Devlet dışındaki aktörler ve hırsları

Devleti bireyin önüne koymak, bireyin yıkılması ve devletin gaddarlaştırılması dışında hiçbir sonuç doğurmaz. (Görsel: Sara Gironi Carnevale/ Majalla)
Devleti bireyin önüne koymak, bireyin yıkılması ve devletin gaddarlaştırılması dışında hiçbir sonuç doğurmaz. (Görsel: Sara Gironi Carnevale/ Majalla)
TT

Devlet dışındaki aktörler ve hırsları

Devleti bireyin önüne koymak, bireyin yıkılması ve devletin gaddarlaştırılması dışında hiçbir sonuç doğurmaz. (Görsel: Sara Gironi Carnevale/ Majalla)
Devleti bireyin önüne koymak, bireyin yıkılması ve devletin gaddarlaştırılması dışında hiçbir sonuç doğurmaz. (Görsel: Sara Gironi Carnevale/ Majalla)

Hüssam İtani

Devletin siyasi bir varlık olarak ortaya çıkışından bu yana toplumun bileşenleriyle olan ilişkisi bir gerilim konusu olmaya devam etti. Peki, devletin varlığı, aşiret ve mezhep gibi sivil unsurların, sendika ve iş adamı grupları gibi mesleki unsurların, partiler gibi siyasi unsurların temsil edilmesi ve devletin toplum üzerindeki otoritesinin paylaşılması zorunluluğunu ortadan kaldırır mı?

Birçok durumda devlet dışı aktörlerin devlete ve onun temsil ettiği kurumlara karşı tutumları değişti. Örneğin Eric Hobsbawm, ‘Haydutlar’ adlı kitabında, dışlanmış toplumsal grupların nasıl devlete karşı isyancı haline geldiklerine ve sonra zafer kazanıp devletin kendisine dönüştüklerine dair bize ilginç bir yaklaşım sunuyor. Toplumsal bileşenler ile devlet arasındaki bu karmaşık ilişki, ister Benedict Anderson’ın belirttiği gibi ‘hayal edilmiş’ olsun, ister maddi olsun, toplumlar üzerinde etkisini bırakıyor.

“Devlet dışı aktörlerin hedeflerinin, silahlı isyan yoluyla bile olsa belirli grupların çıkarlarını ifade etmekten dönüşmesi alışılmadık bir durum değildir.”

Devlet dışı aktörlerin hedeflerinin, silahlı isyan yoluyla bile olsa belirli grupların çıkarlarını ifade etmekten, ‘toplumsal haydutlar’ olarak adlandırılan bir olguyla organize veya gündelik suçlara karışmaya dönüşmesi alışılmadık bir durum değildir.

Örneğin Kolombiya’daki FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) hareketi, Küba Devrimi modelinden ve Arjantinli devrimci Ernesto Che Guevara’nın biyografisinden etkilenen, altmışlı yıllarda silahlı bir ayaklanma olarak başladı. Ancak çok geçmeden uyuşturucu kaçakçılığı ve ticaretine bulaştı. Siyasi hedeflerinden tamamen vazgeçmeden, rehine kaçırmayı ana gelir kaynağı olarak benimsedi.

Kral Faysal liderliğindeki Arap devletinin temas kurduğu bazı haydutlar, Şam’a gelerek onları Fransız işgaline karşı isyan etmeye ikna ettiğinde ve işgale karşı devrimci rolünü oynadıklarında, 1920’lerde Cebel Amil’deki (Güney Lübnan) devrimci grupların başına da benzer bir şeyin geldiğini belirtmekte fayda var. Bu konu, Lübnan tarihindeki pek çok anlaşmazlık arasında hâlâ tartışmalı bir konudur.

Birçok aşamada devlet, Fransız Devrimi’nin Katolik Kilisesi ve soylularla mücadelesi bağlamında yaptığına benzer şekilde, bu aktörlerin varlığını yasakladı. Öyle ki birey ile devlet arasındaki ilişkiye müdahale eden ‘aracı varlık’ olarak görülen her devrim yasaklandı. Öyle ki devrimin, doğrudan Ulusal Kurucu Meclis aracılığıyla temsil edilmesi gerekiyor….

