Gine Bissau Cumhurbaşkanı, ülkesinde 1 Aralık'ta "darbe girişimi" yaşandığını duyurdu

Gine Bissau Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo, 1 Aralık'ta güvenlik güçleriyle askerler arasında yaşanan çatışmanın darbe girişimi olduğunu açıkladı

Umaro Sissoco Embalo (AA)
Umaro Sissoco Embalo (AA)
TT

Gine Bissau Cumhurbaşkanı, ülkesinde 1 Aralık'ta "darbe girişimi" yaşandığını duyurdu

Umaro Sissoco Embalo (AA)
Umaro Sissoco Embalo (AA)

Cumhurbaşkanı Embalo, basına yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı'na (COP28) katılmak üzere Dubai'de olduğu sırada ülkesinde darbe girişimi yaşandığını söyledi.

Bunun ciddi sonuçları olacağının altını çizen Embalo, girişimin Gine Bissau'nun kurtuluş günü olan 16 Kasım'dan önce planlandığını ve konuya ilişkin kanıtları basınla paylaşacaklarını dile getirdi.

Başkent Bissau'nun güneyinde ve Santa Luzia bölgelerindeki kışlalara yakın noktalarda 1 Aralık sabah saatlerinde silah sesleri duyulmuştu.

Özel Kuvvetler ile Ulusal Muhafız üyeleri arasında çatışma çıkmış ve Özel Kuvvetler sükuneti sağlamıştı.

Olaylar, Maliye Bakanı Souleiman Seidi ve Kamu Maliyesinden Sorumlu Devlet Bakanı Antonio Monteiro'nun bir gün önce Ulusal Muhafız üyeleri tarafından polis gözetiminden alındıktan sonra bilinmeyen bir yere götürülmesinin ardından yaşanmıştı.

Seidi ve Monteiro, devlet fonlarından 10 milyon doları zimmetlerine geçirdikleri iddiasıyla gözaltına alınmış ve mahkemeye çıkarılmıştı.

Gine Bissau'da darbe girişimi

Gine Bissau, 1974 yılında Portekiz'den bağımsızlığını kazanmasından bu yana bir dizi darbe ve darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı.

Başkent Bissau'da 1 Şubat 2022'de Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo'nun kabine toplantısı esnasında Cumhurbaşkanlığı Sarayı etrafında silah sesleri duyulmuş ve olayın askeri darbe girişimi olduğu anlaşılmıştı.

Girişim bastırılmış ve Embalo daha sonra düzenlediği basın toplantısında bunun aslında bir suikast girişimi olduğunu açıklamıştı.

Embalo, olayın içinde uyuşturucu kartellerinin olduğunu söylemiş ve aralarında eski donanma komutanının da bulunduğu 3 kişinin ismini vermişti.

Olayda aralarında sivillerin de olduğu 11 kişi yaşamını yitirmişti.



Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
TT

Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turuyla bölgeyi yeniden şekillendirirken İsrail sürecin dışında kaldı.

Reuters’ın analizinde, Trump’ın bu hafta Suudi Arabistan ziyaretiyle başlattığı önemli Ortadoğu turunda İsrail’i ziyaret etmemesinin, Tel Aviv yönetiminde hayal kırıklığı yarattığı belirtiliyor.

Haberde, radikal sağcı Binyamin Netanyahu yönetiminin, Trump’ın İsrail’i “es geçmesi karşısında diplomatik sessizliğe gömüldüğü” ifade ediliyor. 

Gazze savaşı nedeniyle Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirme umudunu kaybeden İsrail’in, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi sürecine izleyici kaldığı yorumu yapılıyor. 

Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nden Jonathan Panikoff, Trump’ın “önceliklerinin açıkça değiştiğini” belirterek, ABD’nin İsrail'e uyguladığı özel muamelenin artık geçerli olmayabileceğini söylüyor: 

Trump açıkça ticaret ve yatırım odaklı bir gündemle ilerlemeye kararlı. ABD ve İsrail'in tarihsel açıdan her zaman yakın işbirliği içinde olduğu geleneksel politika ya da güvenlik konuları Trump'ın öncelikleriyle uyuşmasa bile yine de bunlara odaklanacaktır.

CNN’in analizinde de ABD Başkanı’nın “ideolojik ruh ikizi” olarak görülen Netanyahu’yla Trump’ın arasının açıldığına dikkat çekiliyor. 

Trump’ın ekibinin Katarlı ve Suudi Arabistanlı yetkililerle Gazze savaşını sonlandırmak için perde arkasında görüştüğü, İsrail’inse çatışmaları sürdürmekte ısrarcı davrandığı belirtiliyor. 

Trump'ın müttefiklerinden Senatör Lindsey Graham, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması kararını “doğru koşullar altında destekleyeceğini” söylemişti. Graham, Trump’ın bu süreçte İsrail’in taleplerini göz önünde bulundurması gerektiğini de sözlerine eklemişti.  

Trump, özellikle son iki haftada Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizlerde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander'in Hamas tarafından serbest bırakılmasının ardından Netanyahu yönetimine yüklenmişti: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters