP)
ABD Deniz Piyadeleri önceki NATO manevralarına katıldığı sırada (AFP)

Kremlin tarafından yapılan açıklamada Batı'yla kötüleşen çatışmanın boyutu ve kalitesinde olası bir artış konusunda uyarıda bulunuldu. NATO'nun "askeri Schengen bölgesi" olarak adlandırdığı bölgeyi kurma planlarına "uygun bir yanıt" verileceği ima edilerek, Rusya'nın hiçbir NATO kuvvetinin sınırlarına yaklaşmasına izin vermeyeceği vurgulandı.

Fotoğraf Altı:  Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov (Reuters)
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov (Reuters)

Öte yandan Ukrayna, hava savunmasını geliştirmek için büyük bütçeler tahsis ettiğini açıkladı. Kiev'e sağlanan askeri yardımları durduran veya azaltan bazı Avrupa ülkelerine doğrudan yanıt olarak, füze sistemleri satın alma işlemlerini genişletmeyi planladığını duyurdu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov dün (Cuma), NATO'nun ‘Schengen bölgesi’ kapsamındaki askeri kuvvet ve teçhizat hareketliliğini genişletme planlarının, Rusya ile devam eden gerginliği tırmandıran ‘yeni bir gelişme’ olduğunu söyledi.

Fotoğraf Altı: NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Almanya Dışişleri Bakanı ile görüşürken (EPA)
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Almanya Dışişleri Bakanı ile görüşürken (EPA)

Peskov, Rusya sınırına yönelik herhangi bir yaklaşımın mutlaka uygun bir yanıtla karşılanacağını vurguladı. Kremlin Sözcüsü, NATO Müşterek Destek Etkinleştirme Komutanlığı Komutanı Korgeneral Alexander Sollfrank’ın, ittifak için ‘askeri Schengen’ olarak tanımladığı şeye duyulan ihtiyaç hakkındaki açıklamasına ilişkin ise “İttifak, geçtiğimiz aşamada ülkemizi potansiyel düşman olarak sınıflandırıyordu (...) gerçeğinden yola çıkarak, artık onu doğrudan ve açık bir düşman olarak görüyor. Bu, Avrupa'daki gerilimi kasıtlı olarak tırmandırmaktan başka bir şey değil” değerlendirmesinde bulundu. Bu adımın ‘yankıları ve sonuçları’ olacağı konusunda ise uyardı.

Peskov, bunun Batı İttifakının Rusya sınırındaki konuşlanmasını güçlendirmek ve Rusya'ya dayatmaya çalıştığı askeri kordonu sıkılaştırmak için attığı adımlardan biri olduğunu vurguladı.

Kremlin Sözcüsü, "İttifak, askeri altyapısını sürekli olarak Rusya sınırına doğru kaydırıyor ve bu doğal olarak endişelerimizi artırıyor ve güvenliğimizi sağlamak için misilleme tedbirlerinin alınması da dahil olmak üzere spesifik ve net adımlar atılmasına neden oluyor” dedi.

Sollfrank, NATO ülkeleri kuvvetlerinin NATO sınırları içinde serbestçe hareket etmesine olanak tanıyan ve kendi deyimiyle ‘askeri Schengen’in etkinleştirilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca "NATO'nun kolektif savunma anlaşmasının beşinci maddesini etkinleştirmek gerekirse, olası bir askeri operasyonun sahnesini önceden hazırlamak önemlidir" ifadelerini kullandı.

Fotoğraf Altı:  Kiev'deki Ukrayna askerleri (AFP)
Kiev'deki Ukrayna askerleri (AFP)

Öte yandan Slovakya Başbakanı Robert Fico'nun, ülkesinin Ukrayna'ya herhangi bir askeri yardım sağlamayacağına dair teyidi, Avrupa'nın Ukrayna'yı silahlandırma konusundaki görüş farklılığının arttığını gösteren yeni bir işaret oldu. Daha önce Macaristan ve Sırbistan, Kiev'e herhangi bir askeri destekte bulunmayacaklarını açıklamıştı. Ukrayna'nın Avrupa'daki müttefiki olan Polonya ise gıda ihracatı konusunda Kiev ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle yardımları durdurmakla tehdit etti.

