Eski Afganistan Eğitim Bakanı Hamidi: Taliban, kız çocuklarına eğitim yasağını kaldırabilir

"Taliban içinde kararın geri alınmasını isteyen çok kişi var"

Taliban'ın kadınlara ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağı, ABD'nin yanı sıra Türkiye'den de tepki toplamıştı (AFP)
Taliban'ın kadınlara ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağı, ABD'nin yanı sıra Türkiye'den de tepki toplamıştı (AFP)
TT

Eski Afganistan Eğitim Bakanı Hamidi: Taliban, kız çocuklarına eğitim yasağını kaldırabilir

Taliban'ın kadınlara ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağı, ABD'nin yanı sıra Türkiye'den de tepki toplamıştı (AFP)
Taliban'ın kadınlara ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağı, ABD'nin yanı sıra Türkiye'den de tepki toplamıştı (AFP)

Eski Afganistan Eğitim Bakanı Rangina Hamidi, Taliban yönetiminin kız çocuklarına getirdiği okul yasağını kaldırabileceğini söyledi. 

Birleşmiş Milletler Kız Çocuklarının Eğitimi Girişimi'nin (UNGEI) 2 Kasım'da İstanbul'da düzenlediği toplantıda konuşan Hamidi, Taliban'ın yönetim kadrosunda eğitim yasağına ilişkin çatlaklar olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: 

Taliban yekpare bir yapı değildir. Diğer tüm gruplarda olduğu gibi Taliban içinde de görüş ayrılıkları söz konusu. Taliban'da özellikle kız çocuklarının eğitiminin yasaklanmasıyla ilgili kararnamenin geri alınmasını destekleyen çok sayıda kişi var.

Hamidi, Afganistan'ın yaklaşık 40 milyonluk nüfusunun yarısının kadın ve kız çocuklarından oluştuğuna dikkat çekerek, sorunun çözümü için uluslararası kamuoyunun ve yabancı devletlerin Taliban'la diyaloğu sürdürmesi gerektiğini söyledi.

Eski bakan, sözlerine şöyle devam etti: 

Önceden ABD hükümeti, müttefikleri ve uluslararası kuruluşlarla birlikte Taliban'la siyasi görüşmeler yürütüyordu. O halde aynı küresel toplum bugün neden Taliban'la çalışmakta sorun yaşıyor?

Hamidi, Taliban yönetiminin okulların masraflarını karşılamakta zorlandığını, bazı yerlerde erkek çocuklarının da okula gidemediğini söyledi. 

45 yaşındaki eski bakan, ülkedeki medreselerin genellikle dini eğitimle özdeşleştirildiğini fakat buraların tarihsel açıdan önemli eğitim merkezleri olduğunu belirtti. Hamidi, camilerin standart müfredatın öğretildiği eğitim yerleri olarak değerlendirilebileceğini de savundu.

Öte yandan Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian, Hamidi'nin açıklamalarının toplantıda farklı şekillerde karşılık bulduğunu vurguladı.

Toplantıya katılan Kadın Koalisyonu'ndan Selma Acuner, medreselerin okullara gitmesi yasaklanan kız çocukları için eğitim fırsatı sağlayabileceğini belirtirken, "Dini eğitim merkezlerinin resmi eğitim kurumlarının yerini almasını bekleyemeyiz" dedi.

2020'den beri Eğitim Bakanı olarak görev yapan Hamidi, Taliban yönetimi ele geçirdiğinde bir süre Afganistan'da kaldıkta sonra ailesiyle ABD'ye gitmişti (Reuters)
2020'den beri Eğitim Bakanı olarak görev yapan Hamidi, Taliban yönetimi ele geçirdiğinde bir süre Afganistan'da kaldıkta sonra ailesiyle ABD'ye gitmişti (Reuters)

ABD'nin Ağustos 2021'de Afganistan'dan çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil'i daha sonra da ülkenin tamamını ele geçirmişti. Örgüt, 11 yaşından büyük kız çocuklarının okula gitmesini yasaklamasıyla da tepki toplamıştı. 

Buna ek olarak Taliban, kadınların üniversiteye gitmesini ve birçok işkolunda çalışmasını da yasaklamıştı. 

Öte yandan ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal'ın (WSJ) marttaki haberinde, eğitim yasaklarının örgüt içinde ihtilaf yarattığına dikkat çekilmiş, Taliban lideri Molla Heybetullah Ahundzade'nin uygulamayı değiştirmesi için içerden baskıya uğradığı öne sürülmüştü.

Independent Türkçe



İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, 2005 yılında İsrail’in Gazze’den çekilmesi kapsamında boşaltılan yerleşimlerin yerine, Gazze’nin kuzeyinde yeni askerî-tarımsal noktalar kurulacağını belirtti.

İsrail basınının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Bazıları itiraz edebilir, ancak ipleri elinde tutan biziz” ifadelerini kullandı.

sdcds
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

Katz’ın açıklamaları, Hamas ile varılan ateşkesin ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik uzun vadeli planları hakkında artan spekülasyonların ortasında geldi. Açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın kısa süre önce bu konudaki bir soruya yanıt verirken İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etme ihtimalini dışlamasıyla da aynı döneme denk geldi.

