Namibya, Uluslararası Adalet Divanında Almanya'yı 20. yüzyılın ilk soykırımını yapmakla suçladı

Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda Namibya, Almanya'yı 20. yüzyılın ilk soykırımını yapmakla suçladı

(AA)
(AA)
TT

Namibya, Uluslararası Adalet Divanında Almanya'yı 20. yüzyılın ilk soykırımını yapmakla suçladı

(AA)
(AA)

Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar sürüyor.

Duruşmalarda Namibya adına söz alan Adalet Bakanı Yvonne Dausab, konuşmasını Filistin atkısıyla yaptı.

Şubat başında hayatını kaybeden Namibya Cumhurbaşkanı Hage Geingob'un "Barışsever hiçbir insanın Gazze'de Filistinlilere karşı yürütülen katliamı görmezden gelemeyeceği" sözlerini alıntılayan Dausab, şunları kaydetti:

Almanya'nın 20. yüzyılın ilk soykırımını (Namibya'daki) Herero ve Nama halklarına karşı vahşice gerçekleştirdiği bir ülkenin temsilcisi olarak karşınızdayım. İşgal sömürgeciliğinin, sistematik ayrımcılığın, apartheid'in ve bunların kökleşmiş sonuçlarının acı ve ıstırabını çok iyi bilen bir ülkenin... Namibya, işte bu tarihe sahip olması nedeniyle, Filistin'in İsrail tarafından savunulamaz işgali konusunda bu mahkemenin huzuruna çıkmayı ahlaki bir görev ve kutsal bir sorumluluk olarak görmektedir.

Siyah Afrikalıları hedef alan ırkçı politikalar ve apartheid yasalarının uygulanmasının, bugün Filistinlilerin "topraklarına ve mülklerine el konulmasına, zorla yerinden edilmelerine, ciddi hareket kısıtlamalarına maruz kalmalarına, yasa dışı yerleşimlere ve yasal cinayetlere" neden olmaya devam ettiğini anlatan Dausab, mahkeme heyetine seslenerek, "Sizden bir kez daha, 57 yıldır boğucu bir işgale katlanan, topraklarına el konulan bir halkın temel haklarını koruyarak, tarihi ve süregelen adaletsizliğe son vermenizi istiyoruz." diye konuştu.

Dausab, "Bugün Filistinliler, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde toplu cezalandırmaya maruz kalmakta, siviller yakın tarihte eşi benzeri görülmemiş ölçekteki ayrım gözetmeyen bombardımanlarda öldürülmektedir. Bu durum, bu yeryüzü cehennemi, dünyanın ortak vicdanında bir lekeyi temsil etmektedir." dedi.

"Uygar uluslar, yaraları kanlar içinde kalmış çocukların, çaresizlik içinde ağlayan kadın ve erkeklerin görüntülerini kabul edemez ve etmemelidir." ifadesini kullanan Dausab, Uluslararası Adalet Divanının vereceği tavsiye kararının, Filistinlilerin bağımsızlık için verdiği uzun mücadelede önemli bir an olacağını kaydetti.

Duruşmada Namibya adına söz alan Londra Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Phoebe Okowa ise İsrail'in Fiilistin topraklarındaki işgalinin hukuka aykırı olduğunu, Divan'ın daha önceki kararlarında, işgal yoluyla toprak ilhak etmeyi yasakladığını söyledi.

İsrail'in Filistin'deki ırkçı ve ayrımcı uygulamalarının uluslararası hukukun temel insan hakları sözleşmelerine ve prensiplerine aykırı olduğunu belirten Okowa, "Bu fiiler BM sözleşmesinin ilke ve amaçlarının açıkça ihlali anlamına gelmektedir." dedi.

Okowa, "Mahkemeden, apartheid yasağının geçen yüzyıldaki Afrika ile sınırlı olmadığına hükmetmesini istiyoruz. Bu yasak, İsrail'in bugün işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı politikaları da kapsamaktadır." ifadesini kullandı.

İsrail'in sadece Yahudilere hak tanıyan ve Filisitinlilerin kendi kaderini tayin hakkını inkar eden uygulamalarının bir yanlışlık sonucu değil kasten uygulandığını vurgulayan Okowa, "İsrail'in işgal altındaki topraklarda Filistinlilerin yaşamının her alanına nüfuz eden sistematik ırk ayrımcılığına ve baskıya son verme görevi vardır. İsrail, Filistin topraklardaki işgaline son vererek, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını özgür bir Filistin devletinde gerçekleştirmesine saygı göstermelidir." diye konuştu.

Okowa, "Namibya mahkemeden, BM Genel Kurulu tarafından İsrail'den işgali koşulsuz sona erdirmesinin istenmesi için kesin bir zaman sınırı belirlemesini istemektedir. Kesin bir zaman sınırı belirlenmemesi, mevcut işgalin sorgulanması ve süresiz olarak devam etmesine izin verilmesi gibi ters bir etkiye sahiptir." dedi.

Okowa, tüm ülkelerin İsrail'e siyasi ve askeri destek vermekten kaçınması gerektiğini vurguladı.