Hollanda, son seçimlerde Rusya yanlısı aşırı sağcı akımın kazanmasının ardından, doğrudan askeri destek koalisyonundan çekilmeye hazırlanan ülkeler arasına katıldı. Fico, dün yaptığı açıklamada, "Ülkemiz Ukrayna'nın bağımsızlığını destekliyor, ancak ona silah sağlamayacak ve Rusya ile müzakerelere çağrıda bulunuyor" dedi.

Çekya Senato Başkanı Milos Vystrcil dün Prag'da Fico ile yaptığı görüşmenin ardından, Fico'nun kendisini Slovakya'nın Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını destekleme konusundaki kararlılığı hakkında bilgilendirdiğini söyledi. Ancak aynı zamanda ‘Slovakya'nın şu anda Ukrayna'ya silah sağlamayacağını’ vurguladığını ve acil barış görüşmeleri yapılması çağrısında bulunduğunu ifade etti.

Vystrcil, "Bu konudaki (Çek ve Slovak) pozisyonlarımızın çok farklı olduğu ortaya çıktı" dedi. Slovakya, Ukrayna ihtilafına ilişkin farklı bir pozisyon alsa da Çekya-Slovakya ilişkilerini genişletmeye devam etmeleri gerektiğine dikkat çekti.

Fotoğraf Altı:  Polonyalı sınır muhafızları Belarus sınırındaki çitlerde devriye geziyor (AP)
Polonyalı sınır muhafızları Belarus sınırındaki çitlerde devriye geziyor (AP)

Fico, Slovak hükümetinin başına seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyareti için dün Prag'a gitti. Prag'da Çekya’daki mevkidaşı Petr Fiala ile görüşmeler yapması bekleniyor. Ayrıca Çekya Devlet Başkanı Petr Pavel ve Temsilciler Meclisi  Başkanı Pekarova Adamova tarafından da kabul edilecek. Fico ayrıca muhalefetteki ANO hareketinin lideri ve Eski Çekya Başbakanı Andrej Babis ile de görüşecek. Bu, Ukrayna'ya askeri yardımın azaltılması politikasına desteği harekete geçirmek ve siyasi bir süreç başlatma ihtiyacını vurgulamak için atılan ilk adım kabul ediliyor.

Fotoğraf Altı:  Jens Stoltenberg Oslo’da konuşurken (EPA)
Jens Stoltenberg Oslo’da konuşurken (EPA)

Öte yandan son dönemde Avrupa ülkelerinin askeri yardımlarını azaltma yönündeki tehditlerinin artması nedeniyle artan endişelerini dile getiren Ukrayna, Batılı silah modellerini almakla yetinmek yerine, Batılı ülkelerden sağlanan desteğin bir kısmını yerel askeri sanayii geliştirme ve sektörüne aktarma konusunda yeni bir aşamaya hazırlanıyor. Daha önce ABD ile drone endüstrisini ve bazı hava savunma sistemlerini geliştirmeye yönelik ortak programlar açıklamıştı. Bu dosya, Kiev'in yakın zamanda kendisini ziyaret eden Batılı yetkililerle Kiev'i destekleme konusunun Batılı başkentlerin temel öncelikleri arasında yer aldığını teyit etmek amacıyla yürüttüğü diyalogların bir parçasıydı.

NATO Genel Sekreteri Ukrayna Devlet Başkanını Brüksel'deki NATO karargahında karşıladı (EPA)
NATO Genel Sekreteri Ukrayna Devlet Başkanını Brüksel'deki NATO karargahında karşıladı (EPA)

Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Yuri Dzhigir dün, Ukrayna hükümetinin hava savunma sektörünü desteklemek için ayrılan bütçenin boyutunu artırmayı planladığını duyurdu. Dzhigir’e göre hükümet gelecek yılın bütçesinden füze, askeri teçhizat ve mühimmat alımına yaklaşık 7 milyar dolar ayırmaya karar verdi. Önümüzdeki yıl Savunma Bakanlığı bütçesinden yaklaşık 5 milyar doların füze alımına ayrılacağını, 2,2 milyar doların ise geri kalan silah ve mühimmat için harcanacağını açıkladı.

Ukrayna Savunma Bakanlığı’nın Telegram hesabında yapılan açıklamaya göre Dzhigir, "2024 yılı savunma bütçesinin ana önceliklerinden biri füze silahları ve mühimmatıdır ve buna yaklaşık 5 milyar dolara tekabül eden 175 milyar Ukrayna Grivnası (UAH), geri kalan silahlara ise yaklaşık 80 milyar UAH (2,2 milyar dolar) tahsis edilecek. Bir sonraki öncelik, hasarlı askeri teçhizatın onarılması ve gerekli yedek parçaların satın alınması olacaktır” dedi.