 Bu, her türlü mesleki, sivil ve bölgesel birliğin engellenmesiyle sonuçlandı. Bireyler ve devlet var. Arada ise hiçbir şey yok. Bu yaklaşımın ütopyası hızla sona erdi.

“Şişirilmiş ve işlevsiz Arap devletinde, kendi çerçevesi dışında herhangi bir aktörün varlığı varoluşsal bir tehdit haline geliyor.”

Hegel’in “Toplumdan üstün ve ayrı kalması ve en yüksek çıkarlara yönelmesi gereken devlet, en yüksek toplumsal örgütlenme biçimidir” ifadesi, Alman Schopenhauer’dan Karl Popper’e kadar ciddi eleştirilere maruz kaldı. Popper, totaliter hükümetlerin ortaya çıkışının en hızlı başlangıcı olarak Hegel’in teorisindeki bütünlüğü ve determinizmi reddediyordu. Devleti bireyin önüne koymak, bireyin yok edilmesi ve devletin gaddarlaştırılması dışında hiçbir sonuç doğurmaz.

Bu nedenle devlet dışı aktörlerin toplumsal hareketi örgütlemesi ve rasyonelleştirmesi için alan bırakılmalıdır.

Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu, Güney Darfur’da konuşma yaptı. (AFP)
Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu, Güney Darfur’da konuşma yaptı. (AFP)

Ancak merhum araştırmacı Nazih el-Eyubi’nin ‘Arap devletini şişirmek’ adlı önemli kitabında belirtildiği gibi; şişirilmiş ve işlevsiz bir Arap Devleti’nde, kendi çerçevesi dışında herhangi bir aktörün varlığı ve görev ve rol dağılımı varoluşsal bir tehdit haline geliyor. Son birkaç on yılda Arap ülkelerinde devlet dışı aktörler için yeni vazifeler ortaya çıktı. Çoğu zaman bağlı silahlı gruplar oluşturan siyasi güçler, devletin rollerine paralel bir rol oynuyor ve liderlerinin otoritenin, toplumun ve devletin tüm yönlerini kontrol etmeyi arzuladığı kendi kapalı toplumlarını kuruyor. Bu, hiç şüphesiz hiç bitmeyecek iç savaşların habercisidir.

Bu olguya Irak’ta, Lübnan’da, Suriye’de, Filistin’de, Sudan’da, Yemen’de tanık oluyoruz ve isimleri çok iyi biliniyor. Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri haline gelen Cancavid’den, iki efendiye, yani Irak hükümetine ve İran Devrim Muhafızları’na hizmet eden Haşdi Şabi’ye kadar, kamusal alan üzerindeki kontrolünü devlet otoritesinden alan silahlı oluşumların kurulmasının bölgedeki birçok ülke için cazip olduğuna dair belirtiler ortaya çıktı. Bu durum, yakın zamanda misyonları ihmalkâr ya da suç ortağı devletin yerini alacak şekilde genişleyecek olan ‘özel güvenlik şirketlerinin’ kurulmasında da kendini gösterebilir.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla dergisinden çevrildi.



Trump: Kimse Filistinlileri Gazze'den çıkarmak istemiyor

TT

Trump: Kimse Filistinlileri Gazze'den çıkarmak istemiyor

Trump: Kimse Filistinlileri Gazze'den çıkarmak istemiyor

ABD Başkanı Donald Trump Çarşamba günü yaptığı açıklamada Gazze Şeridi sakinlerinin sürülmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Trump, İrlanda Başbakanı Michael Martin ile Beyaz Saray'da yaptığı görüşmenin başlangıcında, “ Hiç kimse Gazze'den kimseyi sınır dışı etmeyecek” dedi.

İrlanda Başbakanı ise toplantının başında şunları söyledi: “Gazze'de ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Barış istiyoruz, rehinelerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Tüm rehineler serbest bırakılmalı ve Gazze'ye yardım girmeli.”

Hamas tarafından memnuniyetle karşılandı

Hamas'tan gelen ilk tepkide sözcü Hazem Kasım, ABD Başkanı'nın Gazzelilerin yerlerinden edilmesine yönelik çağrılarından geri adım atmış gibi görünmesini memnuniyetle karşıladı.

Kasım, Trump'a “aşırı Siyonist sağın vizyonuyla uyum sağlamaması” çağrısında bulundu.

Doha toplantısı

Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Ürdün, BAE dışişleri bakanları ve Filistin Kurtuluş Örgütü İcra Komitesi sekreteri Çarşamba günü Doha'da ABD'nin Ortadoğu temsilcisi Stephen Witkoff ile Gazze Şeridi ve bölgedeki gelişmeleri görüşmek üzere bir araya geldi.

Mısır'dan yapılan açıklamaya göre Arap dışişleri bakanları Kahire'de düzenlenen Arap Zirvesi ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Cidde'de Filistin halkına destek konulu olağanüstü toplantısında onaylanan Gazze'nin yeniden imarı planını sundu.

Açıklamada, toplantıda ABD elçisi ile yeniden inşa çabalarının temeli olarak plan üzerinde istişare ve koordinasyonun sürdürülmesi konusunda mutabık kalındığı belirtildi.

Arap bakanlar Gazze'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında ateşkesin istikrarlı hale getirilmesinin önemini vurgulayarak, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık isteklerinin yerine getirilmesini sağlayacak iki devletli çözüm temelinde adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için gerçek bir çaba başlatılması gerektiğini belirttiler.

Arap bakanlar ateşkesi güçlendirmek için diyaloğu sürdürme ve çeşitli bölgesel ve uluslararası taraflarla diplomatik çabaları ve koordinasyonu yoğunlaştırarak bölgede güvenlik, istikrar ve barışı pekiştirmek için ortak hareket etme isteklerini bir kez daha teyit ettiler.

ABD'li müzakereciler Rusya'da

ABD Başkanı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Kiev ile Suudi Arabistan'da yapılan görüşmelerin ardından Washington'un Moskova'yı Ukrayna'da 30 günlük ateşkes önerisini kabul etmeye çağırması üzerine ABD'li müzakerecilerin “derhal” Rusya'ya gideceğini duyurdu.

ABD Başkanı Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in ateşkes önerisini kabul edeceğini umduğunu söyledi.

grthyu
ABD Başkanı Donald Trump ve İrlanda Başbakanı Michael Martin 12 Mart 2025 tarihinde Washington'daki Oval Ofis'te yaptıkları görüşme sırasında konuşurken (AP)

 Trump, ABD'nin ticaret ortakları tarafından “artık kendisine kötü muamele edilmesine izin vermeyeceğini” vurgulayarak gümrük vergisi silahına başvurmasını bir kez daha gerekçelendirdi.

İrlanda Başbakanı ile görüşmesi sırasında “karşılıklı” gümrük vergilerini hatırlattı AFP'ye göre 2 Nisan'da yürürlüğe girecek.

'Ticaret savaşını kazanacağız'

ABD Başkanı, Washington tarafından çelik ve alüminyuma uygulanan gümrük vergilerine karşılık olarak AB tarafından açıklanan gümrük vergilerine yanıt vereceğini doğruladı.

Brüksel'in kararına karşılık verip vermeyeceği sorulan Trump, “Elbette karşılık vereceğiz” diyerek AB'nin ABD'den faydalanmak için kurulduğu yönündeki suçlamasını yineledi. Trump "Onlar da ABD'den faydalanıyorlar" dedi.

Her iki taraf da birbirlerine daha fazla gümrük vergisi uygulayacağını açıklarken Trump, ABD'nin AB ile ticaret savaşını “kazanacağından” emin olduğunu ifade etti.