Namibya soykırımı

Namibya soykırımı, sömürgeci Alman güçleri tarafından 1904-1908 yıllarında yerli Herero ve Nama halklarına karşı yapıldı.

Sömürgecilere karşı direnen halkların hedef alındığı soykırımda, en az 65 bin Herero ve 10 bin Nama hayatını kaybetti.

Soykırım neticesinde, Hererolar nüfuslarının en az yüzde 70'ini, Namalar ise nüfuslarının en az yüzde 50'sini yitirdi.

Almanya, 2021'de Namibya'da işlenen suçları soykırım olarak kabul etse de tazminat ödemeyi kabul etmedi.



Kuzey Kore lideri nükleere karşı saldırıları simüle eden tatbikatları denetledi

8 Mayıs 2025'te çekilen bir fotoğrafta, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un (ortada) askeri eğitim tatbikatını denetlerken askeri yetkililerle konuştuğu görülüyor (DPA)
8 Mayıs 2025'te çekilen bir fotoğrafta, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un (ortada) askeri eğitim tatbikatını denetlerken askeri yetkililerle konuştuğu görülüyor (DPA)
TT

Kuzey Kore lideri nükleere karşı saldırıları simüle eden tatbikatları denetledi

8 Mayıs 2025'te çekilen bir fotoğrafta, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un (ortada) askeri eğitim tatbikatını denetlerken askeri yetkililerle konuştuğu görülüyor (DPA)
8 Mayıs 2025'te çekilen bir fotoğrafta, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un (ortada) askeri eğitim tatbikatını denetlerken askeri yetkililerle konuştuğu görülüyor (DPA)

Pyongyang, bugün yaptığı açıklamada, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un dün Güney Kore ve ABD'ye karşı nükleer karşı saldırıları simüle eden tatbikatlara nezaret ettiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre bu duyuru, Kuzey Kore'nin, Seul'ün iddiasına göre "çeşitli tiplerde" kısa menzilli balistik füzeler içeren füze denemeleri gerçekleştirmesinden bir gün sonra yapıldı.

scdfrgth
8 Mayıs 2025'te çekilen bir fotoğraf, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un askeri eğitimi izlediğini gösteriyor (DPA)

Güney Kore ordusu, bu füze denemelerinin Kuzey Kore'nin Rusya'ya silah ihracatı ile bağlantılı olabileceğini belirtti.

Güney Kore'nin iki Kore arasındaki ilişkileri yürüten Birleşme Bakanlığı sözcüsü Kim Eun-hye, Kuzey Kore'nin son füze denemelerini “açık bir provokasyon” olarak nitelendirerek, bunların BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiğini ve bölgenin barış ve istikrarına ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

Kuzey Kore'nin resmi haber ajansı ise tatbikatların bir füze sistemi ve taktik balistik füzeyi kapsadığını bildirdi.

Ajansa göre, tatbikatlar “nükleer karşı saldırı durumuna hızlı geçiş için gerekli prosedür ve operasyonlar” konusunda ayrıntılı eğitimleri de içeriyor.

Ajans, “tatbikatın amacına ulaşıldığını ve herhangi bir nükleer krize hızlı tepki verebilecek komuta ve seferberlik sisteminin güvenilirliğinin teyit edildiğini” belirtti.

fgtrhyju
8 Mayıs 2025'te çekilen fotoğraf, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un askeri eğitimi denetlediğini gösteriyor (AFP)

Pyongyang, nükleer programı nedeniyle Birleşmiş Milletler tarafından yaptırımlara tabi tutuluyor. Bu yaptırımlar, Kuzey Kore'nin balistik füzelere sahip olmasını yasaklıyor.

Dün gerçekleşen fırlatma, Kuzey Kore'nin resmi medyasının Kim'in, Moskova ile ittifakını derinleştirirken mühimmat işçilerini top mermisi üretimini artırmaya çağırdığını bildirmesinden bir gün sonra yapıldı.

Dünki tatbikatlar, Kuzey Kore liderinin deniz kuvvetlerinin nükleer silahlanmasını hızlandırma emrini vermesinden yaklaşık bir hafta sonra gerçekleşti.

Kuzey Kore, Washington ve Seul'ün “saldırgan” tatbikatlarına karşı caydırıcı olarak gerekli olduğunu sürekli olarak iddia ettiği nükleer silahlara sahip.

scdvfbghy
Güney Kore'nin Seul kentindeki bir tren istasyonunda, Kuzey Kore'nin füze denemesi arşiv görüntülerini içeren bir haber bültenini gösteren televizyon ekranı, 8 Mayıs 2025 (AFP)

Geçtiğimiz nisan ayında, Pyongyang, 5 bin ton ağırlığındaki “Choi Hyun” adlı destroyerini tanıttı ve bazı analistler, bu geminin kısa menzilli taktik nükleer füzelerle donatılmış olabileceğini öne sürdü.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre teorik olarak, iki Kore hala savaş halindedir, çünkü 1950-1953 yılları arasında aralarında çıkan savaş bir barış antlaşmasıyla değil, ateşkesle sona erdi.

Pyongyang ve Seul arasındaki ilişkiler yıllardır en düşük seviyesinde. Geçen yıl Kuzey Kore birçok balistik füze fırlattı.