Dzhigir daha önce yaptığı açıklamada, “Gelecek yıl Ukrayna Savunma Bakanlığı'nın bütçesinin yüzde 20'sinden fazlası silah ve mühimmat satın almaya, yüzde 70'i ise ordu için malzeme ve satın alma ödemelerine gidecek” ifadelerini kullanmıştı.

Ukrayna Maliye Bakanlığı 2024 bütçe taslağının, güvenlik ve silahlanma sektörlerine gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 23'ü oranında yaklaşık 48 milyar dolar tahsis edilmesini içerdiğini açıkladı.



Deniz gücü olarak Çin, ABD'nin çevreleme stratejisini bozacak mı?

Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)
Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)
TT

Deniz gücü olarak Çin, ABD'nin çevreleme stratejisini bozacak mı?

Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)
Güney Çin Denizi üzerinde keşif uçuşu yapan bir Çin donanma helikopteri (Arşiv – AP)

Çin, 600 yıl aradan sonra deniz gücüne yeniden açılıyor. Coğrafi konumu gereği hem kara hem deniz ülkesi olarak sınıflandırılan Çin’in kara sınırları 14 ülke ile 22 bin 117 kilometre, deniz sınırları ise 18 bin kilometre uzunluğunda.

15. yüzyılda Çin, yaklaşık 300 savaş gemisinden oluşan en büyük donanmaya sahipti (günümüzde bu sayı 370). O dönemde Çin’in denizlerdeki hâkimiyeti tartışmasızdı; hem Pasifik hem de Hint Okyanusu’nda etkin bir güç olarak öne çıkıyordu. İlginç olan, o dönemin deniz komutanı Zheng He’nin Han etnisitesinden olmamasıydı. Müslüman ve Moğol kökenli olan Zheng He, o dönemde Hac görevini de yerine getirmişti. Zheng He’nin okyanus seferlerinin amacı halkları boyunduruk altına almak değildi. Seferler daha çok vergi toplamak ve kültürel alışverişi sağlamak üzerine kuruluydu; gemilerinde askerlerin yanı sıra tercümanlar ve doktorlar da bulunuyordu.

O dönemde okyanuslar, sömürgeciliği kolaylaştıran bir araç değil; uygarlıkları birbirine bağlayan bir köprü işlevi görüyordu. Ancak bu, gücün kullanılmadığı anlamına gelmiyordu; güç, ‘yumuşak güçle’ birlikte var oluyordu. Zheng He, son seferinde hayatını kaybetti ve cenazesi denize bırakıldı. Onun ardından Ming Hanedanı, denizlerdeki etkinliğini azaltma kararı alarak kuzeyden gelebilecek Moğol tehlikesine odaklandı.

dfrgt
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)

Dünya değişti ve Çin birçok krizden geçti; özellikle Batı’nın ve komşusu Japonya’nın yol açtığı ‘Aşağılanma Yüzyılı’ bu dönemin en çarpıcı örneklerindendi. Bu süreçten sonra Napolyon’un sözleri gündeme geldi: “Çin uyuyor, bırakın uyusun; çünkü uyandığında dünyayı sarsacak.”

Çin, zamanla kıyı savunması veya ‘önleme yoluyla caydırma stratejisi’ (Green Navy-Denial) anlayışından uzaklaşarak, uzak mesafelerde operasyon yapması öngörülen ‘mavi su donanması’ (Blue Navy) stratejisine geçti.

Stratejik etki

Çin’in güçlü bir deniz gözüne sahip olması mantıklı görünüyor. Çünkü deniz güvenliği ve deniz geçiş noktalarının (Choke Points) kontrolü hâlâ büyük ölçüde Amerikan donanmasının insafına bağlı. Bu durum özellikle Güney Çin Denizi ve Malakka Boğazı için geçerli. Çin, enerji ihtiyacının yüzde 80’ini bu boğaz üzerinden karşılıyor ve toplam ticaretinin yüzde 66’sı da buradan geçiyor. Bazı strateji uzmanlarına göre Çin, bu sıkışmış durumdan iki yolla çıkmaya çalışıyor: Birincisi, ABD ile deniz rekabeti; ikincisi ise Kuşak ve Yol Girişimi’ne dayalı strateji. Söz konusu girişim, Çin’i Amerikan deniz hâkimiyetinden kurtarırken, aynı zamanda ülkeyi en önemli rakibi Rusya’nın insafına bırakıyor. Peki Çin, ulusal güvenliğini bir rakibinin eline bırakmayı kabul edecek mi?