Bu konuya atıfta bulunan Katz, “Bu hükümet bir yerleşim hükümetidir. Egemenliği uygulamak mümkün olursa, bunu uygularız. Şu anda fiili bir egemenlik aşamasındayız. 7 Ekim’deki korkunç felaketin ardından İsrail’in ortaya koyduğu tutum ve güç sayesinde, uzun zamandır görmediğimiz fırsatlar önümüzde duruyor” dedi.

Katz’ın ardından konuşan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise, son yıllarda Batı Şeria’da yürütülen “geniş çaplı yerleşim kampanyasıyla” övündü.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.


Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
TT

Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)

Çin'in büyük askeri emellerini vurgulayan bir Pentagon rapor taslağında, Pekin'in muhtemelen en yeni üç fırlatma üssüne 100'den fazla kıtalararası balistik füze yüklediği ve silah kontrolü görüşmelerine girmeye yanaşmadığı belirtildi.

Çin, nükleer silahlarını modernize ediyor ve menzilini diğer tüm nükleer güçlerden daha hızlı bir şekilde genişletiyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Pekin, askeri yığılmasıyla ilgili haberleri "itibarını zedelemek ve uluslararası toplumu kasıtlı olarak yanıltmak" girişimleri olarak nitelendirerek reddetti.

Geçtiğimiz ay ABD Başkanı Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma planı üzerinde çalışıyor olabileceğini söylemişti. Ancak Reuters'in gördüğü bir Pentagon raporu taslağı, Pekin'in böyle bir planla ilgilenmediğini gösteriyor.

Raporda, "Pekin'in bu tür adımlar atmaya veya kapsamlı silah kontrolü görüşmelerine katılmaya yönelik bir istekliliğini hala göremiyoruz" ifadesi yer aldı.

Raporda ayrıca, Çin'in Moğolistan sınırına yakın füze depolama tesislerinde 100'den fazla DF-31 katı yakıtlı kıtalararası balistik füze konuşlandırmış olabileceği ve bunun da inşa ettiği bir dizi füze depolama tesisinin en yenisi olduğu belirtildi.

Pentagon daha önce bu bölgeleri belirlemişti, ancak oraya konuşlandırılan füze sayısını belirtmemişti. Pentagon taslak rapor hakkında yorum yapmayı reddetti ve Washington'daki Çin Büyükelçiliği henüz yorum talebine yanıt vermedi. Taslak Pentagon raporunda bu füzeler için potansiyel hedefler belirlenmedi. ABD yetkilileri, raporun yasa koyuculara sunulmadan önce revize edilebileceğini ifade etti.

Raporda, Çin'in nükleer savaş başlığı stokunun 2024 yılında yaklaşık 600 civarında kaldığı ve bunun "önceki yıllara kıyasla daha yavaş bir üretim oranını" yansıttığı belirtildi.

Ancak raporda Çin'in nükleer genişlemesinin devam ettiği ve 2030 yılına kadar 1000'den fazla nükleer savaş başlığına sahip olma yolunda ilerlediği belirtildi.

Çin, "kendini savunma amaçlı nükleer strateji" ve "ilk kullanan taraf olmama" politikasına bağlı olduğunu söylüyor.

Trump, Amerika Birleşik Devletleri'nin nükleer silah testlerine yeniden başlamasını istediğini dile getirdi, ancak bunun nasıl uygulanacağı belirsizliğini koruyor.

ABD eski Başkanı Joe Biden ve Trump, ilk dönemlerinde Çin ve Rusya'yı Yeni START anlaşmasının yerine üçlü stratejik nükleer silah azaltma anlaşması getirmek için müzakerelere dahil etmeye çalışmışlardı.

Pentagon raporunda Çin'in askeri yığılması detaylı bir şekilde ele alınarak, "Pekin'in 2027 yılının sonuna kadar Tayvan'da savaşabilecek ve kazanabilecek durumda olacağı" belirtildi.

Tayvan'ı, demokratik olarak yönetilen bir ada olarak kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, adayı "yeniden birleştirmek" için güç kullanma fikrinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Pentagon raporu, ABD ve Rusya arasında kalan son nükleer silah kontrol anlaşması olan ve her iki tarafı da 700 fırlatma platformunda en fazla bin 550 konuşlandırılmış nükleer savaş başlığıyla sınırlayan 2010 Yeni START Antlaşması'nın sona ermesinden iki aydan kısa bir süre önce geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden, Şubat 2021'de anlaşmayı beş yıl daha uzattı, ancak anlaşma, daha fazla resmi uzatmayı engelleyen çeşitli hükümler içeriyor. Birçok uzman, anlaşmanın sona ermesinin üç yönlü bir nükleer silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden endişe ediyor.

Silah Kontrol Birliği'nin genel müdürü Darrell Kimball şunları söyledi: "Daha fazla nükleer silah ve diplomasi eksikliği hiçbir tarafı daha güvenli hale getirmeyecektir; ne Çin'i, ne Rusya'yı, ne de Amerika Birleşik Devletleri'ni."