Batı Afrika'da darbeciler ittifak mı kuruyor?

Nijer’in darbeci lideri Tiani ilk yurt dışı seyahatini darbelerle yönetilen Mali ve Burkina Faso’ya yaptı

Muhammed Bazum (DPA)
Muhammed Bazum (DPA)
TT

Batı Afrika'da darbeciler ittifak mı kuruyor?

Muhammed Bazum (DPA)
Muhammed Bazum (DPA)

Nijer’de iktidardaki askeri cuntanın lideri Abdurrahman Tiani, geçen Temmuz ayında tutuklu Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’u devirdiği darbeden bu yana ilk yurt dışı seyahatini Mali ve Burkina Faso’ya yaptı.

Cumartesi günü Niamey’de askeri darbeyi destekleyenler toplandı (AFP)
Cumartesi günü Niamey’de askeri darbeyi destekleyenler toplandı (AFP)

Ancak bu tur, olağanüstü halde yaşayan, bölgesel ve uluslararası izolasyondan mustarip askeri konseyler tarafından yönetilen üç ülke açısından ayrı bir önem taşıyor. Bu ülkelerle büyük silah anlaşmaları yapan Rusya ise terörle mücadelede rejimlerin ortağı oldu.

Tur sırasında Nijeryalı diktatör, Mali’deki mevkidaşı Albay Assimi Goita ve Burkina Faso’daki mevkidaşı Yüzbaşı Ibrahim Traore ile ortak bir savunma anlaşmasının da kurucu maddelerine dahil edilmesi için bu ülkelerin aylar önce oluşturduğu Sahel İttifakı’nın yanı sıra tamamen üç ülkenin karşı karşıya olduğu terör tehdidine odaklanan görüşmelerde bulundu.

Eylemciler, (soldan sağa) Nijer'in yeni lideri General Abdurrahman Tiani, Burkina Faso’daki askeri cuntanın lideri Yüzbaşı Ibrahim Traore, Mali’deki askeri cuntanın lideri Albay Assimi Goita ve Gine’deki askeri cuntanın lideri Albay Mamady Doumbouya’nın fotoğraflarını taşıyor (AFP)
Eylemciler, (soldan sağa) Nijer'in yeni lideri General Abdurrahman Tiani, Burkina Faso’daki askeri cuntanın lideri Yüzbaşı Ibrahim Traore, Mali’deki askeri cuntanın lideri Albay Assimi Goita ve Gine’deki askeri cuntanın lideri Albay Mamady Doumbouya’nın fotoğraflarını taşıyor (AFP)

Tiani’nin Burkina Faso ziyareti sonunda yayınlanan ortak açıklamada iki ülkenin devlet başkanları, toprakları üzerindeki egemenliklerini tehdit eden ve iki ülkede ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanmasını engelleyen ortak zorluklarla mücadele için güçlerini birleştirme arzu ve iradelerini ifade ettiler. İki lider, çok kutuplu hale gelen ve yalnızca halkların üstün çıkarlarının pusulasıyla yönetilen bir dünyada bu tür ittifakların önemine dikkat çekti.

Askeri bir geçmişe sahip olan iki lider, özellikle ‘Mali, Nijer ve Burkina Faso arasında üç sınırda beliren tehlike’ olarak adlandırdıkları konuyu ele almadan önce, Sahel bölgesinde ve Batı Afrika’nın tamamında terörizm tehlikesine değindi.

İki lider, ülkelerinin ‘birkaç yıldır alt bölgeyi kasıp kavuran ve hükümetlerin nüfusun koşullarını iyileştirmeye yönelik herhangi bir kalkınma programı oluşturmasını engelleyen terör tehdidiyle mücadele çabalarını birleştirmeye yönelik bir plana’ dahil olduklarını açıkladı.

Temmuz 2013 seçimlerinde uluslararası barışı koruma güçlerinin iki üyesi bir oy verme merkezini koruyor (Arşiv- AP)
Temmuz 2013 seçimlerinde uluslararası barışı koruma güçlerinin iki üyesi bir oy verme merkezini koruyor (Arşiv- AP)

Öte yandan Nijer’deki askeri cuntanın lideri, Burkina Faso’daki mevkidaşını Burkina Faso ordusunun terörist gruplara karşı yürüttüğü savaşta yakın zamanda elde ettiği büyük zaferler nedeniyle tebrik etti. Ayrıca Burkina Faso’nun yakın zamanda tüm topraklarının kontrolünü yeniden ele geçirmesini umduğunu dile getirdi.

Mali ve Burkina Faso’da 2020 yılından bu yana askeri darbeler yaşanıyor. Bu yılın ortasında Nijer’de askeri darbe gerçekleştiğinde darbecilerin yanında yer aldılar. Nijer’de kendilerini devirmeye yönelik her türlü askeri müdahaleyi reddettiler. Hatta iki ülke, Nijer’e yönelik herhangi bir askeri adımı kendi ülkelerine doğrudan saldırı olarak değerlendirdi.