b
Mayıs 2024'te gizli bir yerde yapılan denemeler sırasında Çin’in üçüncü uçak gemisi Fujian'ı gösteren videodan alınan ekran görüntüsü (AFP)

ABD’nin Büyük Okyanus’taki stratejisi, Çin’i coğrafi olarak kuşatma üzerine kurulu. Bu strateji, güney Japonya’dan Tayvan üzerinden Malezya’ya uzanan Birinci Ada Zinciri (First Island Chain) ve temel ağırlık merkezi olarak Guam Deniz Üssü’ne dayanan İkinci Ada Zinciri’ne dayanıyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Tayvan’ı ana topraklara katmayı 2027 yılı için öngörüyorsa, Çin donanmasının buna uygun araçlara sahip olması gerekiyor; bu araçların başında uçak gemileri geliyor.

Fujian uçak gemisi

Çin’in üçüncü uçak gemisi, diğerlerinden farklı olarak tamamen Çin yapımı ve üstün teknolojiye sahip. Gemide, uçakları fırlatmak için elektromanyetik (Electromagnetic) katapult sistemi kullanılıyor. ABD’nin çoğu uçak gemisinin aksine nükleer enerjiyle çalışmıyor, ancak katapult sistemi bakımından USS Gerald R. Ford ile benzerlik gösteriyor. Gemide 50’den fazla uçak barındırılabiliyor; bunlar arasında hayalet uçaklar, erken uyarı uçakları (örneğin KJ-600) ve çok sayıda insansız hava aracı (İHA) da bulunuyor. Uçak gemisi, yakıt ikmali yapmadan denizde 45 gün boyunca görev yapabiliyor.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump ve Japonya Başbakanı Sanae Takaichi, 28 Ekim 2025 tarihinde Tokyo'da düzenlenen ABD-Japonya ticaret anlaşmasının imza töreninde (Reuters)

Zayıflıklar ve sınırlamalar

Askeri uzmanlar, Çin’in bu başarısını son derece önemli buluyor; çünkü uçak gemisine sahip olmak, bir ülkenin küresel düzeydeki konumunu ve gücünü yansıtıyor. 21. yüzyıldaki savaşlarda bunun tersinin kanıtlanması mümkün olsa da, uçak gemisi Çin’e sahillerden uzak denizlerde ileri düzeyde varlık gösterme imkânı sağlıyor. Üzerindeki uçaklar sayesinde hızlı bir askeri müdahale olanağı da sunuyor. Bu uçak gemisi, diğer iki gemiyle birlikte Tayvan çevresinde görev yaptığında, ABD’nin deniz planlarını ve bölgedeki diğer ülkelerin stratejilerini zorlayabilir. Ancak gemi tek başına çalışamıyor; bunun için deniz üslerine ihtiyaç var ve Çin’in çevresindeki birçok ülke ile deniz sınırı sorunları bulunduğundan bu üsler mevcut değil. Buna ek olarak, deniz savaşları konusundaki deneyim ve birikim de kritik bir faktör. 1775’te kurulan ABD donanması, özellikle 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerinde yaklaşık 249 yıl boyunca tecrübe kazandı. ABD’nin 11 uçak gemisi bulunuyor; hepsi nükleer enerjiyle çalışıyor ve özellikle toplu operasyonlar, hızlı konuşlanma ve uygulama gibi kabiliyetlere sahip. 21. yüzyılda ise teknoloji hızla ilerlediği için, uçak gemisinin korunması büyük önem taşıyor; zira gemiler büyük ve hareketleri nispeten yavaş.

Güvenlik ikilemi

Güvenlik ikilemi şu prensibe dayanıyor: Güvenliğini artırdıkça, başkasının güvenliğini tehdit edersin. Bu nedenle, yeni bir tehdide uyum sağlamak için kendi güvenliğini geliştirmek gerekir. Kendi güvenliğini artırdığında ise diğerinin güvenliği tehlikeye girer ve o da güvenliğini yeniden güçlendirmek zorunda kalır; süreç böyle devam eder. Çin’in uçak gemisi Fujian da bu prensipten muaf değil; gemi, özellikle Tayvan çevresinde Doğu Asya’daki stratejik dinamikleri hareketlendirdi.

thy
Güney Kore'nin Busan kentindeki bir deniz üssünde bulunan USS George Washington uçak gemisi (Arşiv – EPA)

Japonya Başbakanı Sanae Takaichi’ye, Çin’in Tayvan’a saldırması hâlinde nasıl bir tutum izleneceği sorulduğunda şu yanıtı verdi: “Bu, varoluşu tehdit eden bir durumdur.” Japonya’nın 2015 Güvenlik Yasası’na göre bu ifade, kaçınılmaz bir askeri karşılık anlamına geliyor. Coğrafyanın jeopolitiği belirlemesi, Japonya’nın 14 bin 125 adadan oluşması, deniz hatlarının ulusal güvenlik açısından yaşamsal olması ve ülkenin Birinci Ada Zinciri’nin en kritik düğüm noktası konumunda bulunması nedeniyle, Çin’in Tayvan’ı ele geçirme girişimi hem Japonya’nın ulusal güvenliğine doğrudan tehdit oluşturacak hem de hayati deniz hatlarını tehlikeye atacaktır. Örneğin Japonya, sıvılaştırılmış doğal gazın yüzde 99’unu deniz yoluyla ithal ediyor; çünkü deniz, en ucuz ve en etkili güzergâh.

Bu nedenle, Çin’in artan askeri faaliyetlerine karşılık Japonya, özellikle seyir füzeleri ve hipersonik füzeler başta olmak üzere silah envanterini modernize etmeye başladı. Uzmanlara göre, eğer bir çatışma çıkarsa bu savaş büyük ölçüde deniz merkezli olacak.

Aynı çerçevede, Çin’in deniz gücü modernizasyonu nedeniyle ABD de Pasifik’teki ana askeri ağırlık merkezi olan Guam Deniz Üssü’nü, 360 derece kapsama sağlayan hava savunma sistemleriyle güçlendirdi.

Çin’in yaklaşımının, Mao Zedong’un ‘kalem ve silah’ doktrinine dayandığı belirtiliyor. Buna göre ‘kalem’, ulusal ve uluslararası kamuoyunu hazırlamak için; ‘silah’ ise kalemin yetersiz kaldığı noktada devreye girmek için kullanılıyor. Aynı zamanda Çin, büyük düşünür Sun Tzu’nun ‘düşmanın stratejisini hedef alma’ ilkesine dayanarak doğrudan çatışmadan kaçınan bir yöntem izliyor. Bu bağlamda Pekin, ‘salami stratejisi’ yerine ‘cabbage stratejisini’ benimsiyor. Cabbage stratejisi, elde edilen her kazanımın sağlamlaştırılması ve geri döndürülemez biçimde bir sonrakine geçilmesine dayanıyor.

Ancak bütün bu teorik analizlere rağmen asıl yanıt sahada verilecek. Dolayısıyla kritik soru şu: Çin ordusu ve donanması muhtemel savaş sahnesi için gerçekten hazır mı?

*Bu makale Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından kaleme alındı.


Ukrayna’ya karşı savaşan “Donbas Kovboyu’nu” öldüren Rus askerlere hapis cezası

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
TT

Ukrayna’ya karşı savaşan “Donbas Kovboyu’nu” öldüren Rus askerlere hapis cezası

Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)
Bentley, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya "faşist ve ırkçı" demesiyle de gündem olmuştu (@bentleyrussell / Instagram)

Ukrayna'ya karşı savaşan ABD vatandaşı Russell Bentley'in ölümünden sorumlu tutulan 4 Rus askere hapis cezası verildi.

Donetsk'in Kremlin'in kontrolündeki bölgesinde görülen duruşmada karar dün açıklandı.

Mahkeme, Binbaşı Vitaliy Vansitaski ve Teğmen Andrey Iordanov'un askeri rütbelerini sökerek ikisine de 12 ay hapis cezası verdi. Çavuş Vladislav Agaltsev 11 yıl, olaya karışan diğer bir askerse işlenen suçu gizlediği gerekçesiyle 1,5 yıl hapis cezası aldı.

Açıklamada, 63 yaşındaki Bentley'nin geçen yıl Ukrayna'nın Donetsk'e düzenlediği saldırıya ilişkin görüntülerden bir belgesel hazırlarken Rus askerlerince 'ajan sanılarak' gözaltına alındığı belirtildi.

Askerlerin, "Donbas Kovboyu" diye de bilinen ABD vatandaşının kafasına çuval geçirip onu zorla arabaya soktuğu belirtildi.

