Özgürlük Filosu: İsrail, gemileri ele geçirme hazırlıklarına başladı

Aktivistlerden biri "Bizim beklentilerimize göre Türkiye satın alınmayacak ve böylece yelken açacağız" dedi

Toplam 12 ülkeden çok sayıda sivil toplum kuruluşunca oluşturulan Uluslararası Özgürlük Filosu Koalisyonu, Gazze'ye insani yardım götürmesi planlanan Akdeniz gemisinde hazırlıklarına devam ediyor (AA)
Toplam 12 ülkeden çok sayıda sivil toplum kuruluşunca oluşturulan Uluslararası Özgürlük Filosu Koalisyonu, Gazze'ye insani yardım götürmesi planlanan Akdeniz gemisinde hazırlıklarına devam ediyor (AA)
TT

Özgürlük Filosu: İsrail, gemileri ele geçirme hazırlıklarına başladı

Toplam 12 ülkeden çok sayıda sivil toplum kuruluşunca oluşturulan Uluslararası Özgürlük Filosu Koalisyonu, Gazze'ye insani yardım götürmesi planlanan Akdeniz gemisinde hazırlıklarına devam ediyor (AA)
Toplam 12 ülkeden çok sayıda sivil toplum kuruluşunca oluşturulan Uluslararası Özgürlük Filosu Koalisyonu, Gazze'ye insani yardım götürmesi planlanan Akdeniz gemisinde hazırlıklarına devam ediyor (AA)

Aralarında Türkiye'den İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) da yer aldığı çok sayıda uluslararası sivil toplum kuruluşunun (STK) oluşturduğu Özgürlük Filosu Koalisyonu, dünya basınının ilgisini çekiyor. 

Türkiye'den Gazze'ye yardım taşıyarak İsrail'in deniz ablukasını kırmayı hedefleyen koalisyonu son olarak ABD'nin Washington Post gazetesi haberleştirdi. 

Mayıs 2010'da benzer bir girişimin Mavi Marmara saldırısıyla sonuçlandığı, İsrail ordusunun 10 aktivisti öldürdüğü ve bu olayın Türkiye'yle İsrail arasında diplomatik krize yol açtığı hatırlatıldı. 

İsrail'in Filistinlileri yardımlardan nasıl mahrum bıraktığını Gazze Savaşı'yla birlikte tüm dünyaya anlatmak isteyen aktivistlerin 14 yıl sonra yeniden harekete geçtiği bildirildi. 

Yeni filoda, en az 5 bin tonluk yardım taşıyan bir yük gemisinin de bulunacağı belirtildi.

Filonun bugün yola çıkmasının planlandığı ama Türkiye'deki yetkililerin henüz onay vermediği bilgisi de haberde yer aldı. 

Koalisyonda yer alan önemli isimlerden emekli ABD askeri ve eski diplomat Ann Wright'la geçen hafta konuşan gazete, onun "Gemiler hazır, top Türkiye'deki liman yetkililerinde" mesajı verdiğini aktardı. 

Tuzla'daki özel bir tersanede hazırlıklarını sürdüren Akdeniz gemisinde cuma günü düzenlenen basın toplantısı da haberde yer buldu.

Almanya, Malezya, Filistin, Norveç, Arjantin, İspanya, Kanada ve Güney Afrika'dan çok sayıda aktivistin katıldığı toplantıda konuşan Filistin ve ABD yurttaşı insan hakları avukatı Huwaida Arraf şu ifadeleri kullandı:

Hükümetlerimiz şimdiye kadar hiçbir şey yapmadı ama biz hemen harekete geçmeleri için şimdi onlara sesleniyoruz: Uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerinizi yerine getirin, İsrail'in Gazze'ye gidecek filonun güvenli bir şekilde geçmesine izin vermesini talep edin.  Bizim beklentilerimize göre Türkiye satın alınmayacak ve böylece yelken açacağız. Bundan aşağısı Gazze'nın yasadışı ablukasıyla işbirliği anlamına gelir ve biz bunun Türkiye hükümetinin yapacağı bir şey olduğunu düşünmüyoruz. 

Washington Post, İsrailli Kanal 12'nin cumartesi günkü haberinde filoya yönelik "güvenlik hazırlıklarının" başladığını ve gemilerin ele geçirilmesinin de planlar kapsamında olduğunu bildirdiğini aktardı. 

İHH'nin İsrail tarafından terör örgütü olarak görüldüğü ancak STK'nın suçlamaları reddettiği belirtildi. 

İsrail, Gazze'deki Hamas gibi örgütlere silah gitmemesi için denizden abluka uyguladığını öne sürüyor. Bu duruma karşı çıkan insan hakları aktivistleriyse bir toplu cezalandırma politikası sergilendiğini ve yapılanların savaş suçu teşkil ettiğini savunuyor. 

Independent Türkçe, Washington Post, AA 



İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
TT

İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)

İngiltere hükümeti tarafından bugün yapılan bir açıklamada, polislerin suçluları yakalamak için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artıracağını duyururken bu teknolojinin kullanımını denetlemek üzere yeni bir kurum kurulmasını önerdi.

Bu teknoloji, son iki yılda yüz tanıma teknolojisini kullanarak tecavüz, aile içi şiddet ve şiddet suçları dahil olmak üzere bin 300 tutuklama gerçekleştiren Metropolitan Polisi tarafından halihazırda kullanılıyor.

Ancak, İngiltere merkezli sivil özgürlükler örgütü Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasının ciddi bir mahremiyet ihlali olduğunu belirtti.

Avrupa'daki yasaların halkı toplu yüz tanıma gözetiminden koruduğunu söyleyen Big Brother Watch’a göre ancak İngiltere, demokratik dünyadan ayrı bir ülke ve burada halk artık bu kameralar tarafından izleniyor ve neredeyse her gün şüpheli muamelesi görüyor.

Metropolitan Polisi, futbol maçları gibi büyük etkinliklerde, izleme listesindeki kişileri tespit etmek için canlı yüz tanıma teknolojisini halihazırda kullanıyor.

Polis Bakanı Sarah Jones yaptığı açıklamada, yüz tanıma teknolojisinin DNA eşleştirmesinden bu yana suçluları yakalamaya yardımcı olan en büyük atılım olduğunu söyledi.

Jones, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu teknoloji, sokaklarımızdan binlerce tehlikeli suçluyu uzaklaştırmaya yardımcı oldu ve polisin güvenliğimizi sağlamasına destek olmak için muazzam bir potansiyele sahip.”

Hükümet, teknolojinin faydalarını ve gizlilik koruması da dahil olmak üzere halkın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri incelemek üzere on haftalık bir danışma süreci başlatacağını açıklarken polisin yüz tanıma ve benzeri teknolojileri kullanımını denetlemek ve düzenlemek için tek bir kurum oluşturulmasını önerdi.


Rubio: ABD, Nijeryalılara vize vermeyi kısıtlayacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)
TT

Rubio: ABD, Nijeryalılara vize vermeyi kısıtlayacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın ülkeyi Hristiyanlara zulmetmekle suçlaması ve askeri müdahale tehdidinde bulunmasının ardından, ABD'nin Nijeryalılara vize kısıtlaması getireceğini söyledi.

ABD, insan hakları ihlalleri nedeniyle Nijerya vatandaşlarına zaten vize kısıtlamaları uyguluyor ve Trump, özellikle gelişmekte olan ülkelerden gelenlere verilen vize sayısını önemli ölçüde azalttı.

Rubio dün yaptığı açıklamada, ABD'nin "din özgürlüğü ihlallerini yöneten, yetkilendiren, destekleyen, katılan veya gerçekleştiren" kişilere vize verme yetkisini kısıtlayacağını belirtti.

Bu önlemi, "Nijerya ve yurt dışında radikal İslamcı teröristler, Fulani milisleri ve diğer şiddet yanlısı aktörler tarafından Hristiyanlara yönelik toplu katliamlara ve şiddete yanıt olarak atılmış kararlı bir adım" olarak nitelendirdi.

Trump, geçen kasım ayında sosyal medyada, Amerika Birleşik Devletleri'nin Hristiyanların öldürülmesine karşı Nijerya'da askeri müdahalede bulunmaya hazır olduğunu duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre üst düzey bir Nijerya heyeti yakın zamanda Washington'u ziyaret ederek, Amerika Birleşik Devletleri ile "güvenlik iş birliğini güçlendirmeye" hazır olduğunu açıkladı.


Moskova: Barış umutları ne ilerliyor ne de geriliyor

Devlet Başkanı Putin, sağında Yuri Ushakov ve Kirill Dmitriev ile birlikte dün Moskova'da Witkov ve Kushner ile görüştü (Sputnik- AFP)
Devlet Başkanı Putin, sağında Yuri Ushakov ve Kirill Dmitriev ile birlikte dün Moskova'da Witkov ve Kushner ile görüştü (Sputnik- AFP)
TT

Moskova: Barış umutları ne ilerliyor ne de geriliyor

Devlet Başkanı Putin, sağında Yuri Ushakov ve Kirill Dmitriev ile birlikte dün Moskova'da Witkov ve Kushner ile görüştü (Sputnik- AFP)
Devlet Başkanı Putin, sağında Yuri Ushakov ve Kirill Dmitriev ile birlikte dün Moskova'da Witkov ve Kushner ile görüştü (Sputnik- AFP)

Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD başkanlık temsilcisi Steve Wittkoff ve ABD Başkanı'nın damadı Jared Kushner arasındaki görüşmelerin sonunda Moskova, Ukrayna'da barış umutlarının "ilerlemediği, ancak geri de gitmediği" görüşünü savundu.

Bu açıklama, Rusya Devlet Başkanı'nın uluslararası politika danışmanı Yuri Ushakov'dan geldi. Ushakov, Rus ve Amerikan taraflarının anlaşmazlık noktalarında uzlaşmaya varamadığını doğruladı.

Kremlin, Rus-Amerikan müzakerelerinin taraflar arasındaki görüş ayrılıklarını gideremediğini iddia eden Batılı haberleri eleştirerek, Rus Devlet Başkanı'nın tutumuna bağlı kalmasının, Amerikalı mevkidaşı Donald Trump'ın çabalarını baltalamadığını öne sürdü. Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitry Peskov, "Başkan Putin, Ukrayna'da çözüm için Amerikan barış planını reddetmedi... Bu doğru değil" dedi.

Peskov, Rus-Amerikan müzakerelerinin iyi gittiğine inanarak, "tatmin edici bir çözüm arayışında bazı çetrefilli konuları ele almanın pratik ve doğal bir yol olduğunu" belirtti.

Bu arada, dün Brüksel'de Batılı askeri ittifakın savunma bakanlarının katıldığı bir toplantıda konuşan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, "Barış görüşmeleri devam ediyor, bu iyi, ancak ne zaman sona ereceklerini bilmesek bile, görüşmeler devam ederken dikkatli olmalıyız" dedi. Rutte, amacın Ukrayna'yı "savaşmaya devam edebilecek en güçlü konumda" olacak şekilde desteklemek olduğunu ifade etti.