Üç ülke arasında büyük bir yakınlaşma yaşandı. Özellikle eski sömürge gücü olan Fransa, askeri güçlerini ve üç ülkedeki ekonomik yatırımlarının çoğunu geri çekmek zorunda kaldı. Oluşan boşluk, Rusya tarafından doldurulmaya çalışılıyor. Ancak bazı haberler de bölgede ABD ve Çin varlığının arttığından söz ediliyor.

Burkina Faso’daki son darbenin lideri Ibrahim Traore’ye sadık güçler, 14 Ekim 2022’de Vagadugu’da (AP)
Burkina Faso’daki son darbenin lideri Ibrahim Traore’ye sadık güçler, 14 Ekim 2022’de Vagadugu’da (AP)

Öte yandan Eylül ortasında üç ülke, ortak bir savunma anlaşması imzalandığını ve Sahel İttifakı adını verdikleri bir oluşumun kurulduğunu duyurdu. Son turda, yeni koalisyon organlarının maliye bakanları ve dışişleri bakanları düzeyinde 30 Kasım’da Bamako’da yapılacak ilk toplantı için tarih belirlendi.

Birçok haberde, özellikle de ittifakın kuruluş açıklamasında, üç ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlali durumunda yardım alışverişinde bulunulması ile ilgili bir madde yer aldığı için yeni ittifak ve Rusya arasında bağlantı kuruldu. Bu durum, özel Rus Wagner grubuyla ittifak halinde olan Mali Devleti ordusunun, yardıma ihtiyaç duyması halinde Nijer ve Burkina Faso’ya askeri müdahalede bulunabileceği anlamına geliyor.

Ancak Nijer’deki askeri cuntanın lideri, yeni ittifaktan bahsederken, “Amacı, Sahel bölgesini güvensizlik bölgesinden refah bölgesine dönüştürmektir” dedi.

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun (ECOWAS) sert ekonomik yaptırımlarına maruz kalan Nijer’in, bölgesel sisteme isyan eden iki komşusunda çıkış yolu aradığı açık. Öyle ki Nijer Askeri Konseyi başkanı, ziyaretinin sonunda iki ülkeye teşekkür etti ve Nijer ile ticaretin devam ettiğini belirtti.



Trump'ın hakaretlerinin ardından Minneapolis'te göçmenlere yönelik operasyonda Somalililer gözaltına aldı

New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
TT

Trump'ın hakaretlerinin ardından Minneapolis'te göçmenlere yönelik operasyonda Somalililer gözaltına aldı

New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)
New Orleans polis memurları, şehirde federal ajanların konuşlandırılmasına karşı düzenlenen protestoya katılan bir kişiyi Belediye Binası'ndan dışarı taşıyor (AFP)

Federal yetkililer dün, Başkan Donald Trump'ın Afrika Boynuzu ülkesinden gelen göçmenlere hakaretlerde bulunup, onların Amerika Birleşik Devletleri'nden çıkarılmasını istediğini söylemesinden iki gün sonra Minneapolis'te göçmenlere yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlar arasında Somali kökenli kişilerin de bulunduğunu açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, operasyonla ilgili ilk açıklamasında, Minneapolis'teki gözaltıların pazartesi günü başladığını belirtti. Yetkililer gözaltına alınanların toplam sayısını açıklamadı, ancak 12'si hakkında bilgi verdi: Beşi Somali'den, geri kalanı Meksika ve El Salvador'dan. İç Güvenlik Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, gözaltına alınanların hepsini dolandırıcılıktan araç hırsızlığına, cinsel suçlardan alkollü araç kullanmaya kadar çeşitli suçlardan hüküm giymiş tehlikeli suçlular olarak nitelendirdi.

Demokrat Partili Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, Trump'ın şehrin Somali sakinlerine yönelik saldırılarını eleştirdi ve dün Amerikalılara, Kuzey Amerika'nın en büyüğü olan Minnesota'nın Somali göçmen topluluğunu "sevme ve saygı duyma" çağrısında bulundu.

Trump'ın müttefikleri, Somalililere yönelik ırkçı söylemlerini ve onları savunan Minnesota'lı politikacılara yönelik saldırılarını övdüler. Salı günü televizyonda yayınlanan bir kabine toplantısında Trump, Minnesotalıları ilgilendiren hükümet yolsuzlukları hakkındaki haberlere, göçmenleri "çöp" olarak nitelendirerek ve onları "geldikleri yere geri göndermek" istediğini söyleyerek yorum yaptı.