Bentley'nin ağır darp ve işkence sonucu yaşamını yitirdiği aktarıldı. Rus askerlerin cesedi ortadan kaldırmak için arabanın bagajına yerleştirip aracı patlattığı ifade edildi.   

Russell Bentley'in Moskova kontrolündeki Ukrayna topraklarında ölümü Rusya'da tepki yaratmıştı.

"Teksaslı" diye de anılan Amerikan vatandaşının, Ukrayna ordusunun Donetsk'teki Petrovski bölgesine geçen yıl 8 Nisan'da düzenlediği topçu saldırısının ardından kaybolduğu bildirilmişti.

Eşi Lyudmilla da Bentley'nin Rus ordusuna ait 5. Tank Tugayı'ndaki askerler tarafından kaçırıldığını söyleyerek serbest bırakılmasını istemişti.

2014-2017'de Donetsk'teki Kremlin yanlısı ayrılıkçıların safına katılarak Vostok Taburu'nda Ukrayna'ya karşı savaşan Bentley, 2021'de Rusya pasaportu da almıştı. 

Bentley, tabura katılmak için GoFundMe üzerinden topladığı 2 bin dolarla Rusya'ya gitmişti.

BBC, Bentley'nin Rusya'daki radikal solcu "Sut' vremeni" (Zamanın Özü) hareketinin parçası olduğunu da yazmıştı. Rus milliyetçiliğiyle komünizm düşüncesini merkez alan hareket, Sovyetler Birliği'ni yeniden diriltmeyi amaçlıyor.

Independent Türkçe, Guardian, CBS News


Meksika, ABD'nin Rus ajanı listesini kale almamış

Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)
Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)
TT

Meksika, ABD'nin Rus ajanı listesini kale almamış

Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)
Meksika, BM'deki oylamalarda Ukrayna'nın egemenliğini savunurken Rusya'ya yaptırım konusunda çekimser davranıyor (Reuters)

New York Times'ın (NYT) Meksika ya da ABD yönetimlerinde geçmişte çalışmış veya hâlâ görev yapan 9 kişiye dayandırdığı haber, iki ülke arasındaki uyumsuzluğu ortaya koydu. 

ABD'nin güney komşusunu topraklarında diplomat kisvesi altında faaliyet gösteren istihbaratçılara karşı uyardığı ancak Meksika'nın bu kişileri sınır dışı etmediği bildirildi. 

Mart 2022'de ABD'li General Glen VanHerck'in "Meksika, dünyada en fazla Rus ajanına sahip olan ülke" dediği, dönemin Meksika lideri Andres Manuel Lopez Obrador'un bu iddiayı "Bizde böyle bir bilgi yok" diye yanıtladığı hatırlatıldı. 

Ancak o sırada iki ülkenin bu konu hakkında defalarca bilgi alışverişinde bulunmuş ve Lopez Obrador'un doğrudan uyarılmış olduğu belirtildi. 

Amerikan gazetesinin kaynakları, Meksika'daki Rusya Büyükelçiliği'nde çalışan 25'e yakın ajandan oluşan bir liste CIA tarafından iletilse de bu kişilerin sınır dışı edilmesi için hiçbir girişimde bulunulmadığını öne sürdü. 

Amerikalı yetkililer, Meksika'nın turistik bir yer olmasına ve ABD'ye yakınlığına işaret etti. Rus ajanlarının Meksika'da buluşup ABD topraklarında edindikleri istihbaratı gizlice paylaşmalarının bu sayede kolaylaştığını dile getirdiler.

NYT, Rusya'nın Meksikalıları ABD ve Avrupa devletleriyle karşı karşıya getirme çabaları konusunda Birleşik Krallık ve Fransa'nın da Meksika'yı uyardığını bildirdi. 

Meksika'daki ABD Büyükelçiliği'ne Rusya'nın faaliyetlerini gözlemlemekten sorumlu bir kişinin atandığı, benzer bir şekilde Fransa'nın da dezenformasyona odaklanan bir kişiyi görevlendirdiği vurgulandı. 

Rusya Büyükelçiliği ise ajan iddialarını reddederek Meksika'yla iyi ilişkilere sahip olduğunu bir e-postayla NYT'ye iletti. 

NYT iki hafta önce yayımladığı bir başka haberde de Rusya'nın Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını son iki yılda artırdığını bildirmişti. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürmüştü. 

Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, NDTV