ABD, Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladı

Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
TT

ABD, Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladı

Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)
Amerikan yapımı GBU-39 bombaları (Arşiv)

ABD, Başbakan Mark Carney'nin Washington ile ilişkilerdeki belirsizlik ortamında savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmasının ardından, dün Kanada'ya 2,68 milyar dolar değerinde bomba satışını onayladığını duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı, anlaşmanın, her biri 226 kg (500 pound) ağırlığında ve birlik formasyonlarını vurabilen 3 bin 414 adede kadar BLU-111 bombası ve sabit hedeflere karşı hassas vuruşlar için tasarlanmış 3 bin 108 adede kadar GBU-39 bombası içerdiğini belirtti. Ayrıca anlaşma, güdümsüz bombaları güdümlü mühimmata dönüştürmek için 5 binden fazla Ortak Doğrudan Saldırı Mühimmatı (JDAM) da içeriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongre'ye gönderdiği bildirimde, anlaşmanın "Kanada'nın bölgedeki saldırganlığı caydırmak için güvenilir savunma kabiliyetini artıracağını, ABD kuvvetleriyle birlikte çalışabilirliği sağlayacağını ve Kanada'nın ortak kıta savunmasına katkıda bulunma yeteneğini güçlendireceğini" belirtti.

Kanada Başbakanı Mark Carney, ağustos ayında ülkesinin NATO'nun bu yıl savunmaya GSYİH'nın %2'sini harcama hedefini, planlanandan yıllar önce karşılayacağını doğruladı. Carney, Kanada'nın komşusu ve NATO içinde uzun süredir güvenliğin garantörü olan Amerika Birleşik Devletleri'nin rolüne ilişkin artan belirsizliğin yanı sıra, Rusya'nın Arktik'teki olası saldırganlığına da değindi.

Trump, özellikle Carney'nin Justin Trudeau'nun yerine başbakanlık görevini üstlenmesinden önce, Kanada'nın 51. ABD eyaleti olması gerektiğini söyleyerek, Kanada'yı sık sık küçümsemişti.


Amerika, seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planlıyor

Donald Trump (EPA)
Donald Trump (EPA)
TT

Amerika, seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planlıyor

Donald Trump (EPA)
Donald Trump (EPA)

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump yönetiminin seyahat yasağının kapsadığı ülke sayısını 30'un üzerine çıkarmayı planladığını söyledi.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Portland'daki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) merkezinin yakınındaki protestoları gözlemliyor (AFP) ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Portland'daki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) merkezinin yakınındaki protestoları gözlemliyor (AFP)

Fox News'e verdiği bir röportajda Noem'e, Trump yönetiminin seyahat yasağı listesindeki ülke sayısını 32'ye çıkarıp çıkarmayacağı soruldu.

Noem, "Sayı konusunda net bir şey söylemeyeceğim, ancak 30'dan fazla ülke var ve başkan ülkeleri değerlendirmeye devam ediyor" diye yanıt verdi.

Trump, haziran ayında 12 ülkenin vatandaşlarının Amerika Birleşik Devletleri'ne girişini yasaklayan ve 7 ülkenin vatandaşlarının girişini kısıtlayan bir bildiriyi imzalayarak, bunun "yabancı teröristlere" ve diğer güvenlik tehditlerine karşı koruma sağlamak için gerekli olduğunu belirtti. Yasak, turistler, öğrenciler ve iş seyahatinde olanlar da dahil olmak üzere hem göçmenler hem de göçmen olmayanlar için geçerli.

Hangi ülkelerin ekleneceğini belirtmeyen Noem, "Eğer orada istikrarlı bir hükümet yoksa ve kendilerini geçindirebilecek, bu kişileri bize teşhis edebilecek ve kimliklerini doğrulamamıza yardımcı olabilecek bir ülkeleri yoksa, neden o ülkeden insanların Amerika Birleşik Devletleri'ne gelmesine izin verelim?" ifadelerini kullandı.

ABD'nin başkanı Donald Trump (Arşiv-Reuters)ABD'nin başkanı Donald Trump (Arşiv-Reuters)

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre, Dışişleri Bakanlığı'na ait bir iç yazışma, Trump yönetiminin 36 ülkenin vatandaşlarının Amerika Birleşik Devletleri'ne girişini yasaklamayı düşündüğünü ortaya koydu.

Listenin genişletilmesi, yönetimin geçen hafta Washington, D.C.'de iki Ulusal Muhafızın vurulmasından bu yana aldığı göçmenlik önlemlerinin daha da artırılması anlamına gelecek.

Soruşturmacılar saldırının, 2021 yılında Trump yönetimi yetkililerinin yeterli güvenlik incelemesinden yoksun olduğunu söylediği bir yeniden yerleştirme programı aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri'ne giren bir Afgan vatandaşı tarafından gerçekleştirildiğini belirtiyor.

Saldırıdan birkaç gün sonra Trump, herhangi bir ülke ismi vermeden veya hangilerini kastettiğini belirtmeden, tüm "Üçüncü Dünya" ülkelerinden göçü "kalıcı olarak durduracağına" yemin etti.